Avatar
Metin Aydoğan

1938’den 2019’a karşı devrim

featured

GERİ DÖNÜŞ

Kemalist Devrim’den geri dönüş söz konusu olduğunda, karşımıza önce İsmet İnönü ve onun uygulamaları çıkıyor. 11 Kasım 1938 devrimden dönüşün başlangıç tarihidir söylemi, yanlış bir saptama değildir. Atatürk’ün sağlığında pusuya yatmış karşıtçılığın her türü, çıkarcılar ve sinmiş gericiler onun döneminde gün yüzüne çıktı. Yeterli bilgi ve bilinçten yoksun İnönü, bu olumsuz gelişmenin başlatıcısı oldu.

1938’den 2019’a dek, Türkiye’yi yönetmiş politikacıların tümü, geri dönüşten yani karşı devrimden sorumludur. Uygulamaları yapanlar ve Türkiye’yi bugüne getirenler onlardır. Onların sorumluluğu, tarihsel olarak Kemalist Devrim’e, bağlı olarak ülkeye karşı işlenmiş suç durumundadır.

Atatürk’ten sonraki ‘yöneticilerin’ yaptıkları tarihte kayıtlıdır. Ülkenin bu günkü duruma gelmesinde değişik oranlarda payı olan bu insanların yaptığı açıklamalar, niteliklerini ortaya koyarken, sorumluluklarının da düzeyini göstermektedir. Sözleri, devrime karşı işledikleri ‘suçun’, itirafları ve kanıtları durumundadır. Bu sözler, Kemalist Devrim’in kimlerin eline düştüğünü gösteren belgelerdir.

İSMET İNÖNÜ’NÜN SÖYLEMLERİ

İsmet İnönü, 1960’larda, Abdi İpekçi ile yaptığı bir söyleşide şunları söylüyordu; “Demokratik rejime karar verdiğimiz zaman, büyük otorite ile büyük reformların hemen yapılabileceği dönemin değiştiğini, değişmesi gerektiğini kabul etmiş oluyorduk”.1

İki satırlık bu tümce çok şey anlatıyor. ‘Demokratik rejime karar verdiğimiz zaman’ diyerek, önce Kemalist dönemin demokratik olmadığı söyleniyor. Ardından, demokrasi çok particiliğe indirgeniyor. Konuyla ilgili bilgi yetersizliği ortaya çıkıyor.

Değerlendirmedeki devrimi ilgilendiren bir başka yan, ‘büyük otorite ile büyük reformların yapılması dönemi değişti’ dinilerek devrimin bittiğinin söylenmesidir. ‘Sürekli devrim’ yadsınıyor ve sürekli devrim anlayışının ‘değişmesi gerektiği’ söyleniyor. Oysa, Atatürk, ‘Devrimler yalnızca başlar, bitişi diye bir şey yoktur’ diyordu.2

İnönü’nün bir başka açıklaması şöyledir: “Benim için en büyük tehlike, onun (Atatürk’ün) gölgesi altında erimek ve ezilmekti. Devlet icraatının bütün sorumluluğu bana ait olmalıydı. Bunun için de, kudretim neyse benim damgamı taşıyacak bir dönemin başladığının belli olması gerekiyordu”.3

Kemalist Devrim, burada daha açık biçimde yadsınıyor. Atatürk’e ve devrime bağlılığı, ‘ezilmek ve erimek’ olarak görüyor ve bunu ‘en büyük tehlike’ sayıyor. ‘Benim dönemim onun dönemi’ biçimindeki yaklaşımla kendini devrimden ayırıyor.

Üçüncü açıklama, Sovyetler Birliği ve Batı ilişkileriyle ilgilidir. Boğazlar, Kars ve Ardahan’a yönelik çarpıtılmış bilgiler, Türkiye’deki Batı yanlılarının yoğun olarak kullandığı bir konudur. Oysa, Batı’ya bağlanma İnönü için bilinçli bir seçimdi. Bu gerçek, daha sonraki uygulama ve açıklamalarla açık olarak ortaya çıkmıştır.

İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra, Türk-Sovyet ve Türkiye-Batı ilişkileri ile ilgili olarak şunları söylemişti: “Eğer Rusya gelip de aradaki anlaşmazlıklara olumlu biçimde çözme teklifinde bulunsa bile ben Türk siyasetinin Amerikan siyasetiyle el ele gitmesi taraftarıydım”.4

MENDERES’TEN DEMİREL VE ECEVİT’E

İnönü’den sonraki ‘yöneticilerin’ açıklamaları anlayış olarak farklı değildir. Sözcükler ve söylem biçimi farklıdır ama tümü değişik oranlarda devrime ve devrimi oluşturan ilkelere karşıtlığı içerir. Bilgi ve bilinçten yoksun açıklamalar, son derece düzeysizdir.

Adnan Menderes Kurtuluş Savaşı diyorsunuz. Bu savaş pekâlâ üç ayda bitebilirdi. Bunun yıllarca uzatılmasına Mustafa Kemal’in yerleşme ihtirasları neden olmuştur”.5

Süleyman Demirel; Her geçen gün yeni boyutlar kazanan dinamik bir olgu olan küreselleşme, hayatın her alanını dönüştürecek, ekonomik manada sınırlar haritada bir çizgiden başka bir anlam taşımayacaktır. Ulus-devlete bakış değişecek, egemenlik kavramı yeni anlamlar kazanacaktır”6… “Türkiye, hızlı bir biçimde karma ekonomiden, serbest piyasa ekonomisine geçmelidir”7… “Bizim korkumuz, biz üniter bir devletiz, acaba üniter devlete zarar gelir mi diye biz eyalet sistemini düşünemiyoruz. Eyalet sistemini düşünemediğimiz için de merkeziyetçiliğe saplanmışız”.8

Bülent Ecevit; “Tek parti devrinde Altıok halkın dışında halka yönelmişti. Çok parti devrinde ise, Altıok’un çıkış noktası halk olmalıdır”9… “Fetullah Gülen Laiklikle ters düşmemeye özen gösterdim. Bana, çağdışı bir akımı temsil etmiş olabileceği izlenimi vermedi”10Fetullah Gülen okullarında, laiklik karşıtı, Türkiye’deki rejim karşıtı, Atatürk karşıtı bir eğitim verilmiyor. Dünyanın dört yanına Türk dili ve Türk kültürü tanıtılıyor. Fetullah Gülen’in kuşku uyandırıcı tavırlarına tanık olmadım”11“Turgut Özal döneminde, ekonomide atılan adımlar muhteşemdi… Türkiye yabancı yatırımcılar için bulunmaz bir fırsattır. Biz, dünyadaki yatırımcıları yalnızca Türkiye için değil, tüm bölgenin kalkınması için katkıda bulunmaya çağırıyoruz”.12

TURGUT ÖZAL VE SONRAKİLER

Turgut Özal, 1988 yılında verdiği AB başvuru dilekçesine eklediği kitapçıkta şu anlama gelen yorumlar yaptı: “Bizi Türk sanarak dışlıyorsanız, bilin ki Türk denecek bir yanımız yoktur. Uygarlık adına neyimiz varsa hepsini Yunanlılardan aldık. Bizim kültürümüz Yunan kültürüdür… Ben Türk değil Kürt kökenliyim”.13

Kenan Evren, “imam-hatip okullarında iyi eğitim veriliyor. O çocuklardan zarar gelmez. Türkiye laikliği dinsizlik olarak anlamış, yanlış tatbikatlar yapmıştır. 1930’lardaki laiklik anlayışını yanlış olarak görüyorum”.14

Tansu Çiller, “Türkiye’de herşey devletin egemenliği altında. Kendi bölgesinde son sosyalist devleti yıkacağız. Çocuklarınıza, biz onu yıktık diyeceksiniz”.15

Necmettin Erbakan; Önemli nokta, Refah Partisi iktidara gelecek, adil düzen kurulacak. Sorun ne? Geçiş dönemi sert mi olacak, yumuşak mı olacak, kanlı mı olacak, kansız mı olacak”.16

Mesut Yılmaz; “Bugünkü aşırı merkeziyetçi devlet yapısıyla yolumuza devam edemeyiz. Türkiye’yi Ankara’dan idare edemeyiz. Bu elbise dikiş tutmaz”.17

