Çanakkale savunması/harekatı özellikleri ve çıkarılan dersler

featured

Emekli Kurmay Albay Mustafa Güneş yazdı…

Sadece Türk Milletinin tarihinde değil aynı zamanda dünya harp tarihinde çok önemli bir yer tutan ve halen pek çok askeri okulda ders olarak anlatılan, hakkında pek çok kitap yazılan, film çekilen, türkü yakılan, şiir yazılan Çanakkale Savunması/Harekâtı ile ilgili olarak fazlaca öne çıkarılmayan hususları ve çıkarılan neticeleri siz değerli okuyucular ile paylaşmak ve dikkatlerinize sunmak istiyorum.

Öncelikle bu harekatta ilk defa; kara, deniz ve hava kuvvetleri birlikte kullanılmıştır. Denizaltılar, ilkel de olsa ilk uçak gemileri ve ilk zırhlı araçlar da muharebelere iştirak etmiştir.

En çok deniz aracı kullanılarak en çok sayıda kuvvetin çıkarıldığı tarihteki en büyük amfibi harekâttır. (403 parça su üstü vasıtası ile yaklaşık üç Kolordu çapında bir kuvvet)

İngiliz sömürge İmparatorluğu’nun, seyyar hastane, İlk yardım çukuru, sargı yeri, hastane gemisi gibi sağlık tesislerini bombalaması ve ateş altına alması, Eceabat gibi sivil yerleşim yerlerini havadan bombalaması, mevziler arasındaki şehitlerin toplanmasına izin vermemesi ve yakılması gibi harp hukukuna aykırı pek çok vahşi uygulamaları tarihte kara bir leke olarak yerini almıştır.

İngiliz ve Fransızlar; Türk Ordusunun Sarıkamış’taki ve Süveyş harekatındaki başarısızlıklarına bakarak; Türk ordusunun savaşma yeteneğini küçümsemişler, kısa süre içerisinde İstanbul’a gireceklerini ve burayı yağmalayacaklarını hayal etmişlerdir.

İttifak yapılmış olsa dahi; Askeri birliklerin emir komutasının sınırsız bir yetki ile yabancılara verilmesinin, kendi ülkelerinde muharip birlik sevk ve idare etmemiş komutanların Kolordu ve Ordu Komutanı yapılmasının ne büyük kayıplara sebep olabileceği, Liman Paşa’nın uygulamaları, verdiği emirler ve görevlendirmelerdeki “liyakat” yerine “Almanlara” öncelik vermesi gibi uygulamaları ile acı bir şekilde yaşanarak görülmüştür. 

İlan edilen Cihad-ı Ekber’in etkili olmaması; dini inançların milli duyguların gerisinde olduğunu göstermiştir.

Kahraman Türk Askerinin; ölü ve yaralılarını toplayan ve gemilere taşıyan İngiliz ve ANZAK birliklerine ateş etmemesi, su ikmali esnasında düşmanına saygı göstermesi, mevziler arasındaki yaralı bir askeri kendi mevziisinden beyaz mendil sallayıp çıkarak ve kucaklayarak düşman mevzilerine götürüp geri dönmesi gibi centilmence davranışları günümüze kadar devam eden insani, vicdani ve centilmenliğini tüm dünyaya tanıtmıştır. Bu savaştaki Düşmanlarının (ANZAK/Avustralya ve Yeni Zelandalılar) ebedi saygısını ve dostluğunu kazanmıştır.

Vatan savunması için canını hiçe sayan, süngü hücumuna -düğüne gider gibi- temiz çamaşırlarını giyerek başlayan ve ölümü göğüsleyen, fedakar, cesur, 57’nci A. K. Yb. Hüseyin Avni, 27’nci A. K. Yb. Şefik AKER, 26’ncı A. K. Kadri Bey, 3’üncü Tb. K. Bnb. Mahmut Sabri Bey, Süvari A. K. Yb. Esat, muhasara Bataryasındaki Astsubay Hüseyin Hüsnü gibi pek çok isimli ve isimsiz kahraman Komutan ile Ezineli Yahya Çavuş, Bigalı Mehmet Çavuş, siperlere isimleri verilen Ali Çavuş, Hamdi Onbaşı gibi pek çok isimli ve isimsiz kahraman askerlerin tarihe altın harflerle yazılmasına, Çanakkale ruhunun oluşmasına ve Kuvayı Milliye’nin mayasının oluşmasına ve Türk Milletinin dirilişine, millet bilincinin kazanılmasına başlangıç olmuştur.

Aynı şekilde Millî mücadelede önemli görevler üstlenecek başta Milli mücadelenin lideri Mustafa Kemal ATATÜRK olmak üzere Fevzi ÇAKMAK, Kazım KARABEKİR, Fahrettin ALTAY gibi bir çok Komutanımıza savaş tecrübesi kazandırarak Milli mücadeledeki başarılarına etki etmiş ve tarihteki yerlerini almasına da katkı sağlamıştır.

