Hatırlatalım.
Üç-dört yıl önce Kılıçdaroğlu’nun ve kurmaylarının ve Millet İttifakı’nın destekçisi yazarların yüzlerine karşı birebir ve yazılarımızda defalarca söyledik!
AKP’yi indirmenin yolu açıktır, AKP’nin en büyük affedilmez günahlarından ilki FETÖ’yü ordu, hukuk ve bürokrasiye taşıması, iki, PKK’yla Oslo’da ülke toprağını pazarlayıp teröristleri Habur’da çadırda ağırlaması..
‘Bizler’, dedik, FETÖ ve PKK’yla aleni işbirliği yaptığı için AKP’nin üstüne gitmeliyiz, bu kadar!
Tam aksine, yeni CHP FETÖ ve PKK’yı listelerine-ittifakına taşıyıp AKP’nin iki büyük yükünü sırtından aldı!
Ve AKP’ye, seçimlerde karşı taarruza girip saldıracak ‘koz’lar verdi!
Gerçekten AKP, FETÖ ve Açılım süreciyle ‘intihar’ etmiş Türk Milleti’nin kalbinden ve tarihten silinmişti!
Bu bir hakikat, FETÖ ve Açılım süreciyle Türk ordusuna kumpaslar kurulup ordu ve hukuku CIA ajanlarına teslim edilmişti!
Tam tersine nasıl döndü iş?
Eşeği yokuşa kim sürdü?
Kervanı ters çevirip eşeği başa kim koydu?
Olacak şey değil AKP kıskıvrak yakalanmışken CHP aniden ‘gömlek’ değiştirdi!
‘Suçüstü yakalanmış’ ve halkımız tarafından ‘nefret ve tiksintiyle’ mahküm edilmiş liberalleri yanına niye alıverdi!
Akıl işi değil Tele 1 ve Sözcü ve Cumhuriyet ve Halk TV ve KRT’yi FETÖ ve PKK destekçisi lanetli liberallere açtılar ve ‘kullanılmış aptallar’ın ikinci kullanışlı versiyonu olarak kolkola kucak kucağa yola çıktılar!
Delirmiş, kafayı sıyırmışlar, inanılır gibi değil Millet İttifakı denklemini ‘vatansever’ ve ‘cumhuriyetçiler’i istisnasız kovup dışlayıp AKP artığı sağcı tarikatçı ve FETÖ ve PKK’lılarla kurdular! AKP’nin ekmeğine yağ sürmek işte bu! Çürümüş ölmüş AKP’ye can vermek işte bu!
Kurdu çakala boğdurtmaya başladılar, hayatlarında bir kez Cumhuriyet dememiş diyememiş insanlara CHP’yi ve ekranları teslim ettiler!
Tekrar edelim, seçim zaferi bu kadar basitti, AKP’yi FETÖ ve PKK’yla işbirliğine girmekle suçlayacak halkı Türk Milleti’ni yanına alacaktın!
Aksine, AKP’nin büyük ve affedilmez günahlarını-suçlarını CHP üstüne-yanına-içine alıverdi?
Ve olanlar oldu!
Ve bugün seçim arifesinde, AKP, CHP’ye FETÖ ve PKK’yı yanına aldığı için amansız şekilde saldırıyor, ki ‘depremi’ ve yolsuzlukları dahi unutturdu?
Oysa eşyanın doğası gereği Cumhuriyetçi parti CHP, AKP’yi FETÖ’cülük ve PKK’yla karşısına alsaydı, bugün, seçime kafamız rahat güle oynaya gidecektik!
Ve işler beklendiği gibi daha da kızıştı, zıvanadan çıktı, biri PKK’ı diğeri vahşi şiddet örgütü Hizbullah’ı yanına aldı, artık pirincin taşını ayıklamak mümkün değil! Sokaklar her an alevlenir korkusu her yerde!
Bu vahşi ve affedilmez şiddet örgütlerinin siyasete ittifaklara girmesiyle artık deccal her iki tarafta, her tarafta, sokaklar tutuştu tutuşacak, ödümüz patlıyor!
Ve CHP yanına FETÖ ve PKK’yı aldığı yetmemiş olmalı sahte Atatürkçüler’den bir kilise korosu oluşturup ‘vicdanlarımıza’ baskı yapmaya başladı!
Hayırdır, ben hayatımda bir saniye olsun FETÖ ve PKK’yla hiç yan yana gelmedim, oy istediğiniz CHP’li seçmen de yirmi yıl direndi ve şiddet örgütleriyle ajanlarla hiç yan yana gelmedi, ama şimdi açık amansız gerçek: ikiniz de suçlara ihanete ortak oldunuz ve şimdi seçmenin de bu insanlık suçuna ortak olmasını istiyorsunuz!
