Tüm söyleşileri taradık! Özel’in elini öptüğü sopranonun skandal sözleri!

Erdem Atay yazdı…

CHP’nin çiçeği burnunda genel başkanı Özgür Özel, ilk ‘sanatsal’ faaliyetini yaptı. Kadıköy’de Kürtçe bir opera dinletisine katıldı. Sonra sahneye çıktı ve Kürt soprano Pervin Chakar’ın elinden öptü. E tabii konsere gittiği kişi de TR 705 kodlu Sezgin Tanrıkulu’ydu. Tanrıkulu’nu herkes tanıyor, ayrıntı anlatmaya gerek yok.

İşte bu ikili konsere gittiğinde bir baktılar ki, Pervin Buldan da orada… Aaaa! Ne büyük bir tesadüf!

***

Şimdi geçen seneye dönelim.

Kürtçe şarkı yapan bazı isimlerin Türkiye’deki konserleri iptal edilmişti. Bu kişilerden biri de Pervin Chakar’dı. Mardin’de konser vermek için hazırlıklar yapan Chakar’ın konseri iptal edilmişti. Sonradan ortaya çıktı ki, ücretli konser veren Chakar’ın ücretsiz bir konser alanı teklif ettiği bunun da reddedildiği ortaya çıkmıştı. Chakar da repertuarında Kürtçe eserler bulunması nedeniyle kendisine salon verilmediğini iddia etmişti.

Öyle ya da böyle, konser iptal edilmişti. Bu iptalle ilgili bir isim TBMM’de bir soru önergesi vermişti.

O isim Sezgin Tanrıkulu’ydu. O nedenle bu konsere Tanrıkulu’nun gelmesinin ayrı bir önemi vardı.

***

Şimdi gelelim Özgür Özel’in elini öptüğü ‘Pervin Chakar kimdir?’ sorusuna yanıta…

Konser haber olur olmaz, kimdir bu kişi diye tüm söyleşilerini taradım. Birçok söyleşi ve haber silinmiş olsa da birçok dilde yayınlanan söyleşilerine baktım.

Bakın Pervin Chakar söyleşilerinde neler demiş!

Uludere olayından sonra Kürtçe öğrenmeye karar veren, bu süreçten sonra Kürtçe opera yapmaya başlayan Pervin Chakar, ‘neden Kürtçe opera icra etmek önemli’ sorusuna şunu söylüyor:

“Dünyadaki en büyük propaganda kişinin ana dilini kullanmasıdır.”

‘Kürt bilgesi’ olarak tanımladığı Musa Anter’in kendi benliğini bulmasında büyük etkisinin olduğunu söyleyen Chakar, bir söyleşisinde “Musa Anter’in Kürtçe düşündüğü, tasarladığı bir eseri Türkçe yazmak zorunda olması Nazilerin kamplarda ölümü bekleyen Yahudilere Wagner dinletmesi gibi, tam bir işkence” ifadesini kullanıyor.

Yani tarihin gelmiş geçmiş en büyük soykırımı olan Nazilerin Yahudi soykırımı ile Kürtlerin yaşadığı durumu bir tutuyor. Bu cümleleri yetmiyor, şu sözlerle devam ediyor:

“Örneğin, Şostakoviç II. Dünya Savaşı’nda Alman orduları tarafından kuşatma altında tutulan Leningrad’da Leningrad No.7 Senfonisi’ni bestelemiş, Schoenberg yine aynı yıllarda Nazilerin Yahudi tutsaklara saldırılarını betimleyen Varşova’dan Sağ Kurtulan Biri adlı eseri yapmış, Luigi Nono’nun faşizmin yıkıcılığını anlatan Intolleranza 1960 adlı operası ya da Auschwitz’de Sana Ne Yaptıklarını Hatırla eseri, Prokofiev’in Ekim Devrimi Kantatı ve daha birçok eser var. Bunlar çağın politik sorunlarını konu alan eserler. Kürtlerin yaptığı işler de bunlardan aşağıda değildir. Kürdistan’daki işgal ve zulüm başka nasıl anlatılabilirdi ki?”

Yine aynı söyleşiden…

“Evrenden yayılan ve evreni değiştiren o ses elbette kimsesiz halkımı da, vatansız bırakılan kaderimizi de değiştirebilir.”

***

Özgür Özel’in çok beğendiği soprano Pervin Chakar’ın sözleri bunlarla sınırlı değil.

