Avatar
Gürbüz Evren

Brezilya’da belediye başkanları hiç çalışmıyor (6)

Gürbüz Evren yazdı...

featured

Ukrayna’daki savaşı değerlendirdiğim yazılar nedeniyle Brezilya konulu yazılarıma bir süreliğine ara vermiştim. Sizleri biraz olsun savaşın ağır havasının dışına çıkarmak amacıyla Brezilya’yı anlatmaya devam edeceğim.

Brezilya’da, halkın çok önemli bir bölümü siyasetçilerden ve gazetecilerden nefret ediyor. Özellikle yoksul ve dar gelirliler, siyasetçinin sağcısının da solcusunun da çaldığını ve yandaşlarını zengin ettiğini düşünüyor.

Petrol alanlarının ihaleleri Brezilya’daki çok büyük yolsuzlukların da kaynağı. Farklı siyasi görüşlerden birçok devlet başkanının Devlet Şirketi Petrobras başta olmak üzere önemli petrol şirketlerinin yönetiminde yer aldığı biliniyor. Seçildikten sonra ise karıştıkları yolsuzluklar bir şekilde ortaya çıkıyor. Eski başkanlar, Dilma Rousseff, Michel Temer ve solcuların sembol ismi Lula Da Silva’nın yolsuzluklar nedeniyle yargılanmaları, cezaevine girmeleri bu durumun en iyi örnekleri.

Gazeteciler ise siyasilerle iş birliğinde olmak, sansasyon yapmak, en ciddi işleri magazine dönüştürmek ve tetikçilikle suçlanıyor.

Burada toplum bizdeki gibi boğazına kadar siyasete batmamış ve siyaset çocuklara kadar indirgenmemiş. Güney Amerika’nın Trump’ı olarak da görülen Brezilya Devlet Başkanı Jair Bolsonaro’nun seveni kadar karşıtı da çok. Ama bizdeki gibi düşmanlığına doğru evrilen bir kamplaşma yok. Arkadaşlarım arasında Bolsonaro’yu hayranlık derecesinde seven olduğu gibi, adını duyunca gerildiğini belli eden de var. Ama bu durum onların arkadaşlıklarını samimi şekilde sürdürmelerine engel değil. Çünkü bu konu dışında konuşacak çok şey buluyorlar. Yaşamın sadece siyasetten ibaret olmadığını vurguluyorlar.

Başkan Bolsonaro’nun başı yargı ile sürekli dertte. Hakkında, koronavirüs salgınını ciddiye almamak, devletin gizli belgelerinin içeriğini çevresiyle konuşmak başta olmak üzere birçok suçlama nedeniyle yürütülen soruşturmalar var. Yani durum yine bizdeki gibi değil. Yargıç, savcı çağırıyor, eski bir subay olan Başkan Bolsonaro gidip ifade, savunma veriyor. Yani önce hukuk var ve buna kim olursa olsun saygı göstermek zorunda. Bazı Brezilyalılar ise Bolsonaro’nun da diğer eski başkanlar gibi cezaevine gireceğini savunuyor.

Brezilya’daki gözlemlerime dayanarak, bu ülkedeki belediye başkanlarının bizimkilerin yanında solda sıfır kaldığını rahatlıkla söyleyebilirim.

Her gün birçok kentin içinden geçtim ve Allah rızası ya da İsa’nın hatırına ne duvarlarda ne de billboardlarda tek bir belediye başkanının fotoğrafını görmedim. Daha da kötüsü önünden geçtiğim belediye binalarında bile başkanların fotoğraflarını görmedim.

Ayrıca kentlerin girişinde, kollarını kavuşturmuş en sempatik haline bürünerek size ‘Hoş geldiniz’ diyen ya da kentin çıkışında, ‘Güle güle’ diyerek el sallayan bir belediye başkanı fotoğrafı görmemek de beni yıktı, bitirdi.

Brezilyalı başkanlar kesin çalışmıyor, o karnaval senin bu karnaval benim diye dolaşıp dans ediyor, hayatını yaşıyordur diye düşündüm, ama bir yandan da haksızlık etmeyeyim diyerek daha dikkatli baktım ve olup biteni anlamaya çalıştım.

Belediye işçilerinin, iş makinelerinin çalıştığı hiçbir yerde ve hiçbir aracın üstünde ‘Büyükşehir çalışıyor’ yazısı görgüsüzlüğüne denk gelmedim.

Kazılmış bir çukurun başında ya da şantiye halindeki hiçbir yerde belediye başkanının adı yazılı hayırlı olsun türünden pankartlar, tabelalar görmedim.

Zort rengine boyadıkları kaldırımlara, “Attığınız her adım sizi bilmem nereye götürsün” pankartlarını asanların samimiyetsizliğine de Brezilya’da rastlamadım.

Bizdekiler sanki babalarının hayrına çalışıyor, her şeyin parasını da ceplerinden veriyormuş havasını millete atarken, Brezilyalı belediye başkanlarının yapılan işleri gizlemelerine, mütevazı olmalarına anlam veremedim.

Bulunduğum yer, metropolün en büyük belediyesinin sınırları içinde kalıyordu, ama hiçbir noktada, bizdeki görgüsüzlüğün ve kompleksin yansıması olan, ‘Rekor kırdık’, ‘Rekorlar kırıyoruz’ türünden buram buram yalan kokan reklamları görmedim.

