Avatar
İsmet Hergünşen

Kaotik düzende Irak

featured

İsmet Hergünşen yazdı… 

İran ve İsrail’in karşılıklı hava saldırıları, Ukrayna ve Gazze Savaşları, terörizm ve radikal dinci akımlar, Türkiye’nin güvenlik hedeflerini her şeyin üstünde tutmasını zorunlu kılmaktadır.

Barış ikliminin egemen kılınması hem ülkemiz hem de bölgesel ve küresel istikrar ve güvenlik açısından altın değerindedir. 

Jeopolitik konumu ister istemez, Türkiye’yi birtakım taahhütlere sürüklemektedir.

Demografik, ekonomik ve askeri tahribatlara yol açan Stratejik Derinlik ekseninde sürdürülen politikadan vazgeçilmesiyle, gayret içeren denge siyaseti tekrar politik ve stratejik köprü durumuna getirmek üzeredir.

Zaten, Türkiye’nin milli güvenlik politikasını yönlendiren temel ilke, Atatürk’ün “Yurtta barış, dünyada barış” vecizesi değil midir? 

Atatürk Türkiye’si Türk-Yunan sorunlarından Musul meselesine, Hatay’dan Boğazlar konusuna kadar birçok meseleyi diplomasi yoluyla barışçı şekilde çözüme kavuşturmuştur. 

Dönemin şartları ışığında barışa verilen önem, gerçekçi diplomasinin en çarpıcı örneklerindendir.

Türkiye; ulusal birliğinin ve uluslararası antlaşmalardan doğan hakların korunması ve kollanması ilkesinden hareketle, öncelik komşuları olmak üzere tüm ülkelerle dostluk ve iş birliği temelinde iyi ilişkiler kurmak durumundadır.

İşletilecek diyalog mekanizmaları, güven ortamı başta olmak üzere diğer açmazların çözüme kavuşturulmasına zemin hazırlayabilecektir.

Orta Doğu’nun önemli paydaşlarından biri olan Irak ile yüksek strateji seviyesinde başlatılan mekanizma, önümüzdeki dönemin belirleyicilerinden biri olacaktır. 

8 yıl süren İran-Irak Savaşı, Kuveyt işgali ve sonrasında Körfez Savaşı ile Saddam Hüseyin’in devrilmesi, ABD’nin işgali Irak’ın kaderini belirlemiştir. 

Kitle imha silahlarına ulaşmak, bölgedeki terör gruplarını tasfiye etmek, petrol altyapısını güvenceye almak ve bölge ülkelerine model olabilecek bir Irak yaratılması mümkün olmamıştır.

Neticede; İsrail’in çevresinde yer alan ülkelerin kontrolünü sağlamaya yönelik Büyük Ortadoğu Projesi’nin ilk adımı olan Irak da gelinen durum etnik, dini ve mezhepsel bölünmüşlüktür.

Ülkemiz, 1984 yılında Şemdinli olaylarından beri bölücü örgüt PKK’nın hedefindedir.

Körfez Harekâtı sonucunda otorite boşluğundan yararlanan bu örgüt, sözde müttefiklerin himayesinde Irak topraklarında genişleyen bir yapıda üstlenerek sayısız saldırılarına o gün bugündür devam etmektedir.

Terörist saldırılardan Irak iç dinamiklerinin fayda sağladığı da bir gerçektir.

Toprak bütünlüğü temelinde uluslararası hukuktan doğan haklar kullanılarak sınır ötesi harekatlara girişilmiş olunsa da, eli kanlı örgütün bu ülkeden topyekûn yok edilmesi mümkün olmamıştır. 

İklim krizi ve yetersiz su kaynaklarına rağmen var olan antlaşmalara sadık kalınacak şekilde su ihtiyacının karşılanmasında Türkiye üzerine düşeni yapmaktadır. 

Irak’ın da yapması gereken barajlarını iyileştirerek ve altyapı tesislerini yenileyerek su politikasını doğru yönetmesidir. 

Küresel petrol ihracatına yönelik en önemli kapı Kerkük Yumurtalık Petrol Boru Hattı’nın açılması, Irak ekonomisine önemli girdi sağlayacaktır.

İmzalanan Kalkınma Yolu Projesi, Körfez üzerinden denizden Basra’ya, oradan da karayolu ve demiryolları ile Irak ve Türkiye’yi birbirine bağlarken, Avrupa’ya uzanan küresel anlamda önemli bir ticari koridor oluşturabilecektir. 

Türkiye’nin dışarıda bırakıldığı ve Gazze Savaşı ile ilintili olan Hindistan-Orta Doğu-Avrupa Ekonomik Koridoru projesinden daha kısa daha az maliyetli ve daha emniyetli olabilecek özellikler taşımaktadır. 

Gerçekleşmesinin tek yolu, sürdürülecek güvenlikçi politikalardır.

Kurulacak Ortak Harekât Merkezi PKK başta olmak üzere diğer terör faaliyetlerinin Irak topraklarından yok edilmesi ve sınır geçişlerinden düzensiz göçün önlenmesi açısından bir fırsattır. 

Irak merkezi hükümeti ile atılan adımların aynı zamanda Irak Türkmenlerine olumlu yansıması beklenmelidir.

Yapıcı gayretler içeren diyaloglar ve içinde bulunduğu durumu dikkate aldığında, ortaya konulan siyasi iradeden Irak’ın yan çizmeye hakkı yoktur.  

Her iki ülke beka ve refahına ilave katkı sağlayabilecek yeni durumun, Orta Doğu’ya olumlu yansıması ve Gazze Savaşı’nın kısa sürede sonuçlanmasına neden oluşturması bile beklenmelidir.

Son sözse; Suriye’ye..!

Türkiye Irak yakınlaşmasından istifade edilmelidir.

Kaotik düzende Irak

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

2 Yorum

  1. 28 Nisan 2024, 20:17

    Dile getirdiginiz gibi ulkemiz icin ideal olan mevcut hasas cografyada sorunlari bariscil yolllardan cozmektir. Ancak ayni savunma paktinda bulndugumuz teoride dost gorunen ulkeler masalari kanaliyla hasmani davranislarda bulunmaktan kacinmamamktadir.Ulkemizin bekasi icin tek care;yerli savunma sanayimizi siyasetin disinda degerlendirip guclu olmaktir

  2. 28 Nisan 2024, 00:04

    Komsularımiz ile yakinlasma politikamız her durumda devam etmelidir.
    Doğru tespit.

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!