Ve CHP’ye yerleştirilmiş bilmiş liberaller kilise otoritesi gibi mutlak doğru biziz, Tanrı da İsa da biziz, biz ne dersek o, tıpış tıpış oyunuzu FETÖ’cü ve PKK’lı kadrolarımıza vereceksiniz, başka şansınız yok demeye, hatta, bizi MAHKÜM ve SUÇLU ilan etmeye cadı avına doğramaya yakmaya başladılar!
Ve bizi kırbaçlayarak ve aşağılayarak köleler gibi FETÖ ve PKK ve AKP artıklarının peşinden sürüklemeye başladılar!
Şu tescilli şeytanların aklına işine tezgahına bakar mısınız?
Kiliseyi ele geçiren piskoposlar bizi neyle itham ediyor ve bizi suç ve ihanet ortaklığına alet ediyorlar!
İşte başladı, vahşi şiddet örgütleri öngörüldüğü gibi birbirlerini taşlamaya başladılar!
Zaman tükeniyor!
Yargı saati yaklaşıyor!
Bizim de elimiz armut toplamıyor!
Ve tıpkı reformcu Luther gibi ‘kiliseyi’ karşımıza aldık, ve CHP’nin kapısına 95 tez gibi, içine soktuğu hainleri ifşa eden bildiriler astık!
Cumhuriyet’in yolundan çıkanları sapkınları (:heretikler) düşmanla neden ittifak kurdunuz diye yazıp çizip millete şikayet ettik!
Bu kadar basit: CHP, yanına Cumhuriyet’i alacaktı!
AKP’yi de FETÖ ve PKK’yla işbirliğine girmesiyle ve yolsuzlukları hırsızlıklarıyla amansızca ezecek tarihten silecekti!
Bu kadar basit, sağcı şaibeli tarikatçı üç kuruşluk AKP çöplerini yanına alarak değil Türk Milleti’ni Cumhuriyet’le kucaklaştıracaktı!
Türk Milleti’nin doğası, milli refleksleri, doğru olan, bu değil miydi?
Tekrar tekrar tekrar tekrar edelim, FETÖ AKP’nin ortağıydı, CHP’de işi ne?
Tekrar tekrar tekrar tekrar edelim, PKK, Açılım sürecinde AKP’nin ortağıydı, CHP’de işi ne?
AKP’nin affedilmez suçlarını CHP’nin üstüne yıkan kim?
Bu kervanı yeni baştan düzen, yola koyan kim?
Velhasıl, bugün CHP, FETÖ ve PKK’yı yanına almayıp, AKP’ye karşı, Türk Milleti’nin varlığı her şeyi ordusunu ve hukukunu parçalayan mahveden bu işbirlikçilerdir diye karşı durabilseydi, seçimi kim kazanacak diye yüzde o,1’lik kabusların içine hiç girilmezdi!
Bu filmin başrol oyuncularına kötü karakterlerine kim yer değiştirdi?
Siyaseti ve sokakları ‘kaos’a kimler hazırladı?
Bir nefes, duralım!
Ortaçağ ahlakı ‘dinseldir’, yani, dini otoriteyi vicdandan üstün görür!
Mesela, çok sonra Reformlara ve Rönesans’a öncülük edecek Abelard adında bir Hristiyan alim, kilisenin mutlak otorite olduğu henüz 12. yüzyılda insan vicdanını kiliseden önde tutan ahlak, etik kitapları yazdı!
Ve felsefe ve mantık kitaplarıyla kiliseye karşı geldi ve ‘kendini bil, tanı’ kitaplarını yazdı ve iki yüz yıl sonra Avrupa’yı kilisenin başına yıkacak Protestanlığı başlatan Luther’e öncülük etti! Aforaz edildiği kilise çok sonra Abelard’ı affetse de iş işten çoktan geçmişti!
Kilise benim adıma karar veremez, insanın, vicdanın, bireyin ortaya çıkabilmesi için işte bu isyan yedi asır sürdü, halen sürüyor!
Ancak Abelard’ın unutulmaz şöhreti başka, öğrencisi Heloise’yle Leyla ile Mecnun gibi bir büyük aşk yaşadı!
Heloise’nin aşk mektubu şöyle başlar: ‘Elin… elin değdi bu mektuba…’
Abelard ve Heloise’nin birbirlerine aşk mektupları(sayıları yedi’dir) bugün Fransız edebiyatının başköşesinde, çünkü hikaye çok dramatiktir!
