ABD Dışişleri: Yarın 1915 olaylarını ‘soykırım’ olarak tanıdığımızı açıklayacağız

featured

ABD Dışişleri Bakanlığı, Ermeni soykırımı yalanını ‘soykırım’ olarak tanıyacaklarını açıkladı.

ABD Dışişleri Bakanlığı, Ermeni soykırımı yalanını ‘soykırım’ olarak tanıyacaklarını açıkladı.

Açıklama, Erdoğan ve Biden’ın görüşmesinin ardından geldi.

ABD Dışişleri: Yarın 1915 olaylarını ‘soykırım’ olarak tanıdığımızı açıklayacağız

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

10 Yorum

  1. Sayın Perinçek, Ermeni soykırımı tartışmaları ile ilgili olarak gecen yıllarda 3 adet dava kazandı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi “Ermeni soykırımı yoktur” diye karar verdi.
    Isviçre’de 2, bir tane de sanırım Fransa veya Belçika’da, toplam 3 ayrı dava vardı. Biri, “Ermeni katliamı yoktur demek suç değildir” hükmüdür. Fransa’daki karara karşı kazanılmıştı. Hatta Birleşmiş Milletlerin de bu mahkeme kararları sonrasında bu konuda bir açıklaması var, birebir şimdi hatırlayamayacağım da, “hukuken olmayan bir şeyin siyaseten söylenmesinin anlamı yoktur” gibi bir karardı. Yani BM diyor ki, “uluslararası hukuk açısından bir soykırım yoktur, dolayısı ile siyasetçilerin aksini söylemesi uygun değildir”. Aslında benzer bir açıklamayı dün gece Nato ve BM yine yaptı da, bizimkiler bunu kullanmayı bilemediler. Bizimkilerin bunu dün dünyaya hatırlatıp, baştan Biden’i kontrpiyede bırakması gerekirdi.

  2. Haklısınız paragraf tekrarlanmış, düzeltiyorum. Lozanda; Türkiye, diğer ülkelerde yaşayan Türkler’e tanınmayan hiç bir ayrıcalığın, Türkiye sınırları içinde yaşayan diğer etnik topluluklara tanınmayacağını savunuyordu. Atatürk’ün “yurtta sulh, dünyada sulh” ilkesini Kıbrıs’da “federasyon” istemiyle İsmet İnönü bozmuştur. Buna fırsata balıklama atlayan Amerika ve İngiltere Kürt federasyonu için bugüne dek süren çalışmalarına başlamıştır. Kırk yıldır sesi soluğu çıkmayan Ermeni örgütlerinin, 1965 yılında birden bire harekete geçip ABD ve Avrupa’da “Soykırımın 50. Yılı” gibi YALAN kampanyaları başlatmaları ve aynı yıl Türkiye’de gizli “Türkiye Kürdistan Demokrat Partisi” kurulması; Türkiye’nin Kıbrıs Sorunu’ndaki “federasyon” talebine, Batı’nın, ayrılıkçı Kürt ve Ermeni örgütlerini kullanarak verdiği “federasyon”cu bir yanıt olacaktı. Bu yazıyla sanırım sizin önüne geçmemiş oldum.

  3. Farketmez,ABD bu kararı ile Rusya,Fransa,Almanya ile aynı çizgiye gelmiş olur.Çokta tın.

  4. 24 Nisan 2021, 07:41

    Gerçeklere gönül vermiş VeryansınTV’ye acizane tavsiyem ;yorumlara bir harf karakter sınırı getirsin. Bazen o kadar uzun yorum yapılıyor ki diğer yorumlar, haberler veya yazarın köşe yazısı gölgede bırakılmak isteniyor. Benim önerim 1200 harf karakter sınırı getirilsin. Daha fazla yorum yapmak isteyen “yorumlarını peş peşe yazarak dizi” haline getirsin. Gerçekten çok takip edilen bir haber sitesi oldunuz.

