Avatar
Yavuz Alogan

Sarayın merkez medyası

featured

Yavuz Alogan yazdı…

Yaygın, etkin ve güçlü yayın şebekelerine merkez medya ya da anaakım medya deniyor. Gâvurca “mainstream” sözcüğünden türetilen “anaakım” lafı biraz karışık çağrışımlı olduğu için “merkez medya” demeyi tercih ediyoruz.

Haber ajansları, gazeteleri, televizyon kanalları ve internet ağları olan merkez medyanın, verdiği haberlerle, seçtiği filmlerle, yaptığı dizilerle, eğlence programlarıyla ve ünlü yorumcularıyla kamuoyunu tıpkı bir anafor gibi içine çekerek sürüklemesi, dikkatini dağıtması, oyalaması, eğlendirip avutması; ve en önemlisi, geniş halk kesimlerinin düşünce ve davranışlarını devletin ve hâkim ideolojinin istediği yönde sevk ve idare etmesi beklenir. Geniş halk kitleleri merkez medyanın istediği yönde tüketirler (reklamlar) ve sisteme rıza üretecek şekilde düşünürler (haber ve yorum imalatı).

AKP bu işi becermek için elinden geleni yaptı fakat son perdede feci şekilde çuvalladı. Yanlış anlaşılmasın, başlangıçta çok başarılıydı. Önce kendi burjuvazisini yarattı, sonra devletin sopasını eline alarak kendisine biat etmeyen muhalif medyayı terbiye etmeye başladı. Medya tehlikeyi gördü, terbiyeli bir tutum takındı; “tamam,” dedi, “artık muhalefet etmeyeceğim.” Fakat AKP bununla yetinmedi. Bu kez devletin sopasını kendi burjuvazisine gösterdi ve onu itip kakarak, fırçalayarak paraları bir havuza akıtmaya, biat etmeyen medyayı parayla satın almaya zorladı.

Merkez medyayı ele geçirdiler, onu partinin merkez medyası hâline getirmeyi başardılar. Medya emekçilerinden oluşan çok geniş bir kadroyu, program yapımcısı, sunucusu, yorumcusu, köşe yazarı ve muhabiriyle tasfiye ettiler. Bazı dik başlı medya yıldızlarını hain, casus, FETÖ’cü, PKK’li diye suçladılar, mallarına mülklerine el koydular, bazılarını arada bir tutukladılar, diğerlerini adliyenin kapısına bağladılar.

Buraya kadar her şey mükemmeldi. Fakat bununla yetinmediler, ileriye doğru bir sıçrama daha yaparak “Kamuoyunun ve ilgili makamların zamanında ve doğru bilgilerle aydınlatılması için gerekli bilgi akışını sağlamak ve bunların kamuoyu üzerindeki etkisinin belirlenmesine ait hizmetleri yapmak” için doğrudan Cumhurbaşkanı’na bağlı bir T.C. İletişim Başkanlığı kurdular.

Tırnak içindeki yeri dikkatle okuyunuz. Burada diyor ki doğru bilgiyi ancak ben bilirim, ben dağıtırım ve bilginin kamuoyu üzerindeki etkisini belirleyerek bilgi akışını ben denetlerim. Kurumun başına genç ve dinamik bir Joseph Goebbels getirdiler.

Aslında Goebbels benzetmesi uygun düşmüyor, geri alıyorum. Gerçi Goebbels de doğrudan Führer’e bağlıydı fakat basit bir memur değildi; üstün yetenekliydi; kitleleri coşturan müthiş bir ajitatör, güçlü bir demagog, yalan imalatçısı, Nazi ideolojisinin gözü kara partizanıydı. Bu özellikleriyle kıyas kabul etmez. Bizim örneğimizde, merkez medyayı sürekli denetim altında tutan, alternatif medyayı ise cezalarla, yasaklarla yıldıran, icabında yok eden bir emir kulu, bir tür tekil siyasî komiserlik makamı söz konusu.

