Avatar
Ceyhun Balcı

İktidar bunu hep yapıyor

featured

Ceyhun Balcı yazdı…

Dün akşamüstü bir eczacı dostla kısa süreli söyleştik. İlâçlara yapılan son zamlar da ilâç darlığına umar olmamış öğrendiğime göre. Hatta, eczacı dost kimi ilâç üreticilerinin/sağlayıcılarının artık gangrene dönüşen bu durum karşısında Türkiye’den çekilmeyi düşündüklerinden söz edince ürperdim.

“Giderlerse gitsinler!” meydan okumasının ilâç ayağında yaşananların Türkiye’yi sürüklediği nokta diyelim.

İlâç ve tıbbi gereç endüstrisinde yabancı payı üst düzeyde.

Her ne kadar iktidar yerli ve milli söylemini her fırsatta kullansa da gerçek oldukça farklı.

Anımsayalım!

On yılı aşkın zaman önce Dr Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü bir kalemde kapatıldı. Parasıyla değil mi? Aşıysa aşı, başka gereklilikse o gereklilik. Alırız kullanırız denmişti. Aşı üretme yeteneğinin yok edilmesinin acısını salgın sırasındaki deneyimle yaşamış olduk.

Biraz daha öncesinde hem SSK’nin hem Türk Silahlı Kuvvetleri’nin sınırlı da olsa ilâç üretme yetenekleri vardı. Geliştirilmeye açık yeteneklerdi. Onlardan da öngörüden ve akılcı yaklaşımdan yoksun şekilde vazgeçildi.

İlâç ve tıbbi gereç üretiminde yer alan özel sektörün anamal yapılarının da hızla değiştiğine ve yabancı ellere geçtiğine tanıklık edildi.

Eczacı dostla söyleşimizin üstüne iktidarın TBMM’ye bir yasa tasarısı sunduğunu okudum basından. Her zaman olduğu gibi her telden çalan bir tasarı. Torba yasa da denebilir.

Ana başlıklarına değinmekte yarar var.

EBELER İŞBAŞINDA

Ebeler öteden beri sağlık ordusunun önemli öğelerinden olagelmiştir.

Tasarıda yer alan bir düzenlemeyle ebelerin normal doğum süreçlerine daha etkin katılması amaçlanmış gerekçeye bakılırsa.

Bir süredir (haklı nedenlerle) sağlık yönetiminin “normal doğum”u öncelediğini biliyoruz. Ebelerin sürece eklenmesi neden dün değil de bugün akıl edildi?

Şeytan ayrıntıda gizlidir derler.

Buradaki şeytan TUS (Tıpta Uzmanlık Sınavı) tercihlerinde gizli.

Son yıllarda kadın hastalıkları ve doğum ile çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanlık dallarına ilgi belirgin şekilde düşmekte. Bu düşüşün, adı anılan uzmanlık dallarındaki hizmeti aksatmaması ve eksiltmemesi olanaksız.

Ebeler akıl edilerek ve işe koşularak soruna çözüm aranıyor.

Hekim yoksa ebe var bir bakıma geri gidiş değil mi sorusunu sormuş olalım.

İLACA ERİŞİM

Kimi ilâç üreticilerinin ortamdan çekilmesi olasılığını göz önüne alan iktidar tasarıyla vatandaşın ilâçtan yoksun kalmaması için kendince önlem almış.

Üretilecek ve ortama sunulacak ilâçlar bir an önce hastayla buluşturulacakmış. Bu arada, sağlık bakanlığının ilâç üzerindeki analizleri sürdürülecekmiş.

Etken madde niceliği ve kullanıma uygunluk gibi son derece önemli başlıkları içeren bu analizlerden olumsuzluk çıkmayacağından emin olan bakanlık yasal düzenlemeyi bu şekilde yapmakta sakınca görmemiş anlaşılan.

Çoğu zaman olduğu gibi kervan yolda düzülecek.

SAĞLIKTA DÖNÜŞÜM TEPETAKLAK

Kabul edelim ki sağlıkta yapılanlar 20 yılı aşan iktidarın önemli ekmek kapılarından birisi oldu.

Cicim ayları geride kaldı.

Oy devşirme kapısı olan sağlık iktidar için saatli bombaya dönüştü.

Doktora ve ilâca erişimin cüzdanınızın şişkinliğiyle orantılı bir serüvene dönüştüğü günümüzde sağlık güvencesinin de her geçen gün aşındığı gözlemlenir oldu.

Bu aşınmanın dayanaksız olmadığını vurgulamak bakımından bir sayısal bilgi vermekte yarar var.

Bundan yaklaşık 10 yıl önce sayısı 64 bin olan Tamamlayıcı Sağlık Sigortası (TSS) poliçelerinin günümüzde 3.5 milyona yaklaşmış olması üzerinde durulmayı gerektirir.

Satın alma gücünü koruyan katmanların devletin en temel görevi olan sağlık güvencesinden umutlarını kestikleri ve sağlığa erişimde başka seçeneklere yöneldiklerini saptamak abartı olmasa gerektir.

İktidar hep yaptığı gibi son torba yasa tasarısıyla öngörüden, akılcı, bilimsel yaklaşımlardan ve elbette danışmanlık yardımından yoksun uygulamalarının bir kez daha duvara çarpması sonrasında nokta atışlarla durumu düzeltme çabası içindedir.

“Şeriata karşı olmak İslâm’a karşı olmaktır!”

“Yerel yönetimle merkezi yönetim uyumlu (aynı partiden) olmalıdır. Bakın Hatay’a! Hizmet alabildi mi?”

Yukarıdaki sözler boşuna söylenmiyor!

Dağları aşan sorunları aşmak olanaksızlaşınca, toplumu söze boğmanın umar olduğu bir dönemde yaşıyoruz.

İktidar bunu hep yapıyor

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

3 Yorum

  1. Kiymetli Ceyhun Bey,
    mevcut idare askeri hastaneleri kapatarak saglik sistemine ilk büyük darbeyi vurmustu. Dediginiz gibi TSK ve SSK ilac üretebilen kurumlardi. Ordu Ilac Fabrikasi benim cocuklugumda bir cok ilaci üretiyordu.
    Sekiz ay önce bir torunumuz oldu, Almanya’da normal dogum ile sancilar cekilerek bebek Dünya’ya geldi. Ebe is basindaydi ve dogumdan sonra da eve düzenli gelerek anneye destek oldu. Annenin sorularini yanitladi ve annenin yapamam korkusunu yenmesini sagladi.
    Bizimkiler ise eleman eksigini kapatmak icin Ebelik müessesini yeniden kesfediyor.
    Saglikli günler dileklerimle.

  2. 6 Şubat 2024, 17:33

    Umarım bu gerçekleri toplum görür ve gereğini yapar.Ama nerdeee?Korkarım sonuçlar alındıktan sonra”Takdiri ilahi”ye bağlayacaklar işi.
    Uyan ey halkım uyan! Atı alan Üsküdarı geçecek ama can; canlıktan çıkacak.
    Gün ola,harman ola…

  3. 6 Şubat 2024, 17:19

    yine söylüyorum. Cumhuriyetimiz’den önceki Türk devletleri de hep bu nedenlerle yani kötü ve menfaatçı yöneticilerden dolayı yıkılmıştır.

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!