Avatar
Ceyhun Balcı

El yıkama üzerine

Dr. Ceyhun Balcı yazdı...

Sonuna yaklaştığımızı umduğumuz salgın boyunca korunma üçlemesinin maske takmak ve uzak durmakla birlikte önemli bileşeni oldu “el yıkamak”.

Özellikle başlangıçta, bu üçlemeye yapılan vurgu bu sıradan eylemin önemini dikkatimize sunmuş oldu.

El yıkamak, hiç kuşkusuz insanla birlikte ortaya çıkmış bir eylemdir.

Düşünsenize!

Kanlı bir hayvan avı sonrasında, o avı pişirerek ya da pişirmeksizin tüketmişsiniz. Kan revan içinde kalan ellerinizi ve elbette bedeninizi suyla temizlemek olmazsa olmaz bir gereklilikti.

El yıkamak, mikrobiyoloji devrimi sonrasında çok daha önem kazandı, vazgeçilmezleşti.

Tıp ortamında, el yıkamak ayrı bir başlık oluşturdu.

Mikrobiyoloji devrimi öncesinde el yıkamak tıp insanları için bile olsa da olur olmasa da olur bir eylemdi.

Tam da burada İgnaz Semmelweis’ı (1818-1865) anımsamazsak eksik bırakmış oluruz.

Semmelweis tıpta el yıkamanın öncüsüdür.

Avusturya-Macaristan imparatorluğu vatandaşı Semmelweis’ın adı devrimciler listesine eklenmeyi fazlasıyla hak eder. Semmelweis doğum yaptıran ebelerin ellerini yıkamasını sağlayarak lohusalık ateşi olarak da bilinen ölümcül sorunla baş edilmesine önemli katkıda bulunmuştur.

 width=İgnaz Semmelweis (181-1865)

Bu sorunun önemini bugün içinde bulunduğumuz koşullarda kavramamız güç olabilir. XIX. Yüzyılın ortalarında loğusa ateşi nedeniyle yitirilen annelerin % 10-35 arasında olduğu bilgisini verirsem sorunun ağırlığı anlaşılacaktır.

Yalnızca el yıkamayla bu oranların gözle görülür şekilde düşürüldüğünü gösteren Semmelweis bu önemli katkısını kitaplaştıracak kadar bilimsel bir kişilik olarak da geçmiştir tarihe.

Her iyilik ve katkı gibi onunki de karşılıksız kalmamıştır.

El yıkamanın yaşam kurtarıcılığını ortaya koyması kimilerinin hoşuna gitmemiştir. O kimileri arasında meslektaşları da vardır.

Tıbbın alabildiğine ataerkil bir yapı içinde olduğu o yıllarda el yıkama önerisi “küçük düşürücü/onur kırıcı” olarak bile nitelenmiştir.

Çoğu buluşçu gibi Semmelweis da eşsiz katkısının değer gördüğüne, yerleşikleştiğine tanık olamayanlardandır.

Tıp dünyasından gördüğü karşılık akıl sağlığını yitirmesine yol açacak denli etkili olmuştur. Bu nedenle yolu akıl hastanesine düşen Semmelweis kendisini yatıştırmaya çalışmanın ötesine geçen hastane görevlilerinin fiziksel şiddeinte de uğramıştır. Buna bağlı olarak elinde gelişen enfeksiyon ve gangren yaşamını henüz 47 yaşındayken yitirmesiyle sonuçlanmıştır.

Adının tarihe altın harflerle yazılacak olmasına karşın önünde yaşanacak yılları varken toprağa düşmüştür.

Semmelweis’ın canıyla ödediği bedelden sonra 40 yıl daha bekledi insanlık. İngiliz hekim Joseph Lister tıp topluluğunu el yıkama konusunda ikna edince bitebildi bu başlıktaki tartışmalar. Lister çabalarının olumlu sonuç vermiş olduğunu görecek denli şanslıydı.

 width=Joseph Lister (1827-1912)

“Annelerin kurtarıcısı” unvanını da hak eden Semmelweis’ın anısına saygıyla…

Onun el yıkama konusundaki yalın önerisi bugün de küçümseniyor olabilir mi?

Kuşkusuz düşük olasılıktır.

Ama, böyleleri varsa bu dünyayı paylaştığımız onlara şu soru yöneltilebilir.

Elbette, hiç kimsenin yolu ameliyathaneye düşmesin!

Ama, bir şekilde düşerse ameliyata girecek hekimlerin ve onlara eşlik edecek sağlık çalışanlarının ellerini yıkamaksızın, maske takmaksızın bu işi yapmalarını kabullenir miydiniz?

Yanıtı belli bu soru için hoşgörünüze sığınırım.

Amacım, düş ürünü soruya bir o kadar yanıtı bilinen karşılık almaktan çok okuru sarsmaktı.

Buradan hareketle el yıkamanın yalnız tıp ortamının değil insanlığın yaşam ortamının önemli ve değerli bir eylemi olduğunu saptamamış olmayalım. Sokaktaki yurttaş da elini yıkama duyarlılığıyla kendisini korumuş olur. Kendisini korumuş olunca toplumu da koruma kapsamına almış olur.

Not : Günümüzde hiçbir hekimin ve ona eşlik eden hiçbir sağlık çalışanının ne maske takmak ne de el yıkamak konusunda çekincesi olamayacağı açıktır. Varsa, çekincesi olanların değil yetkinliği diploması tartışmaya açılsa yeridir.

 

El yıkama üzerine

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

3 Yorum

  1. 12 Ekim 2022, 21:41

    Ameliyathanede veya yoğun bakımda maske ve eldiven kullanılmasına, ellerin yıkanmasına, bu koşullarda el dezenfeksiyonu yapılmasına karşı çıkan yok zaten. Karşı olunan konu açık havada insanlara maske taktırılması ve koronanın yüzeylerden bulaşmadığı bilindiği halde el dezenfektanı kullandırılması. Gereksiz kullanılan dezenfektanlar, antiseptikler, çamaşır suları tabiatın tahribinde en önemli etkenlerdendir. Karanlığa kubur sıkma kabilinden bir yazı olmuş. Şu sözü unutmayın: Primum non nocere.

  2. Bunun kafası 19.yüzyılda takılı kalmıştır diye bakmak için başlığa tıkladım, daha yazının başında yaptığı totolojiyi görünce, yazık dedim içimden.

  3. hele hele abdest almaken güzel ve hızlı komple temizliktir. Herkese günde beş defa abdest almalarını tavsiye ediyorum. Esenlikler

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!