  5. 24 Nisan 2021, 07:25

    Yaptığınız yorum kafa karıştırıcı niteliğinde. Başta İsmet İnönü’yü şu sözler ile övmüşsünüz ” Batı ittifakı yıkılır yeni bir dünya düzeni kurulur ve Türkiye’de burada yerini alır” sözleriyle daha sonrada yorumunuzun son bölümünde ise “İsmet İnönü’nün ne olduğunu kime hizmet ettiğini gözler önüne sererken” diyerek yermişssiniz. Ayrıca bir yerden alıntı mı yaptınız paragraf içinde aynı cümle dizileri 2 defa tekrarlamış. Yorum yapan kişi aynı cümleleri 2 defa yazamaz. Sanırım maksadınız önümüzden giderek yorumları gölgelemek olduğunu düşünüyorum.

  6. 4 Şubat 1964 günü Amerikan New York Times gazetesinde yayımlanan demecinde Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Kıbrıs’ta “etnik federasyon”dan başka hiç bir siyasi çözümü kabul etmeyeceğini dünyaya ilan eden Başbakan İsmet İnönü, 16 Nisan 1964günü bu görüşünü yineleyerek; “Batı ittifakı yıkılır, yeni şartlarla yeni bir dünya kurulur; Türkiye bu yeni dünyada kendisine yer bulur; Kıbrıs için razı olacağımız asgari çözüm, federasyondur.” diyecekti. İnönü’nün 16 Nisan 1964 günlü Milliyet’te yayımlanan demeci1964’te Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Kıbrıs sorununa önerdiği “siyasi çözüm”; “Etnik Federasyon”du. Adada etnik ayırımcılığa, etnik teröre başvuran ve etnik bir egemenlik peşinde koşan Rumlar, siyasal istemlerini hep “Bağımsız Kıbrıs Cumhuriyeti” gibi etnik çağrışım yapmayan adlandırmalarla dile getirme kurnazlığı göstermişlerdi. Aynı kurnazlık, ayrılıkçı Kürtler’in etnik istemlerini “Demokratik Cumhuriyet” vb. gibi etnik çağrışım yapmayan adlandırmalarla dile getirmelerinde de görülüyor. Buna karşılık, az önce Rauf Denktaş’ın konuşmasında gördüğümüz gibi, siyasal özlemleri gerçekte “eşit yurttaşlık” tan başka bir şey olmayan Türkler ise, istemlerini hep “taksim”, “federasyon” vb. gibi etnik adlandırmalarla dile getirme yanılgısına düşmüşlerdi. Türkiye, pekala Kıbrıs’ta Türklerin yaşadığı bölgede bir “Kıbrıs Yurttaşlar Cumhuriyeti” Kurulmasını önerebilir; Türk bölgesinde Rumların da eşit yurttaş olarak yaşayabilecekleri etnik ayırımcılığa dayanmayan bir ulus devlet tasarısı sunabilirdi. Fakat öyle olmamıştı. Türkiye’nin Kıbrıs’ta Türkler için “etnik federasyon” istemesi, Türkiye’deki ayrılıkçı Kürtlerle Batı’daki Ermeni örgütlerini ayağa kaldıracak ve Sevr özlemini diriltmek için bahane arayan Batı; Türkiye’nin Kıbrıs’ta Türkler için istediği “etnik federasyon” kurma hakkının, Türkiye tarafından Türkiye’de yaşayan Kürtlere de tanınmasını isteyecekti. Kırk yıldır sesi soluğu çıkmayan Ermeni örgütlerinin, 1965 yılında birden bire harekete geçip ABD ve Avrupa’da “Soykırımın 50. Yılı” kampanyaları başlatmaları ve aynı yıl Türkiye’de gizli “Türkiye Kürdistan Demokrat Partisi” kurulması; Türkiye’nin Kıbrıs Sorunu’ndaki “federasyon” talebine, Batı’nın, ayrılıkçı Kürt ve Ermeni örgütlerini kullanarak verdiği “federasyon”cu bir yanıt olacaktı.

