Zorunlu aşı üzerine

featured

Dr. Ceyhun Balcı yazdı…

Salgında gelinen evrede aşıya odaklanmak kaçınılmaz. Şu anda ortada olan, aşısızların salgını gerçeğidir. Hastalığa yakalananlar, hastalığı ağır geçirenler, yoğun bakıma ve sonunda tanımsız üzüntü kaynağımız olan toprağa düşenler. Hemen tümü aşısızlardan, aşı programını tamamlamayanlardan ya da anımsatma dozunu yaptırmayanlardan oluşuyor.

Bugün için aşı darlığından söz edilemeyeceğine göre aşı karşıtlığı/kuşkuculuğu önde gelen sorun olarak öne çıkıyor. 

Bu durumda “aşı zorunlu olmalı mı?” sorusunun usa gelmesi kaçınılmaz. Ülkemizden ve Avrupa’dan yargı kararlarını paylaşarak bu tartışmaya ışık tutmak yararlı olacaktır. 

Türkiye yakın geçmişte çok başarılı aşılama kampanyalarına imza atmış bir ülke. Bu başarının koruyucu hekimliğin ve toplum sağlığının öncelendiği yıllarda elde edilmiş olduğunu unutmamak gerekir. Daha önceki yazımda vurgulamaya çalıştığım gibi 1930 tarihli Umumi Hıfzıssıhha Kanunu aşılamaya özel önem veren ve örneğin çiçek aşısını zorunlu tutan bir yasadır.[1] Şu anda yürürlüktedir. Otuzlu yılardaki çiçek hastalığının yerine günümüzde Covid 19’u koyabiliriz. 

“Bırakınız yapsınlarcı” neoliberal kıskaçtaki Türkiye’de aşı zorunluluğunu konuşmanın bile son derece güç bir iş olduğu oldukça açık. Hemen her gün “aşılanın” diyerek yalvar yakar olan sağlık ve ülke yönetiminin geçtiğimiz günlerde İstanbul Maltepe’de düzenlenen “aşı karşıtı buluşma” karşısındaki edilgenliği ve sessizliği ibretliktir.

ANAYASA MAHKEMESİ’NİN AŞI KARARI 

Otuz beş yılı aşan hekimlik yaşamımda özellikle çocukluk çağı aşıları konusunda “aşı reddi” olgusuna rastlamadım desem yalan olmaz. Böyle bir kapıyı açık tutmadığınız sürece kimsenin aklına bu kapıdan girmek gelmez. Anayasa Mahkemesi, 2015 yılında adının önünde hukukçu unvanı bulunan bir kimsenin başvurusuna üzerine verdiği kararla “aşı reddi” kapısını açmış oldu. 

AYM’nin açtığı kapıdan girenler : 

·       Bu kapıdan ilk girenler çocuklarını bulaşıcı hastalıklardan koruyan çocukluk çağı aşılarını yaptırmaktan kaçınan ana-babalar oldu. Bu kapıdan son olarak 30 bine yakın kişinin girdiği yansıdı kayıtlara. 

·       Açık kapıdan son girenler günümüzde Covid 19 aşılarını yaptırmaktan kaçınanlar oldu. Dünyada ve Türkiye’de Covid 19’a karşı geliştirilen aşılar çoğunlukla kabul gördü. Böylelikle çoğunluk toplum sağlığıyla ilgili sorumluluğunu yerine getirmiş oldu. Sayıları daha az da olsa aşılanmayanlar öncelikle kendilerini ama toplamda tüm toplumu riske sokan bir sorumsuzluk sergilemiş oldular. 

İlk grubu oluşturan analar-babalar kendileriyle ilgili karar alacak bilinçten yoksun çocukları için onların sağlığını tehlikeye atan tutum almış oldular onları aşılatmayarak. Covid 19 aşılarına karşı duranlar da salgının söndürülmesi yolundaki çabaları baltalamış oldular. Her iki gruba da “vicdanınız rahat mı?” sorusunu yöneltmeyi kaçınılmaz görev sayıyorum. 