Gerçek hikayemizde Heloise’nin dayısı, Abelard’ı yakalar ve hadım eder!
Hadım edilmiş Abelard artık hayatını bir manastırda kitaplar yazarak geçirir, bugün ikisi de aynı mezarda yatmaktadır!
Ve Abelard hadım edildikten sonra…
Abelard-Heloise aşkı ‘hadım’ edildikten sonra çok kuvvetlenir ve alevlenir!
Heloise’nin hadım edilmiş sevgilisi Abelard’a yazdığı aşk mektupları ve Abelard’ın Heloise’ye karşı yazdığı mısralar, eşsizdir!
Abelard, şunu söyler, aslolan ‘ruhtur’ bedenler değil!
Efsanelere karışmış bu mektuplardan bugün bize kalan: hadım edilmek aşk’a hiç engel değil!
Çünkü dünyada kendine yeten tek şey, aşk’tır!
Aşkın, süse püsü, paraya mücevhere, desteğe onaya ve Heloise’nin mektuplarında da görüyoruz ki cinselliğe temasa da hiç ihtiyacı yoktur!
Aşk, kiliseyi de kralları da tek başına indirir, indirdi!
Hem AKP hem CHP el ele verip Cumhuriyetçileri kovdular dışladılar ve hatta Naziler’in öjenik hareketi gibi soykırımdan geçirip ortalıkta tek bir Cumhuriyetçi bırakmadılar!
Bizleri siyasetsiz bedensiz kurumsuz partisiz bırakmak için bizleri ‘hadım’ ederek Cumhuriyet’e aşkımızı bitireceklerini sandılar!
Türk Milleti’nin tacı Cumhuriyet’i bu topraklardan silip sökebileceklerini sandılar!
Asla!
Çünkü kahraman Türk ordusunun ve Türk Milleti’nin, eli değdi bu topraklara!
Cumhuriyet’in, eli değdi bu topraklara!
Mustafa Kemal’in, eli değdi Cumhuriyet’e..
Hain liberaller ve liberalleşen tayfanızla kurduğunuz kilise otoritesiyle ve kilise piskoposları ve kilise korosu güya Atatürkçü yazarlarınızla vicdanımıza baskı yapıp Cumhuriyet’i FETÖ’süne hırsızına PKK’sına katillerine sağcı tarikatçılarına AKP çöplerine koklatacağımızı sanıyorlar!
Toprak bütünlüğümüz anayasamız ve Cumhuriyet’ten vazgeçebileceğimizi sanıyorlar!
Hepimiz insanız ve bir vicdanımız var ve Cumhuriyet bizi millet yapıveren ortak bedenimiz, asil ruhumuzdur!
Ekmeğini yedik suyunu içtik kahraman hikayeleriyle büyüdük!
Bağımsızlığımız en büyük aşk’ımızdır!
Cepheye koşup bir daha köyüne dönemeyen 17 yaşındaki çocuklarımızın, Hicaz Yemen çöllerinde bir milyon evladımızın, Balkan savaşında kırımdan geçirilip yollara düşen milyonlarca insanımızın ve Çanakkale’de ve Dumlupınar’da yüzbinlerce, askerimizin, şehitlerimizin kanı değdi, bu toprağa!
Aşık olmamış insan tezgaha kumpasa çok çabuk gelir!
Aşık olmamış insan, doğmamış demektir!
FETÖ’sü ve PKK’sı ve AKP’si ve AKP artığı çöplerden tek kişi Cumhuriyet uğruna ölmedi.
İçlerinde tek kişi, hayatlarında tek bir kez içinde Cumhuriyet olan tek bir cümle kurmadı!
Elleri, kanları, bedenleri, bu toprağa hiç DOKUNMADI!
Onların kumpasları kasaları paraları arkalarında Amerika ve bizi ‘millet’ yapan ruhları yok!
Kilise korosu sonunda seçmeni de delirtti, ve Cumhuriyetçi oldukları için Muammer Aksoylar Uğur Mumcular ve Taner Kışlalılar, Hablemitoğulları, nicesini öldürenlerle AYNI ittifak içinde ve sandığa gidip kendi katillerinize ve Cumhuriyet’i yıkanlara ve yıkmak için yemin etmiş hainlere OY VERECEKSİNİZ!
Kur korumalıyı kara çalı bile unutturamaz.