Olay Tv hadisesinde kurumun nasıl işlediğini gördük. Patrona bir liste gönderiliyor ve mevcut yayın kadrosunun listede yer alan isimlerle değiştirilmesi isteniyor. Yayın yönetmeni, “Cavit Bey çok ağır baskı altında olduğunu, devam edemeyeceğini söyledi” diyerek durumu özetledi. Burada Olay Tv’nin yayın çizgisini konuşmuyoruz. Üzerinde durulması gereken, basın yayın hürriyeti ve iktidarın bir televizyon kanalına müdahale yöntemidir. Demek ki sadece yandaş kanallara değil, diğerlerine de şunu kovun bunu alın diye listeler gidiyor. Merkez medyada yandaşlara program kontenjanı ayrıldığını, yapay kavgalarla tiyatro oynandığını görüyoruz. Bugün Olay Tv’ye yapılan yarın herkese yapılabilir. Oh ne güzel, bizim gibi düşünmeyen bir kanal kapatıldı diye zil takıp oynayacak hâlimiz yok herhalde.

Neyse, konuyu dağıtmayalım. Saray’ın el atmasıyla birlikte geniş medya âlemi kurdun saldırısına uğramış koyun sürüsü gibi dağıldı. İlk şok atlatıldıktan sonra internette, televizyon şebekelerinin kıyısında köşesinde farklı siyasî çizgilerde alternatif ve muhalif medya kanalları oluşmaya başladı. Eski medya patronları mücadele etmemişler, AKP’nin medya havuzunda biraz çırpındıktan sonra paraları alıp sıvışmışlardı. Alternatif medya baskı altında, yokluklar ve zorluklarla yayın yapmaya başladı.

Çok acıklı gelişmeler oldu. AKP’nin medya düzeni içinde varlığını sürdüremeyeceğini anlayan bir tv kanalı “Erdoğan’ı gördükçe ona âşık oldum” diyen, bir zamanlar adını nefretle andığı işadamını “vatansever” ilan ederek durumunu kurtarmakla kalmadı, Türkiye’nin bir numaralı kanalı olacağız diye hamle bile yaptı. Havuza girmek, reklam pastasından istifade etmek istiyor… Olabilir. Reis’in vefalı olduğunu, kendisiyle birlikte yürüyenleri asla yarı yolda bırakmadığını biliyoruz, iyi şanslar diliyoruz. (Bu paragrafı okuduktan sonra “Yavuz Bey, siz ne kadar şerefsiz (!?) bir insansınız” diye başlayan komik mektuplar yazarak beni gülme krizine sokacak olan değerli arkadaşlara zihin açıklığı diliyorum!). Gerçek tabak gibi ortada duruyorsa, bize düşen, onu dile getirmektir.

Şimdi diyeceksiniz ki bunca başarıya rağmen AKP medyada nasıl çuvalladı? Çuvalladı, çünkü Saray’ın merkez medyası tutmadı. Daha doğrusu işlevini yerine getiremedi, yani “merkez” olamadı. Alternatif medya, zorluklara rağmen yavaş yavaş merkez medya işlevini üstlenmeye başladı. Özellikle büyük kentlerde yaşayan, eğitimli, batı kültür kuşağı içinde yetişmiş, Cumhuriyet’in Devrim Kanunlarını anlamış, laisizmi özümsemiş, toplam nüfusun yarısını oluşturan kitle, alternatif medyaya merkez medya rolü yüklemeye başladı.

Düşünün, son kırk yıl içinde TRT dahil her türlü medya kurumunda çalışmış, üstelik 12 Eylül rejimine de ucundan direnmiş, tecrübe edinmiş, meslekte yetişmiş, dil bilen, dünyayı tanıyan, kitap okuyan, evrensel kültüre açık, genç ve dinamik, geniş bir profesyonel program yapımcısı, haberci (muhabir), yorumcu, gazeteci, yönetmen, köşe yazarı kadrosunu biçiyorsunuz ve bu kadronun yerine kendi adamlarınızı geçiriyorsunuz. Bu adamların liyakatini tartışacak değilim, bize yakışmaz, zaten görüyorsunuz.

Bu durumda nüfusun yarısının tasfiye edilen medya kadrosunun peşinden gitmesi, doğru haber yorum için alternatif medya kanallarına yönelmesi, gerçekleri sosyal medyada, internette araması ve Saray medyasının “merkez” olma özelliğini giderek kaybetmesi doğaldır.