    Türkiye’nin Kıbrıs’ta Türkler için “etnik federasyon” istemesi, Türkiye’deki ayrılıkçı Kürtlerle Batı’daki Ermeni örgütlerini ayağa kaldıracak ve Sevr özlemini diriltmek için bahane arayan Batı; Türkiye’nin Kıbrıs’ta Türkler için istediği “etnik federasyon” kurma hakkının, Türkiye tarafından Türkiye’de yaşayan Kürtlere de tanınmasını isteyecekti. Kırk yıldır sesi soluğu çıkmayan Ermeni örgütlerinin, 1965 yılında birden bire harekete geçip ABD ve Avrupa’da “Soykırımın 50. Yılı” kampanyaları başlatmaları ve aynı yıl Türkiye’de gizli “Türkiye Kürdistan Demokrat Partisi” kurulması; Türkiye’nin Kıbrıs Sorunu’ndaki “federasyon” talebine, Batı’nın, ayrılıkçı Kürt ve Ermeni örgütlerini kullanarak verdiği “federasyon”cu bir yanıt olacaktı.

    İsmet İnönü ne olduğunu, kime hizmet ettiğini gözler önüne sererken, bizler de YALAN SOYKIRIM’ın nedenini anlamış oluyoruz.

    Amerika ve İngiltere, daha o tarihlerde planladıkları bölme planını uzun vadeye yayarak uygulamaktadır.

    Ülkemizde de bu planı gizliden uygulayan ermeni ve kürt çeteleri, sosyal medyada, yok Türk tarih sitelerinde, yok gruplarda yalan tarihler yazarak, aslında Türk adları kullanarak, ülkenin altını oymaktadır. Korkunç bir çete halinde, ülkenin vatandaşları arasında nifak tohumlarını zihinlere salarak yapmaktadırlar.

  7. 24 Nisan 2021, 00:45

    Sözde iddiaların yalan olduğunu onlarda biliyor ama akıllarınca Ülkemizi Atlantik cephesinde tutmaya ve ders vermeye çalışıyorlar.Kabul etseler sanki iddalar gerçek mi oluyor,yok ama abdyle bir kopsak daha iyi olur belki!!

  8. 23 Nisan 2021, 21:10

    Kıbrıs Harekatından sonra ABD, Türkiye Cumhuriyeti’ne ambargo kararı alır bunun üzerine 1975 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi, ikili anlaşma gereği ülkede açılmış olan 26 Amerikan üssünü kapatır ve sıra İncirliğe gelince ABD ambargoyu kaldırır. 1975 yılında TBMM’inde mebus olanları minnet ve şükran ile anıyorum. Ya bu 26 Amerikan üssü o zaman kapatılmadan günümüze kadar gelseydi ülkemizin hali nice olurdu? Tabii bu arada o zamanki iktidarında hakkını vermek gerekir. Gerçekten 1974/1975 yılları tam bağımsız Türkiye’sine yakışan hareketlerdi lakin Onlar da boş durmadılar bunun bedelini yurt dışındaki 34 diplomatımızı Ermeni teröristler tarafından şehit ederek karşılık verdiler. En son geçtiğimiz 2021 Mart ayında, Newyorkta diplomatımızı şehit eden Ermeni teröristin cezası bitmeden, ABD mahkemesi sınır dışı ederek tahliye etti. Tam bağımsız politika duruşu en başta ülkenin Gayri Safi Milli Hasılası ile başlar. 1974/1975 yılları nüfusa oranla en yüksek seviyeye çıktığımız yıllardı. Şimdilerde ise ABD’nin ülkemiz aleyhine atacağı bu adıma karşı duruş söylemden öteye gitmez. Esas itibari ile Süleymaniye’de çuval geçirince, ABD’ye karşı hiçbir duruş sergilememişken başka bir tavır beklemek hayal mahsulü olur.

  9. Canları cehenneme.

  10. 23 Nisan 2021, 19:26

    Hadi bakalım Osmanlı torunları!
    Kapatın ABD üslerini.
    Bu iş Diriliş’te yalandan “kıı kıı” diye kılıç sallamaya benzemez.
    Nutuk’tan “Ecdāda küfür” çıkarmaya benzemez.
    Asıl “Ecdādınıza küfür” yarın geliyor.
    Madem ülkeyi “uçurdunuz”, madem büyük devletiz…
    1970 lerin Türkiye’sinin yaptığını yapabilecek misiniz göreceğiz.
    Hadi bakalım Osmanlı torunları!
    Kapatın ABD üslerini, yollayın memleketine Conileri!

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!