Avatar
Beyazıt Karataş

Çuval Olayı ve bir madalya reddetme öyküsü

featured

Beyazıt Karataş yazdı…

SÖZDE MÜTTEFİK ABD

04 Temmuz 2003 tarihindeki “Süleymaniye/Çuval Olayı” sonrası ilgili makamlara çektiği telgraf içeriğinde ABD’nin Ankara Büyükelçisi, “bunun acısı bir kuşak geçmez” demişti. Cevabımı daha önceleri vermiştim şimdide de net bir şekilde tekrarlıyorum “unutmadık, unutturmayacağız nesilden nesile, kuşaktan kuşağa yaptığınız hainliği ve ikiyüzlülüğü anlatmaya hatırlatmaya devam edeceğiz”. Çuval Olayı, sözde müttefikimiz ABD ile yaşanan önemli kırılma noktalarından biridir.

MADALYAYI NASIL REDDETTİM?

2003-2005 yılları arasında Tuğgeneral rütbesi ile görev yaptığım ABD’ndeki Silahlı Kuvvetler Ataşeliği ve Hava Ataşeliği görevine önemli olaylar ve gelişmeler sonrası gittim. Özetle;

– 01 Mart 2003: Irak Tezkeresinin reddedilmesi,

– 20 Mart 2003: ABD’nin Irak’a saldırısı,

– 06 Nisan 2003: Irak’ın ABD tarafından işgali,

– 04 Temmuz 2003: Süleymaniye/Çuval Olayıdır.

Türkiye ve ABD arasındaki ilişkilerin sıkıntılı bir süreçten geçtiği, 01 Mart 2003 Tezkeresinin TBMM’den geçmemesinden TSK’nin sorumlu tutulduğu bu dönemde Washington DC’deki görevime başladım. ABD’ndeki görevime başladığım Ağustos 2003 ayından yaklaşık üç ay sonra Kasım 2003 ayında, Pentagon’da ABD Genelkurmay Başkanlığı’nın Türkiye’den sorumlu proje subayı ile bazı konuları görüşmek üzere bir araya geldik. Pentagon’da proje subaylarının ofislerinin diğer ülke proje subayları ile ortak kullanılması nedeniyle kişilere düşen kullanım alanı bazen kısıtlı olabilmektedir. Bu nedenle ABD’li proje subayı rahat konuşabilmek için daha büyük bir yere geçmeyi, “Tank” adı verilen bilgilendirme (brifing) odasına gidebileceğimizi önerdi. “Tank” adı verilen bilgilendirme odaları, dışarıdan dinlemeye karşı her türlü izolasyonu sağlanmış, güvenlikli Pentagon’daki bilgilendirme odalarıdır. Sayıları ihtiyaca göre değişiklik göstermektedir.

ABD’li proje subayı ile birlikte bilgilendirme odasındaki masanın etrafında karşılıklı oturup konularımızı görüşmeye başlamadan önce içeriye girerken dikkatimi çeken, odada bulunan toplantı masasını ortadan tepeden gören kameranın kayıtta olduğuydu. Konuşmamızı yarıda keserek “yanılmıyorsam kamera kayıtta” diye proje subayına sordum. Şaşıran ABD’li proje subayı, hayır haberim yok veya bilmiyorum cevabı veremeyince, “madem öyle hazır kamera kayıttayken şahsi düşüncem olan birkaç konuyu ABD’ndeki görevimin başlangıcında belirtmek istediğimi” proje subayına söyledim.

04 Temmuz 2003 Süleymaniye/Çuval Olayının üzerinden yaklaşık beş ay geçmiş olduğunu, ABD tarafından yapılan bu davranışın çirkin ve müttefik ülkelerden birinin diğerine düşmanca yaklaşımı olduğunu, olayın üzerimizde derin bir iz bıraktığını, başta ben olmak üzere “Türk Halkının bunu asla unutmayacağını” ifade ettim.

