Avatar
Nihat Genç

Gazzeli çocuklara bayram şekeri!

featured

Nihat Genç yazdı…

Siyasi İslamcılıktan kurtulup Müslümanlığımıza tekrar dönüşün bir yolu var mı?

Siyasal İslamcılık (İslami köktendincilik, radikal İslamcılık, fundemalist, birçok adı var) ülkemizde ve İslam dünyasında 1960’lı yıllarda örgütlenmeye ve şekillenmeye başladı!

Dini bütün, mütedeyyin, geleneksel, dinimizin diyanetimizin ve anne babamızın Müslümanlığıyla hiç alakası yoktur, İsrail-Arap savaşlarıyla paralel milli devletleri yıkmak için geliştirilmiştir!

Orta-Doğu’daki milli devletleri yıkmak için CIA ve Mossad tarafından beslenmiş ve sonuç İsrail’in önünü açıp bugünkü fütursuz soykırıma giden yolu açmıştır!

Ve bu sonuç için, İran’ın millici başbakanı Musaddık’ı indirerek işe başlamışlar ve Arap Birliği’nin efsane lideri Cemal Nasır’ı ve sonra gelen Enver Sedat’ı ve sonra Kaddafi’yi ve sonra Arafat’ı, nicesini, ve sonra Türkiye’de Cumhuriyet’i kendine hedef edinmiş, başarıyla yıkmıştır!

Pakistan’da Afganistan’da beslenmiş okullanmış silahlanmış, on uzun yıl süren İran-Irak savaşında kullanılmış iki Müslüman ülke birbirine girmiştir! Irak işgali ve ABD işgalinin kapılarını açmışlardır! Afganistan’da başarıyla sahaya sokulmuş ülke kırk uzun yıl kaostan çıkamamıştır! Suriye savaşlarında baş rol oynamış milyonlar ölmüş on milyonlar göçmek zorunda kalmıştır! Cezayir’den Afganistan’a iç savaş yaşamayan ülke kalmamıştır, sadece Cezayir’de iç savaşta yarım milyona yakın insan öldürülmüştür, Mısır’ın altı üstüne gelmiştir!

Detayları onlarca cilt tutar! Siyasi İslamcılar kabaca tağuti adı verdikleri güya laik güya beşeri güya batı taklidi dedikleri ve kafir dedikleri hukuk rejimini yıkmak için harekete geçirilmişlerdir!

İlk harekete geçirdikleri kavram darülislam ve darharp kavramlarıdır, darülharp demek kafirlerin yönettiği ülke demek! Bu kavramdan çıkışla yaşadıkları kendi ülkelerine savaş ilan ettiler ve yaşadıkları Müslüman ülkeyi dinsiz ilan ettiler ve kadınları cariye ülke malını da ganimet kabul ettiler!

Kabaca ilerlersek ülkemizde siyasal islam tarikatlar eliyle önce sağcı muhafazakar partilere (Menderes’ten Demirel’e Özal’a ve Tansu Çiller’e ve MHP’ye) hükümetler ve derin devlet eliyle sokulmuş ve önleri açılmıştır!

Mesela Özal döneminde kardeşleri Korkut Özal ve Yusuf Korkut Özal eliyle faizsiz bankacılık adıyla Suud sermayesi ülkeye sokulmuş ve İslamcı örgütler beslenmiştir!

Kısaca, bugün onbinlerce şirketi olan tarikatlar beslenmiş Cumhuriyet düşmanı çok büyük sosyal güç olarak siyasete sokulmuştur!

Mesela Fetö açık şekilde şeksiz şüphesiz bir CIA Mossad projesi ve bu projenin derin devlet ayağında MİT vardır! Hiram Abbas, Graham Fuller, Mehmet Eymür, nicesi, tarikatların önünü açmak ve devlete yerleştirmek için iki kanattan çalışmışlardır!

Birincisi, orduyu ve cumhuriyetçi aydınları temizlemek, ki, 60 ihtilali, 12 Mart, 12 Eylül ve 28 şubat ve sonra Ergenekon kumpaslarıyla Türk ordusunu her dönem CIA Mossad projesine uygun tasfiye etmişler ve Doğan Öz, Abdi İpekçi, Muammer Aksoy, Uğur Mumcu, nicesi, aydıları ortadan kaldırarak önlerini açmışlardır!