AYM’nin bu kararı yüksek yargı organının yeterli bilirkişilik yardımı almadan verdiği bir yanlış karar olarak geçmiştir tarihe. Bu durum, bugün yaşadıklarımız göz önüne alındığında iyice belirginleşmiştir.

Böylesi bir yanlışlık karşısında ülkemizi yönetenlerin sessizliği ve edilgenliği konusunda da birkaç çift söz söylemeden geçemeyiz. AYM kararı sonrasında ortaya çıkan karmaşayı giderecek yasal düzenleme yapmak yerine oralı olmamayı seçen yöneticilerimiz bugünlerde kendisini gösteren ve gücünü koruyan aşı karşıtlığından da sorumlu olduklarını bir an olsun akıllarından çıkartmamalıdırlar. 

Anlaşıldığı kadarı ile hükümetimiz arka bahçenin güllerinin dikeninden çekinmektedir. Bir yandan salgın son bulsun ve ekonomi soluklansın düşüncesi içindeyken diğer yandan da oy avcılığı anlayışının tutsağı olmaktan kurtulamamaktadırlar. Bir çift söz de Abdurrahman Dilipak ile aynı çizgiye düşen ilerici(!) görünenlere. Aşı tartışmaları sırasında aldığımız tutumla “Hayatta en gerçek yol gösterici bilimdir!” sözü üzerinden sınanmış olduğumuzu bir an olsun unutmamalıyız.

AİHM’NİN AŞI KARARLARI

Diğer iki örneğimizden ilki Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kaynaklı. Mahkemeye yapılan başvuru Covid salgını öncesinde olsa da güncel duruma ışık tutması bakımından önemli. Çekya’da okul öncesi öğretimi için başvuran ana-baba çocuklarına çocukluk çağı aşılarını yaptırmaktan kaçınır. Buna bağlı olarak çocuk okula kabul edilmez. Sonrasında konu AİHM’ye taşınır. Konu toplum sağlığı ve çocuk olduğunda AİHM’nin duyarlılığının farklılaştığı görülür. Başka deyişle, içinde bulunduğumuz yüzyılda aşı zorunluluğunun gerekli olabileceğinden söz etmek yanlış olmaz bu karar ışığında.[2]

İkinci örneğimiz de AİHM’den ve çok daha güncel. Yunanistan hükümeti Covid 19 aşısını sağlık çalışanları için zorunlu tutunca kamu ve özel sağlık ortamından bir grup sağlık çalışanı AİHM’ye başvurarak söz konusu uygulamanın askıya alınması isteminde bulunmuş. AİHM hızlı kararıyla söz konusu istemi uygun bulmayarak Yunanistan’daki zorunlu aşı uygulamasını dolaylı olarak onaylamış.[3]

Bu arada, AİHM alanı dışındaki ABD’den de benzer bir uygulama kararı geldi. Bu karar, sağlık çalışanlarıyla sınırlı tutmuyor zorunlu aşıyı. ABD federal hükümetinin aldığı karardan yaklaşık 80 milyon kişinin bu kapsamda olduğu anlaşılıyor.[4]

Aşı karşıtı toplulukların sıkça öne sürdüğü “böyle bir salgın yok” ya da “bu kadar ölüm mevsimsel grip nedeniyle de oluyor” türünden söylemleri bir yana bırakmakta yarar var. İnsanlığın geçmişte de pek çok kez yaşadığı küresel salgınlardan bir başkasını yaşadığı kuşkusuzdur. Böylesi duyarlı koşullarda komplo kuramlarına yenik düşmek yerine eldeki biricik korunma ve salgınla baş etme gereci olan aşı konusunda düşülen ikilem karşısında ülkemizden ve Avrupa’dan yargı kararlarının yeterince aydınlatıcı ve yol gösterici olduğundan kuşku duyulabilir mi?

Akıl ve bilim dışı öğelere dayandırılan “aşı karşıtlığı” tiyatrosu bir an önce sona erdirilmeli. Küresel bir sorunla karşı karşıya olduğumuza göre tüm ülkelerin yargısıyla, yönetimiyle ve başkaca unsurlarıyla kararlı bir duruş sergilemesi kaçınılmaz görünüyor.