Bakın ben size bir şey söyleyeyim: kısmî ve kusurlu da olsa özgürlüğü tatmış insanları asla köleleştiremezsiniz. Öyle bir an gelir ki taraftar zannettiğiniz insanlar bile sizden kaçmaya ya da direnmeye başlarlar.  

Çin’deki gibi bir “Çin Güvenlik Seddi”yle interneti sansürlemeniz ya da Rusya’daki “Roskomnadzor” sistemiyle internet kullanıcılarını tam bir denetim altına almanız ya da Kuzey Kore’deki gibi interneti sadece seçilmiş kişilerle sınırlamanız ya da İran’daki gibi tamamen kapatmanız mümkün değil. Gençlerin izlediği YouTube’u ve Wikipedia’yı bile kapalı tutamadınız. İletişim Başkanlığı fazla ileri gidemeyecektir. Çünkü burada İran, Rusya, Çin, Kuzey Kore, Katar ve Suudi Arabistan’daki gibi bir halk yok.

Evet pek çok sıkıyönetim, OHAL, sansür, gazete kapatma, yazar tutuklama olayı gördük. Fakat çok özgür dönemler de yaşadık. TRT gibi kurumların, üniversitelerin anayasal özerklik güvencesine sahip olduğu zamanları gördük; halkımız örgütlenme, gösteri, ifade ve basın yayın özgürlüklerini yaşadı.

AKP, karşıdevrimini tamamlayamadı. Halkı ikna edecek ideolojik aygıtlara ve/ya da zorlayacak baskı aygıtlarına sahip olmadığı kesinlikle, döne döne kanıtlandı. Yıktığı kurumların yerine yenilerini koyamadı. Kendi kurucu kadrolarını kaybetti, yolsuzlukları, şatafatı ve patavatsızlığıyla kendi tabanını bile yabancılaştırdı.

İktidarda geleceği olmayan bir partinin fazla ısrarcı olması kendisine zarar verir. Saray’a yaptırılan deney başarısızlığa uğramıştır. Dokuzuncu Cumhurbaşkanı merhum Süleyman Demirel’in dediği gibi, “iktidarların kansız, kavgasız, entrikasız el değiştirmesi çok önemlidir.” Kurucu meclisler oluşur, her şey konuşulur, çözümlenir, kararlaştırılır fakat devlete yapışıp debelenerek ülkenin bekasını tehlikeye atmak asla affedilmez.

Anadolu Selçuklu mimarî üslubunu yansıtan Saray ve diğer külliyeler elbette Kültür Bakanlığı’na devredilecek, bundan sonraki cumhurbaşkanları hiç kuşkusuz Mustafa Kemal’in Çankaya Köşkü’nde ikamet edecektir. Biz AKP’yi muhalefette, yine yüzde 3-7 bandında görmek isteriz. Saray’dan beklenen, AKP’nin kurucularından Cemil Çiçek’in dediği gibi, “topyekûn tevbe-i nasûh” etmekten ibarettir. Sayın Çiçek, hitap ettiği kişinin karakterini çok iyi bildiği için, “Tövbe edip aynı günahları işleyeceksek bu kabul edilir olmaz” diyerek muhatabını ikaz etme ihtiyacı da hissetmiştir. [email protected]

Sarayın merkez medyası

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

29 Yorum

  1. 29 Aralık 2020, 19:31

    Muhalifsek ama muhalif kanallarda PKK güzellemesi görmek istemiyorsak ne olacak?
    Şöyle vatansever, milli duyarlılığı olan ama şu veya bu örgüte güzelleme yapmayan bir TV kanalı kurulamaz mı, yürütülemez mi?
    Bu arada Beştepe’deki devlet merkezinden geri dönülmeyecek. Geriye gidiş olmamalı. İktidar değişir, son 10 yılda inşa edilenler kullanılarak, yanlışlar düzeltilerek, sistem reforme edilerek, parlamenter düzene dönülerek ülke yönetilmeye devam eder. (Ankara’yı bilenler Çankaya Köşkü’nün hangi elçilikler ve binalar ile komşu olduğunu göz önüne alarak, neye dönülmemesini kastettiğimizi anlayarak baksınlar lütfen bu yorumumuza.)

