Avatar
Hüseyin Vodinalı

Hangisi kazanır? Çok kutupluluk mu, soğuk savaş mı?

Hüseyin Vodinalı yazdı...

Aslında Ukrayna’da süren harekatı ve Batı’nın neredeyse tüm araçlarla geçtiği karşı saldırıyı dikkate alıp, ‘Soğuk Savaş’ yerine ‘Hibrid Savaş’ demeliydim.

Ama eski klasik Soğuk Savaş’a gönderme yapmak istedim.

Çünkü Amerika’nın yapmaya çalıştığı şey tam da bu: Demirperde’yi yeniden kurmak.

Nasılsa Amerikalıların DNA’larına ekili güçlü bir Rus düşmanlığı mevcut.

Ama bugünkü dünya buna izin verir mi?

Son derece şüpheliyim.

Evet, Rusya’nın izolasyonu tam gaz devam ediyor.

Öyle ki, Rus Merkez Bankası rezervlerine bile el konuluyor.

Rusya vadesi gelmiş dış ödemelerini yapmak isteyince, kabul edilmiyor ve temerrüde düşeceği söyleniyor.

Oysa Rusya bütçesinin veya ekonomisinin temerrüde düşmesini yani iflasını gerektiren hiç bir iktisadi veri yok.

Bu tamamen ABD’nin Rusya’yı göçertme çabalarının bir tezahürü.

Rusya değil aslında, burada acelesi olan ABD.

ABD bir an önce Rusya’yı izole edip, Avrupa’daki vasallarını NATO nizamında hizaya getirdikten sonra asıl düşmanı olan Çin’e yönelmek istiyor.

Rusya’nın kolunu kanadını kırıp, Çin’i yalnızlaştırmak ve rakip olmaktan çıkarmayı planlıyor.

Ama dediğim gibi bu planların işlemesi son derece şüpheli.

Araştırmacı Gazeteci Pepe Escobar’ın The Cradle’da yayımlanan son makalesi önemliydi.

“Rus altınına ve Çin’in Petroyuanı’na Merhaba deyin” başlıklı yazıda Suudi Arabistan’ın petrolünü Yuan ile satması, İran’ın Asya’ya petrolünü kimseyi dinlemeden ihraç etmeyi başarması, Hindistan’ın Rusya’dan enerji kaynaklarının Rupi ile satın alması gibi önemli gelişmeleri anlatıyor.

Buna ek olarak, Çin ve Rusya arasında kurulan çok kritik yeni mekanizmalar detaylandırılıyor.

Mesela geçen hafta, video konferans toplantısının ardından Avrasya Ekonomik Birliği (AEB) ile Çin Halk Cumhuriyeti, bağımsız bir uluslararası parasal ve finansal sistem için mekanizma tasarlama konusunda anlaştı.

AEB, Rusya, Kazakistan, Kırgızistan, Beyaz Rusya ve Ermenistan’dan oluşuyor, diğer Avrasya ülkeleriyle serbest ticaret anlaşmaları yapıyor ve Çin’in Kuşak ve Yol Girişimi (BRI) ile aşamalı olarak birbirine bağlanıyor.

ELVİRA’YI UNUTUN GLAZYEV İLE TANIŞIN

Fikir, Rusya’nın önde gelen bağımsız ekonomisti, Devlet Başkanı Vladimir Putin’in eski danışmanı ve AEB’nin düzenleyici organı Avrasya Ekonomik Komisyonu’nun Entegrasyon ve Makroekonomi Bakanı Sergei Glazyev’den geliyordu.

 width=

1961 Ukrayna doğumlu Glazyev’in ismini yakında daha sık duyacaksınız.

Burada bir parantez açmakta yarar var.

Rusya’nın mevcut Batıcı (Zapatnik) finans yönetimi şu anda şimşekleri üzerine çekiyor.

Çünkü bu ekip Rusya’nın başına büyük çorap ördü.

