Avatar
Ali Rıza Özdemir

Sivas Katliamı’nın cevaplanmayan soruları

featured

Sivas’ta Madımak Oteli’nin ateşe verildiği, insanlar diri diri yakıldığı gün daha lise çağlarında bir delikanlıydım. İkindi vakti eve girip televizyondan olanları öğrendiğimde kanım donmuştu.

Madımak Oteli kuşatılmış, içindeki insanlar sekiz saat boyunca yardım beklemiş, güvenlik görevlileri yardıma gelmemiş, sonuçta olan olmuş, insanlar diri diri ateşe verilmişti.

O günkü açıklamalar halen mıh gibi aklımda.

Dönemin cumhurbaşkanı Demirel, “Halkla güvenlik güçlerini karşı karşıya getirmeyiniz” diyerek devlet adamlığına yakışmayan bir sorumsuzluk göstermişti.

Başbakan Tansu Çiller, “Çok şükür, otel dışındaki halkımız bir zarar görmemiştir” diyerek aklımızla alay etmiş, haydi daha açık konuşalım, alenen küfretmişti.

Ertesi gün arkadaşlarımla o dönemde yeni yeni açılmaya başlayan Alevi derneklerinden birine gidip, Erzincan’dan Sivas’a yürüyüş yapmamız gerektiğini ifade etmiştik. Gençtik ve öfkeliydik. Destek beklerken dernek başkanı rahmetli Binali Ardıç’tan tatlı sert bir nasihat dinlemiş, geri çevrilmiştik.

Sonra, katliam üzerinde düşünmeye başladık. Çok sayıda soru, aklımızı meşgul etmeye başladı. Cevaplanmayan o kadar çok soru vardı ki! Bütün bu tali sorular, bizi ana sorumuza ulaştırmaktaydı: Bunların hepsi bir tesadüf müydü?

***

Aradan saymaya usandığımız yıllar geçti, halen bazı sorular havada, cevabını bekliyor. Yıllardır sayısız kere soruldu oysa bu sorular… Ancak hiçbiri tatmin edici şekilde cevaplanmadı.

Biz, havada kalacağını bilmek pahasına bir daha soralım.

* Pir Sultan anmalarından birkaç gün önce neden sayısız tarikatçı Sivas’a taşındı?

* Bu tarikatçıları kimler taşıdı ve buna kimler sessiz kaldı?

* Bu olağanüstü yığılmaya veya olayların çıkacağına dair bir istihbarat elde edilmemiş miydi?

* Katliamdan hemen birkaç gün önce ilin farklı noktalarında terör olaylarının meydana gelmesi, özel harekât birliklerinin bu bölgelere aktarılması ve şehir merkezinde özel harekât birliklerinin bırakılmaması bir tesadüf müydü?

* Güvenlik güçleri (polis ve asker) neden sekiz saat boyunca olaylara müdahale etmedi?

Bu can alıcı sorular, özellikle son soru katliamın arkasındaki gücün açıklanmasında kilit role sahip.

Aradan yıllar geçmesine rağmen bu sorular halen cevapsız…

***

Sivas katliamının ardından sormamız ve cevaplanması gereken başka sorular da var. Bunları yıllardır kendi aramızda konuştuk, sorduk, ancak açıkça ifade etmedik. Artık Türk kamuoyuna açıkça sormak gerekiyor.

* Her yıl Pir Sultan’ın köyünde yapılan etkinlikler, neden o yıl kent merkezine alındı?

* Bütün hayatı ve mücadelesi, Allah-Muhammed-Ali sevgisi üzerine kurulu olan Pir Sultan’ı anma etkinliklerine Pir Sultan’la ilgili herhangi bir çalışması olmayan Aziz Nesin’in çağırılmasındaki maksat neydi?

Sonuncu soru şu bakımdan önemli: Aziz Nesin o günlerde kanal kanal gezerek Selman Rüştü’nün Şeytan Ayetleri kitabını Türkçeye çevireceğini bas bas bağırıyor, toplumla kavga ediyor ve bir kesimin sinir uçlarına dokunuyordu. Bunu bile isteye yapıyordu, çünkü çevirip yayımlasa, konu bu kadar gündeme gelmeyecekti.

***

İnsanlar dilediklerine inanırlar veya inanmazlar. Bu kişisel bir tercih meselesidir. Dine veya dinsizliğe yönelik birtakım eleştiriler yapılır, yayınlar çıkarılır. Bunlar olağan şeyler. Tarih boyunca olmuş, bugün de var, bundan sonra da olacak. Bu bağlamda bir kişinin dilediği konuda kitap yazması veya çeviri yapması en doğal hakkıdır. Özetle, bunların konuşulması bile gereksizdir.

Burada iki konunun altını çizmek istiyorum.