  2. Cok guzel bir yazi sayin Alogan tebrik ederim. Butun dalkavuklari, yanar donerleri, sosyalist gecinen eski solcu, Maocu, topcu, popcu, bugunun Kemalist gecinen bukalemunlari afise eden, Kral ciplak diyen yazinizi takdir ettim. Elleriniz dert gormesin. Bunlar gercek Cumhuriyetciler icin parazit yapan, ruzgar gulu gibi ruzgara gore yelken acan sahsiyetler. Alin size Imamoglu, Kaftancioglu, Dogu Perincek vesaire vesaire. Bunlarin birbirlerinden ne farklari var? Biri Amerikanci Kemalist, digeri Ruscu Kemalist. Al birini vur otekine. Bu vatan icin gereken, yurekli bagimsiz gercek Kemalistlerdir.

  3. 29 Aralık 2020, 01:01

    Vallah bizler hic bikmadik. Enfes yazilari ile sayin Alogan icimizi aciyor ve bu arada siz VPli uzaktan kumandali trolleride madara ediyor. Ellerine saglik.

  4. Cavit caglarin buna musade edecegini zannediyorsan adami hic mi hic tanimamissin…Devlet veya iktidar karisacak olsa cumhuriyete karisirdi..Onlarda epeydir hdp guzellemesi yapiyor..!..Cavit caglar dogruyu kendisi bulacak kadar vatan evladidir..

  5. Ak troller var da VP’li troller yok mu? Yorumlara doluşup kendinizi tatmin edin ezikler

  6. 28 Aralık 2020, 19:40

    Okurlar da bıkmış bak Yavuz abi… Kin ve düşmanlığı bırak abi. 100 küsür like! Bak Doğu Perinçek diye diye okur topladın yorumuma! :)))
    Sağol.

  7. 28 Aralık 2020, 18:15

    Yazar batida medyanin cok iyi oldugunu savunarak Cin e Rusya ya sitem ediyor.Batinin kendi kontrol sistemini kurarak asiriliga müsade etmez.Merkez medya hükümetin politikalari dogrultusunda yayin yapar.Arada bir zayif muhalif yazilarda cikar. Türkiye de merkezi yönlendirme cok acik yapildigindan,siritiyor. ATV ve Sabah gazeteleri
    satin alinmasi bilinen bir durum.Olay Tvnin basina gelen tam bir rezalet. Muhalefeti susturmak icin Saray elinden geleni yapiyor.

  8. 28 Aralık 2020, 11:50

    Yavuz bey çok bıktık abi….
    Bırak yahu….
    Kin kalbe yüktür…

  9. 28 Aralık 2020, 11:39

    Ilk yorumum yayinlanmadi, ama ben yine de cevap vereyim..Yorumsuz kardes, cep doldurma isini, 80 yil bu millet icin bir civi dahi cakmadan bu milletin kaymagini goturenlerdir..Dinsizlestirilmis islamiyeti de feto ve adnan hocacilar yapmistir..Hepsi deliklerde bugun..Kacanlarda tiyatro oynamaya calisiyor..Merak etmesinler, hepsine sira gelecek..Bugun fetoyle ve dahi hdpkk ile isbirligi yapanlar zilletcilerdir..Tutuklanmamis mv lerine gelince hepsi zillet ittifaki destekcisi olarak siyasi arenada hizmetlerini surduruyor..!!!
    Tuncaslana gelince, benden bir psikolojik tuyo vereyim kendisine..Kendisi gibi dusunmeyenleri Akp trolu zannetmen senin kesin olarak ychp trolu olduguna isaret eder..Yansitma mekanizmasi..Tam bir feto taktigi..!

  10. 28 Aralık 2020, 10:48

    Hükümet medyasını biliyoruz, değişen birşey yok ama Vatan partisi sayesinde daha yerli ve milli olma yolundalar. Hdpkk sempatizanı bir kanalın kapatılmasını bu yönüyle görmek sizin de marjinalize olduğunuzu gösteriyor. Pkk nın aparatı bir kanal olamaz, bu Cumhuriyet gazetesi de olsa, Halk TV de olsa kabul edilemez. Benzer şekilde cemaat kanalları da olamaz, onların da elden geçmesi lazım ama henüz akp seçmeni hazır değil. Hazırlayacağız…

  11. 28 Aralık 2020, 07:45

    Yine yapacaginizi yapip cevabi yorumlarimi yayinlamadiniz..Aferin size..Goebbels e bile rahmet okutuyorsunuz.!