 /></p><h4><strong>Çuval Olayı/Süleymaniye-04 Temmuz 2003</strong></h4><p>Diğer bir konu ise, ABD’ndeki Kıdemli Askeri Ataşelik görevinden Türkiye’ye dönen Türk Askeri Ataşelerine yurda döndükten yaklaşık 1-2 yıl sonra iki ülke arasındaki ilişkilerin geliştirilmesine yaptıkları katkılarından dolayı Ankara’daki ABD Büyükelçiliği’nde düzenlenen bir törenle geleneksel olarak ABD Başkanı tarafından imzalanan belgesi ile birlikte “Liyakat Madalyası/Nişanı” verilmektedir. ABD’li proje subayına, “Süleymaniye’de düşmanca davranan bir müttefikten böyle bir madalyayı istemediğimi şimdiden belirtmek istiyorum, benim için planlama yapmalarına gerek olmadığını, ileride Türk milletine, aileme, arkadaşlarıma bunu izah edemeyeceğimi” söyledim.</p><p>Türkiye’ye döndükten sonra beklediğim gibi “not alma” konusunda kendini tek yetkili gören ABD tarafından bana herhangi bir madalya teklifi yapılmadığı gibi zaten çok da umurumdaydı. ABD dönüşümden yaklaşık 3 yıl sonra 2008 yılında dönemin Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Ergin Saygun’un “ABD’nin bir personelimize madalya teklifi olduğunu, yine daha önce askeri ataşe olan Karataş’a böyle bir teklifin yapılıp yapılmadığının” sorulmasını istediği Şube Müdürüne, ABD’lilerin şahsıma neden teklif yapmamış olabileceklerinin sebebini anlattım. Benim düşünce ve tavırlarımın kendisine aktarılmasından sonra Orgeneral Ergin Saygun’un, ABD’lilerin madalya teklifini geri çevirdiği haberi gelmiştir.</p><p>Daha sonra bilindiği gibi “Türk Ordusuna Balyoz” adlı kitabı yazarak ABD’nin bu tertiplerdeki rolünü net biçimde anlatan en üst düzey bir komutan olan Emekli Orgeneral Ergin Saygun ve diğer yurtseverlerle birlikte Balyoz Kumpasında yargılandık.</p><p><img decoding=Eşref Bitlis, ABD’lilerin bu faaliyetlerini tespit etmiş ve gerekli tedbirlerin alınması için yetkililerin uyarılmasını sağlamıştır. ABD’li generale havadan attığınız yardım malzemelerinin kimlerin eline geçtiği hakkında bir fikri olup, olmadığını sorduğumda kendisi bana “sadece insani yardım malzemesi olarak havadan attıklarını” söylemiş terör örgütünün eline geçip, geçmediği konusuna cevap verememiştir.

2004 yılında Korgeneral rütbesiyle ABD Genelkurmay Başkanlığı’nda Harekât Başkanı olan Orgeneral Norton A. Schwartz’a, bu sefer ABD Hava Kuvvetleri Komutanı olarak hem de Süleymaniye Olayı’nın 7’inci yılında 19 Temmuz 2010 tarihinde” TSK Liyakat Madalyası/Nişanı” verilmiştir. Bu programı öğrendiğimde Hava Kuvvetleri Kurmay Başkanı’nı arayarak düşüncelerimi paylaştığımda kendisi bana “artık çok geç olduğunu gerekli planlamaların yapıldığını Genelkurmay Başkanlığının emri olduğunu” söyledi.

 /></p><h4><strong>ABD Hava Kuvvetleri Komutanına Madalya Verilmesi Töreni-19 Temmuz 2010</strong></h4><p>Her fırsatta kriz çıkaran, TSK’nın değil Türkiye’nin başına çuval geçiren, PKK/KCK/PYD/YPG ve FETÖ/PDY’na yardım eden, S-400 alırsanız F-35 programından çıkartırım bir de üstüne üstlük yaptırım uygularım diyen ABD’nden madalya veya nişan alanlara her fırsatta olduğu gibi tekrar hatırlatıyorum, <strong>“başınıza çuval geçirenlerin madalyasını hiçbir yerde öğünerek sergileyemezsiniz. Bu olayı izah etmek önümüzde yıllarda daha da zorlaşacaktır. Kapının önüne atın kurtulun”</strong>.</p><h2><strong>TÜRKİYE S-400’LER İLE ABD’NİN BAŞINA ÇUVAL GEÇİRMİŞTİR</strong></h2><p>Bütün engellemelere rağmen Temmuz 2019 ayından başlayarak partiler halinde S-400’ler Türkiye’ye geldi. Diplomatik açıklama yapmaya ihtiyacı olmayan sade bir vatandaş olarak düşüncem, <strong>“Türkiye S-400’ler ile ABD’nin başına çuval geçirmiştir”</strong>. Bu açıklamalarım sonrası ABD’nden önce “içerideki yandaşlarından” sanki kendi başlarına çuval geçirilmiş gibi çığlık seslerinin yükselmesi ise şaşırtıcı olmamıştır.</p><p><a href= /></a></p></div></div><div class=