İki yargı organı! 

Üç karar!

Türkiye Cumhuriyeti Anayasa Mahkemesi toplum sağlığını gözetmekten uzak, akılcı ve bilimsel dayanaktan yoksun kararıyla “aşı reddi” kapısını açıyor. Kapıdan giren girene. Salgın hız kesmeden sürüyor. Aşısını yaptırarak toplum sağlığı yükümlülüğünü yerine getirenlere karşılık aşılanmamakta üsteleyerek toplum sağlığını hiçe sayanlara yargı kalkanı oluşturuyor.

AİHM ise, insan hakları duyarlılığını elden bırakmadan toplum sağlığını ilgilendiren yaşamsal konuda insan haklarının kamu sağlığını tehlikeye atmanın kılıfı olmasına izin vermeyerek adına yaraşır işlev görüyor.

KAYNAKLAR

[1]https://www.veryansintv.com/umumi-hifzissihha-kanununu-okuyan-var-mi

[2]https://theconversation.com/compulsory-vaccination-what-does-human-rights-law-say-167735utm_medium=email&utm_campaign=Latest%20from%20The%20Conversation%20for%20September%2015%202021%20-%202060520314&utm_content=Latest%20from%20The%20Conversation%20for%20September%2015%202021%20-%202060520314+CID_eedbc02a87cd7227f455dd6a6c3f7356&utm_source=campaign_monitor_uk&utm_term=Compulsory%20vaccination%20what%20does%20human%20rights%20law%20say

[3]https://theconversation.com/compulsory-vaccination-what-does-human-rights-law-say-167735?utm_medium=email&utm_campaign=Latest%20from%20The%20Conversation%20for%20September%2015%202021%20-%202060520314&utm_content=Latest%20from%20The%20Conversation%20for%20September%2015%202021%20-%202060520314+CID_eedbc02a87cd7227f455dd6a6c3f7356&utm_source=campaign_monitor_uk&utm_term=Compulsory%20vaccination%20what%20does%20human%20rights%20law%20say

[4]https://tr.euronews.com/2021/09/10/abd-baskan-sabr-m-z-tukeniyor-art-k-as-olun-dedi-cal-sanlar-icin-as-zorunlulugunugenisletutm_source=newsletter&utm_medium=${template_locale}&utm_content=abd-baskan-sabr-m-z-tukeniyor-art-k-as-olun-dedi-cal-sanlar-icin-aszorunlulugunu-genislet&_ope=eyJndWlkIjoiNTg5ZDAyZTRkMDU2MTQ3ZWVkZGE5OTY0MjI4NmMwMGEifQ%3D%3D

Zorunlu aşı üzerine

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

26 Yorum

  1. Papağan vari dünyadan bi haber sade suya tirit sığlıkta bi yaklaşım vay ki var..
    Söylenecek çok şey var ama ben sadece ” her sıvı ” aşı değil diyeyim.
    İnsanlığın üstüne atom bombası atan emperyal zihniyetin namusuna vicdanına güvenmenin adını koyamıyorum..

  2. Ben vücuduma tanrının tapınağı gibi özenle bakarım, ve bilmediğim ne idüğü belirsiz gıdaları, sıvıları vücuduma sokmam. İsteyen istediğini yapar, kimse de bana bu konuda karışamaz. Kendimi sizden daha fazla düşünüyorumdur herhalde, her insanın ilk güdüsü yaşamda kalmaktır. Ben, beni iyi yapacak aşıya karşı olacak kadar aptal, cahil ,bilinçsiz değilim, ama 6. hissim bunu olmamam gerektiğini söylüyor.

  3. Kimseyi zorlayamassınız aşı için. Haddinizi biliniz. Hekim gibi davranınız. Manüpülasyon yapıyorsunuz: mRNA teknlojili aşıya temkinli yaklaşanlara topyekün AŞI KARŞITI Dİ-YE-MEZ-Sİ-NİZ! Bir hekime ve VERYANSINTVye yakışmayan işler.

