Hüseyin Vodinalı yazdı…
Rusya artık “Savaş” moduna geçti..
2022’den beri “Özel Askeri Harekat” diyorlardı.
Bunun geleceği füzelerden belliydi.
Son iki gündür Kiev de dahil Ukrayna’daki pek çok gizli NATO ve Ukronazi karargahları hipersonik kinjaller de dahil pek çok çeşit füzelerle vuruluyor.
Son olarak enerji altyapısı da vuruldu ve pek çok şehir elektriksiz kaldı.
Kremlin Sözcüsü Peskov bugünkü açıklamasında; “Rusya savaştadır. Özel bir operasyon olarak başladı ancak Batı’nın müdahalesi bunu bir savaşa dönüştürdü” dedi.
Bu açıklamanın ABD’nin füze, Fransa’nın asker göndereceği beyanından sonra gelmesi kadar Rusya seçimleri sonrası yapılması da önemlidir.
Malum, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Rus halkının yüzde 87’sinden şimdiye kadarki siyaseti için onay aldı.
Seçim sonrası şunları söyledi: “Aslında Rusya’nın bundan sonra izleyeceği yolu, kendimiz ve çocuklarımızın nasıl bir geleceğe sahip olacağını seçtik. Rusya şimdi daha güçlü ve etkili olacak.”
Batı ile -zaten olmayan- diplomasi bitti.
Öyle ya Biden ve Lindsey gibi sözde demokrat özde faşist isimler ‘son Ukraynalı’ya kadar savaş yanlısı.
Artık güç konuşacak.
Rusya’nın gecikmiş savaş ilanı, sınırlarında kendisini çevreleyen ve yeni üyelerle güçlenen NATO’ya karşıdır.
Ve bu kez savaş Irak, Afganistan veya Libya ile değil, nükleer bir güç olan Rusya iledir.
Putin seçim sonrası konuşmasında, “Ukrayna’daki NATO varlığı dünyayı 3. Dünya Savaşı’nın eşiğine getirebilir” dedi.
NATO tehditlerine karşı Moskova’da yeni önlemler alınıyor.
Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu, Rusya sınırları yakınındaki NATO askeri potansiyelinin giderek artması nedeniyle iki yeni askeri bölge kurduklarını bildirdi.
Şoygu, “NATO’nun Rusya sınırları yakınındaki askeri potansiyelini artırması, Finlandiya ve İsveç’in üyeliği yoluyla İttifak’ın genişlemesi ışığında kuzeybatı ve batı stratejik istikametlerindeki askeri grupları güçlendirmek için adımlar attık. Leningrad ve Moskova askeri bölgeleri olmak üzere Rusya Silahlı Kuvvetleri için iki stratejik bölgesel birlik oluşturduk” dedi.
Bu, 16 askeri tugay ve 14 yeni tümenden oluşan iki yeni kara ordusu demek oluyor.
Nükleer silah sistemleri sürekli gözden geçiriliyor.
Rus ordusu sadece Ukrayna’da savaşmıyor, topyekün bir savaş için 17 buçuk milyon kilometrekarelik ülkedeki tüm askeri birimler sürekli teyakkuzda.
ABD ve müttfikleri ise geçmişte olduğu gibi ne yenilgiyi kabul ediyor ne de müzakere masasına oturuyor.
Ukrayna’ya buldukları tv şovmeni, ülkeyi mahvetti.
Çocuklar ve genç kızlar askere alınıyor.
Sözde askerlik bürosu kılığındaki çeteler, sokaklarda yakaladıklarını “gönüllü” olarak cepheye yolluyor.
Hatta gelen bilgilere göre rejime muhalif olan Ukraynalılar, özellikle ölecekleri ön cephelere yollanıyor.
Buna mukabil Amerikan uşağı Ukronaziler güvenli bölgelerde keyif çatıyor, halka terör estiriyor.
Rus ordusu mümkün mertebe NATO unsurlarını ve Nazileri vurmaya çabalıyor.
Ancak Belgorod’da olduğu gibi İngiliz provokasyonları sürekli ağır saldırıları kışkırtıyor.
Batı çılgınca bir mahvoluşa doğru dünyayı peşinden sürüklüyor.
Sözü Amerikalı eski Askeri İstihbaratçı Scott Ritter’a bırakalım:
“Biden, kendi etrafında hızla çöken bir Ukrayna politikasını yönetiyor. Biden yönetiminin Ukrayna konusunda liderlik eksikliğinden endişe duyan Amerika’nın NATO müttefikleri, zayıflayan Ukrayna ordusunu desteklemek için asker göndermekle tehdit ediyor. Rus hükümeti, böyle bir hareketin Rusya’ya yönelik bir saldırı olarak yorumlanabileceği ve potansiyel olarak Rusya ile kolektif Batı arasında genel bir nükleer savaşın koşullarını yaratacağı konusunda uyardı. Tüm bunların sorumlusu CIA’dir. Rusya Federasyonu’nun fiili işgaline yeşil ışık yakmakla kalmadı, aynı zamanda büyük olasılıkla Ukrayna’daki olayların planlanması, hazırlanması ve yürütülmesine de dahil oldu. Nükleer çağ tarihinde hiçbir zaman bu kadar nükleer savaş tehlikesi bu kadar belirgin olmamıştı. Halkın, halk tarafından ve halk için yönetilmesi uzak bir hayal gibi görünüyor. Bunun yerine, Amerika’nın geleceği, uzun zaman önce her türlü sorumluluk iddiasını terk eden ve hukukun üstünlüğü altında faaliyet gösteren haydut bir istihbarat teşkilatının elinde gibi görünüyor.”
CIA-MI6-Mossad-NATO ve hepsinin üzerinde küresel batılı kapitalist elitler var.
Delicesine savaş istiyorlar.
Oysa bu “savaş”ta kazanmak artık mümkün değil.
Ödüllü Amerikalı Araştırmacı Gazeteci Seymour Hersh, “Amerikan istihbarat topluluğu, Ukrayna’nın çatışmadan galip çıkma şansının çok az olduğunu anlıyor. Geçen yılki büyük karşı saldırısı başarısız oldu, ordusu bitkin ve cephanesi yok” diyor.
Yapabildikleri tek hesap, silah sanayinden yeni vurgunlar vurmak ve yaptırımlarla çökertemedikleri Rusya’yı militarize ederek (SSCB’ye silahlanma yarışında yaptıkları gibi) ekonomik sıkıntıya sokmak ve ardından Çin’e hallenmek.
Ancak bu tehlikeli maceranın sonunda üçüncü dünya savaşının çıkmayacağını kimse garanti edemez.
