Avatar
Murat Bölükbaşı

Fenerbahçe çok istedi!

featured

Murat Bölükbaşı yazdı…

Maçı mı yazayım, yoksa ülke için çok önemli bir viraj olan siyaset gündemini mi yazayım derken ortaya karışıkta karar kıldım.

Bu maçtan önce duygularım kazanmayı çok arzuluyordu. Çünkü, layık mıyız, hak ediyor muyuz bilmiyorum; ama bunca felakete, bölünmüşlüğe, ayrışmaya, kutuplaşmaya, yokluğa, yoksulluğa, yolsuzluğa, yasaklara karşı manen ve madden dayanacak gücü, takati kalmayan toplumun bir ferdi olarak, bir anlık da olsa yüzümüz gülsün, sevincimiz duyulsun, göğsümüz kabarsın istiyorum.

İktidarıyla muhalefetiyle çok yordunuz bizi. Çözümler önümüzdeyken çözümsüzlükler yumağının içine çektiniz bizi. Öyle siyasi omurgasızlıklar gösterdiniz ki, akşam teslim ettiğim bir yazıyı sabah geri çekmek zorunda bıraktınız bizi.

Sırf iktidarı kazanmak için onurlu ve namuslu olmayan ittifaklar, köşe kapmacalar, adam satmalar, arkadan bıçaklamalar, binbir türlü fırıldaklar ve tiyatrolarla yerle yeksan ettiniz bizi. Biriniz HİZBULLAH’la , biriniz HDP ile ahlaksız, onursuz ve ilkesiz ittifaklar planlarken, iki odak arasına sıkıştırılmış, basınıyla, televizyonuyla, sosyal medyasıyla aklımızla oynayan algı operasyonlarına maruz bıraktınız bizi…

Şer odaklarıyla kurulmuş ittifaklarınıza oy vermeye mecbur edilmiş bir toplumun şuurunu ve aklını yitirdiği bir ortamda Fenerbahçe’nin kazanmasıyla ayağa kalkmaya çok ihtiyacımız var. Çünkü atılan bir golün ardından ve kazanılan bir zaferin heyecanıyla kaybedilen şuur anı dünyanın en güzel olayıdır.

‘’Beynin kontrolü organlara bırakmasıyla’’ Adrenalin, Serotonin, Dopamin hormonlarının zincirleri kırılır ve ipini koparmış bir boğa misali tribünlerde ses desibeli, ekran başında televizyon, masa, sandalye, tabak gibi nesneler istemsizce kırılır.

Ferdi’nin sağ kanattan ceza sahası içine gönderdiği topu Alex Telles elle kesince VAR’dan gelen penaltıyı Valencia ağlarla buluşturup dakika 41 gösterirken, tribünler, kaleciyi bir köşeye topu diğer köşeye gönderen enfes vuruşa 41 kere maşallah derken, yan komşumun kalın duvarları aşan gol narası, üst komşumun sevinirken yere düşen sandalyesi en güzel kopuşların örneklerini veriyordu. 

İlk yarı Fenerbahçe’nin 1-0 üstünlüğüyle sona erdiğinde kazanmak adına sahada verilen amansız ve inançlı mücadele, muhalefetin seçimi kaybetmek için verdiği taktik mücadeleyle kıyaslandığında Sevilla maçını kazanmanın seçimi kazanmaktan çok daha kolay olabileceğine bizi inandırdı. İkinci yarının başlamasıyla önce Arda’nın ceza sahası yayı dışından mükemmel şutu, ardından Joshua King’in altı pastan volesi, Valencia’nın direğin az farkla auta çıkan şutu zafer geliyor derken; beyni işlemciden çıkan ve organlarıyla düşünmeye başlayan tribünler taşkınlıklarıyla maçı bir müddet yeşil çimlerden çıkarıp, çirkin tribüne taşımayı başardı.

Sahnenin ikinci çirkini A haber tadında ve kıvamında gerçekçi olmaktan uzak manipülatif maç anlatımıyla Ertem Şener di. 83. Dakikada tüm hücum silahlarını oyuna süren Jesus kalan sürede tur şansını uzatmaya taşımak için tüm kozlarını oynadı ama skoru artırmayı başaramadı. Fenerbahçe kazanmak için çok uğraştı ve kazandı; ama bu turu geçmesine yetmedi. Biz, sevinmeyi çok istedik. Sahada olağanüstü mücadele sergileyen tüm takım da bizleri sevindirmeyi çok istedi ama olmadı. Yine de verdiğin saygın mücadele adına teşekkürler FENERBAHÇE! 

Bugün, futbol sahasında gördüğümüz kazanmak adına verilen mücadeleyi maalesef siyaset sahnesinde göremiyoruz! Çünkü futbol, sahnenin önünde herkesin görebileceği şekilde göğüs göğüse çarpışarak oynanır. Siyaset ise kapalı kapılar arkasında kurgulanır, kurulan sahnede maskeyle oynanır.  Hikaye şudur: Futbol gerçeğin, siyaset se yalanın yüzüdür. Onun için futbol, tüm zamanların en çok izlenen ve sevilen oyunudur.  

Fenerbahçe çok istedi!

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!