Tarifinize uygun aday kim ola?O değil bu değil öteki hiç değil …Bak kardeş tarihinde Kabe bile batan bir gemiden kıyıya vuran keresteler kullanılarak inşa edilmiş;bakarsın çöp dediklerinin kaderinde bu millete doğru istikamet vermek vardır.Sizi sandık başına götürecek adayı merak ediyoruz.Balık vermeyin de balıkları kaçırmasanız.Gözleri ışıldayan biri aday oldu da biz mi seçmedik…
Nihat abi sana yüzde yüz katılıyorum. Zaten burada ki herkes millet ittifakının ne olduğunu çok iyi biliyor. Ancak ben son 5 yılda şunu gördüm ki konuşarak hiçbir yere varamıyoruz. Değişimin anahtarı vereceğimiz oylardadır. Bizim ağzımız, sizin kaleminiz hep çalışıyor. Anlatıyoruz elimizden geldiğince millet ittifakının da cumhur ittifakının da ne olduğunu. Ama artık insanlar siyaseten bir alternatif istiyor aksi takdirde diğer partilere yöneliyorlar. Evet bu ülkede Kemalist bir partiye sahip değiliz ama her seferinde laikliğe sahip çıkan ve her fırsatta Atatürk çizgisinde Türk milliyetçisi olduğunu ifade eden bir Ümit Özdağ ve Zafer Partisi gerçeği var. Ümit beyin size yaptığı ayıbı kınıyorum. Ancak bu cumhur ve millet ittifakına karşı insanlara umut olabilecek, milli tarafı noksan olmayan bir parti ve onların cb adayı var. Oyumuzu kullanalım hem ilk tur hem ikinci tur.
AKP FETÖ ve PKK işbirliği 2015 seçimlerinden önceydi.Millet ittiakı 2023 seçimleri için kuruldu.Hangi anisen dönüşten bahsediyorsun.
Bu yazıyı anlayabilecek kabiliyete sahip Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının oy vereceği CB adayı @DrSinanOgan ve MV adayı olarakta @zaferpartisi olmalıdır. Türkiye Cumhuriyeti’nin bekasını, mutluluğunu, huzurunu, refahını, barışını ve geleceğini düşünen aynı zamanda Atatürk’ün açtığı yolda yürümeyi vaat eden sadece onlar. Bırakalım şu anketleri, vicdanımızın sesini dinleyelim. Yarın çocuklarımız sorduğunda biz kime oy verdiğimizi utanmadan, sıkılmadan, yalan söylemeden net açık bir şekilde “ülkemizin son kalesi olan Sinan Oğan’a ve Ümit Özdağ liderliğindeki Zafer Partisi’ne oy verdik” diyelim…
Sayın Nihat Genç CHP ne yaptınız FETÖ ve HDP/PKK eleştirisinde haklısınız. Deniz Bakkal dan sonra CHP nın ideolojik yönelimi bozuldu.
Oy almak veya iktidara gelmek üzere sağa ve etnik milliyetçiliğe verilen taviz CHP ne gerçekte oy kazandırmadı. Büyük şehirlerdeki belediye başkanlıklarının kazanılmasında gerçek neden AKP nın alenen yaptığı yolsuzluklar ve ayrıştırıcı politikaları olmuştur.
CHP nın Cumhuriyetçi ideloji ve tavrını sürdürse bile seçimi kazanma şansı yoktur. Çünkü Atatürk Cumhuriyetini savunan merkez sağ partilerde çökmüş ve çökertilmiştir. AKP ve etrafındakiler emperyal bir proje ve emperyalizme hizmet etmeden iktidarda kalamaz. Bunlara oy veren tabanda bu yönde sürekli şartlandırılmıştır. Bunların içinden ayrışmış veya ayrışmakta olanlar demekrasi diyorsa dikkate almak gerekir. Her ne kadar Atatürk Cumhuriyetine düşmanlık etmiş olasalarda, “demokrasi” içinde kalmak kaydıyla fırsat tanımak gerekir.
Sonuçta Atatürk Cumhuriyetine dönmek için bize emanet edilen “laik Türkiye Cumhuriyetinin” Türk milletine kazandırdığı tecrübe ve birarada yaşama kültürü en büyük güvencemiz ve dayanak kaynağımızdır.
İşte bir arada yaşama kültürümüz olan “laik Türkiye Cumhuriyeti” ni bozmaya yönelik emperyal projeleri etkisiz kılmaya devam etmeliyiz. Emperyal proje merkezi AKP dir.
Sa6gılarımla.
Emperyal projelerin merkezi fetö ve pkk dır. Bunlara karşı durarak hem bunlardan hem bir zamanlar bunlarla iş tutanlardan çok rahat kurtulabilirdi bu ülke.
