Murat Bölükbaşı yazdı…
Okan Buruk’un derbi kadrosunu Angelino yerine Kazımcan tercihi dışında bozmadan çıktığı Şampiyonlar Ligi mücadelesinde bu turnuvanın başat takımlarından biri olan Bayern Münih, Galatasaray engelini zorlansa da aşmayı bildi.
Maça muhteşem taraftarının desteğiyle hızlı ve baskılı başlayan Galatasaray, ilk dakikalarda Icardi ve Kerem’le tehlikeli olsa da, bu ataklar golle sonuçlanmadı.
Bayern, Galatasaray’ın ilk dakikadan itibaren kurduğu baskıdan kurtulduğu ilk gol girişiminde sol taraftan topla ceza sahasına giren Sane’in pasında topla buluşan diğer kanat forvet Coman’ın net vuruşu Bayern’i öne geçirdi.
RAMS Park’taki soğuk duşun etkisinden hemen kurtulan Galatasaray tekrar rakip karşısında şok pres baskı stratejisiyle rakip kaleye yüklenmeye devam etti.
Kerem, 9 ve 11. dakikalarda iki önemli pozisyondan yararlanamazken 23’te Icardi, 24’te Torreira ile yakalanan pozisyonlar golün habercisi gibiydi.
Nitekim topu sol kanattan içeriye kesen Kazımcan’ın pasına hareketlenen Icardi, Kimmich’in müdahalesiyle yerde kaldı.
Kazanılan penaltıyı Panenka vuruşuyla Bayern ağlarıyla buluşturan Icardi, Galatasaray’ı tekrar beraberliğe getirdi: 1-1
Beraberlik golünden sonra da ataklarını devam ettiren Galatasaray, 32, 38, 39 ve 45+1 de rakip kalede tehlike yaratırken, topun olduğu her bölgede kalabalık bir baskı anlayışıyla Bayern’in düşünmesine ve oyun kurmasına izin vermeyen bir taktik anlayışla adeta ilk yarıda rakibini sahadan sildi.
Galatasaray ikinci devreye de ilk yarıya benzer bir taktik ve stratejik planla başladı. Rakip yarı alanda Bayern’i daraltan bir baskıyla rakipten kazandıkları her topu üçüncü bölgeye çok çabuk aktarmak ve rakibin savunma güvenliğini almadan şok baskınlarla netice alma stratejisi Bayern’i oldukça sarsarken, sarı kırmızı tribünleri de maçı kazanabilecekleri bir motivasyon içine sokmuştu.
Okan Buruk’un bu baskın stratejisi 60 dakika işe yararken takımın fizik ve mücadele gücü de düşmeye başladı.
Bu dakikadan sonra Bayern takımı sazı eline aldı. Galatasaray’ın birinci ve ikinci bölge savunma hattına çekilmesiyle oyunun bütün hakimiyeti Bayern Münih takımına geçti.
Galatasaray kalesine organize ve etkili ataklarla gelen Bayern, aradığı golü Harry Kane’in ayağından buldu. Rakibi karşısında mağlup duruma düşen Galatasaray tekrar rakip sahada baskıya başladı.
Ancak geriye dönüşlerde ve savunma bloğunda problem yaşamaya başlayan Galatasaray kalesinde art arda tehlikeler yaşamaya başladı. 79’da Musiala’yla farkı ikiye çıkaran Bayern, zorlu deplasmandan galibiyetle ayrılacağını hem Okan Buruk’a, hem de Galatasaray tribünlerine gösteriyordu…
Okan Hoca her alanda baskın oyunun bir dakikadan sonra fiziksel ve zihinsel performans olarak mümkün olamayacağını bilerek bir B planı ortaya koymalıydı.
60’tan sonra kazanamıyorsan kaybetmeyeceksin felsefesi kendini bariz bir şekilde göstermişken, oyuna müdahaleyi golü yedikten sonra yapması, testi kırıldıktan sonra atılan dayağın etkisi ne ise, sahada onu göstermişti.
Girilen pozisyonlarda bonkör davranılmasa, teknik aklın kazanmak dışında kaybetmemek gibi bir stratejik ve taktiksel bir B planı olsa, Galatasaray taraftarı bugün tribünlerden boynu bükük ayrılmazdı.
