Avatar
Nihat Genç

En büyük hayalimdir!

Nİhat Genç yazdı...

featured

Anadolu’yu yeniden inşa, en büyük hayalimdir.

GAP kadar maliyetli ve büyük ve otuz-kırk yıl sürecek bir büyük projeden bahsediyorum.

AVM’lere köprülere otobanlara barajlara gökdelenlere doyacağınız ve duracağınız yok, ne anlatsam boşuna, ve kime anlatıyoruz, olsun, hayallerimiz böyle bir kenarda bir kaç satır umutsuzca duruversin!

Doğusu batısıyla Anadolu köylerini gezdiğimde, doğusu ve batısında iklim ve coğrafya özellikleriyle muhteşem güzellikte tarlalar, ovalar, tepeler, ormanlar, içinde ve yanıbaşında vs. görüyorsun!

Ancak bu muhteşem coğrafi güzelliği, biçimsizliği, eskiliği, çirkinliği, harabe oluşu, bakımsızlığı ve düzensizliği vs. mahveden içine girilemeyecek kadar kötü onbinlerce köy-köy evleri görüyorsun.

En az onbin köyün yıkılıp yeniden inşası şart.

En az onbeşbinin estetik-tamir-bakım-düzen-restorasyon-güzellik’ten geçmesi şart!

Şüphesiz her bölgenin kendine ait bir mimarisi var, şüphesiz yüzlerce köyü müze gibi tarihtir antikadır mirastır diye bir kenarda tutarsın, ancak, gerçek şu ki: onbinlercesinin dümdüz edilip yıkılması ve yeniden yepyeni coğrafyasına uygun yepyeni bir model mimariyle inşası şarttır!

Yatay mimari düşünün, şu benzin istasyonları aklınıza gelsin, tek katlı-iki katlı, bir de bodrumu..

Ahırı, kileri, sığınak’ı, önünde bahçe düşünün. Ve köyün camisi kahvesi ve pansiyon evleri-misafir odaları gibi düşünün…

Bir çok mimari proje inceledim ve İtalya ve İspanya’da aklımı alan biz niye geç kaldık diye hayıflandığım yatay mimariler gördüm…

Tabii ki devrim gibi yasalar lazım, tabii ki köylünün hakkı olan arsa ve ev değerinin tam karşılığını vererek ama yeniden inşa edilecek mimariyi artık ilave ve eklerle bozmaya kalkmayacak büyük sert yasaklar getirilerek!

İlk aklıma gelen önce şu ‘çatı’lı evlerin sonunu getirmek yani ‘çatı’lı mimariyi bitirmek! Şu yüzde elli meyilli kiremit çatılı evlerin sonunu getirelim!

Ve kullanışlı ve rüzgara sıcağa soğuğa karşı ve sığınak görevi de gören çok sağlam bir yatay mimariden söz ediyorum!

Gözlerinizi kapayın ve bir hayal edin, Konya Ovası’ndan Erzurum’un Karadeniz’in köylerine kadar onbinlerce köyümüzü önümüzdeki otuz sene içinde YENİDEN İNŞA ettiğimizi!

İlk önce eski ve ahşap baba evidir yadigardır gelenektir vs. hastalığından kurtulmalıyız!

Bu eski evlerin yaşatılabilecekleri yaşatılır ancak gidin görün her biri ‘kanser’ hücresi gibi..

Gelenek’e yine bağlı ama yeni ölçüler bulmak zorundayız!

Diyarbakır kerpiçten köy evlerini düşünün, aynı plan geliştirilerek modern inşaat imkanlarıyla nasıl muhteşem sağlamlıkla ve güzellikte evler yapabileceğimizi hayal edin!

Ayrıca, köyü yeniden cazip kılacak, şehir nüfusunu köylere yeniden köylere taşıyacak!

Ve çok yerde şimdi güya restore edilen evlerin çoğu çirkinliği daha da püsküllü hale getiriyor!

Ülkemiz sanayileşme modernleşmeyle birlikte, kalkınma adı altında, bir ‘yol’ hastalığına, iki, ‘restarasyon’ manyaklığa kapılmış, hayır, buldozerle yıkın geçin ve yepyeni bir mimari icad edelim!

Tamamen yepyeni bir mimari için yarışmalar açmalı projeler geliştirilmeli her köyün coğrafyasına uygun ama genel karakteri süssüz püssüz sade yalın ve işlevi ve görünüşleri toprağımızın güzelliğine yakışır projeler üzerinde çalışmalıyız!

Sert mimari yasalar çıkartılmalı ve köy, mezra ve yaylaya yakın üç kat ve fazlası apartmanvari bütün binalar yıkılmalı!