MAK adlı bir şirketin (nedense haber sitelerinde yer veriliyor) son anket sonuçları:
AKP 34,2 – CHP 26 – İyi P 13,6 – HDP 9,3 – MHP 6,3 – Deva P 2,1 – Memleket P 1 – Gelecek P 1 – Zafer P 1 – Yeniden Refah P 1,4 – Hüda P 0,8.
Mantık hatası yapıyor olabilirim…
Bahsettiğiniz gibi bir yol izlenseydi, şu partiler muhtemelen tek başlarına kalacaktı: HDP, Deva P, Gelecek P. Belki Deva ve Gelecek de kendi aralarında birleşirdi.(?)
Bu durumda, muhafazakar tarafta: AKP + MHP + Y Refah P + Hüda P: Potansiyel oran aşağı yukarı 42,7 olacaktı. HDP, Deva P, Gelecek P bir ihtimal bu koalisyona katılmak isteye de bilirlerdi ama onları katmayalım bu hesaplamada.
Karşı tarafta: CHP + İyi P + Memleket P + Zafer P : Potansiyel oran aşağı yukarı 41,6 olacaktı. Yani ‘CHP’nin lider koltuğuna kim oturacak’ tartışması hala devam edebilirdi.
Hangi ülkede olursa olsun politikada maalesef edebiyat, felsefe, aşk, ruh … gibi azınlığın hiçbir şeye değişmediği kavramlardan ziyade güç, para, iktidar, cinsellik, ego, entrika, matematik … gibi çoğunluğun önemsediği kavramlar geçerli. Yazınızın iyi niyetli, samimi olduğunu varsaysam bile kolay bir zafer mümkün olmazdı. Elbette bahsettiğiniz senaryoda potansiyel sayılar da farklı olacaktı, yani yukarıda hesapladığım şekilde bire bir sonuç vermeyecekti ama fikir vermesi açısından bu ortalama değerlere baktığımızda zafer kesin olur muydu?
Ama şu kesin olurdu: ‘Tavizsiz cumhuriyet’ fikri yaşamaya devam ederdi, en azından yaşatılmaya çalışılmış, elden gelen yapılmış olurdu.
Bu noktada da bir diğer soru ortaya çıkardı: Türkiye gibi (ne kadar doğru bilmiyorum) 30 milyon kişiye tekabül ettiği söylenen 30 kadar etnik kökenin yaşadığı, 55 milyonu Türk 86 milyon kişilik bir ülkede Türkçü, milliyetçi, idealist bir anlayış tarih boyunca nasıl sürdürülebilir, çok sıkı bir Atatürkçü kenetlenme gerektirir. KK belki de bu yüzden mevcut şartlarda, şimdilik(!), muhafazakar koalisyona karşı en uygun lider diye mi düşünülmektedir?
Nihat Bey in söylediği gibi akp yı fetö ve pkk açılımı üzerinden vuran bir muhalefetin varlığında ve üstelik bu ekonomik şartlarda yukarda verdiğiniz oranlarla alakası olmazdı zaten.
Eline, diline sağlık Nihat abi.
Bu ruhsuz zombiler günün ilk ışıkları ile bir toz olup dağılacaklar… Hiç bir şey sonsuz değildir, kötülük bile !!
Kuvayı Milliye yeniden oluşturulmalı…
Cumhuriyet’ in yurttaşları kazanacak ,duygu ve düşüncelerinize katılıyorum.
Chp kaybederse ve yönetime gerçek atatürkçüler gelirse bir dahaki seçimi rahat alır ama bu seçimde gerçek atatürkçülerin fetö ve pkk ile iş tutan chp yönetimini cezalandırması lazım
Bize Cumhuriyeti yar etmeyenlere hiçbir şeyi yar etmeyiz Nihat Ağbi
Sizin asil kelimeleriniz değdi, bu vatanın karşılıksız seven evlatlarına; şu ortamda böyle analitikçilerimizin-yazarlarımızın kelimelerine tahlillerine gözümüzün değebilmesi, böyle sağlam seslerin yüreğimize çarpıp dalga yayması şükür sebeplerimizdendir. Var olun
Sağ ol var ol Nihat Genç
Kaleminize sağlık
Evet Sn Genç, gururla HAYIR Oyu vereceğiz.
Gerçek Cumhuriyetçiler iktidar olacak er veya geç savaşacağız
Yazıların tarihe not düşüyor Nihat abi. Sen bu halkın kalbine duygularına en güzel hitap eden yazarsın. İyi ki varsın.
Muhalefet iktidar aynı yere çalışıyor. Banu Avar Hanım yıllarca söylüyor. Basin medya para dünyada kimin elinde ise ona çalışıyorlar. Bu düzen değişmedikçe döneceğiz döneceğiz aynı yere geleceğiz:)