İkinci kanattan, laik-şeriat tartışmasını gündeme taşıyarak Türk siyasetini kökünden saptırdılar ve Özal’la liberalleri İslamcılar’a yamayarak Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne savaş açtılar! Faşist ırkçı Kemalist rejim ve askeri diktatörlük ve vesayet kodlaması yaptılar!

1980’de başlayan bu uzun dönemde etnik tezleri de (PKK ve açılımı) siyasete soktular! Din ve inanç özgürlüğü başlığı altında ‘mezhep’ ve ‘tarikatları’ sivil toplum diye gösterdiler ve önce siyasete sonra diyanetle meşruiyet verip devlete taşıdılar!

Liberaller eliyle köktenci İslamcıların Cumhuriyet düşmanlığını beslediler, Atatürk’e deccal diyenler, Ermeni ve Dersim olayları yüzünden Türkiye’yi soykırımcılıkla mahküm ettiler, mili kamu teşebbüsleri satıp talan ettiler!

Daha ötesi ‘ulus devlet’ şeytan ilan edildi! Akil adamlar Anadolu turuna çıktı ve etnik ve mezhep bölücülüğünü yumuşatan uzlaştıran ikna eden güya bir dil oluşturuldu ve toprak bütünlüğünü savunan ‘ulusalcılar’ topyekün yaka paça Silivri’ye tıkıldı ya da kriminalize marjinalize edildiler!

Ve sonra tüm tarihlerin en vahşi örgütü İŞİD’i devreye soktular!

Cumhuriyet’in yıkım projesi uzundur ve gözlerinizin önünde gerçekleşti!

Ve mesela Kılıçdaroğlu ve Altılı Masa bu yıkım projesiyle dizayn edildi, yani  uluslararası şebeke İslamcılığın yedeğini de barış demokrasi laflarıyla yeni CHP’yle inşa etti; bir otuz yılda artık bunlarla uğraşırsınız!

Düne kadar (güya) muhalifler Ekmeleddin’i Kılıçdaroğlu’nu ve Altılı Masa’yı ölümüne desteklediler!

Bu altılı masa bugün nerede yerinde yeller esiyor!

Ve ama yeni CHP’de ruhu yaşıyor, işte bu yıkım projesiyle yeniden yapılandırıldı!

Ve yetmez ama evet anayasasıyla Fetö kadroları ordu ve hukuka ve akademiye yerleşti ve sonra Fetö kovuldu, yerine, çeşitli tarikatlar AKP eliyle ordu ve hukukta yerlerini aldılar!

Sonuç, siyasi İslamcıların (tarikatların) yetiştirdiği hakimler şu anda silme iktidarda!

Siyasi İslamcı (tarikatçı) bu tarikatçı hakimlere AKP iktidarıyla adaleti tesis etmeleri yönünde çok büyük tarihi fırsatlar çıktı!

Gördük ki, siyasi İslamcılar, iktidara dava açmadılar, kendi adamlarının ulaştığı yolsuzlukların uyuşturucunun kara paranın yağma ve talanın üstüne gidemediler, daha doğrusu Reis’in sözünden çıkamadılar!

Hukuk felsefesinin öngördüğü sonuçlar aynen yaşandı, gücü ellerine geçirenler sadece kendi mezheplerini kendi adamlarını kayırdılar ve dinci yapıların şirketlerin yağma ve talanına kasıtla sessiz kaldılar!

Hukuki ve siyasi tanımıyla iktidar otoritesine karşı bağımsız bir hukuk geliştiremediler!

Ama hepsi an itibariyle yüksek yargı mevkiindeler!

Şimdi, bu İslamcı kadrolara bu mübarek gün bir soru sormak istiyorum!

Görüldüğü üzere sizi iktidara taşıyan konjoktür tüm dünyada ve ülkemizde değişti, tepe taklak oldu!

İsrail’in önünü açmak için kullanıldınız ve etnik ve mezhebi yapıları meşrulaştıran İslamcı siyasetin kadroları olarak oraya taşındınız!

