Nejat Eslen yazdı…
Farkında mısınız, çok şiddetli bir deprem başladı.
Bu deprem, bildiğimiz gibi bir deprem değildir.
Bu deprem, şiddetli bir jeopolitik depremdir.
Güney Çin Denizi’nden Karadeniz’e, Karadeniz’den Baltık Denizi’ne uzanan jeopolitik fay hattı kırılmaktadır.
Bu deprem, mevcut dünya düzenini yıkmaktadır.
Bu deprem, küresel güç mücadelesi, Amerikalıların ifadesi ile ‘’Great Power Competetion’’ olarak tanımlanmakta ve giderek kızışmaktadır.
ABD, Çin ve Rusya bu güç mücadelesinin ana aktörleridir(Filleridir).
Diğerleri ise yardımcı aktör veya figürandır.
ABD, Çin ve Rusya’nın hem güçlü ve hem de hassas tarafları vardır.
Çin’in yükselişi devam ederken, ABD’nin mevcut dünya düzenini ve bu düzenin kurumlarını ve kurallarını koruması giderek zora girmektedir.
ABD, bu güç mücadelesinde, aynı zamanda hem Çin’i ve hem de Rusya’yı hedef tahtasına koyarak tarihi stratejik hatayı yapmıştır ve bunun bedelini mutlaka ödeyecektir.
ABD’nin bu tarihi hatası, Çin ile Rusya’yı her alanda yakınlaştırmakta ve Atlantik bloğu karşısında Avrasya-Asya-Pasifik bloğu oluşurken dünya yeniden iki kutuplu düzene evrilmektedir.
Bu güç mücadelesi içinde Ukrayna krizi, ABD ile Rusya arasında giderek ciddi bir teste dönüşmektedir.
ABD, Ukrayna’yı NATO’nun içine alamazsa, Atlantik bloğu ve ABD liderliği yıpranacak ve bu gelişme Rusya’yı daha da cesaretlendirebilecektir.
Ukrayna’da filler döğüşmekte, çimler ezilmektedir.
Bu mücadele sona erinceye, yeni ‘’jeopolitik dengeler ve yeni dünya düzeni kuruluncaya kadar’’ bu deprem devam edecektir.
ABD küresel liderliği Çin’e kaptırırsa, kurulacak olan ‘’Çin odaklı dünya düzenin’’ ne getireceği, ne götüreceği şimdiden bilinmemektedir.
Türkiye, coğrafi konumu ile Atlantik, Avrasya ve Asya-Pasifik güç merkezlerinin ‘’jeopolitik etki alanlarının arakesitinde’’ yer almaktadır.
Bu nedenle de Türkiye, hem Atlantik, hem Avrasya ve hem de Asya-Pasifik güç merkezleri için vazgeçilmez önemdedir.
Bu nedenle de Türkiye, bu güç mücadelesinden, yani bu depremden şiddetle etkilenecektir ve etkilenmektedir.
Bu nedenle de zorlu kararlar Türkiye’yi beklemektedir.
‘’Ey siyasetçiler, bu jeopolitik deprem devam ederken ve filler dövüşürken sakın bizi de çimen yapmayın.’’ demek gerekmektedir.
Hiçbir siyasetçi bu depremi fırsata dönüştürme kurnazlığına bulaşmamalıdır.
Bu deprem, vizyon sahibi siyasetçilere ve sağlam iç cepheye olan ihtiyacı giderek artıracaktır.
Önümüzdeki seçim bu nedenle de önem kazanmaktadır.
SON SÖZ:
Bu jeopolitik depremi karşılama gücü, ülkeyi yönetenlerin milli değerlere, çıkarlara uyumu, kalitesi ve kapasitesi ile doğru orantılı olacaktır.
O zaman hapı yuttuk. İktidar da muhalefet de gayri milli, kalitesiz ve kapasitesiz, kişisel çıkarlarının ötesine geçemeyen kişilerce yönetiliyor.