Birincisi, Aziz Nesin’in oturup kitabı çevirmek yerine bunu kanal kanal gezip anlatması. Kanallarda şiddetli tartışmalara girişmesi. Bir kesimin sinir uçlarına dokunması.

İkincisi ise Alevilikle ilgisi olmayan, Pir Sultan konusunu çalışmayan, ateist olduğunu alenen ifade eden birinin neden Pir Sultan anmalarına davet edilmesi

(Bu bağlamda ifade etmek gerekir ki, ateizm ve deizm gibi düşünceler ile Aleviliğin iç içe hatta aynı şeylermiş gibi gösterilmesi büyük bir hatadır ve açık bir kasıt taşımaktadır. On yıllardır yapılan bu yanlışa artık meydan vermemek gerekir.)

***

Özetle, Sivas’ta beş benzemez (!) bir araya getirildi, bir yap-bozun parçaları gibi birleştirildi. Bir katliamın yaşanması için gerekli olan zemin kusursuzca hazırlandı. Sonuçta Sivas’ta insanlık tarihine utançla geçen bir katliam yaşandı.

Sorular mı?

Onlar aslında cevapları içinde saklı olan ama bir türlü cevaplanmayan sorular…

Sivas Katliamı’nın cevaplanmayan soruları

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

6 Yorum

  1. Sıvas valisi Ahmet Karabilgin ‘in bu katliama karışanlar kadar da mı suçu yok? Yargılanmadı bile. Sekiz sat boyunca tedbir almamak ne demek? Sıvas davası dosyası açılıp niçin yeniden yargılama yapılmıyor?

  2. 6 Temmuz 2020, 20:46

    Aziz Nesin davet edildigi icin gitti.Sucu yobaz karanlik güclerin ellerinden alma girisimi kime hizmet eder.Sayin yazar o dönemi yanlis hatirliyor,Aziz Nesin medyada denildigi gibi dolasmiyordu.Laikligi savunamayanlar,gericilerin propagandasini yapiyor.

  3. 3 Temmuz 2020, 22:35

    Bu ülkede zaten akıllı adam zor yetişiyor, yetişeni de yakıyoruz!
    Zamanın da şu kalabalığı tek tek sürselermiş ülkeden şuan gençler için harika bir ülke olacaktı güzel ülkem..
    Bunlar hem insanları yakıp hem müslüman Türkiye diye bağırıyorlar.
    Siyasal Islam ABD nin bir Eseridir. Siyasal islamcılardan kurtulmak dileğiyle.
    Türkiye cumhuriyeti devletinin en büyük düşmanı bunlardır.
    Kahrolsun laiklik sesleri insana bıçak gibi saplanıyor sanki.
    Bakın menemen olayı, hepsi Allahu Ekber diyerek can aldılar.
    Ne kadar aptalca şeyler yüzünden bu ülke neler çekti… Hâlâ daha aynı şeyler. 20 yıl önceki şeylere bakıp nasıl pişman okuyorsak, 20 yıl sonra bugüne bakıp tekrar pişman olacağız. İbret almadıkça tekerrür etmeye devam edecek.
    Yani şu olayın savunulacak tek bir tarafı yok. Bu olaya karşı “Ama” ile başlayan cümleler benim için yok hükmündedir. Protesto, gösteri haktır ama kimse kimsenin canına kast edemez.
    Kılıçdaroğlu’na saldırmak isteyen yobaz grupla Madımak olayında ki grup aynı. Sadece isimler farklı – Hala değişen bir şey yok.
    MARAŞ, ÇORUM, MADIMAK nedense hep aynı eller tarafından belirli bir Kitleyi hedef almakta. “Yeṣil kuṣak” örgütlenmesi ABD’nin kirli iṣler projesiydi. “Gençliği, ABD’nin Yeşil Kuşak projesine hizmetle geçenler, bu sözleri anlayamaz!” Tarihin en kullanışlı ahmakları: “Yeşil Kuşak” Tüm bu planların uygulanılması için, ellerinde büyük bir kullanışlı ahmaklar güruhu vardı. devasa bir kullanışlı ahmaklar ordusu kurulmuştu.

  4. çok teşekkürler sonunda doğruları korkmadan yazan bir büyüğümüz var, ellerinize sağlık.

  5. O günlerde bu basit soruları kendime sordum. Fakat yönetici oligarklar nasılsa sormayı akıl edememiş.(!) Bizler sessiz yığınlarız. Bizler insan değiliz ki olagarkların gözünde. birer sayıdan ibaretiz..

  6. Ali Rıza abicim. yazdıklarınız kesinlikle sorgulanması gereken şeyler. kardeş kavgası isteyenlerin kurgulamış olduğu bir katliamdır bu.

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!