Bizimkiler yapmaları gereken işleri, yerine getirmeleri gereken görevleri rekor diye yutturmaya kalkıp, Guinness Rekorlar Kitabına bile kafayı yedirtirken, buradaki belediye başkanlarına rekorsuz hayatları nedeniyle acıdım.

Özellikle Ankara’da, yaşadığım ilçenin sınırları içinde, sanki babasının malıymış gibi her yerde adını, fotoğrafını gözümüze çakan, bu çağı atlamış da gelecek yüzyılda belediyecilik yaptığını halka yutturmaya çalışan feodal ilişkilerden torpilli bir ‘Belediye Reisine’ sahip olmayan Brezilyalılara acıdım.

Konuyu konuştuğum belediyecilere, yaptığınız işleri neden reklama dökmüyorsunuz? Neden rekorlar kırmıyorsunuz? Neden adınızı, fotoğraflarınızı her yerde vatandaşın gözüne sokmuyorsunuz? Gelene gidene hoş geldiniz, güle güle diyeceğiniz fotoları çektirip asmak çok mu zor? Neden araçlarınızda ‘Büyükşehir ya da falanca belediye çalışıyor?’ yazmıyor diye sorduğumda, şaşkın şakın baktılar ve “Kusura bakma, gitmek zorundayız. Bunlarla kaybedecek zamanımız yok, yapacak işimiz var” yanıtını verdiler. Biraz daha üstelediklerim ise “Belediyeciliğin gereği olan işleri yapmak için seçildik. Zaten bunlar bizim görev tanımımızda da yazıyor. Yapmamız gereken işleri sanki büyük iyilikmiş gibi neden halka satalım ki? Adımızın, fotoğrafımızın her yerde olması, belediyenin emek veren işçilerine, memurlarına, çalışanlarına haksızlık sayılmaz mı? Üstelik halk buna bir anlam veremez ve totosuyla gülerek tepki gösterir” dediler.

“Tamam o zaman ne haliniz varsa görün. Ne siz ne de halkınız belediye başkanlığından, belediyecilikten anlamıyorsunuz. Türkiye’ye gelin de analar ne belediye başkanları doğurmuş görün. Siz gidin anca samba, lambada, bachata yapın” dedim. Bu sözlerim onların umurunda bile olmadı.

Uzun yıllar öğrencilik ve iş nedeniyle Paris’te yaşadım. Eğer Brezilya’yı daha önce tanımış olsaydım, kesinlikle orayı tercih ederdim. Bunu orada bir süre kaldıktan ve insanları tanıdıktan sonra daha iyi anladım.

Daha önceki yazılarda belirttiğim gibi üst gelir grubundan insanların yaşadığı korunaklı elektrikli tellerle çevrili siteler ile gecekondulardan oluşan yoksul semtler yan yana diyebileceğimiz kadar yakın. Gelir ve yaşam düzeylerindeki büyük farklılıklara rağmen insanlar arasındaki ilişkiler çok olumlu ve sıcak.

‘Gitmesen iyi olur’ dedikleri gecekondu mahallelerinde hiçbir sorunla karşılaşmadım. Bana yan bakan olmadığı gibi tam tersine Hamamönü, Hacettepe’de geçen çocukluğumdan kalma ters ve pis bakışlarımdan dolayı kafasını çeviren de çok oldu. Yine de benden yana Brezilyalı arkadaşlarımın içi rahat değildi.

Bir akşam saat 21’de üniversiteden çıkıp eve kadar olan 11 km mesafeyi yürüyerek gitmeye karar verdiğimi Portekizce hocama söylediğimde kadın çığlık attı. “Gecenin karalığında geçeceğin yerlerde karşılaşacağın tehlikelerin farkında değilsin. Dersim 1 saat sonra bitiyor. Seni eve bırakacağım” diyerek, ısrarla beklememi istedi. “Merak etmeyin hep ana caddeyi devam ederek giderim” dedim, ama yine karşı çıktı.

Hoca dersteyken, aklıma koyduğumu yaptım ve yola koyuldum. Geçtiğim bazı yerlerde ürpermedim desem yalan olur, ama yoluma devam ettim. Yolu yarılamıştım ki, bir araba yanaştı ve kornaya bastı. Gelen Portekizce hocamdı. Kadın, benim beklemeyip yürüyeceğimi anlamış ve dersi yarıda bırakıp arkamdan koşturmuştu. Onu daha fazla üzmemek için arabaya bindim, ama daha sonraki günlerde kimseye söylemeden aynı şeyi birkaç kez yaptım. Fena mı oldu yani, arkadaşlarımın “Bunlarla ne ara kanka oldun” dedikleri favela çocuklarını (gecekondu bebelerini) onlara da tanıştırdım.

Bir sonraki yazıda Brezilya tarihinin bilinmeyenlerini ya da çok bilinmediğini düşündüğüm konularını yazacağım. İnanın çok hoşunuza gidecek.

[email protected]

Brezilya’da belediye başkanları hiç çalışmıyor (6)

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

2 Yorum

  1. 3 Nisan 2022, 20:13

    Efsane yazı. Kültür dünyamızı zenginleştiriyor. Çok merak ettiğim uzak Amerika ülkelerini anlatıyor.
    Sağ olun. Yaşa Veryansın.

  2. Harika bir yazı olmuş,elinlze sağlık

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!