  12. 28 Aralık 2020, 01:06

    İnsan geçmişini sever, sevmez…

  13. ‘@Mustafa, guzel kardesim, bu millet 20 yil boyunca AKP’ye kimseye acmadigi krediyi acti. Atabeyler oldu, “acaba mi dedi”, ergenekon oldu, “olabilir mi, dedi”, casusluk davasi oldu “hakket mi” dedi, balyoz oldu “cidden mi” dedi, en son iste nur topu gibi 15 temmuz oldu. Yani oldu da oldu. Senin deyimin ile “belimizin dogrulmasina” engel dis mihraklar mi yapiyor diye dusundu her defasinda, ama guzel kardesim 20 yil oldu, merkez bankasi rezervi eksiye dusmus, sen yanmaz uniforma diyorsun. Dunya teknolojik olarak 20 yilda nereye geldi, biz de gidip kendimizi 1890lar ile kiyasliyoruz. Sizin derdiniz de, bizim derdimiz de ne yazik ki hepimizi irgaliyor. Irgalanmayanlar ise sadece onlar. Neyseki fani dunya.

  14. evet, her iki medya cephesi halkçı değil. her ikisi de küresel efendilerin kuklası. Yavuz bey, yazınız boşa gitmiş.

  15. Hakkaten bencede çooook güzel günler bizi bekliyor
    Tüm umudumuz CHP -HDP-İP in oluşturduğu Temel,Babacan, Davutoğlu gibi ilerici devrimci Kemalist partilerinde desteğini almış büyük kurtarıcıda
    Çankaya şart,tabi senatör düzeni şart hatta lordlar kamarası şeklindede olabilir ama mutlaka Sümerbankın çizgili pijamasını giymeliyiz madem derdimiz 1930 lara dönmek,çizgili pijama mutlaka olmalı

  16. Herkesten büyük özür = ama akp nin kaybettiği kurucu kadroların icraatleri ve SÖZDE politik ve siyasi başarılarını

  17. Yorumsuz @ Tüm saydıklarınızın muazzam icraat lerine rağmen hala ayakta duruyor ve dışarıdan destekli o kadar siyasi oluşuma rağmen, hala iktidar alternatifi olamıyor ve bu millete derdini anlatamıyorsa ya burada bir anlatım hatası yada anlatılanı algılamaktan aciz bir kitle var, seçim sizin, ama işin garip tarafı, ülke ne zaman belini doğrultmaya başlasa mutlaka bir müdahalenin ortaya çıktığı, o kadar her şeyi çok iyi bilen zerzevatın, Akp ye kadar ülkeyi getirdiği durumda ortada , sanırım sizin hafızanız o kadar kıt değil ve en azından itfaiye teşkilatının modern teçhizat ve donanıma ve yanmaz Üniformaya ne zaman kavuştuğunu bilirsiniz bu sadece ve sadece tek bir detay, diğer konu ve hususları saymıyorum bile, bizim temel meselemiz TC nin daha güçlü ve daha dirençli ama özellikle ikiyüzlü ve çifte standartlı baskılara karşı dirençli olması, Sizin derdiniz, Sizi ırgalar

  18. 20 yildir ayni maval, tek bildiginiz cep doldurmak. Onlar dinlestirilmis kemalizm yarattilar ise, siz de dinsizlestirilmis islamiyet yarattiniz ki cok daha buyuk bir basaridir. Gurur duyun. Bu feto argumanlari ile suyu bulandirmaya da calismayin. Bir tane milletvekili tutuklanmadi darbeden sonra, bir tane. Hikaye anlatmayin, herkes neyin ne oldugunu biliyor.

  19. ne basarisi kardesim? akp’nin kurucu kadrolarinin bizi asamali olarak getirdigi tek yer 15 temmuz kalkismasi. BOP Esbaskani ile basla, ve devam et, Abdullah Gul, Bulent Arinc, Huseyin Celik, Suat Kilic, Ali Babacan, Mehmet Simsek, Ertugrul Gunay, Kemal Unakitan.. saymakla bitmez. Tam 20 yil, dile kolay. Herkesi kendiniz gibi kit hafizali mi saniyorsunuz?