  4. VeryansınTV nin Pankuş Yayınlarından çıkmış, E. Tümamiral Cem Gürdeniz DE TAVSİYE ETMİŞ ve şöyle demiş:
    “Covid-19: Bir Virüsten Ötesi isimli bu kitapla Vodinalı, dünya tarihinde bir dönüm noktası olan Covid-19 pandemisine farklı bir pencereden bakmanın seçeneklerini okuyucuya sunuyor.
    Jeopolitik çekişmelerin biyolojik alandaki hesaplaşmalarından finans kapitalin para hırsının sağlık sektöründeki yansımalarına;
    Birleşmiş Milletler teşkilatlarına uzanan sivil toplum örgütlerinin örümcek ağlarından devlet dışı kurumlar arasındaki gizli ilişkilere kadar pek çok alanda kaynaklara dayalı bilgiyi göz önüne seriyor.
    Türkiye’de, bir salgının jeopolitik perspektifte incelendiği nadir kitaplardan birisini düşünce dünyamıza kazandırdığı için Sayın Hüseyin Vodinalı’yı kutluyorum.”
    Kitaba bağlantı: https://www.pankusyayinlari.com/covid-19-bir-virusten-otesi-huseyin-vodinali

  5. 22 Eylül 2021, 11:03

    Nihat isim yorumcu, sizin cümlelerinizden insanlık üzerinde deneme yapıldığı çıkıyor… buna itiraf denir ve suçtur, insanlık suçu, acil kullanım onayı kayıt gerektirir, kayıtlar 40ta biri kadar. yüreğiniz yetiyorsa Steve Kirsch ‘ün sayfalarına bakın.

  6. 22 Eylül 2021, 06:56

    Sık aşılama, bağışıklık sistemini ” ZAYIFLATIYOR ” ,
    Gripal enfeksiyon gibi,
    solunum yolları ile gelen enfeksiyonlarda,
    aşılama 2 senede 1 kez yapılmalı.
    Kaynak ;
    Marshfield Clinic Research Institute

  7. Fazla söze gerek yok, yazının ikinci cümlesindeki “aşısızlar salgını” ifadesinde bıraktım okumayı.

  8. Sayın yorumcu Güneş yaptığınız yorum uzadıkça cehaletiniz paçalarınızdan akmış. 2 Milyar doz uygulanmış ve onay almış bir aşının hangi fazından bahsediyorsunuz acaba? Sizce kaç yüz Milyar doz daha yapılırsa yeteri kadar fikir verbilecek kadar data elde edilebilsin? Size bu akılları veren madrabaza sorun bakalım insanlık tarihinde Milyar vakalık kaç tane klinik araştırma varmış. Belli ki o madrabaz son 20 senedeki bilimsel çalışmaları hiç takip etmemiş. Tarihi örnekler verirken şunu hiç aklınızdan çıkarmamanız gerekir ki insanlık tarihi boyunca gelmiş geçmiş en büyük bilim insanlarının yüzde 85i şu anda hala sağ…

  9. Bilgilendirici bir yorum.bazilari gibi terbiyesizlesmeden hakaret Etmeden gercekleri yansitan bilgilendirici bir yorum. Tesekkurler.

  10. Yorumcular eğitim seviyelerini ve mesleklerini de yazsın lütfen. Nalbant, kargo görevlisi, kasap, öğretmen, bakan , yönetmen vs. Yorumları Şahin K.’mı yazıyor acaba?