Gözünüzün önünde ve sessizliğinizle binlerce İslamcı siyasetçi ve işadamı gökdelenlerin otellerin malikanelerin ve tarihte eşi benzeri görülmemiş haksız servetlerin sahibi oldular!

Ve gün itibariyle etnik ve mezhebi yapıları siyasi partiler yasası ortada olduğu halde kapatmaya gücünüz yetmiyor!

Ve gün itibariyle AKP ve tarikatları soruşturmaya gücünüz yetmiyor!

Ve hepiniz şeriatçı yetiştirildiğiniz halde ülkenin şeriat kanunlarıyla yönetilemeyeceği ya da şeriata doğru itilemeyeceği gerçeğiyle yüzleştiniz!

Hukuk felsefesi sizin şimdi yüzleştiğiniz ilahi yasalar-beşeri yasalar tartışmasını tarihin ilk gününden beri yaşadı ve sonra toplumlar, insan elinden çıkma yasalarla idare edilme kararını verirken Allah korkusunu manşetinden hiç indirmedi, çünkü, asıl büyük tartışma, Allah korkusu taşımayan karar vericilerin yaratacağı ‘adalet’ boşluğuydu!

Ve modern toplumlar Allah korkusu taşımayı çok ciddiye aldı ve beşeri yasaların ‘adalet’ boşluğunu-ihtilafını Tanrı korkusuyla doldurulması gerektiğini halen yaşıyor ve tartışıyor!

Bu Allah korkusu boşluğunu dolduramadınız, şu anda siyasi İslamcılık davanıza tek yapabildiğiniz hizmet şeriatçı çıkışları ve bölücü partiyi ve iktidar yolsuzluklarını görmezden gelmek!

Yasanın size verdiği yetkiye rağmen görmezden gelmek kaos ortamı yaratmaktır!

Siyasi İslamcılar!

İşte sizi iktidara taşıyan güç kimse İsrail’le ticareti onlar yaptırıyor!

En büyük düşman deyip lanetlediğiniz siyonizmin uşağı köpeği nasıl oldunuz?

Bizi dinsiz kafir ilan ederek, milli devleti düşman ilan ederek ve bağımsızlığımızla (yurtta sulh cihanda sulh) dalga geçerek ve Osmanlı ve ümmet hayalleriyle Suriye’yi karıştırarak!

Peki İsrail siyonizmine hizmet edenlerin bir dini var mı?

Siyasi İslamcılık bir din değildi, bir projeydi!

Sadece sömürgeci şirketlerin ve onların yerli işbirlikçileri ve kendini mübarek ilan eden tarikat şeyhlerinin ve siyonizmin ve hızla haksız servetlerle zenginleşen İslamcı siyasilerin işine yaradı!

İçlerinde hala hukuk, cumhuriyet, yasa, mahkeme, Allah korkusu, nedir bilen tek kişi yok!

Siyasi İslamcılar ve onları gazlayan liberallerin içinde Cumhuriyet nedir ne işe yarar bilen yazan tek kişi yok ve hala CHP’yi köklerini inkar ettiği için baş tacı ediyorlar!

Ve hala Tek Parti ve Dersim gibi konular üzerinden hiç ders almamışlar gibi paso Cumhuriyet düşmanlığı yapıyorlar, yeni CHP’ye de köklerini ve Cumhuriyet’i redettiği için sarılıyor ve sömürgeci şirketler tarafından AKP’nin yedeği olarak hazırlıyorlar!

‘Huzur’, ‘dirlik’, ‘düzen’, ‘ortak amaç’, ‘herkesin yararına’, ‘hepimizin yararına’ gibi kavramları ‘milli irade’ ‘bağımsız mahkemeler’i bilen tanıyan tek kişi yok!

Çünkü yıkmak için görevlendirildiniz, yapmak için değil!

Yapan (inşa eden) insanların önce ‘adalet’ duygusu olacak!

Tanrı korkusu olmayanların adaleti olamaz!

İktidardan korkanların adaleti olamaz!

Holdinglerden tarikatlardan korkanın adaleti olmaz!

Siyasi İslamcı kadrolarda ‘Allah korkusu’ yok!

Eski Yunan’da dahi hukuk konuşulurken hatta Sokrates hukuk’u eleştirirken ‘adalet’ duygusunu öne çıkartır!