Deniz Baykal; “Türkiye’nin işçisi, çiftçisi, esnafı, sanatkârı ve sanayicisi bundan böyle yalnızca 60 milyonluk Türkiye için değil, 400 milyonluk Avrupa için üretim yapacaktır. GB’nin siyasal istismar konusu yapılmasına üzülerek şahit oluyorum. Bu zafer şu ya da bu partinin değil milletin zaferidir. Bu zaferin sahipleri önce Gazi Mustafa Kemal Atatürk, İsmet İnönü, Adnan Menderes ve Turgut Özal’dır”.18

Kemal Kılıçtaroğlu; “CHP iktidarında yerel yönetim özerklik şartını mutlaka getireceğiz.. Yerel yönetim özerklik şartı olsa bunlar olmayacaktı. Yerel yönetici yani belediye başkanı Maliye Bakanı’nın kapısında saatlerce beklememelidir”.19

Recep Tayyip Erdoğan, “ben ülkemi adeta pazarlamakla mükellefim”20Bir anonim şirket nasıl yönetiliyorsa Türkiye de öyleyönetilmelidir”21“Ankara, bugüne kadar olduğu gibi Türkiye’nin artık düğümlendiği yer olmayacak. Sorunları, yerinden yönetimle, tüm illerde çözme kararlılığındayız”.22

DİPNOTLAR

1   “Milli Kurtuluş Tarihi” Doğan Avcıoğlu, 3.Cil sf.696

2  “Atatürk İlkeleri ve Türk Devrimi” Hacı Angı, Angı Yay., sf.93

3  “Milli Şefin Paradoks Gerçeği” httb:blog.milliyet,com.tr

4 “Politikada 45 Yıl” Y.Kadri Karaosmanoğlu, İletişim Yay., sf.192-195

5  “Menderes’in Dramı?” Ş.S.Aydemir, Remzi Kit. İst. 1969,  sf. 219

6  “Demirel’den İkinci Cumhuriyet Çağrısı” Aydınlık 10.10.1999 Sayı 638

7  “Mevzuat Gözden Geçirilmeli” Türkiye 12.10.1999 ve “Baba’dan Hedef; Fabrika İhraç Edin” Star 12.10.1999

8  Cumhuriyet, 11 Ocak 1999

9  “Ecevit Olayı 1” K.Sağlamer, ak. E.Bilbilik Aydınlık 16.01.2000, Sayı 652

10   https://www.internethaber.com/ecevit-ve-fetullah-gulen-arasindaki-tuhaf-iliski-1704584h.htm

11     youtube

12     “Ecevit 53 Projeyle Gitti” Cumhuriyet 28.01.2000

13     a.g.d. 1 Mart, 2007 ve https://m.takvim.com.tr/yazarlar/cetingulec/2010/04/17/ozaldan_tartisma_yaratacak_sozler

14     “Haftaya Bakış” Ahmet Taner Kışlalı, Cumhuriyet 03.03.1986

15     “KİT Sistemlerinin İktisadi Değerlendirilmesi, Nicel İrdeleme, Özelleştirme Sorunları ve Politika Seçenekleri Özet Rapor” KİGEM Yay. 1997, sf.30

16     https://t24.com.tr/haber/erbakan-kanli-mi-olacak-kansiz-mi-dediginde-korktuk,208463

17     “Yılmaz: Elbise Dikiş Tutmaz” Cumhuriyet 13.10.1999

18     Sabah 14.12.1995

19     https://t24.com.tr/haber/kilicdaroglu-yerel-yonetim-ozerklik-sartini-mutlaka-getirecegim,269875

20     “Ülkemi Pazarlamakla Mükellefim” Cumhuriyet, 16.10.2005

21     https://tr.sputniknews.com/turkiye/201503151014435942/

22     https://www.yenisafak.com/gundem/ankarayi-dugum-olmaktan-cikaracagiz-2714844

1938’den 2019’a karşı devrim

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

7 Yorum

  1. 2 Aralık 2019, 08:55

    Sayin Metin Yılmaz.
    İnsanları aydınlatıyorsunuz, yazdıklarınızı dip notlarla temellendiriyorsunuz,aydınlanmak isteyen insanlar için yazılarınız bilgi hazinesi.
    Geçen ay Berlin de de bir çok insan sizden çok şey ögrendi tıpkı benim gibi.
    Çok Teşekkūrler

