Yıldırım Koç yazdı…
10 Mart 2025 günü yayımladığım “SOSYAL DEMOKRASİ ÇAĞIMIZIN ATATÜRKÇÜLÜĞÜ MÜ?” başlıklı yazımın altına Ali İhsan Gümüş isimli bir bey “SOSYAL DEMEKRASİ” başlıklı uzunca bir eleştiri yazmış.
Bu yazıyı silmedim. Bu yazıyı yazan kişi gibi düşünen epeyce insan var. Yazdıklarım belki bu kişilerin en azından bir bölümünde bu konuyu öğrenme ihtiyacını yaratabilir.
Milletimizin (epeyce bir bölümünün) bazı özelliklerine hayranım. (İnsan her zaman olumlu bir özelliği hayran olmaz; bazen saçmalık düzeyi de bir hayranlık vesilesidir.)
Ben haddini bilmeye çalışan bir kişiyim. Yıllardır öğrenmeye ve öğretmeye çalıştığım alanların dışında bir görüş bildirmem istense, “kusura bakmayın, benim alanım değil” diyenlerdenim.
Bizim milletin hayran olduğum (ve çok kızdığım) bir özelliği, herhangi bir konuda, kulaktan dolma bilgiyle görüş açıklayabilmeleri. Hatalarını uygun bir biçimde anlattığınızda, genellikle de saldırganlaşıyorlar. Örneğin, insanlarımız birbirine ilaç tavsiye edebiliyor; ekonomik krize çözüm önerebiliyor; bunları yaparken Putin’in Rusya’da uyguladığı politikaları eleştirip, fay hatları ve depremin binalardaki etkisi üzerine görüş açıklayabiliyor. Bütün bunları aynı anda yapan kişi de, diyelim bir eczacı veya iş makinesi operatörü. Her şeyi bilen kişilere bazen televizyon programlarında da rastlıyorum. Kişinin uzmanlık alanı, diyelim ceza hukuku. Ancak bu kişi bir gün rahatlıkla dış politikanın özel bir alanına ilişkin görüş açıklayabiliyor; ertesi gün ekonomik kriz ve askeri operasyonlar konularında ahkam kesiyor. İşin uzmanı bir kişinin hatalarını dile getirmesi karşısında da yüzü kızarmıyor, mahcup olmuyor.
Benim 50 yılı aşkın süredir öğrenmeye çalıştığım konu, işçi sınıfı tarihi. Bu konuda yazılmış kitap ve makalelerde o kadar çok maddi hata var ki. Bir ara iş edinip, bu hataları not almıştım. 2010 yılında da bir kitap olarak yayımladım: YANLIŞ-DOĞRU CETVELİ, İşçi Sınıfı Tarihi Yazımında İnatçı Hatalar (Epos Yay.,Ankara)
Aşağıda Ali İhsan Gümüş isimli beyin, benim yazımın altına yazdığı “eleştiriyi” sunuyorum.
O kadar çok maddi hata var ki.
Aklıma bir eski öykü geldi.
Çok eski dönemlerde medreseden yeni çıkmış acemi bir hoca camide vaaz veriyormuş. “Hazreti İsa,” demiş, “bir gün kılıcıyla Fırat’ı yarıp koyun sürüsünü karşıya geçirdi.” Vaaz bittikten sonra da cemaatten görmüş geçirmiş yaşlıca birine, “nasıldım?” diye sormuş. Adamcağız, “söylediklerinin neresini düzelteyim, hoca efendi,” demiş, “İsa değil Musa; kılıç değil asa; Fırat değil Kızıldeniz; sürü değil İsrailoğulları.”
Bu küçücük öyküden sonra, Ali İhsan Gümüş’ün “Sosyal Demekrasi” yazısını okuyun, lütfen. Bu konuları hiç bilmeden böyle bir yazıyı yazabilecek özgüveni başka hangi millette görebilirsiniz?