Adalet, hukuk’tan üstündür!

Ülkeniz kaoslar yaşamadan bu yukarıdaki cümlenin ne anlama geldiğini anlamanız mümkün görünmüyor, Sokrates bu yüzden mahküm edildi!

Dinimiz, ölçülü, bilge, dengeli, Allah korkusu olan tarafsız insanlar yetiştirmeli, ki bir hakkaniyet ve adalet duyguları olsun, bunları piyasa yapan dinimiz değil sömürgeci şirketler ve istihbarat!

Sizler başka bir amaç için yetiştirildiniz!

Sizler, o tarikatlarda, hukuk beşeridir, insan elinden çıkma, insan icadıdır, biz, Allah’ın kanunlarıyla yöneteceğiz, denilerek piyasaya sürüldünüz!

Oysa Tanrı sözüyle-yeminiyle ülke hukukunun uyum içinde olması sizlerin elinde!

Çünkü insanların barışı kardeşliği dinin de emridir!

Toplumun dirliği huzuru açısından içinde Tanrı korkusu olan insanlar hukuka ve kurallara daha çok riayet eder!

Holding sahibi olmak, tarikat olmak, efendilik, mübareklik, vs. gibi üstün sıfatlar ve güç sahibi merkezler adaleti paramparça ediyor ve sessizsiniz!

Evet, hukuku ele geçirdiniz, göreviniz tamamlandı ve başardınız ve sizi hukuka taşıyanlar rahat etti, ve hala sizi yetiştirenlerin otoritesinden çıkamıyorsunuz!

Peki Allah korkusu ne olacak!

Peki adalet duygusu ne olacak!

Adalet duygusu olmayan bir toplum olabilir mi?

Siyasi İslamcılığın şahsınızda ve toplumda ve dünyada iflas ettiğini işte gördünüz!

İçine atılıp tuzağa düşürüldüğünüz iç dünyanızdaki yangını hissediyorum!

Türkiye Cumhuriyeti’ni dinsizlikle suçladınız, şimdi aynı beşeri kanunlarla maaş alıyorsunuz!

Oysa Amerika ve Fransa papazlarına maaş ödemez ama kafir ve darülharp ilan ettiğiniz Türkiye Cumhuriyeti  80 bin hocaya maaş verdi ve nankör hocalar camileri tarikat yuvaları ve İslamcı siyasetin arka bahçeleri gibi kullandı! Yanlış cahil ve ihanete varan bilgilerle beyniniz yıkandı!

Güney Amerika’nın efsane kurtarıcısı milli bağımsızlık lideri Simon Bolivar hiçbir zaman dine karşı çıkmadı! Tarihin en azılı jakobeni Robespierre sırf kendi kiliselerinin çıkarına yaşadıkları için papazları giyotine gönderdi ama hiçbir zaman dine karşı olmadı! Ve Atatürk Diyanet’i kurup din işlerini düzen altında tuttu! Ve Napolyon paraya sıkıştığı için Papa’yla anlaştı ama hiçbir zaman dini ortadan kaldırmayı düşünmedi!

Ama ortaçağcılar (feodal yapılar), kilise, tarikatlar, azizler, mübarekler, aristokratlar, yani imtiyazlılar bu milli kahramanlara savaş açtı, sonra günümüzde savaş açan neo-liberallerle işbirliğine girdi!

Ama siz anti emperyalist ve bağımsızlık savaşı veren milli devletleri dinsizlikle kafirlikle suçlamaya hiç doymadınız!

Sevgili Siyasi İslamcılar!

Gelin Siyonistlerin CIA’nın Mossad’ın size giydirdiği o siyasi İslamcı gömleğini çıkartın!

Yeniden tertemiz dini bütün Müslümanlığımıza, Allah Korkusu’na dönün!

Allah’tan başka kimseden korkmayan Allah Korkusu olmadan ‘adalet’ duygusunu kökleştiremeyiz!

Bir toplumun dirliği düzeni için Allah korkusuna ihtiyacımız dünden daha çok! Adalet ve hakkaniyet duygusu olmadan bir ülkemiz olamaz!