Anadolu’da  çirkinliği cahilliği çaresizliğiyle kilitlenmiş girilmez yaşanmaz hale gelmiş ve modern ihtiyaçlara cevap vermeyen onbinlerce köy, bizi bekliyor!

Anadolu’da harabeyi andıran derme çatma çıkmalar ilavelerle hurdalık görüntüsü veren onbinlerce köy sanki deprem yaşamış ve yüzüne hiç bakılmamış bizi bekliyor!

Çok büyük bir proje hayal edin, emekli olup köyünü özlemiş hali vakti yerinde on-beş kişinin köyünde kendi zevkine ait yapacağı evlerle olacak şey değil!

Sorun da burada, sert yasalarla, şu her parası olanın ‘kendi zevkine’ ya da kendi imkanlarına göre yaptığı yüzbinlerce biçimsiz evlere ‘dur’ denilmeli!

Köylüler ve biz, hepimiz ‘estetik’ bir terbiyeden geçmeliyiz, kafamıza göre devri sona ermeli!

Ayrıca her bölgenin rengi de ayrıdır, taşı da ayrıdır, betonu da ona göredir, Karadeniz bordo Akdeniz açık mavi doğu’ya kil toprak ve duman rengi evlerin çok yakıştığı bir gerçek!

İçinde yaşayanların ve yanından geçenlerin içini açacak, yahu ne güzelmiş, diyebileceği yepyeni bir mimari!

Köylerimize bakıp bin yıl öncesi gibi yeniden ‘yurt’ denilebilecek ‘vatanım’ denebilecek bir gururu yeniden bize öğretecek!

Anadolu’ya geldiğimiz günden beri ihmal ettiğimiz!

Oldu olmadık her şeye sit alanı tarihi miras deme hastalığından kurtulmalıyız, kangren gibi, kesip atmalıyız!

Terkedip sonra bir daha yüzüne bakmadığımız!

Sadece babadan bir ev köyden bir yer diye adını tapu ve miras kavgasında ancak andığımız!

Bu muhteşem topraklar bizi bekliyor!

Hayal kuranlarını!

Mimarlarını!

Projelerini!

Evlatlarını bekliyor!

Köy’ün köylerimizin değerini artıracak, köyü köyleri yaşanılır kılacak, köy’ü köyleri inci kolye elmas pırlanta taşları gibi güzelleştirecek ve köy hayatına nefes aldıracak!

Evet, ütopik ve çok büyük proje!

Yatay mimariye dönük bir çok proje inceledim, detaylara ayrıntıya girip yormayayım sizi, ne dediğimi anladınız!

Büyük barajlar büyük köprüler büyük AVM’ler vs. gittikçe çoğalır ve büyürken on binlerce çürümüş bakımsız köylerin içler acısı sefil hali, bu toprağın sorumlu aydın çocuklarını ürkütmüyor mu?

Tarihin coğrafyaların iklimlerin en mutedil en güzel en uyumlu topraklarında bu çirkin biçimsiz yapılardan utanmıyor musunuz!

Zakkum çiçeklerinden utanmıyor musunuz? Zeytin ağaçlarından utanmıyor musunuz?

Toroslar’ın mavi sedirlerinden utanmıyor musunuz? Karadeniz’in ladin ormanlarından utanmıyor musunuz?

Atalarınızın dedelerinizin hatırası kutsal emaneti bu toprakların yemyeşil ovalarında o çirkin yapılardan utanmıyor musunuz?

Çok büyük, imkansız, ütopik bir proje demeyin, bir, ‘bismillah’a bakar!

Üç beş yıla kalmaz iki-yüz üç yüz sayıda yüzük taşı kadar güzel köyümüz ortaya çıkar ve diğerlerine ‘örnek’ oluşturur!

En büyük hayalimdir!

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

12 Yorum

  1. 13 Nisan 2022, 12:35

    Nihat bey yazınızı okudum. Öncelikle gerçekten yeni ve renkli bir pencereden bakmamı sağladınız. Bu yüzden size teşekkürü borç bilirim.
    Ben 23 yaşında bir mühendisim. Eskişehir’de bir firmanın Ar-Ge departmanında çalışıyorum. Bizim neslimiz ne yazık ki hepimiz para odaklı büyütüldü. Bunun en büyük sebebinin ailelerimizin ülkenin gidişatının farkında olması ve çocuklarının en rahat şekilde yaşamalarını istediklerinden olduğunu düşünüyorum. Bu sebeple köy, çiftçilik, hayvancılık gibi kavramlar hep fakirlik, sefillik çağrışımı yaptı biz şehirli gençlere. Ama bu böyle değil. Bunu daha yeni yeni fark ediyorum ben ve biliyorum ki daha fark etmeyi bekleyen nice gençler var. Bunun böyle olmadığını insanlara ve özellikle genç nesile göstermenin en iyi yolu sizin de bahsettiğiniz gibi köy mimarileridir. Bu bahsettiğiniz proje aynı zamanda kendi kendine yeten Türkiye’yi tekrar oluşturmak için tamda ihtiyacımız olan türden bir harekettir. Bu sebeple size bu yazınız için teşekkür ediyorum, olabildiğince insanlarla paylaşıp olabildiğince farkındalık yaratmaya çalışacağıma emin olabilirsiniz.
    Kendimi modern tarım teknolojileri ile ilgili geliştirmekteyim ve umarım bende bir gün modern bir çiftçi, modern bir köylü olurum diye umut ediyor yazınız için çok teşekkür ediyorum.