  11. Bir aşının kullanıma geçmesi için en az 3 yıl geçmesi gerekir. Fakat yazarımız bunu bildiği halde ısrarla aşı karşıtlığını genelleme yaparak tiyatroya son verilmeli diyor. Asıl tiyatro oyuncuları sizsiniz. Biz sizi seyrediyoruz hergün televizyonlarda gazetelerde internette. Bence aşı dışında bir çözüm bulun. Aşıyı 6 ayda bulduğunuz, ilacını 2 yıl olacak bulamıyorsunuz. Neden. Yazarımız ne dediğimi anlamaz muhtemelen. Veya anlar fakat başka yerlerle bağlantısı vardır. En doğal hakkım aşının uzun dönem etkilerini görmek. 5 yıl geçsin aşının uzun dönemde herhangi bir yan etki yapmadığını göreyim. Aşımı olurum merak etme. Ama zorunlu aşı faz çalışmaları tamamlanmış aşılar da talep edilebilir. Bunu bildiğin halde ısrarla aşıyı savunuyorsan. Arka planda başka bir yere hizmet ettiğin ortaya çıkar. Bu ülke beklemediği kişilerden beklemediği yerlerden çok aldatıldı. Dünyayı da aldatıyorlar onda da şüphe etmiyorum. O yüzden yapma. Bahsettiğin eski aşılar en az 5- 10 yılda ruhsat almış. Kelime oyunlarıyla insanları kandırmayalım lütfen. Tarihten bilgiler veriyor. Ama eksik. Allah aşkına tek tek açıklasana kuduz aşısı kaç yılda ruhsat aldı. Çiçek aşısı kaç yılda ruhsat aldı. Bunları paylaşmak zor mu. Aşı karşıtlarını bütün aşılara karşıymış gibi göstermekten bıkmadınız mı. Ben paylaşıyorum.
    Kuduz – 4 yıl, 1881-1885
    Kızamıkçık – 7 yıl, 1962-1969
    Boğmaca – 8 yıl, 1906-1914
    Kızamık – 9 yıl, 1954-1963
    Grip – 14 yıl, 1931-1945
    Japon ensefaliti – 20 yıl, 1934-1954
    Çocuk felci – 20 yıl, 1935-1955
    Tüberküloz – 21 yıl, 1900-1921
    Kabakulak – 22 yıl, 1945-1967
    İnsan papilloma virüsü – 23 yıl, 1983-2006
    Hepatit A – 24 yıl, 1967-1991
    Rotavirüs – 26 yıl, 1980-2006
    Çiçek hastalığı – 26 yıl, 1770-1796
    Sarıhumma – 27 yıl, 1912-1939
    Kolera – 30 yıl, 1854-1884
    Su çiçeği hastalığı – 34 yıl, 1954-1988
    Hepatit B – 38 yıl, 1943-1981
    Keneyle geçen ensefalit – 39 yıl, 1937-1976
    Difteri – 40 yıl, 1883-1923
    Tetanos – 40 yıl, 1884-1924
    Hemofilus influenza – 44 yıl, 1933-1977
    Tifo – 58 yıl, 1838-1896
    Pnömokok – 66 yıl, 1911-1977
    Menenjit – 68 yıl, 1906-1974

    Laboratuvar çalışmaları: 2,4 yıl
    Faz 1: 2 yıl
    Faz 2: 1,8 yıl
    Faz 3: 1,4 yıl
    Tescil öncesi çalışmalar: 1,1 yıl
    Tescil çalışmaları: 1,3 yıl.

  12. Çip takacaklar bize çip korkuyoruz çok çiple gezmekten ondan olmuyoruz hadi bakıyim aşınızı olun sütünüzü için üzmeyin sizi çok düşünen doktor amcalarınızı

  13. 21 Eylül 2021, 21:13

    Şu an ülkede yaşanan mesele, deneysel sıvı ve zorla yaptırılmaya çalışılan gönüllü denek olma dayatmaları meselesidir. Bu herşeyden önce bir hak hukuk meselesidir. İnsanlık onuru meselesidir. Bunun ötesinde bir söz söylemek kimsenin haddine değildir ve suçtur.