Çanakkale’yi büyük yapan şehit sayısının çokluğu değil, Türk ve Dünya tarihine yaptığı etkiler, bıraktığı iz ve kazandırdıklarıdır. (Çanakkale harekâtında Türk Kaybı; Genelkurmay kayıtlarına göre, 57.084 şehit, 96.847 yaralı (bu yaralılardan 18.746’sı hastanelerde vefat etmiştir.) olmak üzere toplam153.931dir. Müttefiklerin kaybı ise; İngilizlerin 205.000 (43.000 ölü, esir, kayıp; 72.000 yaralı; 90.000 hasta), Fransızların 47.000’dir. Bu kapsamda; Çanakkale harbinin siyasi ve askeri sonuçlarını şu şekilde sıralayabiliriz.

Öncelikle Balkan Savaşı, Sarıkamış Harekâtı ve Birinci Kanal harekâtı nedeniyle içte ve dışta sarsılmış olan Osmanlı Devleti’nin ve Türk Ordusunun itibarı kuvvetlendirilmiş, Türk Milleti’nin hâlâ güçlü bir şekilde varlığını sürdürdüğü görülmüştür.

Yine Müttefiklerin yardımından yoksun kalan Çarlık Rusya’sı çökmüş ve Bolşevik Devrimi gerçekleşmiştir. Bu devrim ile kurulan Sovyet Rusya rejimi; Kurtuluş savaşında bize olumlu destek vermiştir. Dolayısıyla; Çanakkale kahramanları bağımsızlığımıza giden yolun en güçlü taşlarını döşemiştir.

Henüz savaşa girmemiş olan devletlerin tutumlarını etkilemiş ve Bulgarların Osmanlı devletinin yanında İttifak Devletleri ile savaşa girmesini, Romanya, Yunanistan gibi devletlerin ise bir süre daha savaş dışında kalmasını sağlamıştır.

Arapların İngiliz propagandası ve aldatmacalarıyla Osmanlı Devleti’ne isyanı bir süre daha geciktirilmiştir.

İngiltere ve Fransa’nın askeri ve siyasi itibarı sarsılmış ve sömürgelerindeki ulusların bağımsızlık ve özgürlük isteklerini artırmış ve mücadelelerini hızlandırmıştır.

Avustralya ve Yeni Zelendalıların milli bilinçleri oluşmuştur.

Osmanlı Devleti’ni savaş dışı bırakarak Almanya’yı kuşatmayı amaçlayan itilaf devletlerinin planı boşa çıkmış ve savaşın en az iki yıl daha uzamasına neden olmuştur.

Rusya’nın Müttefiklerin silah ve cephane yardımlarından yoksun kalması nedeniyle Almanya’nın doğu cephesindeki harekâtını kolaylaştırmıştır.

14’ü Alay Komutanı olmak üzere çok sayıda Birlik komutanı ve binlerce okumuş Türk Aydınının şehit olması nedeniyle meydana gelen hassasiyetin etkisi; Millî Mücadele ve Cumhuriyetin ilk yıllarında görülmüştür.

Kuşkusuz en önemli sonucu; Mustafa Kemal ATATÜRK’ü ve dehasını ortaya çıkararak Türk Milletine armağan etmesidir.

Son olarak; Çanakkale Harekatında anlatılacak o kadar çok kahramanlıklar, fedakarlıklar ve üstün mücadele yaşanmışlıkları vardır ki tam manası ile anlatmada yetersiz kalmaktayız. Bu savaşı en gerçekçi bir şekilde; Milli Şairimiz Mehmet Akif; Çanakkale Şehitlerine ithaf ettiği “Şu boğaz harbi nedir? Var mı ki dünyada bir eşi” mısrası ile başlayıp “Ey şehîd oğlu şehîd, isteme benden makber, Sana âgûşunu açmış duruyor Peygamber.” mısrası ile biten şiiri ile bize ve bizden sonraki nesillere edebi bir lisanla anlatmıştır.

Bu vesileyle; Çanakkale Destanını yazan tüm kahramanlarımızı, Şehitlerimizi ve ahirete intikal etmiş olan başta Mustafa Kemal ATATÜRK olmak üzere tüm gazilerimizi; minnet ve şükran duyguları ile anıyorum ve manevi huzurlarında saygıyla eğiliyorum. Allah rahmet eylesin mekanları cennet olsun.

Kaynaklar:

Genelkurmay Başkanlığı Çanakkale Destanı Broşürü

Turgut ÖZAKMAN; Diriliş Çanakkale-1915

Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Rehberi Tarihi Alan Rehberi

Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Rehberi Tarihi Alan Kılavuz Haritası

Çanakkale savunması/harekatı özellikleri ve çıkarılan dersler

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!