81 ülkeden 89 partinin üyesi olduğu Sosyalist Enternasyonal, Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) ev sahipliğinde İstanbul’da toplandı. İspanya Başbakanı ve Sosyalist Enternasyonal Başkanı Pedro Sanchez, CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve Sosyalist Enternasyonal Başkan Yardımcısı Özgür Özel tarafından ağırlandı. Sosyalist Enternasyonal Konsey Toplantısı, Beşiktaş’taki bir otelde gerçekleştirildi. 23 Mart’tan beri tutuklu olan İBB ve TBB Başkanı Ekrem İmamoğlu da toplantıya, Silivri’den bir mesaj gönderdi. İmamoğlu’nun mesajı, CHP Genel Sekreteri ve Kadın Sosyalist Enternasyonal Başkan Yardımcısı Selin Sayek Böke tarafından okundu.
“Türkiye, özgür bir gelecek isteyen gençlerin, İstanbul Sözleşmesi’nden çıkanlara karşı direnen kadınların, traktörleriyle demokrasi konvoyu oluşturan çiftçilerin, adaletsizliğe karşı hakkını arayan emekçilerin ortak sesiyle yankılanıyor” diyen İmamoğlu, “O ses, Bertolt Brecht’in unutulmaz dizelerini tekrarlıyor: Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz… Ve biliyoruz ki; bu sesi çoğaltan, demokraside ısrar eden, adaleti savunan, kalkınma ve sosyal adaleti inşa etme kararlılığını gösteren, daha iyi bir gelecek için omuz omuza mücadele eden milyonlar var oldukça, her şey çok güzel olacak…” şeklinde konuştu.
‘BUNU BAŞARAMAYACAKLAR’
İmamoğlu, Böke tarafından okunan mesajında şunları söyledi:
“Bugün demokrasi, eşitlik ve sosyal adalet, dünyanın dört bir yanında ağır saldırıya uğruyor. Demokrasinin zayıflamasına ve otoriterleşmeye bağışık sanılan ülkelerde dahi, insan hakları ve özgürlükler tehdit altında. Türkiye’de yıllardır süren demokratik gerilemenin son noktası ise, millet iradesinin hiçe sayılması, hukuken dayanaksız gerekçelerle, ben dahil belediye başkanlarımızın ve pek çok yol arkadaşımızın tutuklanmasıdır. Daha dün sabah, yeni bir operasyonla, yine çok sayıda yakın çalışma arkadaşım gözaltına alındı. Belediyemizin hizmetlerine darbe vurarak, halkımızın bize olan inancını sarsmaya çalışıyorlar. Bunu asla başaramayacaklar. İstanbul halkının oylarıyla üç kez seçilmiş bir belediye başkanı ve 23 Mart’ta Türkiye genelinde gerçekleştirilen partimizin ön seçimde 15,5 milyon yurttaşın oyuyla belirlenmiş cumhurbaşkanı adayı olarak, milyonlarla demokrasi ve adalet talebinde buluştuğum için siyasi tutukluyum. Milyonlar bize inandığı ve güvendiği için, yürüttüğümüz mücadele sonucunda iktidar değişiminin yakın olduğu görüldüğü için tutukluyum.”
‘DİPLOMAM HUKUKSUZ BİÇİMDE İPTAL EDİLDİ’
“Demokrasiye açık bir saldırı, millet iradesine yönelik bir darbe girişimi olan bu süreçte üniversite diplomam, hukuksuz biçimde iptal edildi, evime baskın düzenlendi, belediyelerimiz soruşturmalarla kuşatıldı. Bu baskılar, yalnızca beni değil, daha özgür ve adil bir gelecek hayal eden herkesi hedef aldı. Bu saldırı demokrasiye, halkın iradesine ve bir sonraki seçimin adil gerçekleşmesini bugünden engelleme çabasıyla, yarının halk iradesine yönelik bir saldırıdır. Ne özgür ve adil gelecek kararlılığımızı elimizden alabilirler, ne de halkın iradesini zorbalıkla bastırabilirler. Biz, İstanbul’da katılımcı demokrasinin, birleştirici, kapsayıcı, adil, çevreye duyarlı ve sürdürülebilir bir kenti birlikte kurmanın mümkün olduğunu gösterdik. Halk da İstanbul’da olanın, Türkiye genelinde yaşanmasını istediğini açıkça ortaya koydu. 2024 yerel seçimlerinde, CHP’nin birinci parti olması, 19 Mart’tan bu yana meydanları boş bırakmayan milyonlar… Hükümetin korktuğu işte bu; yenilikçi siyaset anlayışımız ve yaklaşan iktidarımız.”
“Küresel olarak, büyük dönüşümlerin gerçekleştiği bir çağdayız. Karşımızda tarihi bir dönüm noktası var… Bu dönüm noktasında geleceğin haritasını çizenler belli: Gençler, kadınlar, emekçiler, üretenler; yani halk, yani bizleriz… İhtiyaç duyduğumuz şeyi, bugün Sosyalist Enternasyonal’in Konsey toplantısının başlığında da Türkiye’nin dört bir tarafında da görüyoruz. Türkiye, özgür bir gelecek isteyen gençlerin, İstanbul Sözleşmesi’nden çıkanlara karşı direnen kadınların, traktörleriyle demokrasi konvoyu oluşturan çiftçilerin, adaletsizliğe karşı hakkını arayan emekçilerin ortak sesiyle yankılanıyor. O ses, Bertolt Brecht’in unutulmaz dizelerini tekrarlıyor: Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz… Ve biliyoruz ki; bu sesi çoğaltan, demokraside ısrar eden, adaleti savunan, kalkınma ve sosyal adaleti inşa etme kararlılığını gösteren, daha iyi bir gelecek için omuz omuza mücadele eden milyonlar var oldukça, her şey çok güzel olacak…”
gazmanın gazı bitmiyor. hala çok yüksek değerlerin üzerine kurulmuş bir davanın adamıymış da onun için canını ortaya koyduğu bir kavga veriyormuş pozları kesiyor. gerçi buna inanan milyonlarca alık da var.