Gurur abidesi, Türk İstiklal Harbi…

featured

İsmet Hergünşen yazdı…

Son yıllarda milli değerlerimize saldırının yeni ve de zayıf bir halkası da Türk Tarih Kurumu eski başkanı tarafından atılan tweet neticesinde ortaya çıktı.

Laflarının varacağı yeri, önünü ardını düşünmeden konuşanlara, yazanlara ya da laf ağızdan çıktı bir kere demek istemeyenlere söylenecek olan “gırtlak dokuz boğum sekizini yut birini söyle ya da yaz” sözüdür.

Akıl ve izan yoksunu bu tweetin algılanması oldukça zordur, sanırım gönderenin öz geçmişini irdeleyince.

Geçmişte aradığımız, özlemini bugün bile çektiğimiz değerlerdir, tarihi olaylar.

Ortaya çıktığı andan itibaren taşıdıkları değerlerle milletin birlik ve beraberliğini sağlayacak, ortak ruhu taşırlar.

Türk İstiklal Harbi de heyecan ve cesaret vericidir, sabrın ve inananların simgesidir.

Mustafa Kemal’in önderliğinde, emperyalizmi reddeden Türk halkının ulusal bağımsızlığı için yiğitçe ve muzafferane mücadelesidir.

Birinci Dünya Harbine girerken tahmini nüfusu 23 milyon olan ve cumhuriyetimizin ilanı sırasında 11 milyona düşen bir ulusun, büyük asker Mustafa Kemal ile muharebe meydanlarında kaynaşıp bütünleştiği, omuz omuza savaşarak düşmanlarını hezimete uğrattığı bir zaferdir.

1911 yılından itibaren İtalyanlara,  Balkan Devletlerine ve son olarak Batı ittifakının en güçlü devletlerinin Ordu ve Donanmalarına karşı, 1919’da umutsuz bir girişim olsa da eşit olmayan koşullar altında verilen bu savaştan, Türk halkı yüzünün akıyla zaferle çıkmıştır.

Mondros Mütarekesinin üzerinden henüz bir yıl geçmemiş olmasına rağmen sadece Birinci Dünya Savaşı’nın galip devletlerine gösterilen bir direnç hareketi olmayıp, aynı zamanda iç isyanlara karşı verilen bir mücadelenin de tarihteki ilk örneğidir.

Doğu Anadolu’da Ermenistan ve yurt içindeki işbirlikçilerine karşı verilen mücadele neticesinde “Büyük Ermenistan Hayali” içinde bulunanların hüsrana uğratıldığı bir savaştır.

Batı’da İnönü Muharebeleri, Subaylar Savaşı olarak da adlandırılan Sakarya Meydan Muharebesi ile Büyük Taarruz ve Başkomutanlık Meydan Muharebesi neticesinde İzmir’de denize dökülen Yunanlının Megali İdeası’nın ilk darbeyi aldığı bir savaştır, bu savaş.

Çanakale Boğazı’ndan 73 parça gemiyle geçerek Sarayburnu önlerine demirleyen ve İstanbul’a asker çıkaranların “geldikleri gibi gittikleri” bir mücadeledir.

Daha kimler yoktu ki, verilen bu mücadelede.

Adana-Mersin-Maraş-Antep-Urfa’da Fransızlar, Samsun-Merzifon’da İngilizler, Antalya-Konya-Fethiye-Bodrum’da İtalyanlar ve de işbirlik içinde bulundukları diğer devletler.

Askeri sahada verilen bu mücadelenin yanında siyasi ve hukuki boyutta önem taşıyan Paris-Londra Konferansları, Mudanya Mütarekesi , Gümrü-Moskova-Kars anlaşmaları ve Britanya İmparatorluğu (İngiltere), İtalya, Fransa, Japonya, Yunanistan, Romanya ve Yugoslavya tarafından imzalanan Türkiye’nin tapusu Lozan Barış Anlaşması ile sonrasında Montrö Boğazlar Sözleşmesi.

Ülkenin dört bir köşesinde muhtelif cephelerde ve uluslararası camiada yokluklar ve imkansızlıklar içerisinde yedi düvele karşı verilen mücadeleyi yok farz edecek şekilde sığ bir görüşün yansıması olarak küçümsemek tarih bilincinden yoksun insanların hezeyanlarından başka bir şey değildir.

Tarih, millete kök duygusunu uyandırır ve bu duygu da birey ve toplumda bir millete ait olma bilincini canlı tutar.

Toplumlar, millet olarak varlıklarını devam ettirebilmek için tarihlerini bilmek ve ona dayanmak zorundadırlar.

Modern dünya tarihinin önde gelen olaylarından biri olan Türk İstiklal Harbi için Türk halkı, tarihinin bu kahramanca yaprağıyla sonsuza kadar da gurur duyacaktır.

Bizzat Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün direktifleriyle kurulan Türk Tarih Kurumu eski başkanı’nın sorumsuzca yapmış olduğu çıkış, Ulu Önder’in aziz hatırasına göstermiş olduğu duyarsızlığın ötesinde, kendi vicdanını da sonsuza kadar mahkum edecektir.

Gurur abidesi, Türk İstiklal Harbi…

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

2 Yorum

  1. 11 Ocak 2021, 15:12

    Milli mucadelemizi sizinde cok guzel ve entelektuel seviyede belirtmis oldugunuz gibi mazlum devletler hayranlikla izlemis ve gunumuzde bile bu takdirlerini deklere etmislerken TTK eski baskani gibi kisilerin ne soylediginin hic mi hic onemi yok. Boylelikle Atamiz ve silah arkadaslarinin kiymetini daha da iyi anlamis oluyoruz. Tesekkurler.

  2. Emin Gürselin Ergenokon savunmasını izlemenizi tavsiye ediyorum

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!