  2. 15 Kasım 2019, 21:02

    Serdar Varol;
    Koyunun önde gideni sensin terbiyesiz!
    Sen bana hitaben söylemeye çalıştıklarını bile, sanki ortaya söylüyormuş gibi yapacak kadar ….. Atatürk kim sen kim.
    Bana daha önce de hakaret etme cüretini göstermeye kalktın, cevabını da misliyle aldın ve hiç utanmadan kısıp kuyruğunu oturdun. Aşağıdaki linkte bir kez daha hatırlatayım sana ve ilgilenenlere. Burada senden başka bir tane daha terbiyesiz yok.
    Edepli ol, daha fazla küçültme kendini.
    https://www.veryansintv.com/fetonun-kripto-elemanlari-e-devlet-icinde-sakli-cozulurse-bylocktan-daha-kesin-bir-delil-olacak/

  3. 15 Kasım 2019, 16:35

    Klasik Chp masallarıyla büyümüş koyuna, hakikateler ağır gelmiş. Atatürk’ü tanımayana İnönü’de, Ecevit’de güzel gelir normal.

  4. Harika bir anlatım ve yazı olmuş, duygularımın,düşüncelerimin tercümanı olmuş…teşekkürederim..

  5. 15 Kasım 2019, 11:58

    Karşı devrim’i İnönü’den başlatacak kadar toptancı bir yaklaşımın kimseye faydası olacağını sanmıyorum.
    Tam tersine konuyu sulandırdığını düşünüyorum.
    İnönü döneminde bunlar dile getirilse anlamlı olabilirdi. Oysa günümüzden 1938’e doğru baktığımızda Özal döneminden bu yana işlemiş olan “karşı devrim” sürecinin yanında, Özal öncesi devede kulak bile değildir.
    Ayrıca cumhuriyet tarihimizin gördüğü en nitelikli devlet adamlarının başında gelen Ecevit için, -söylendiği yıllarda pek çok başka insan tarafından da dile getirilmiş- sözler üzerinden, adeta FETÖ’yle bir bağ kurma çabasını son derece çirkin buluyorum.
    Ne söylemeye çalışıyorsunuz?
    Ecevit FETÖ’yü devlete mi doldurdu? Ortaklık mı kurdu? Birlikte vatana ihanet mi ettiler?
    Karşı devrimi İnönü’den, FETÖ’yü Ecevit’ten başlatmak, olsa olsa, FETÖ ortağı “karşı devrimcilerin” ihanetlerini, bütün cumhuriyet tarihine paylaştırıp suçlarını hafifletme çabasıdır.

  6. 15 Kasım 2019, 10:48

    Ezanın tekrar Arapça okuması bir yana, iktisâdî karşı-devrimi, 7 EYLÜL 1946 kararları ile, İNÖNÜ yaptı. BAYAR+MENDERES iktidâra “Atatürk” “Atatürk” diye diye gelmişler ve 22 EYLÜL 1952 kararları ile O’nun sanayileşme politikasını tatbik mevkîine tekrar koymuşlardır. Bunun neresi yanlıştı? İngiliz-Amerikan tezine göre bir sanayileşme politikasının çekirdeğinde fen bilimleri olmalıdır. İktisâdiyat mâliye kambiyo sözde-bilimleri değil.. Aksini iddia eden, etkisiz hâle, 9/11… Allende-Büllende..

  7. 15 Kasım 2019, 09:02

    İsmet paşa büyük faydalar sağladı, inkar edemeyiz ancak ne Köy enstitülerini, ne kapatılan mason localarının açılmasını, ne de sanayi atılımlarının korunmasını sağlama konusunda elini masaya vuramadı. bu tür kazanımların korunması için ne gerekiyorsa yapamadı. diğer taraftan yazıda belirtildiği üzere çok partili sistemin çıkar odaklı politik sisteme dönüşüp, ardından sürekli halkın, halkçılığın, devletçiliğin, laikliğin ve cumhuriyetin aleyhine işlediğini de göremedi, gördüyse de bir şey yapmadı yada yapamadı.
    bunları tespit ettikten sonra doğru cevaba ulaşmamız ve abd kuklalarının, gericilerin nasıl iktidar olabildiğini anlayabiliyoruz.

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!