Çuval Olayı ve bir madalya reddetme öyküsü

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

5 Yorum

  1. Harika bir yazı olmuş komutanım. Teşekkür ederim.

  2. 11 Ekim 2021, 07:07

    Saygıdeğer Komutanım biliyorsunuz, günümüzde ki antropologlar, arkeologlar, tarihçiler geçmişin izlerini arıyorlar. Kim ne yapmış, ne etmiş, nasıl yaşamış bunların yanıtları aranıyor. 400-500 yıl önce Kanuni’nin çok ta saygın biri olmadığını, iktidarı için çocuklarını hatta torunlarını katlettiğini gördük, öğrendik. Sezar’ın uğradığı suikastta, aslında Brütüs’ün haklı olduğunu da (geçte olsa) öğrendik. Batılı ülkelerde, heykelleri şehirlerin en önemli meydanlarını süsleyen bir dönemin yağmacı, köleci muktedirlerinin heykellerinin halk tarafından yıkıldığını da gördük. Yani gerçekler, er ya da geç ortaya çıkıyor. Tarih baba sabırla notlarını alıyor. Hele de günümüzde sadece muktedirlerin vakanüvisleri, iktidar sahiplerinin tarih yazıcıları yok, herkes şimdi tarih yazıcısı. Medyasıyla, dürüst araştırmacı yazarlarıyla ve daha önemlisi herkes cebindeki telefonla tarih yazıyor, not düşüyor. Bu nedenle siz müsterih olun, hani madalyaların kıymeti daha çok semboliktir ya, sizlerin, halkın yüreğinde ve tarih önünde ki sembol değeriniz ölçülemeyecek kıymettedir. Yarın 100, 200 veya 500 yıl sonra, birileri eski defterleri karıştırdıklarında yaptıklarınız pırıl pırıl tüm ihtişamı ve parlaklığı ile eminim ortaya çıkacaktır. 600 yıl önce bize “İblisin talim ettiği yola minnet eylemem” diye seslenen Nesimi hala aramızda yaşıyor, bizi aydınlatıyor, yol gösteriyor. Aydınlatıcı konuşmalarınızı, yazılarınızı merak ve ilgiyle bekliyoruz. Saygılarımla.

  3. Komutanım ne derseniz deyin. içimde bitmeyen bir kinim var.
    Ülkenin başına geçsem ne olursa olsun sıfırlanma pahasına da olsa ABD ile tüm ilişkileri keserim.

    Eğer Metehan ın torunları isek Atatürk ü savunuyordak muhakkak bu gerekleşmelidir.
    Kinim maalesef hiç bitmeyecek..

  4. Cevap henüz verilmedi, verilecek…

  5. Sn. Karatas, S400 ABD‘ye verlilmis herhangi bir cavap olabilir ama Cuval rezaletine verilmesi gereken cevap bu degildir. ABD bugün PKK ile suriyede devriye geziyor. Irakin kuzeyinde kurdugu kürt özerk bölgesinin aynini suriyenin kuzeyinde de kuruyor. Biz neyin cevabindan bahsediyoruz? Meksika sinirinda ABD‘yi canindan bezdirecek bir terör koridoru kurduk da benim mi haberim yok? Cünki yazinizda yunanistanin ucagimizi düsürdügünde Türkiyenin sus pus tavirlarini yazdiniz..Neyin cevabi Allah askina? Suriyede Rusya savas ucagini düsürdügümüz icin aldigimiz cevaplari tüm dünya duydu ve gördü. Onlarca Türk askeri suriyede Ruslar tarafindan sehit edildi. Biz neyin cevabini vermisst yada böyle cevap mi verilir?

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!