Bizi zalimden kurtaracak olan hukuktur ve yargıçlarımızda Allah korkusu yoksa vay halimize!

Kendinize gelin, yetiştirildiğiniz odakları içinizden sorgulayın ve öğrenin hukuk felsefesini, ilahi hükümlerdeki düzen arayışıyla hukukta düzen arayışı, aynı kapıya çıkar, hukuktaki düzen arayışı da eninde sonunda insanların kardeşliği ve huzurunu hedefler!

İslamcı kardeşlerim, yalvarırım dinleyin beni!

Hepimizi en mutlu eden yasalar halkın refahına ve dualarımıza en uygun olanlardır!

Sizin duanız ne?

İşte Siyonizm ticareti yakayı ele verdi ve İslamcılığın buz çağı başladı!

Milyonlarca temiz halis mütedeyyin Müslüman, İşid ve Fetö ve İslamcı ve hepsi tarikatçı vahşi holdingler ve Siyonist işbirlikçileri karşısında, dondu kaldı!

Kardeşlerim, dünyaya doğaya Tanrıya ve güneşe, kaldırın başınızı bir daha bakın!

Suyun kaldırma gücü ve yer çekimi, ve ama sıcağın da yükselen gücünü unutmayın!

Ağacın köklerindeki suyu dallarına çıkartan hangi güçtür?

Fizik kanunudur, ısındıkça hava su yukarı çıkar, ısınır, hafifler, fokurdar ve buharlaştırır ve hafifleyen her şey yükselir!

Güzel olan, iyi olan, tatlı olan, mutlu olan, sıcak olan ne varsa çekim gücü vardır, bu fizik kanunlarının ilahi bir gücü vardır!

İyiliklerin ve güzelliklerin ve adaletin çekim gücü vardır, bizi yukarı yükseklere ilahi olana çeker!

Çünkü mutluluk ve coşkuda ateş vardır!

Neşeli huzurlu insanların sıcaklığı sizi kendine çeker, anne kucağı, baba şefkati sizi kendine çeker!

Sanat eserlerinde renk renk ısılar vardır, ritmde tempoda hafif ateşte kaynayan melodide derin bir sıcaklık vardır, his olan her şeyde ısı vardır!

Duada sıcaklık vardır, merhamette vardır, adalet herkesi sıcacık birarada tutar!

Güneşin ateşi Allah’ın ateşi insanın ateşi doğanın ateşi hepsi içimizi ve toplumu ısıtan aynı ilahi ateştir!

Yasalara güven pamuklu yünlü sıcacık tutar sizi!

Allah’a sarılmak, insanları kardeş bilmek, vefa duygusunda ateş vardır!

Memleketi için savaşanların hatıralarında ateş vardır!

Ekmeğini bölüşenlerin ekmeği böldükleri yerden bütün insanlığa yayılan ilahi bir ateş vardır!

Tarlalarda ormanlarda denizlerde kedilerde köpeklerde çocuklarımızın göz bebeklerinde gülen yüzlerde ateş vardır!

Sımsıcacık geleneklerimizde annemizin yemeklerinde hepimize ortak bir yasa ve milli gurur veren bağımsız Cumhuriyet’imizde bir ateş vardır!

İşte trajik hikayemiz, doğanın ve Allah’ın ve insanın içindeki ateşimizi çalıp holdinglere tarikatlara ve Siyonistlere verdiniz, yüzbinlerce çocuğumuzu köylerimizden kaçırıp CIA ajanı yaptınız!

Şimdi, Allahsız nursuz kitapsız yüzsüz Cumhuriyetsiz buz çağında donmuş mamutlara döndünüz!

Uyanın, Müslümanlığımız ve Cumhuriyet’imizi birlikte yana yakıla arayalım!

Ateşlerin en güzeli kardeş olalım!

Uyanın, diyanetimiz ilahiyatımız camilerimiz artık Allah korkusu olan çocuklar yetiştirsin!

Uyanın, Allah korkusu kalbinde kandil mumu yanmayan bir insan bilge olamaz, bismillah dediğimiz Allah’ın adında adil, hakim, hak, vardır!

Ülke ve insanlık aşkını ayrım gayrımsız herkese taşımayan insan erdemli olamaz!