Maliye Bakanı Anton Siluanov, geçen hafta sonu, Rusya’nın altın ve döviz rezervlerinin (640 milyar doların 300 milyarlık kısmı) yarısının tek taraflı yaptırımlarla dondurulduğunu doğruladı.

Rus finans yönetiminin, ulusun zenginliğinin büyük bir kısmını, Batı tarafından kolayca erişilebilecek bir yere koyması çok şaşırtıcıydı.

İlk başta, Siluanov’un ne demek istediği tam olarak anlaşılamadı.

Merkez Bankası’ndan Elvira Nabiulina ve ekibi, döviz rezervlerinin yarısının ve hatta altının Batı bankalarında ve/veya kasalarda saklanmasına nasıl izin verebilirdi?

Yoksa bu Siluanov’un sinsi bir oyalama taktiği miydi?

Amerika’nın “Korkut Boratav”ı sayılabilecek önemli ekonomistlerden Michael Hudson bu durumu şu sözlerle anlatıyor:

“’Donmuş’ kelimesini ilk duyduğumda, bunun Rusya’nın batıdan Soros tarzı bir baskınla savaşmaya çalışarak değerli altın rezervlerini rubleyi desteklemek için harcamayacağı anlamına geldiğini düşündüm. Ama şimdi ‘dondurulmuş’ kelimesi, Rusya’nın onu kontrolü dışında, yurtdışına gönderdiği anlamına geliyor. İlk okumam, Rusya’nın akıllıca bir şey yapması gerektiği varsayımı üzerineydi. Altını yurtdışına taşımak akıllıca olsaydı, belki de diğer merkez bankalarının yaptığı şeyi yapıyordu: faiz ödemesi veya ücret karşılığında spekülatörlere “ödünç vermek”. Rusya dünyaya altınının nereye ve neden koyulduğunu söyleyene kadar bunu bilemeyiz. İngiltere Merkez Bankası’nda mıydı – İngiltere, Venezüela’nın altınlarına el koyduktan sonra bile mi? New York Fed’de miydi – Fed Afganistan’ın rezervlerine el koyduktan sonra bile mi?”

Şimdiye kadar, ne Siluanov’dan ne de Nabiulina’dan yeni bir açıklama gelmedi.

Ulusal ihanet nedeniyle Sibirya sürgünü dedikoduları bile dolaşıyor.

Hudson, devam ediyor:

“Eğer [rezervler] dondurulduysa, Rusya neden vadesi gelen dış borcuna faiz ödüyor? ‘Dondurucudan’ ödemeye yönlendirebilir. Temerrüde düşme riskinin sebebi ‘dondurma’ zaten. Suç onun değil ki. Chase Manhattan’ın, İran’ın dolar cinsinden borcuna faiz ödemeye çalıştığı banka hesabını dondurmasından bahsedilebilir. Rusya, NATO ülkeleri tarafından yapılacak herhangi bir ödemenin fiziki altınla yapılmasında ısrar edebilir. Veya (şaka ile karışık) İngiltere Merkez Bankası’na paraşütçüler indirebilir ve altın kurtarabilir – Fort Knox’taki Goldfinger gibi! Önemli olan Rusya’nın nasıl saldırıya uğradığını diğer ülkelere uyarı niteliğinde açıklamasıdır.”

Bir başka Amerikalı ekonomist dr. Paul Craig Roberts da Hudson’a katılıyor.