  2. 11 Nisan 2022, 11:37

    Yazınızı çook beğenerek okudum. Benzer kaygıları taşıyan ve gücü nispetinde benzer vurguları yapan biri olarak virgüle kadar imza atıyorum. Ben konu ile ilgili örnek bir taslak bile çizmiştim. Kısaca, ahırların bir sokağa evlerin bir sokağa baktığı ahır sokaklarının meralara çıkan uçlarını ahır atıklarını köyün ihtiyacını giderecek bir dönüşüm tesisinde dönüştüğünü hayvansal atıkları transfer ederek çirkin koku ve görüntüden uzak olduğu gibi çok teşekkür ediyorum yüreğimi okumuşsunuz resmen. hürmetler üstadım..

  3. Nihat abi, bugün patates aldım, dört tane. 16 lira tuttu.

  4. 7 Nisan 2022, 19:33

    Yapıcı eleştiri olarak yazıyorum.
    Köylerin yaşanılır hale getirilmesi fikrine katılıyorum. Bunun yapılış şekli tartışılır. Toptan yıkıp yapmak, kiremit çatıları kaldırmak gibi genel yaklaşımların zarar getireceğini düşünüyorum. Mümkünü varsa eski yapılar korunmalı. İklimine göre düz çatı yapılabilir ama yağış alan bölgelerde çatı şart. Ayrıca Kiremit çatılar da köylere güzel bir doku verir :)

  5. 7 Nisan 2022, 13:00

    Çok doğru saptamalar. Bugünlerde her ortamda boy gösterip tarım ve hayvancılık desteklenmeli diyenlerin sayısı artıyor. Olumlu bir durum. Ancak, çok önemli bir ayrıntı gözden kaçırılıyor. Bugün için Türkiye’de kırsal nüfus 6.5’e düşmüş durumda. İnsan kaynağı yoksa tarımı ve hayvancılığı kim yapacak? Her şeyden önce kırsal nüfus artırılmalı. Kentlerin varoşlarına iliştirilen kalabalıkların geriye döndürülmesi hiç de kolay bir iş olmadığını akılda tutarak.

  6. 7 Nisan 2022, 12:24

    Harika bir kalkınma projesi, asfalt ve fiber ulaşımda olunca, insanlar evden çalışarak kırsalı kalkındırırız.

  7. sagolun Nihat Bey. Yatay mimari bizde olmaz cunku rant yok icinde. Bunlar icin en uygunu bir yere cokme usulu bir gokdelen falan dikmek, ilk 10 kati maliyet, ustune ciktigi her kat bir ferrari. Alttaki dukkanlar falan da kaymak.

  8. 7 Nisan 2022, 11:34

    çok güzel inşallah olur nihat abi.birileri hayal kurmalı merak etme birileri de yapacaktır.

  9. 7 Nisan 2022, 11:32

    Çok güzel ve gerçekçi bir düşünce, değerli proje. İnşallah gerçekleşir. Yazıda ifade edilen hususlara uyularak elbirliği ile uygulanabilir. Alkışlıyorum ❤️

  10. Cumhuriyet neslini yetiştirebilirsek hem köyler hem şehirler aklın ve zevkin izini taşıyacak.

  11. 7 Nisan 2022, 11:31

    Resmi işsizlik oranı %12 , 16 milyon insanın aç, 50 milyon insanın yoksul olduğu, 3 milyon hektar arazinin ekilmediği yerde 1 kg et 120 TL, 1 demet maydanoz 10 TL olunca insanlar bir yerde zorunluluktan popolarını kaldırıp dediğinizi yapacaklar. Kanada’dan mercimek, Uruguay’dan kasaplık sığır ithal etmek ile kahvelerde boş oturmak ile karın doymaz. Çarığı giyip kışlık nohutunu, fasulyesini, salçalık domatesini, biberini bizzat ekip üretmeyi yeniden öğrenmekten başka çare yok…

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!