İnsanı insan Müslümanı Müslüman yapan, kalbini ısıtan içinde yükselen şeyleri bilemezse, dolar ve borsa yükseldikçe korkar ve sömürgeci şirketlerin ve siyonizmin köpeği haline gelir!

Bir bayram şekeri bile şimdi Gazze’de bir çocuğu düşünün insanlığımızı ne çok sıcak tutar!

Cumhuriyet bağımsızlık demektir, kimseye muhtaç olmamak demektir, kimseye mecbur olmamak demektir! Kamu teşebbüslerimiz yağmalanmasaydı ve kooperatiflerimiz ve milli kaynaklarımız büyüseydi İsrail’le ticarete tohumda gübrede bu kadar bağımlı kalır mıydık?

Düşünün, Binali Yıldırım, İhsan Aslan, Soylu, Çalık, nicesi, milyarlarca dolar haksız servetleri var!

Sizi islam diye oynattılar ve kullandılar ve onlar sarayları otelleri holdingleri ve marinaları ve yaylaları ele geçirdi!

Şimdi sorun kendinize, bu servetlerin topu birden Gazzeli çocuğun elindeki bir bayram şekerinden değerli mi, büyük mü?

Bir bayram şekeri mi insanı bir Müslümanı daha sıcak tutar yoksa bu servetler mi?

Bu uçsuz bucaksız haksız servetler Gazzeli çocuğun elindeki bir bayram şekerine değer mi?

Allah indinde nezdinde holdingleriniz mi büyük yoksa bu çakıl taşı kadar minicik bayram şekeri mi?

Kendinize gelin, bağımsızlığınız olmadığı için Gazzeli çocuklara bir bayram şekeri uzatacak yüzünüz yok, gücünüz yok! Büyük vesayete büyük otoriteye savaş makinesine bağımlı servetleriniz işe yaramıyor, aksine bütün insanlığı ve Müslümanlığı o servetleriniz utandırıyor!

İşbirlikçi insanların ateşi yoktur, sürüne sürüne yaşayan insanların ateşi yoktur, ona buna muhtaç insanların ateşi yoktur, kendi karnını kendi doyuramayan insanların ateşi yoktur!

Utancın ateşi yoktur, alçaklık çok soğuktur, işbirlikçilerin ateşi yoktur, yavanlığın vasatın cehaletin ateşi yoktur!

Dünyaları yediniz ama Müslüman komşunuza kardeş bir yüzle uzatacak bir bayram şekeri neden kazanamadınız!

Anladınız mı milli bağımsızlık nedir?

Çünkü ancak bağımsız bir bayrağın ateşi vardır!

Alnımızın ateşi vardır, kabaran göğsümüzün ateşi vardır, duamız, nefesimiz ateştir!

Kibrin küstahlığın ateşi yoktur!

Taklidin kölenin tekrarın zevksizliğin çirkinliğin ateşi yoktur!

Gecenin sabahın beynin zihnin bilincin kanın ateşi vardır!

Hakikatin ateşi vardır!

Aklın hayal gücünün ateşi vardır!

İstismarın kayırmanın iki yüzlülüğün işbirlikçinin servetleri vardır ama ateşi yoktur!

İrade ateştir, Allah sevgisi, vatan sevgisi, ateştir!

Çimenler çiçekler insanlar bulutlar, ve minarelerimiz, içimizde yükselen ateştir!

Allah korkusu olmayanların ateşi yoktur!

Ellerimiz gözlerimiz sözlerimiz ateştir!

Yüce ve mükemmel olan her şeyde ateş vardır, ruh, ateştir!

Adaletsiz insanların vatanı ve ateşi yoktur!

Bilgi ateştir, bölüştüğümüz her lokma ateştir, sohbet ateştir, merhaba, ateştir, heyecan ateştir, dokunmak ateştir!

Dik duran boyun eğmeyen herşeyde ateş vardır, ateş, ele avuca sığmaz, kafeslenmez!

Ne tarikatlarınız ne holdingleriniz ne İsrail’in bombaları, Allah’ın insanlığın ateşini kimse söndüremez, milyonları soykırımdan geçirseniz de insanlık ateşini o Gazzeli çocukların is yanığı gözlerindeki ateşi söndürmeye servetlerinizin ve çok uluslu şirketlerin gücü yetmez!