Roberts, araştırmacı gazeteci Mike Whitney’ye verdiği röportajda şunları söylüyor:

“Yaptırımların Rusya’ya zarar vermesi için, Rusya Merkez Bankası’nın yaptığı gibi Moskova’nın kötü kararlar vermesi gerekiyor. Batı’da Rusya’nın ihtiyacı olan hiçbir şey yok, ancak Batı ülkeleri Rus enerjisi ve madenlerine aşırı derecede bağımlı. Rusya, yaptırımlara petrol, doğal gaz ve mineral ihracını keserek karşı yaptırımlarla yanıt verebilir. Batı yakında merhamet dilenecek ve Rusya’nın belirlediği her şeyi kabul edecektir. Ancak Rusya, Batı üzerinde sahip olduğu muazzam gücü kullanamıyor, çünkü Rus ekonomistleri ve merkez bankası, Amerikalı neoliberal ekonomistler tarafından yetiştirilmiş. Rusya’nın gelişmesi için dövize ihtiyaç duyduğu yalanıyla beyinleri yıkanmış. Bu tam bir saçmalık. Gerçekten de, Michael Hudson ve ben, bunu Ruslara birkaç kez söyledik. Kaderinizin dövize bağlı olduğunu düşünüyorsanız, stratejik varlıklarınızı ona satarak düşmanınızı hayatta tutmaya devam edersiniz!

Paul Craig Roberts daha önceki bir makalesinde Rusya Merkez Bankası’nı topa tutmuştu:

“Rus merkez bankası, ruble dövizle desteklenmedikçe yatırım projelerini finanse etmek için ruble yaratamayacağını bile düşünüyor. Bu, merkez bankasının ihtiyaç duymadığı ve boşuna faiz ödediği parayı borçlanmasına neden oldu. Başka bir deyişle, Rus merkez bankasının politikası saçma ve Rusya’nın zararı pahasına Batı’nın çıkarlarına hizmet ediyor. Rusya enerji ve maden ihracatını durdurursa, ancak döviz kaybı nedeniyle bunu yapmaktan korkarsa, Ruslar Batı endüstrisini sekteye uğratabilir.”

Mike Whitney soruyor:

“Sizin bakış açınıza göre, Merkez Bankası başkanı Elvira Nabiulina, Rusya’nın mali durumunu açıkça baltalayan ve yaptırımların etkisini büyük ölçüde yoğunlaştıran politikalar uygulayarak düşmanca bir yabancı ajan gibi mi hareket ediyor?”

PCR: “Bunu bilerek yaptığını sanmıyorum, ama evet, yaptığı şey bu. Rusya hâlâ Batı’ya stratejik kaynaklar satıyor ve Rusya’nın düşmanlarının para birimlerini güçlendiren ve rubleyi zayıflatan dolar ve avro cinsinden ödeme kabul ediyor. Açık olmak gerekirse, Rus merkez bankası Batı yaptırımlarının başarısını sübvanse ediyor. Bu aptalca.”

Roberts ve Hudson’a yazının başında sözünü ettiğimiz Rus Ekonomist Sergey Glazyev’den “destek” geliyor.

“Rusya Merkez Bankası, Washington finans kuruluşlarının tavsiyelerini değil, istikrarlı bir ruble döviz kuru sağlamak için anayasal görevini yerine getirirse, mali yaptırımların olumsuz sonuçlarını tamamen dengeleyebiliriz. Rusya ve sanayisinin kanının çekilmiş ve gelişemez hale gelmesine yol açan şey Merkez Bankası’nın tüm bunlara göz yummasıydı.”

Kendisi de Rus liberallerin merkezi Sankt Peterburg’dan olan Putin, iktidara geldiğinden beri uzun bir süre Batı’ya yaklaşmak istedi.

Ancak son gelişmeler kapıyı tam olarak kapattı.

Putin öfkeli ve Zapatnik ekonomi kurmaylarını kovmaya hazırlanıyor.

Glazyev ise Batı’nın Moskova’ya ekonomik suikastinin er veya geç geleceğini diğerlerinden çok önce tespit etmişti.

Sergei Glazyev, Çin ile AEB arasındaki yeni mekanizma fikrini, “küresel ekonomik yavaşlama ile ilişkili ortak zorluklar ve riskler ve AEB ülkeleri ve Çin’e karşı kısıtlayıcı önlemlere” bağladı.

Glazyev’i ben rahmetli Mümtaz Soysal’a benzetiyorum.