  20. 27 Aralık 2020, 12:39

    Sarayın çekim gücüne hayranım.Tıpkı kara delik gibi yakınından geçen ışığı bile içine çekiyor.Kara deliğin çekim gücünü kapılan parti liderlerinden anlayabiliyordum ama tahminimden çok daha kuvvetliymiş ne var ne yok çekiyormuş meğer partinin tepesinden tabanına kadar.

  21. 27 Aralık 2020, 11:57

    İlan etmeye gerek yok zaten öylesin.Üstelik AKP trolüsün

  22. 27 Aralık 2020, 11:18

    Kusura bakmayin sayin alogan, muhalif medyanin yuzde 90 kadari fetonun urettigi pensilvanya yapimi camur iftira yalan kumpas carpitma hikayelerini bu millete mansetlerden haber diye yutturuyor..Yalani koskoca mansetten yayinlayip aylar sonra buyutecle bakarak ancak okuyabilceginiz minicik harflerle tekzip yayinliyorlar..
    Veryansintv yazarlari da hepsi anlasmis gibi “ saray, saray, saray, saray, saray,……..” deyip duruyor..Insani iskillendiriyorsunuz..!…Cankaya sizin icin Kabe midir anlamadim ?..Fetonun her bir kosesine onbinlerce bocek yerlestirdigi cankaya..!Gunumuz Turkiyesine yetmeyen cankaya..!..Her dinin kutsallari oldugu gibi Ataturkculugu de din yapip sizde mi bu dinin kutsallarini yarattiniz yoksa..?…Bunlari soyleyince Beni de kisa yoldan Ataturk dusmani ilan ediverin, kestirip atin…Zaten oyle yapacaksiniz..!

  23. Şoför Nihat bey, T-24’te inecek var, unutmazsın değil mi ?

  24. Merkez medya, siyasete eşit mesafede olmayı öğrenmediği müddetçe siyasilerin manipülasyon malzemesi olmaktan öteye geçemeyecektir.

  25. Saray diyerek sözde küçümseyen ve hakir görenlerin tek kuyruk acısı oraya en erken nasıl kapağı atacakları, diğer yönden bakarsak yıllarca mason-siyonist ve batı uşağı yazılı ve görsel medyayı bugüne kadar görüp konum alamayanlar, eğemen konumda iken sürekli ve sistematik olarak psikolojik harekat ürünü Yurtdısında ki manşetleri gözümüze sokarken, yada bugünlerde hala attığı manşetlerle dışarıdaki yoldaş? düşündaş? efendilerine? malzeme sağlarken dertlerinin düşünce özgürlüğü ve-ya demokratik hakların beyanı olmadığını gözlemleyerek müşahade etmiş olduk, ama hala bu kibirli ve elit geçinmeye çalışan bazı zerzevatın ülke çıkarlarını esas alan ne kadar haber varsa, ideolojik gözlüklerle çarpıtmaya çalışması yada es geçmesi ayrı bir konu, iletişim başkanını genç bir Gobbels olarak yaftalamak gayet başarılı bir malzeme, dışarıda güzel sükse yapacaktır, ama akp nin kaybettiği kurucu kadroların icraatleri ve politik ve siyasi başarılarını hepimiz gözümüzle şahit olduğumuzdan ayrı bir yeri var, bunun belirtilmesi bile yeterli ,

  26. sayın alogan, artık prekarya içinde yer alan nüfusun “orta direk” katmanlarına fazla güveniyor bence. içinde bulunduğumuz durum fren tutmaz bir (dik) yokuş aşağı yuvarlanmaya, ya da (sürtünmenin bile kalmadığı) bir uçurumdan düşmeye daha çok benziyor. “Havuza girmek, reklam pastasından istifade etmek” isteyenler ciddi. mhp de öyle. bir kriz çıkacak belli. ve artık düzenin bu krizi belli sınırlar içinde tutacak hali kalmamış. biz “ça ira” söylemeye hazırlanalım. “gidecekler, gidecekler, gidecekler”. ya da belki..”marsilyalı genç gönüllülerin söyledikleri bu şarkının yankıları iki-üç saat içinde bütün paris sokaklarını kaplar. “ça ira” unutulmuştur, eski marşlar ve eski şarkılar unutulmuştur. devrim kendi sesini tanımış, kendi marşını/La Marseillaise/ bulmuştur.” stefan zweig – sternstunden der menschheit/yıldızın parladığı anlar.