Zorbalık, suskunluk, teslimiyet, zalimlik, saraylar, soğuktur!

Sömürgeciler işbirlikçileri, içimizden yükselenleri bilmez!

İnsanları kardeşleştiren Allah’ın ateşi, parayla alınıp satılamaz!

Ey müteahhitler, ey holdingler, ey saraylar, ey beşli çeteler, ey işbirlikçiler, ey gökdelenlerin otellerin sahipleri, ey yaylalarımızı ormanlarımızı nüfuzlarına geçirenler!

Alayınız dünyanın en teknolojik en vahşi bombalarıyla soykırımdan geçirilen milyonlarca Müslüman çocuğa, sorun kendinize, bomba isli kara yüzlü Gazzeli bir çocuğa, bir bayram şekeri uzatacak yüzünüz neden ve niye kalmadı!

Adalet duygusu olmayan nankör insanların maskesini bu mübarek bayram günü yüce Allah maskesini işte böyle düşürür!

Bizi ve hukuku kandırdığını sanan ey Binali Yıldırım, bu bayram sabahı servetinle övünüyor musun?

Kıracak bir yumurta bulamayan yoksul bir evde büyüdüm, annem, orlon yün ipliğiyle banyo lifi yapıp dükkanlara satardı, işte, bayrama bir hafta kala, sabaha kadar yine uyumamış örgü örüyor! Yeter anne, uyu artık, dedim!

-Olur mu evladım, dedi, yarın kapıya çocuklar gelecek, bayram şekeri alacak paramız yok!

Binali, Soylu, Melih Gökçek, Beşli çete, Çalık, ey saray, ey ihaleci Menzil, ey İsmailağa, Gazzeli çocuklara bayram şekeri alacak alın teriniz oldu mu, gücünüz yüzünüz var mı?

Gazzeli çocuklara bayram şekeri!

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

6 Yorum

  1. senın imamoğlu ile dönüşüm yapacagız işte. daha ne istriyorsun. hele bir gelsin. agzına layık bir de anayasa yapacak?

  2. 11 Nisan 2024, 10:41

    Sevgili büyüğüm Allah senin gibilerin sayısını arttırsın…Var ol💕

  3. 11 Nisan 2024, 06:32

    Nihat Genç’in şundan haberi yok tabii ki: “siyasal islam partisinin kuruluşunda ve iktidara getirilişinde, İsrail’in dahli var”. Bilal’in imam-hatip diploması ile ABD’ye göstermelik de olsa tahsile gönderilmesine, oradaki okul tarafından kabul edilmesine vs. kefil olan İsrail istihbaratı mensubunun ismi dahi biliniyor!
    Nihat Genç şu gerçeği de göz ardı ediyor; Türk çocuklarına bayram şekeri veriliyor mu ki de Gazzeli çocuklara bayram şekeri verilecek!? Ne de olsa Filistin avukatı kesilmek bugünlerde moda ya, ondan böyle yazılar yazılıyor.
    Nihat Genç’e bütün islamcılara esas kötü haber ise şu: İsrail’i ortadoğudan kaldıracak ve yok edecek bir güç yok! 5000 yıldır orada yaşayan ve araplardan çok daha eski ve köklü olan bir milleti yerinden etmek herhalde olanaksız bir şey gibi görünüyor.

  4. Nihat Bey,
    Beni duygulandıran bu mükemmel yazınız ( Aslında bütün yazılarınız ) , broşür gibi bastırılıp,
    her yere dağıtılırsa interneti olmayan birçok kişiye de ulaşılabilir. diye düşünüyorum.
    Sağ olun, var olun.

  5. Cebrail’i kıskandıran mesajların için teşekkürler Nihat…
    İyi bayramlar…

  6. Allah sesine soluğuna kuvvet versin güzel yazarımız. Gençler senin izinden gitsin, hepsi dosdoğru güzel insanlar olsunlar. Pislikler ifşa oluyor, ülke temizleniyor belki, yeni nesillere tertemiz yazılar ve sesler bırakıyorsun can yazarımız. Var olasın, Allaha emanet olasın, milletimize emanet olasın her daim.

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!