  14. COVID aşısı karşıtı yorumcular için New-şaffak veya New-nakit’e yazsam bu kadar aşı karşıtı tiplerle karşılamazdım. Rulet ve poker üstadı bir şairimizden esinlendiğim bu şiirimi siz aşı karşıtlarına adıyorum:”
    Ne hasta bekler sabahı,
    Ne taze ölüyü mezar.
    Ne de şeytan, bir günahı,
    Aşı olmadığınız için öldürdüğünüz veya sakat bıraktığınız insanlar adına.. ”
    Kalanı sonra…

  15. Bazı yanlışlar var ki şöyle millet aşı karşıtı değil mRNA lı aşılara temkinli yaklaşıyor karşıtlık falan yok! Ayrıca Bu yazıya yorum yapanlardan herkesin aşı olmasını söyleyenlere dikkat ettinizmi ne kadar agresif saldırgan ve neredeyse terbiyesizce söylemlerle düşüncelerini yazıyorlar! örneğin biri “saçma düşünüyorsunuz” demiş diğer biri herkesin “cezalandırılmasını” söylemiş bir diğeri ‘yaratıklar’ demiş. Bunlar aşıların yan etkisi mi yoksa ahlaki gelişmemişliğin göstergesi mi acaba.

  16. Olmayana ergi metoduyla fikrinizin yanlışlığını kanıtlıyabilirim:” Diğer konuda yüzde sıfır doğru düşünüyorsunuz. Aşı taraftarları bizden daha saçma düşünemezler. Aynı doğrulukta kaç yazınızdan beri devam etmiyorsunuz”= Aşı olun demek bu, hem de Biontech.

  17. katılıyorum: Akıl ve bilim dışı öğelere dayandırılan “aşı zorlaması ve despotluğu” tiyatrosu bir an önce sona erdirilmeli. AİHM siyasidir ve kararlar siyasi olarak alınır özellikle kendi dediklerini yapmayanlara karşı! AİHM i Türkiye Cumhuriyeti Anayasa Mahkemesinden üstün tutmak doğru değildir.

  18. Sayın doktor siz ne kadar bilimsel verilerden, araştırmalardan, yayınlardan bahsederseniz bahsedin bu aşı karşıtı güruh sosyal medyada gördüğüne, youtube’da komplo teoorisyenlerinin içeriklerine inanmaya devam edecek. Her konuda bilgisi olan cahiller bunlar. Aşının içinde sıvı çip olduğunu düşünen yaratıklara neyi anlatabiliriz ki… o yüzden olumsuz yorumlara takılmayın. Tarihin her döneminde böyle hiçbir şey üretmeden sadece kin kusan gruplar olmuştur.

  19. Teşekkürler Üstad, elinize sağlık, yazınızın son kısmını burada paylaşıyorum, umarım moderatör aşı karşıtı değildir + şiir gönderirim moderatöre yayınlamazsa:
    ” Akıl ve bilim dışı öğelere dayandırılan “aşı karşıtlığı” tiyatrosu bir an önce sona erdirilmeli. Küresel bir sorunla karşı karşıya olduğumuza göre tüm ülkelerin yargısıyla, yönetimiyle ve başkaca unsurlarıyla kararlı bir duruş sergilemesi kaçınılmaz görünüyor.
    İki yargı organı!
    Üç karar!
    Türkiye Cumhuriyeti Anayasa Mahkemesi toplum sağlığını gözetmekten uzak, akılcı ve bilimsel dayanaktan yoksun kararıyla “aşı reddi” kapısını açıyor. Kapıdan giren girene. Salgın hız kesmeden sürüyor. Aşısını yaptırarak toplum sağlığı yükümlülüğünü yerine getirenlere karşılık aşılanmamakta üsteleyerek toplum sağlığını hiçe sayanlara yargı kalkanı oluşturuyor.
    AİHM ise, insan hakları duyarlılığını elden bırakmadan toplum sağlığını ilgilendiren yaşamsal konuda insan haklarının kamu sağlığını tehlikeye atmanın kılıfı olmasına izin vermeyerek adına yaraşır işlev görüyor.”

  20. Bu konuda yüzde yüz yanlış düşünüyorsunuz. Aşı karşıtların sizden daha mantıklı düşünebiliyorlar. Aynı hatada kaç yazınızdan beri devam ediyorsunuz.