  27. 27 Aralık 2020, 08:46

    Sayın Aloğan, evet sizin de bahsettiğiniz gibi gidişat o yöne doğru gidiyor…yani bu yolculuk Çankaya köşküne doğru yönelecek..ama gönül isterdi ki , sizin bahsettiğiniz bu özgürlükleri tatmış halk 19 yıldır ülkenin tüm kaynaklarını kurutmuş ve Cumhuriyetin kazanımlarını yok eden iktidara bir alternatif çıkarabilseydi keşke..! Şimdi bu aşamaya geldikten sonra halkın bir kısmı hariç ama menfaati olan kişilerin karşı cepheye geçmeleri , rüzgar gülü olduklarını gösterir sadece…yapay lale devrini dünyadaki ucuz likidite nedeniyle yaşayıp lüks arabalar,villalar alıp, lüks hayat yaşayanlar bu saatten sonra akılları başlarına gelse ne olur..! Zira ülke çok kan kaybetmiştir.Tüm herşeyin yeniden ele alınması, karma ekonomi uygulanması, 21.yüzyıla yakışır eğitim seferberliğine girişilmesi, tarımın ,sanayinin ayağa kaldırılması , parlamenter sisteme dönülmesi ve TBMM’nin ve belki de Senato’nun işlevsel hale getirilmesi, kısaca 60 yıldır kurucu temelini yitiren Cumhuriyetin tekrar tüm kurumlarıyla çalışır hale getirilmesi gerekmektedir…! Fakat bunları bazılarının beğenmediği 1930’lar formatında gerçekleşmesi gerekiyor..elbette Cumhuriyeti kuran liderin öngördüğü şekilde ,çağa uygun güncellemeler ile..ama Demokrasiden, laiklikten,çağdaşlıktan ve tam bağımsızlıktan milim taviz vermeden…!

  28. Helal ve tebrikler.Hakikatı dile getirmek şuursuz ve ahlaksız (kendi gördüğünü ve zannettiğini ahlak sayıp,onun ahlaksızlık olduğunu bildirip uyarana saldırmak,onun derisini yüzmek) güruhu hoplatıp zıplatıyor.Her yazınızın yorum kısmına dün fikri hürken bugün amirinin emriyle fikrini militanlaştırmış salakların,sol solcu marksist maocu filan neyse,cart diye akıl ve ironi ve zeka ve mantık ve gerçekle yoğrulmuş yazılarınıza sümkürmesini biz de fena halde gülerek eğleniyor okuyoruz.O kadar ki bunların yüzünden özneye-eleştiriye muhatap esas oğlana sıra gelmiyor.Gerçi esas oğlanı da sanırım hayatın kendisi rezervine almış durumda.Elletmem ben nasıl halledeceğimi biliyorum diyor.Yani İlahi Adalet şaşmadan hazırlanıyor.Gelmiş geçmiş olsun.

  29. 27 Aralık 2020, 08:15

    Yahu Perinçek sana ne yaptı. Bir de onu yaz da bilelim. Kuyruk acın mı var.? Yoksa oradan kovuldun mu? Yazılarınla kime göz kırpıyorsun ?. Bunları içtenlikle yazarsan biz de öğreniriz. Okur olarak bu bizim hakkımız. Perinçekgillerin kanalından palazlanan bazıları hemen onun karşısına geçiyor. Bütün bunlar değilse nedeni, psikolojik neden mi acaba. Atatürkçü desem Atatürkün karma ekonomisini savunmuyorsun (devletçi kapitalizm) diyorsun, Sosyalist desem Sosyalistlik anti empeyalist olmaktan geçer bu çağda.O da değil. Kominist hiç değilsin. Olsa olsa sosyal demokratlık kalıyor geriye..

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!