Avatar
Ali Rıza Özdemir

Dersim yalanları bitmek bilmiyor! Seyit Rıza oğlundan sonra mı idam edildi?

featured

Ali Rıza Özdemir yazdı…

Türklüğün ve Türkiye’nin hele ki Cumhuriyetin düşmanları çok… Her yerden boy veriyorlar. O kadar çoklar ki ve sesleri o kadar yüksek perdeden çıkıyor ki, sanırsın memleketin sahibi onlar. Sanırsın ülkenin ve devletin adı Türkiye değil de başka bir şey…

Türklük, Türkiye ve Cumhuriyet düşmanlarının en başat silahları yalan. Yalan konuşmak, yalan bilgi uydurmak ve bu yalanlarla ipe sapa gelmez taleplerde bulunmak, bu çevrelerin temel stratejileri.

Bu yalanlar belirli günlerde piyasaya sürülüp kamuoyunda yaygınlaştırılmak isteniyor. Bu tarihlerden biri de 4 Mayıs.

Peki, 4 Mayıs’ın önemi nedir?

Tunceli harekâtının kararı, 4 Mayıs 1937 tarihli Bakanlar Kurulu kararıyla alındı. Bu nedenle etnik ayrılıkçı kesimler, bu 4 Mayıs’ta da konuyu gündeme getirmeye çalıştılar. Türkiye’de de konu üst perdeden tartışıldı.

***

1937 ve 1938’de Tunceli’de meydana gelen olayları, takım tutar gibi değerlendirirsek hata ederiz. Bugün “Dersim”in bir hesaplaşma, istismar ve çatışma alanından çıkarılıp gerçek, kalıcı ve sürdürülebilir bir birlik sağlamanın yolu gerçeklere odaklanmaktan geçer.

1937-38 Tunceli’sinin öncesini ve sonrasını anlamazsak, hiçbir sonuca ulaşamayız.

Ortaya onlarca yalan ve kirli bilgi dökülür, böylece biz de bu yalanlarla boğuşup dururuz. Herhangi bir sonuca varamayız.

***

Yalanların üretildiği konulardan biri de Seyit Rıza’nın idamıyla ilgili. Bu yalanlar o kadar yaygınlaştı ki, toplumun bir kesimi tarafından hatta kendine milliyetçi diyen çevreler tarafından bile gerçekmiş gibi algılanıyor.

Bu yalanlardan birine göre, Seyit Rıza idam edilmeden önce evvela kendisini, daha sonra oğlunu idam etmelerini istemiş ama kabul edilmemiş. Önce oğlunu asmışlar, daha sonra da Seyit Rıza’yı.

Güya, “Bakın idam edenler yani devlet ne kadar acımasız, ne kadar merhametsiz davranmış, idam edilen kişinin son isteğini yerine getirmemiş, oğlu babasından önce idam etmiş, bir babaya evlat acısı yaşatmış” imajı yaratmak istiyorlar.

Peki, gerçek böyle midir?

Yakından bakalım.

***

Dönemin emniyet müdürlerinden İhsan Sabri Çağlayangil (1908-1993), yine dönemin Emniyet Genel Müdürü Şükrü Sökmensüer’in verdiği resmi görevle, Seyit Rıza’nın ve beraberindekilerin idamını ifayla görevlendirilmiştir.

Seyit Rıza’nın son dakikalarına şahitlik eden İhsan Sabri Çağlayangil, “Anılarım” başlıklı kitapta Seyit Rıza’nın idamını bütün detaylarıyla anlatmıştır. Bu şahitliğe göre önce Seyit Rıza idam edilmiştir. Seyit Rıza’nın idamı infaz edildikten sonra oğlu Hüseyin hayattadır.

Detayları İhsan Sabri Çağlayangil’den dinleyelim:

“Savcı namaz kılıp kılmayacağını sordu. İstemedi. Son sözünü sorduk.

-Kırk liram ve saatim var. Oğluma verirsiniz, dedi.

Bu sırada Fındık Hafız[i] asılıyordu. Asarken iki kez ip koptu. Ben Fındık Hafız asılırken Seyit Rıza görmesin diye pencerenin önünde durdum.

Fındık Hafız’ın idamı bitti. Seyit Rıza’yı meydana çıkardık. Hava soğuktu ve etrafta kimseler yoktu. Ama Seyit Rıza meydan insan doluymuş gibi sessizliğe ve boşluğa hitap etti.

-Evladı Kerbalayıh. Bi hatayıh. Ayıptır. Zulümdür. Cinayettir, dedi.

Benim tüylerim diken diken oldu. Bu yaşlı adam rap-rap yürüdü. Çingeneyi itti. İpi boynuna geçirdi. Sandalyeye ayağı ile tekme vurdu, infazını gerçekleştirdi.

Oğlu yaşında bir subayı öldürecek kadar katı yürekli olan bir insanın bu mukadder akıbetine acımak zor. Ama ihtiyarın bu cesaretini takdir etmekten kendimi alamadım.

Asabım çok bozuldu. Emniyet Müdürü’ne “Ben üşüdüm otele gidiyorum” dedim.

Seyit Rıza asılırken ilerden oğlunun da sesi geliyordu:

– Kulun kölen olam. Sığırtmacın olam. Gençliğime acıyın, öldürmeyin beni!”[ii]

***

İhsan Sabri’nin anılarından anlaşıldığına göre;

1) Seyit Rıza’nın oğlunun kendisinden sonra idam edilmesine dair bir talebi olmamıştır.

2) Seyit Rıza’ya son isteği sorulmuş, kırk lirası ve saatinin oğluna verilmesini istemiştir.