  21. Demekki sadece veryansında yazı yazmak insanı alim yapmıyor kardeşim aşının ihtivası etkisi muhtevası sonuçları biliniyormu siz neye göre bu kanaate hangi ilmi bilimsel araştırmalarınıza istinaden bu kararı veriyorsunuz tüm sebep sonuç ilişkilendirilmeleri yapılmışmıdır siz han deneysel verilerinizle bu kanaate varıyorsunuz sizinki sosyal faşizim değilmi sonunda ne olup nasıl yan etkileri olur biliyormusunuz sizinki de safsata rivayet ve nakilden öteye geçmiyor kusura bakmayın

  22. mRNA mucidi Doktor Robert Malone bu asinin (aslinda deneysel gen tedavisi) cok tehlikeli oldugunu soylemekte. Sadece ABDde en az 50bin kisinin asi sonrasinda vefat ettigi soyleniyor (250bin kisi ise yan etkilerden sakat kalmis). Bunlarin hicbiri komplo teorisi filan degil., VAERS (ABD resmi sondaj kurulusu) resmi raporlari. Benzer sekilde nobel odullu mikro biyolojist Fransiz bilim adami Luc Montagnier bu asi denilen genetik sivilarin son derece tehlikeli oldugunu soylemekte ve kanit sunmakta. Bunun gibi bircok bilim adami ve hekim var. Sosyal medya’dan arayip bulabilirsiniz. Bu sivinin zorla insanliga enjekte edilmesi insan haklari ve anayasa olmak uzere temel ilkelere aykiridir. 1945 senesinde nazileri yargilamak icin kurulan Nurenberg mahkemeleri hicbir otoriterin insanliga zorlama deney yapamiyacagini (asilama dahil) acik secik soylemekte. Bu sebeple zorlama yapan hukumetlere karsi dunyada su anda davalar acilmakta. Bunun yanisira bu virus’un Ivermectin, Quercetin, vitamin C, Cinko gibi ilaclarla onlenebildigi bilim adamlari tarafindan aciklandi. Ayrica burundan test (PCR testi) nin gercekleri yansitmadigi goruldu. Pandemi durumunun devami ilac sirketlerine buyuk kar getirmekte. Konuya bu yonlari ile bakip, medyada tarafsiz bicimde tartisilmasinin onu acilmalidir. Aksi takdirde insanlik ilac sirketlerinin diktatoryasina dogru evrilebilecektir.

  23. 21 Eylül 2021, 15:57

    mRNA aşılarına şüphe ile yaklaşma var, aşı karşıtlığı ile karıştırmamak lazım. Ayrıca Batı dünyasından gelen şeylere şüphe ile yaklaşıyoruz, ama aşı konusunda bunu yapmıyoruz. mRNA aşısının acil kullanım onayı olmasaydı, en erken 2023 yılı sonunda onay almak için başvuracaktı.

  24. bende size soruyorum ;vicdanın bu satırları yazdığından rahat mı? laf salatası yapıncaya kadar karşıtların görüşlerine cevap yazsa idin daha ikna edici olmaz mı idi.sizinki bilim de onların isnat ettiği ne?herkes bilimi don lastiği gibi istediği yere çekerse sonuç böyle olur.salgının başından beri dayatma yanlış bilgilendirme tutarsızlıklar olmasaydı sonuç bu hale gelmezdi.iki şarkıcıyı bile tartıştıran medya bu konuda karşıtları görmezden gelerek bu olayı körükledi.yazacak çok şey var lakin değmez.herkes kendi penceresinden bakarsa başkasının gördüğünü görmez.bu ülkede herşeyde olduğu gibi bilim de siyasallaşmıştır.bu zihniyetle ab-ı hayat da verseniz içenin…

  25. 21 Eylül 2021, 15:10

    Bu bir asi karsitligi durumu degil. mRNA teknolojisinin mucidi Dr. Robert Malone kendisinin asi taraftari oldugunu ancak mRNA’nin bir deneysel genetik tedavi oldugunu ve insanin dogal bagisikligini cok olumsuz etkiledigini bircok kere soyledi. Dunyada nobel odullu bilim adamlari dahil bu konuda uzman bircok bilim adami buna katiliyor.
    Yani bu covid asisi denen mRNA bir asi degil.
    Asi karsitligi yok, mRNA karsitligi var.

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!