Siyaset ve ekonomi birikimiyle efsane isim olan Mümtaz Hoca da çılgın neoliberalizme karşı Kemalist bir siyasetçi olarak direnmiş, Cumhuriyetçi bir akademisyen olarak yazmış, konuşmuş, en sonunda parti bile (BCP) kurmuştu.

O dönemki özelleştirme yağması ve serbest piyasa çılgınlığı içinde ona kulak veren pek az olmuştu.

Ama şimdi Glazyev, Mümtaz Soysal’ın akıbetine uğramayacak gibi.

Glazyev, yeni Rus ve Avrasya ekonomik/finansal stratejisini tasarlamadaki merkezi bir pozisyona geliyor.

Çantasında önemli dosyalar var ama işin özü şu: Çin ve Rusya, birer Avrasya gücü olarak ABD’nin tek kutuplu sistemine karşı koordinasyon içinde olmalı.

Avrasya sistemi, büyük olasılıkla, katılımcı ülkelerin ulusal para birimleri ve başta altın, emtia fiyatlarının bir endeksi olarak hesaplanan yuan referans alınarak “yeni bir uluslararası para birimine” dayalı olacak.

Bunun ilk taslağı ay sonuna kadar tartışılacak.

Yeni Avrasya Sistemi, sadece AEB ve Kuşak ve Yol Girişimi’ne (BRI) katılan ülkeler (örneğin, Kazakistan her ikisinin de üyesi) değil, aynı zamanda ASEAN ve Şanghay İşbirliği Örgütü’nün önde gelen oyuncularını da çekebileceğinden ABD dolarına ciddi bir alternatif olabilir.

Batı Asyalı aktörler – Türkiye, İran, Irak, Suriye, Lübnan – kaçınılmaz olarak ilgilenecekler.

Afrika deseniz Çin ve Rusya’nın giderek daha çok etkili olduğu bir kıtaya dönüşüyor.

En önemlisi de Avrupalı aktörler, Ukrayna üzerinden yedikleri ABD kazığını fark etmeye başladı.

Tüm ekonomistler Rusya’ya uygulanan yaptırımların en çok Avrupa’yı vuracağı üzerinde hem fikir.

Tam bir Amerikancı yönetimin iktidarda olduğu Almanya’da bile kaşlar kaldırılmaya başlandı.

Dünya ufkunda, yeni bir ‘29 Buhranı, hatta daha bile kötüsü beliriyor.

Bu yeni Avrasya ekonomik sisteminin orta ve uzun vadede yayılması, ciddi ABD piyasa oyuncularının/stratejistlerinin bile içten çürümüş olduğunu kabul ettiği Bretton Woods sistemini yani Washington Konsensus’u ve Amerikan Doları’nı çökertebilir.

ABD’nin yeni (ama eski model) Soğuk Savaş ve Demirperde projesi, artık hükmünü dayatan Asya merkezli Çok Kutupluluk sistemine yenilmeye mahkum gibi görünüyor.

 

 

KAYNAKLAR:

https://thecradle.co/Article/columns/7975

https://www.unz.com/mwhitney/is-russias-central-bank-chief-a-hostile-foreign-agent-deliberately-sabotaging-the-russian-economy/

Hangisi kazanır? Çok kutupluluk mu, soğuk savaş mı?

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

5 Yorum

  1. Bizim altınlarımız nerede? İngiltere’de değil mi? Öyleyse, gönderenler kimlerdi?

  2. Rusya ne düşünüor bilmiyorum ama Rus devlet parasına el koyduklarında Putin in olay çıkaracağını düşünmüştüm. Bunu geçtim sigorta vs sebebi ile uçak uçuramıyor gemi yüzdüremiyormuş… Belki de zamanını bekliyordur, intikam için.

  3. 17 Mart 2022, 17:35

    Hüseyin Vodinalı bey, yazdıkları ne olursa olsun, Putin’in mâsum insanları katletme karârını aklayamayacağını belirtmeliydi.

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!