Fransa, 1915 olayları hakkında Türkiye’nin karşısına en çok çıkan, ağır iftiralarda bulunan, tarihi çarpıtan kısacası Ermeni’den çok Ermeni olan bir ülke olarak tanınmaktadır.
Fransa’nın tüm cumhurbaşkanları, seçim kampanyalarında, 1915 olaylarına ilişkin asılsız iddialarını dillendirerek, Ermeni asıllı Fransız vatandaşlarına şirin gözükmeyi ihmal etmediler.
Dönemin Fransız hükümeti, bağımsız bir devlet kurulacağı vaadiyle kışkırtıp ayaklandırdığı, Fransız ordusu üniforması giydirip Anadolu’nun güney gölgelerini işgalde kullandığı, savunmasız Türk sivilleri katlettirdiği Ermenileri yüzüstü bırakıp kaçtığını unutturmak için uzun yıllardır soykırım iftirasının keskin savunucusu rolünü oynamaktadır.
Başkalarına çamur atarak, sömürgecilik döneminin iğrenç yüzünü, yaptığı soykırımları, katliamları saklamak isteyen Fransız siyasiler, 2000 yılında sözde soykırımı tanıyan bir yasa çıkarmıştı.
Bununla da yetinmeyen Fransa parlamentosu, 2016’da sözde soykırımı inkâr edenleri cezalandırma yasasını kabul etti. Ancak yasa Anayasa Konseyi’ne takıldı. Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, bu yasanın geçmesi için de gayret edeceğini her defasında dile getirdi.
Macron son olarak ise 2019’da Fransa’da 24 Nisan’ı sözde soykırımı anma günü ilan etti.
Türkiye, sadece Macron döneminde değil ondan önceki Fransız cumhurbaşkanlarının görev yıllarında da 1915 olaylarına ilişkin iddiaların siyasiler tarafından değil tarihçiler ve hukukçular tarafından değerlendirilmesi gerektiğini bildirmişti. Türkiye, parlamentoların sözde soykırımın olup olmadığına karar veremeyeceğini hep hatırlatmış, ama Fransız siyasiler bu uyarılara kulak asmamıştı.
Aradan yıllar geçti ve Fransa’nın Cumhurbaşkanı Macron, çifte standardın en iyi örneği olarak gösterilebilecek bir açıklama yaptı.
Amerikan Başkanı Joe Biden, Ukrayna’daki savaş nedeniyle Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’i soykırım yapmakla suçladı.
Biden, 13 Nisan 2022 tarihli konuşmasında, “Ukrayna’da yapılanlar için soykırım dedim çünkü buna ilişkin kanıtlar artıyor. Putin’in Ukraynalı olabilme fikrini bile ortadan kaldırmaya çalıştığı giderek daha net şekilde görülüyor” ifadelerini kullandı.
Bu açıklamadan bir gün sonra, 14 Nisan’da, Fransa Cumhurbaşkanı Macron, katıldığı bir radyo programında Biden’ın sözlerini değerlendirdi.
Macron, “Soykırım tanımını kullanarak Ukrayna’ya yardım yapılmış olmuyor. Bu tanımı siyasetçiler değil, hukukçuların yapması gerekiyor” diyordu.
Türkiye’den bir yetkilinin Macron’a, “Türkiye söz konusu olunca kararı, hukukçulara değil milletvekillerine, senatörlere bırakarak bizi soykırım suçlusu ilan ettiğinizi unuttunuz mu?” diye sormasını bekledim, ama kimseden ses çıkmadı.
Yakında 24 Nisan ve Macron yine Ermeni toplumuna yönelik mesajlar verecek, belki de Paris’teki Ermeni anıtına giderek saygı duruşunda bulunacak. Umarım o zaman Türkiye’den resmi bir yetkili çıkarak, Macron’a, “Soykırım tanımını siyasetçiler değil, hukukçuların yapması gerekiyor” sözlerini hatırlatır.
Doğu Akdeniz’deki sondaj krizinde Yunanistan’ın hamiliğine soyunarak, Türkiye’ye posta koyabilen, Ermeni’den çok Ermeni, Yunan’dan çok Yunan olan, terör örgütü PKK/PYD elebaşlarını Paris’te Cumhurbaşkanlığı sarayında ağırlayan, Türkiye karşıtlığında sınır tanımayan Macron’a sadece bir kez değil her defasında bu sözleri mutlaka hatırlatılmalıdır.
Zavallı Macron’a yanıt verecek bir yetkili aranıyor, ama bugüne kadar kimseden ses çıkmadı. Umarım o yetkili ya da yetkililer 24 Nisan’da ortaya çıkar.
Eğer açıklamayı yada linkini paylaşırsanız. Gidelim gözüne sokalim.
Gercekleri bir bir bunlarin yuzune vurdugunuz bilgilendirici yaziniz icin tesekkurler. Fransanin kendilerini kiskirttiktan sonra yuz ustu biraktiklarinada akil sagligi diliyorum. Cunku bunlari kendi yalanlariyla bogduklarinin farkina bile varamiyorlar. Yazik ki acinasi haldeler , Afrikayi soykirimdan geciren Fransadan medet umuyorlar. Medet umduklari fransanin kendilerini yuzustu biraktiklarini goremiyorlar bile.