13 Kasım 2020 tarihli Kürd Araştırmaları adlı sitedeki bir söyleşiye bakalım.

Kürtlerin dört parçaya ayrıldığını, bu nedenle müziklerini ve sanatçılarını koruyamadıklarını söylüyor mesela…

Madde madde sözleri şöyle:

“Kürtlerin sadece haklarına değil topraklarına ve varlıklarına el konulmuştur. Zaten topraklarına el konulduğu için haklarına el konulmakta ve haksızlığa uğramaktadır.”

“Kürtler kendilerini hür sanıyor ama değiller. Bu halleriyle bölündükleri devletler dünyanın en demokratik devletleri bile olsa, hür olamayacaklar. Hürriyet, karşı çıkıştır. Peki ama neye? Bir halk neye karşı çıkmalıdır? Yanlış şeye itiraz ederseniz doğru sonuca ulaşamazsınız.”

“Devletsiz ulusların batı müziği yoktur.”

“Kürtler bölünmüş olmakla kalmadılar, onların topraklarını işgal edenler fırsat buldukça onların topraklarını bir savaş alanına çevirdiler, ekonomilerini yok ettiler, tarlalarını yakıp hayvanlarını öldürdüler, dengbêjlerinin dillerini kestiler. Böylesi bir ortamda çıkabilecek şey sızlanmaktan, ağlamaktan, dövünmekten başka ne olabilirdi ki? Bu böyleyken bize ait olan pek çok eserin de hem Türkler hem Ermeniler tarafından kendilerine mal edildiğine tanık olduk. Yüzlerce Kürt müzik eseri bu iki halk tarafından resmen talan edilmiştir. Devletiniz yoksa birileri mutlaka bu zenginliğe sahip çıkmak, yağmalamak veya benimsemek için ortaya çıkacaktır.”

***

Yani neymiş! Türkler topraklarını işgal etmiş, onları yok etmiş! Devlet yoksa bağımsızlık da yokmuş!
… ve Türklere ‘barbar’ diyerek devam ediyor:

“En küçük Afrika Kabile devletlerinin bile kültürleri korunmaya alınmıştır ama Kürtlerin kültürel mirası üzerinde her gün barbarlar var gücüyle tepişiyorlar.”

Pervin Chakar, devlet kurmak için çağrısını da şöyle yapıyor:

“(Kürtlerin) Müziklerinin rolü ve gücü giderek azalmaktadır çünkü millet olarak çağa ayak uyduramamakta, yok olmakla karşı karşıya kalmaktalar ve devletsiz oldukları için bir müzik tasavvuru kuramamaktadırlar. (…) İmkân verilirse Kürt müziğinin yeni standartlarını iki yıl gibi kısa bir sürede devrim niteliğinde çalışmalarla güncelleyebiliriz ama bunun için tekrar tekrar bağırarak söylemeliyim ki acilen bir devlete ihtiyacımız vardır.”

“Kürdistan’da artık her güne bir anma düşüyor. Her yer tabut, mezarlık ve suç mahalli. Böyle olunca acılar, öfke ve hüzün kat be kat artıyor. Türkiye ise burada temelde şiddete kaynaklık eden bir zeminin üzerine inşa edilmiş.”

Söyleşilerinde kullandığı kavramları da buraya not düşelim:

‘Doğu Kürdistan’, ‘Türkiye Kürdistan’ı’, ‘işgal altındaki topraklar’, ‘zulüm edilen topraklar’, ‘dört parça’, …

Pervin Chakar, kendisine adadığı “mücadelede” Kürt kökenli sanatçılara da tepki gösteriyor mesela:
“Bugün Kürt müziğinin yaratıcılarına kaynak sağlaması gerekenler, neredeyse düzeysizliğin dibini sıyırıyor ve efendilerine yaranmak, onlara benzemek için mesela Arap dansözlere para yapıştırıyor, Türk sanatçılarla bir fotoğraf çekip Facebook’ta paylaşmak için yırtınıyor, Türk yazarlarla aynı ortamda görünmek için kendilerini paralıyorlar” diyor.

İstediği şey ise şu cümlesinde gizli:

“Onların dilimizin üzerine örttüğü pelerini yırtacak hançer ağzımızda saklıdır.”

***
İşte CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in dinletisine gittiği ilk sanatçı olan ve ellerinden öptüğü Pervin Chakar böyle düşünüyor, bunları söylüyor.

Tam da HEDEP ile ittifak için mesajlar verdiği gün bu konsere katılıyor. Pervin Buldan’la da fotoğraf çekilmeyi eksik etmiyor.

Hayırlı olsun Özgür Özel…

‘Kürt seçmene’ mesajı verdin!

‘Acilen devletimizi kurmalıyız’ diyen sopranonun konserini tanıtırken de ‘barış’ ve ‘kardeşlik’ olan sihirli kelimeleri de kullandın.

Görevine çok hızlı başladın!