Avatar
Murat Bölükbaşı

Hayaller ve gerçekler

featured

Murat Bölükbaşı yazdı…

Bu gece saat 00.00’da yeni bir yıla giriyoruz. Geçmiş zamanı hatırlıyorum da… İçinde olduğumuz yılı bitirirken, bir yıl boyunca yaşadığımız kötü olayların, hüznün, kederin, acının, sıkıntının son bulması. Sevincin, huzurun, sevginin, refahın artarak devam etmesi umuduyla, yılın son gününe büyük bir beklentiyle uyanır; Sevdiklerimiz ve dostlarımızla kutlanacak yeni yılın gelişiyle heyecan ve neşe içinde tüm hazırlıklarımızı yapardık. Herkesin imkanına göre kutlayabileceği yılbaşı organizasyonlarıyla kimileri dış mekanlarda, kimileri evlerinde dost ve aile meclisinde yeni yıla huzurla güvenle, sevinçle girer; Yılın ilk güneşinin doğmasıyla yaşama ve geleceğe dair büyük umut ve ümitle yeni bir yıla uyanırdık. Kimimiz sağlık, aşk, koca, para, ev, araba, iyi bir iş, iyi bir üniversite, güzel bir seyahat gibi ben merkezci; Kimimiz huzur, sevgi, barış, kardeşlik ve özgürlük gibi toplumsal beklentiyi öne çıkaran dilek ve isteklerde bulunurdu. Yeni yıldan dilemek, aslında neye inanıyorsan ona sesini duyurmak için insanların bir araya geldiği en heyecanlı ve umut dolu andı. Üç, iki, biiir veee… Yeniden yeni bir yıla ve yeni bir hikayeye uyandık! Muhtemelen dünyanın büyük bir çoğunluğu yeni yıla girerken kurduğu ve dilediği hayallerin hiçbirine ulaşamadı. Ama ben, bunun Tanrının suçu olduğunu ve insanoğlunu hiç mi hiç önemsemediğini düşünmüyorum. Muhtemelen dünya insanları aynı anda sisteme yüklendiği için şebekenin çökme ve tanrının bundan haberdar olmama ihtimalini daha yüksek buluyorum. Öyle ya! Milyarlarca yıldızın olduğu galakside, dünyadan gelen milyarlarca destek ve yardım mesajına Tanrı nasıl cevap versin(..!) Aslında bu talihsiz durumun tek suçlusunun insanoğlu olduğunu düşünüyorum. Bir yıl boyunca hiçbir şey yapmayıp, o yılın sonundaTanrım!” Bana ev, araba, para, iş ver. Huzur, mutluluk, sağlık, özgürlük ver’’ demesiyle bir hafta boyunca her türlü yalan, dolan, iftira, hırsızlık, yolsuzluk, arsızlık ve türlü ahlaksızlıklar içinde çürümüş bir insanın haftada bir Cuma namazına  gidip iki rekat namaz kılarken bile kafasında türlü türlü tilkilerin döndüğü bir ritüelde, ‘’Allah’ım! Benim günahlarımı affet, bana cenneti nasip eyle’’ demesinden sonra gidip her haltı yemesi arasında felsefik ve sosyolojik temelde bir fark göremiyorum.  

7500 TL maaş alan bir emeklinin her mütevazi evin yeni yıl ritüeli olan ve kilosu pazarda 200 liraya satılan kestaneyi alamadan eve dönmesini ve ona bunu layık gören iktidarı protesto edip hakkı olanı söke söke almak yerine, hatların ve şebekenin en yoğun olduğu 23.59’da bunu Tanrı’dan dilemesine bir anlam veremiyorum… 

Toplamda 40-50.000 tl maaş girdisi olan ve karı koca çalışan bir çekirdek ailenin,  düşük kalite bir ev almak için alacağı 3 milyon liralık krediye (O da alabilirse) ‘’10 yıl boyunca ayda 157 bin lira geri ödemeyi nasıl yaparım. Sosyal devlet nerede?’’ diyerek meydanlarda hakkını arayacağı yerde, 23.59’da ulaşamayacağını bile bile  Tanrı’dan EV dilemesine bir anlam veremiyorum… 

Asgari ücret düzeyi ve altında hiçbir eve etin, sütün, peynirin girmediği ve insanların bırakın dengeli beslenmeyi, açlık sınırında bile beslenemediği bir ortamda, saat 23,59 da Tanrı’dan sağlık dilemesine bir anlam veremiyorum… 

İktidarın dümen suyuna gitmediği, haksızlığa hukuksuzluğa itiraz ettiği için hukuksuzca özgürlüklerin gasp edildiği, bağlayıcı ve son karar makamı Anayasa Mahkemesi kararlarının tanınmaması ve uygulanmaması neticesinde, Milletin seçtiği bir Millet Vekilinin, bile isteye esaret altında tutulmasına ve Anayasaya darbe yapılmasına müsaade etmemek adına hep birlikte mücadele etmek varken; saat 23.59’da Tanrı’dan HUKUK ve ÖZGÜRLÜK dilenmesine bir anlam veremiyorum… 

İnsanca ve insana dair olan tüm hayallerimizin ve dileklerimizin gerçekleşmesi için ihtiyacımız olan şey, Gazi Mareşal Mustafa Kemal Atatürk’ün bize emanet ettiği Cumhuriyete sadakatle bağlı kalmak, onun bizi diğer ülkelerden ayıran ve üstün kılan ilke ve inkılaplarına canımız pahasına sahip çıkmayı göze alabilmekle mümkündür. Yeni yılda her birimizin hayaline ulaşması Atatürk’ün kurduğu ve  gerçekleştirdiği hayallerin yılmaz savunucusu ve koruyucusu olmakla mümkündür. Bu düşüncelerim doğrultusunda yeni yılda Tanrıdan tek dileğim, ‘’İstiklal ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersek, Türk milletine ve bu şerefli milletin bir ferdi olarak bana mücadele ve direnme gücü ver Tanrı’m!’’ olacak… Bu vesile ile; 2024’ün Türk milleti ve Türk ulusu için uykudan uyanma ve silkinme yılı olmasını diliyorum. 

Hayaller ve gerçekler

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

1 Yorum

  1. 31 Aralık 2023, 19:49

    Gozlemlerinize ve dileklerimizle katılmamak mümkün mü. Dilerim çoğumuz aklımızı başımıza alırız.

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!