3) Seyit Rıza’nın idamı infaz edildikten sonra oğlu henüz idam edilmemiştir.

4) Seyit Rıza’nın infazı gerçekleştikten sonra oğlu Hüseyin, “Kulun kölen olam. Sığırtmacın olam. Gençliğime acıyın, öldürmeyin beni!” diyerek yalvarmıştır.

Dolayısıyla talep etmesine rağmen Seyit Rıza’nın oğlundan önce idam edilmediği ve oğlunun idamını gördüğü kuyruklu bir yalandır. Dersim yalancılarının yalanlarından bir tanesidir. Görüldüğü üzere Hüseyin, babası Seyit Rıza’dan sonra idam edilmiştir.

[i] Yusufhanlı aşiret reisi Kamer ağanın oğlu Fındık.

[ii] İhsan Sabri Çağlayangil, Anılarım, 3. Baskı, İstanbul, Yılmaz Yayınları, 1990, s.51-52

Dersim yalanları bitmek bilmiyor! Seyit Rıza oğlundan sonra mı idam edildi?

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

7 Yorum

  1. 11 Mayıs 2021, 21:06

    Nihat Behram dahil çok ekmeğini yediler bu işlerin. Almanya’da kral gibi yaşıyorlar.,

  2. Sag olasiniz bize gercekleri acikladiginiz icin!
    Saygilarimla

  3. 9 Mayıs 2021, 21:32

    1976 Yılında yayımlanan Nihat Behramın “Darağacında Üç Fidan” isimli eserinde de aynı şekil ile anlatılmaktadır. Okuduğm bütün kaynaklarda da zaten oğlunun babasından sonra asıldığı yazıyor. Vasiyetide yalnızca parası ve saati üzerinedir. Dersim 1932 de başlamıştır ama bunuda anlatmazlar, ilk önce Dersimdeki Türkmen Alevîler Anadoluya yayılmaları için göç durumu başlatılmış ve bölge adeta Alevîlerin zarar görmemesi için boşaltılmıştır çünkü bölgenin tek Türkleri Alevîlerdir ve Anadolununda Alevî kültürü gibi humanist ve ilerici bir kültüre ihtiyacı vardır. Mustafa Kemâl Atatütk’te biliyorduki Alevîler Devletçidir ama Osmanlıcı yani Hilafetçi değillerdir. Ayrıca Dersim; Sivas Erzincan Erzurum Bingöl Malatya Mâmeki/Tunceli Muş Dıyarbakır gibi günümüz il ve ilçelerinden oluşan geniş bir coğrafyanın adıdır. Alevîler Tunceliye Mâmeki(Uluların Memleketi) der, Ermeniler ise Tunceliye Kalan(Selçukludan Kalan) yer anlamında bir isimle kullanırlar. Dersimi Cumhuriyet öncesi monarşi olarak tanımlayanlarda hata etmektedirler zira gerçek Monarşi adalet sevgi ve saygı üzerine Selçukluya aittir. Dersimdeki Cumhuriyet öncasi durum sadece göz yaşı kin öfke ve kandan ibaret aşiretler düzenidir. Dersim olaylarını algılayabilmek için bu yüzden tarihindeki Coğrafyasını ve Şeyh Said isyanını çok iyi bilmek gerekmektedir. Seyit Rızayı Dersime mâl etmekte hatadır zira eveliyatıda vardır, vaktiyle Sivas Koçgirisini de yanına alarak Ermenilere ve Şeyh Saide karşıda savaşmış bir kişiliği vardır. Konuları ele alacaksak bütünüyle okumak ve şeffaf olmak gerekmektedir, Şeyh Saidin Cumhuriyet düşmanlığına karşı dikilmiş birisinin nasıl ve neden bu duruma düştüğünüde sorgulamak gerekir. Dolayısıyla Dersim konusuna Seyit Rıza ile değil Şeyh Said ile başlanılmalıdır çünkü Dersim isyanı Seyit Rıza ile değil 1926 da Şeyh Said ile başlayan bir süreçtir.

  4. Ali Rıza Bey teşekkürler aydınlattığınız için.
    Fakat, diyelim ki İhsan Sabri Çağlayangil’in dediğinin tersi olsun! Ne yapacağız, önlerinde eğilip özür mü dileyeceğiz. Böyle vatan hainleri eğer yakayı ele verince, devletten bir şey dilemişse tam tersini yapacaksın.
    Sen büyük bir savaşta bütün evlatlarını yitir, bunlar İngilizin kışkırtması ile onca askerin polisin kanına girsin, bir de devlete akıl versin ya da ricada bulunsun.
    Bu İngiliz işbirlikçisi hainler bir zehir tohumu attılar Cumhuriyetimizin topraklarına. Lütfen artık şu savunma pozisyonundan kurtulalım.
    Bugünkü onu anan hainlerin ne farkı var Seyit Rıza’dan?
    Şeyh Sait’den? Oğlu mu önce asılmış. Cehennemin dinine girsinler. Hangisi önce asılırsa asılsın!
    Benim varan toprağıma hainlikle kast edenler.

  5. 9 Mayıs 2021, 09:26

    İlk defa bu konuda mesnetli ve kaynağa dayalı bir yazıyı okumayı yine Veryansıntv’ nin yazarları sayesinde erişebiliyoruz. Biz halk olarak kulaktan dolma şeylere inanmayı pek severiz. Ama esas olan kaynaklardır.

  6. 8 Mayıs 2021, 22:44

    Detaylı bilgiler için bknz : Cengiz Özakıncı “kalemin namusu”

  7. Hocam yalanlara karşı verdiğiniz kahramanca ve dosdoğru mücadelenizden dolayı saygılar sunarım.

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!