Avatar
Murat Bölükbaşı

Muhteşem final

featured

Murat Bölükbaşı yazdı…

Cumhuriyetin 100. yılında Süper Kupa finali için her iki takımın taraftarları bir Galatasaraylı bir Fenerli olarak İstanbul Atatürk Olimpiyat Stadı tribünlerinde yerini aldı.

Hiçbir taraftarın üstünde tuttuğu takımın forması yoktu. Tüm taraftarlar Atatürk resimli kırmızı beyaz formaları, ellerinde Galatasaray, Fenerbahçe flamaları ve Türk Bayraklarıyla donanmış yetmiş yedi bin taraftar coşku ve heyecanla maç saatini bekliyordu.

Al bayrağımızın kırmızı beyaz rengiyle giydirilmiş iki takım otobüsü 10 dakika arayla maçın oynanacağı Atatürk Olimpiyat Stadı’na geldiğinde, maça giremeyen ama stadyum dışında kurulan dev ekranda maçı izleyecek olan taraftarların alkış ve tezahüratıyla otobüsten indiler.

Maça takım taraftarlarının yanında TFF’nin davet ettiği Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumu’ndan 200, Türkiye Gaziler ve Şehit Aileleri Vakfı’ndan 200, Emniyet Teşkilatı Vazife Malulü ve Şehit aileleri Vakfı’ndan 200, Devlet Huzur Evi Sakinleri’nden 200 konuk tribünde yerini aldı.

Maç öncesi yapılan ses ve ışık gösterilerinde kurucu babamız Mustafa Kemal Atatürk’ün resmi ve ‘’Cumhuriyetimizin 100 Yılı Kutlu Olsun’’ mesajı gökyüzüne yansırken, seyircilerin coşkusu görülmeye değerdi.

Başta Sayın Cumhurbaşkanımız, bakanlar, parti başkanları ve kulüp başkanları olmak üzere tüm protokol Atatürk resimli kırmızı beyaz formalarını giymiş, adeta dosta düşmana mesaj veriyordu.

Cumhurbaşkanımız seyircilerin yoğun çağrısı üzerine bir eline Türk bayrağı, bir eline Atatürk resimli flamayı alarak seyirciyi selamladı.

Takımlarımız bir Galatasaraylı, bir Fenerbahçeli oyuncu dizilişiyle seramoniye çıkarken Galatasaray, göğsünde Türk bayrağı kokartı olan düz beyaz formayla, Fenerbahçe, Türk bayrağı kokartlı düz kırmızı formayla sahada yerini aldı.

Atatürk’ün sözü olan ‘’Yurtta Sulh Cihanda Sulh’’ pankartıyla sahaya çıkan  her iki takım, bir anlamda ebedi rakip ama ebedi dost mesajı veriyordu.

Takımlar protokolü ve taraftarı selamladıktan ve hain terör örgütü PKK’nın Şehit ettği 12 vatan evladı için yapılan bir dakikalık saygı duruşundan sonra, Atatürk’ün ve cumhuriyetin sanatçısı Kıraç’ın seslendirdiği İstiklal Marşı’nda, derin bir sessizliğe gömülen stadyumda yaprak bile kıpırdamıyordu.

Kıraç’ın sunumunu bitirmesinden sonra yetmiş yedi bin kişilik büyük koro  kabına sığmıyor, ‘’Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak; sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak. O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak; o benimdir, o benim milletimindir ancak’’ diye adeta yeri göğü inletiyordu. Aşkla ve coşkuyla ikinci kez söylenen İstiklal Marşı’nın ardından Galatasaray’ın vuruşuyla oyun başladı.

İki takım da cumhuriyetin 100. yılında kupayı müzesine götürmek için varını yoğunu ortaya koyuyordu. Futbolcular stadyumda değil, sanki Büyük Roma Kolezyumu’nda dövüşen gladyatörler gibi savaşıyordu.

Top bir o kalede, bir bu kalede gidip geliyor, teknik adamlar maçı kazanmak için her türlü taktik ve stratejik hamleyi yapıyor, ama bir türlü beklenen gol gelmiyordu.

Her iki takımın da sahada gösterdiği mücadele inanılmaz bir centilmenlik ve saygı içinde gerçekleşiyor, maçı yan yana izleyen iki kulüp taraftarı kaçan pozisyonlardan sonra birbirine sarılıyor ve teselli ediyordu.

Muhteşem bir doksan dakikaya gökyüzüne silüeti çizilen Mustafa Kemal ruhu yansımıştı adeta! Uzatmaların ilk doksan dakikadan farkı yoktu.

Yorgun ama onurlu savaşçıların birbirine olan saygısından bir geri adım atan da yoktu. İki büyük ezeli rakip birbirini yenmek istese de, sanki görünmeyen bir el buna izin vermiyordu.

Ama tribünler neyin olup bittiğinin, hangi fırıldakların döndüğünün  farkındaydı. Artık sessizce izlemeyecek, yeri ve zamanı geldiğinde harekete geçecekti.

Bizi bölüp parçalamak isteyenlere, cumhuriyetimizi ve Atatürk’ümüzü elimizden almak isteyenlere tek bir yürek ve tek bir nefesle CUMHURİYET ÖLMEZ VATAN BÖLÜNMEZ diyecekti. 

Muhteşem final

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

3 Yorum

  1. Dünya da öldükten sonra ülkesini yöneten tek lider.Mustafa Kemal ATATÜRK

  2. Okurken niye ağladıysam…ne güzel olurdu, sadece bizim değil tüm coğrafyanın dünyanın durumu nasıl güzele değişirdi, “Beyaz Zambaklar Ülkesinde”ki gibi yeniden çiçeğe dururduk.. Bir kere yapmıştık bir daha yaparız elbet,…inşallah, Allah büyüktür

  3. Beklentimiz hala böyle olması. O ya da bu sebeple 100. yıl Atatürk kupası Türkiye’de oynatılmazsa üzerinden 10 sene geçse bile yaparız.

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!