Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman’ın Salı günü enerji ve telekomunikasyon alanında bir dizi anlaşmalar gerçekleştirmek üzere Atina’ya gitmesi bir dizi soruyu da beraberinde getirdi. Salman, 2018’de gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın İstanbul’da Suudi Büyükelçiliği’nde öldürülmesinden sonra ilk kez bir Avrupa ülkesini ziyaret ediyor.
Salman’ın gazeteci Kaşıkçı’nın öldürülme emrini bizzat verdiği ve hatta Kaşıkçı’nın bedeni testere ile ayrılırken görüntülü bağlantıyla tanıklık yaptığı bu nedenle de adının “testereciye” çıkması Batı medyasında sık sık yer almıştı.
Peki ne oldu da insan haklarından sıkça dem vuran bu nedenle de neredeyse yaptırım uygulamadığı ülke kalmayan Batı “katil” dediği Arap Prensin ya ayağına gidiyor ya da kendi ülkelerine davet ediyor?
Ukrayna savaşı ile ortaya çıkan enerji krizi, Beştepe başta Batılı merkezlere Suudi Prens hakkında tükürdüğünü bir bir yalatıyor.
Petrol rezervlerinin efendisi ve Arap dünyasının öncü gücü Suudi Arabistan önünde Washington’dan, Berlin’e, oradan Beştepe’ye ciddi insan hakları ihlallerine rağmen herkes el pençe divan.
Artık çoktan inandırıcılığını yitiren siyaset odaklarının ahlaken çöktüğü son örnekle bir kez daha tescilleniyor…
NEDEN YUNANİSTAN?
Veliaht Prens’in, Kaşıkçı cinayeti nedeniyle birkaç yıllık diplomatik izolasyondan sonra ilk ziyaretini Avrupa Birliği’nin diğer ülkelerine değil de, Yunanistan’a gerçekleştirmesinin pek de tesadüf olmadığı anlaşılıyor.
Ortadoğu haber portalı Al Monitor’un analizine göre, Yunanistan Başbakanı Miçotakis ve Kıbrıs Rum Cumhurbaşkanı Anastassiadis, Suudi tahtının varisinin siyasi ve diplomatik izolasyonunun sona ermesinde “özel bir rol” oynamış; tercümesi özel çaba sarfetmişler.
Heyetlerarası görüşme öncesi yapılan her iki tarafın da resmi açıklamasında “stratejik ve askeri işbirliğinin” derinleştirilmesinin birinci öncelik olduğu dikkat çekiyor. Yunan basını askeri işbirliğinin genişletilmesi konusunda bir dizi anlaşmalardan bahsediyor.
ATİNA-RİYAD ASKERİ İŞBİRLİĞİ
Atina’daki düşünce kuruluşu ELIAMEP’in Akdeniz Programı Başkanı Ronald Meinardus’a göre;
Riyad ve Atina’yı askeri işbirliğine zorlayan somut tehditler var. Suudi dış ve savunma politikası “baş düşman” İran’ın artan etkisine yönelik endişeler tarafından yönlendirilirken, Yunan siyasetinde Türkiye ve Beştepe’nin “revizyonist emelleri” baskın.
Yine Meinardus’a göre; Yunanistan ve Suudi Arabistan arasındaki ilişkilerin derinleşmesinin arkasındaki temel güdünün, ilgili tehdit algılarının karşılıklı olarak tanınmasında ve bununla bağlantılı olarak, sözlü ve fiili olarak karşılıklı dayanışma istekliliğinde yatıyor.
Yunanistan’ın komşu Türkiye’ye karşı Araplarla askeri dayanışma listesi şöyle:
– 2021 baharında, Yunanistan ve Türkiye arasındaki son ciddi kriz henüz aşılmıştı ve çöl krallığından savaş uçakları, Ege Denizi üzerindeki Yunan Hava Kuvvetleri manevralarına katılması…
– Daha önce, Riyad’ın yakın bir müttefiki olan Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Atina ile Ankara arasındaki deniz egemenliği konusundaki anlaşmazlığın zirvesinde F16 savaş uçaklarını geçici olarak Girit adasına konuşlandırması…
– Birleşik Arap Emirlikleri’nin de Türkiye’nin tüm hoşnutsuzluğuna rağmen Yunan savaş tatbikatlarında yer alıyor olması…
Yunanlılar, Suudilerin askeri-politik işbirliğine karşılık, Suudi Arabistan’a son teknoloji bir Patriot füze savunma sistemi ve operasyon ekibi ödünç verdi. Husi isyancıların Suudi Arabistan’daki hedeflere roket saldırılarına karşılık, Atina tarafından sağlanan füzelerin etkili bir önleme aracı olduğu kabul ediliyor.
Askeri konulara ek olarak, Atina’daki ikili istişarelerde ekonomik ve teknolojik işbirliğinin genişletilmesi de var.
Riad ve Atina’nın, Akdeniz’in altından geçerek Avrupa ve Asya’yı birbirine bağlayacak bir veri hattı inşa projesi için Mayıs ayında imzalanan ön anlaşmada, Suudi Yatırım Bakanı Khalid bin Abdulaziz Al Falih, Yunanistan’ın Avrupa ve Orta Doğu arasındaki arayüzde elverişli jeostratejik konumuna atıfta bulunarak olasılıklar sınırsız” demiş.
Suudiler, Yunanistan’ı “hidrojen ve birçok açıdan” Avrupa’nın merkezi haline getirmek istiyor.
Rusya-Türkiye-İran hattının karşısındaki konuşlanma güçlendiriliyor.
ABD ve Avrupa dışında, Arap dünyasını da arkasına almanın şımarıklığıyla Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis’in gururunu okşuyor, ülkesini şimdiden Avrupa’nın gelecekteki enerji arzı için stratejik bir merkez olarak görüyor.
Batı’nın Türkiye karşıtlığında odaklandırdığı Yunanistan, Türkiye’den rol çalmak için her fırsatı değerlendiriyor.
Yıllar önce kendisini iki buçuk savaş stratejisi tehdidine göre konumlandıran Türkiye’nin çok daha ciddi olasılıklara göre hazırlıklarını yapması gerekiyor.