GAMZE ÇINLAR / VERYANSIN TV
Veryansın Tv’de daha önce gündeme getirdiğimiz iddiaya göre, 2005 doğumlu Özbekistan uyruklu O.R., 2016 yılında gittiği Hiranur Vakfı’nın Sancaktepe’deki yatılı Kuran kursunda kendisinden 4 yaş büyük E.İ.’nin cinsel tacizine uğradı. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmayan Özbek çocuk, E.İ. tarafından “Benim amcam polis, sen de yabancısın, benim dediklerimi yapmazsan seni ülkeden attırırım annesiz kalırsın” şeklinde tehdit edildi.
Çocuğun İsmailağa cemaatine yakın olan üvey babasının “Karakola giderseniz sizi sınır dışı ederler” şeklindeki sözleri üzerine yıllarca sessiz kalan anne H.R., eşinden boşanır boşanmaz, olaydan 6 yıl sonra kaymakamlığa başvurarak şikayetlerini bildirdi.
Türk vatandaşlığını da alan anne H.R.’nin şikayeti üzerine İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nca E.İ. hakkında “çocuğun cinsel tacizi ve tehdit” suçlarından, suçu bildiği halde yetkili makamlara bildirmediği gerekçesiyle de Hiranur Vakfı’nın o dönemki hocası A.K. hakkında iki ayrı soruşturma yürütüldü. İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı Memur Suçları Bürosu’nca Hiranur Vakfı hocası A.K. hakkında yürütülen soruşturma tamamlanarak, iddianame hazırlandı.
‘İSTİSMAR OLAYININ DUYURULMASININ CEMAATLERİNE ZARAR VERECEĞİNDEN…’
A.K. hakkında hazırlanan iddianamede, “Mağdurun Sancaktepe ilçesinde bulunan Hiranur Vakfı isimli Kuran kursunda yatılı olarak kaldığı, şüphelinin Kuran kursunda öğretmen olarak çalıştığı, mağdurun yurtta kalan başka bir çocuk tarafından tuvalete götürülerek istismara maruz kaldığı, mağdurun annesi olan müştekinin söz konusu olaya ilişkin yurttan sorumlu şüpheli ile iletişime geçtiği, şüphelinin kendisine istismar olayının duyurulmasının cemaatlerine zarar vereceğinden dolayı seslerini çıkaramadıkları gerektiğini aksi durumda deport edilme ihtimallerinin bulunacağını söylediği ve müştekinin şüpheliyi teşhis ettiği” ifadeleri yer aldı.
2 YILA KADAR HAPSİ İSTENDİ
Şüpheli A.K. hakkında “kamu görevlisinin suçu bildirmemesi” suçundan 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası istendi. A.K.’nin ayrıca TCK 53 maddesi gereği belirli haklardan yoksun bırakılması talep edildi.
İstanbul 63. Asliye Ceza Mahkemesi, iddianameyi kabul etti. Hiranur hocası Mayıs ayında hakim karşısına çıkacak.
A.K., Emniyet’teki ifadesinde, 27 yıl Diyanet İşleri Başkanlığında Kuran kursu öğretmeni olarak çalıştığını anlatarak, “Ben olayı hatırlamıyorum. Mağdurun annesi ile telefonla veya yüz yüze hiç görüşmedim, bu şahsı tanımıyorum, bu şahsın çocuğunu ve dosyada adı geçen diğer çocuğu tanımıyorum” iddiasında bulunmuştu.
DAVA AÇILMADAN 3 GÜN ÖNCE ‘KAYBOLDU’
Mağdur O.R. ise geçen aralık ayında 18 yaşına girdi. Dava açılmasıyla eşzamanlı olarak ilginç ‘tesadüfler’ de yaşandı. O.R.’nin iddianamenin çıkış tarihi olan 6 Şubat’tan 3 gün önce ülkeden deport edilmek üzere geri gönderme merkezine götürüldüğü ortaya çıktı.
‘ANNE BENİ GERİ GÖNDERİYORLAR’
İlk başta olanlardan habersiz olan anne H.R., oğlundan üç gün boyunca hiçbir haber alamayınca karakola giderek kayıp başvurusunda bulundu. Tam iddianamenin çıkış tarihi olan 6 Şubat’ta ise oğlundan “Anne beni geri gönderiyorlar” diye bir telefon aldı. O sırada Zeytinburnu’ndaki geri gönderme merkezinde olduğu belirtilen O.R.’nin şu anda Niğde’deki geri gönderme merkezinde tutulduğu öğrenildi.
Davada müşteki olan anne H.R., “Oğlumun dava sonuçlanana kadar Türkiye’de kalmasını istiyorum” dedi.
‘DAVAYI GERİ ÇEK’ TEHDİDİ
Veryansın Tv’ye konuşan H.R., daha önce soruşturmayla ilgili konunun haber olmasının ardından yurtdışı olarak görünen bir numaradan aranarak tehdit edildiğini öne sürdü. Veryansın Tv haberi yaptıktan birkaç gün sonra WhatsApp üzerinden H.R.’yi Özbekistan’dan aradığını söyleyen şahıs iddialara göre özetle şunları söyledi: ‘Böyle bir haber vermişsin gazeteye. Bize geldi, biz şimdi bununla ilgileneceğiz, A.’ya ne evrak lazımsa onu yollayacağız. Biz şimdi yardımcı olmaya çalışıyoruz. Özbekistan Konsolosluğu’ndan sizinle iletişime geçecekler. Burada da (Özbekistan) ayrı bir dava açılacak A. adına. Gelip alacaklar sizi, gidip konsolosluğa ifade vereceksiniz.’
Aynı günün akşamı farklı bir numaradan arandığını anlatan H.R., telefondaki şahsın ‘A.K. hoca ‘delili yok’ diyerek sana karşı dava açmaya hazırlanıyor. Bunlar kendini kurtarıyor, suçlu, ortada kalan sen oluyorsun, git davanı geri çek. Davayı geri çekmezsen sen ceza yersin. Eğer sen davayı geri çekersen A. ile (mağdur çocuk) işi göreceğiz biz. Yoksa ortada sen kalırsın. Bu işin acelesi var, bizim bir an önce A. ile konuşmamız gerekiyor. Biz ona sorular soracağız, onlara cevap versin.’ şeklinde konuştuğunu anlattı.
Tehdit telefonlarının ardından Özbekistan Konsolosluğunu aradığını söyleyen H.R., “Bu numaraların kendilerine ait olmadığını söylediler” dedi. H.R., daha sonra gelen telefonlara yanıt vermediğini, bir süre sonra arayan WhatsApp numaralarının da kimlik değiştirdiğini söyledi.
H.R., kendisine çevresinden de “Keşke İsmailağa’nın adını kullanmasaydın” denildiğini aktardı.
Daha önce Veryansın Tv’ye, oğlunun başından geçenleri ayrıntılı şekilde anlatan H.R. yıllarca şikayetçi olmaması için çevresi tarafından korkutulduğunu söylemişti. H.R., “Şu an arkamda duracak kimsem yok, bir kadın olarak devletten yardım istiyorum. Artık her şey ortaya çıksın, sorumlular ceza çeksin istiyorum” demişti.
bu olay ABD veya AB ulkelerinde olsaydi, anne ve cocuguna oturma izni verilir ve ugradiklari eziyet yuzunen vatandaslik verilirdi. “Musluman” ulkede olunca boyle oluyor.