Bu yazıdaki maddi hataları düzeltmeye kalksam, epey zaman alacak. Aklıma yine Nasreddin Hoca geldi. Bir gün acemi bir yazar Nasreddin Hoca’ya başvurmuş. Elinde yazdığı bir kitap, bir parça da balmumu. “Aman, hocam” demiş, “benim şu kitabı bir oku, yanlış gördüğün yerlere de bir parça balmumu yapıştır.” Hoca kitabı almış. Acemi yazar bir süre sonra geldiğinde bakmış kitapta hiç balmumu yapışmamış. Heyecanla, “aman, hocam,” demiş, “hiç mi yanlışım yok, hiçbir yere balmumu yapıştırmamışsın.” Hoca Nasreddin kafasını sallamış, “yok, evladım” demiş, “uğraşmak istemedim, sen götür bu kitabını erittiğin balmumu tenceresine batır; daha kolay.”
Bizim millete gerçekten hayranım. Bu nedenle de yazıyı silmedim; saklıyorum.
Yazı aynen aşağıda (yazım hatalarını düzeltmedim, büyük harfler aynen korundu). Umarım keyifle okursunuz:
SOSYAL DEMEKRASİ
İmamoğlu’nun İstanbulda 13 BİN, > 806 BİN, > 1 MİLYON fark atmasını bir türlü hazmedemeyip ÇAMUR atan, çamur bulamayınca yollardan aldığı tozu atarak İMAMOĞLU’nu değersizleştirmeye, küçültmeye çalışan iktidar ve trollerine benzetiyorum SOSYAL DEMOKRASİye saldırıları…
Nasıl İmamoğlu’nun başarısı hazmedilemiyorsa, GORBAÇOV’un GOMANİZME, SOSYALİZME kapı gibi KİLİT vurmasını bizim eski tüfek BİADçı fanatik sosyalistler de hazmedemiyor, karşılarında kaya gibi dünyada dimdik duran SOSYAL DEMOKRASİYE saldırıyorlar. G O R B A Ç O V , Prolaterya DİKTATÖRLÜĞÜnün kapısına niye kilit vurdu asıl buna bakmak lazım.
İşin ilginç yanı, diğer diktatörlüklerden, DEMOKRASİden, yani SOSYAL DEMOKRASİden bile bir saldırı yokken, TEK KURŞUN ATILMADAN bir rejimin kendi kendini LAĞVETMESİ başlı başına bir DEVRİMDİR.
Aynen 17 Ekim devriminde ÇARLIĞIN yıkılıp KOMÜNİZM prolaterya DİKTATÖRLÜĞÜNÜN getirildiği gibi…
Canavar, döndü kendi kuyruğundan kendisini yiyerek bitirdi denir buna…
Sosyalizmi GORBAÇOV niye sonlandırdı sorusuna sosyalist arkadaşlardan makul ve mantıklı bir yanıt alabilir miyiz acaba?
Gorbaçov ajan mıydı da bu güzel rejimi tarihin derinliklerine Marks’ın, Lenin’in yanına gönderdi?
Kimsenin yadsıyamayacağı gibi üretim araçları tamanen devletin elinde olunca DİKTATÖRLÜK bile kâretmiyor, KALİTE/KANTİTE olmuyor.
Herkesin işi var, herkesin aşı var, herkesin evi var ama terfi etmeyen NEFER GİBİ İLELEBET GÜDÜK BİR YAŞAM… Küba’nın hâla 56 chavrolet araba kullandığı gibi…
Adam kalkmış ” BEN HALEPTE 100 METRE ATLARIM ” diyor. Halep oradaysa arşın da burada, atla da görelim…
Dünyada SOSYAL DEMOKRASİ ile yönetilen ülkeler aha orada! Halepte 100 m. atlıyorsa, SOSYAL DEMOKRAT ülkelerde de atlasın Kuzey Kore dombilisi görelim. Atatürk, bolşevizmden yardım aldı ama GOMANİS rejimi almadı. Üstelik DİKTATÖRLÜĞE dayalı ülkedeki ŞERİAT ve KOMÜNİST iki partiyi de kapattırdı.
Haaaaaaa, bir de gomanistler Atatürk’ün, Türklerin gara gaşına, gara gözüne mi heveslerdi de bize yardım ettiler? Burnunun dibine, Karadenize, hele hele Boğazlara hakim İNGİLİZ, FRANSIZ, AMERİKA gelsin ister mi? Kendisine göre cüce Türkiye, elbette o dünya devlerine göre ehveni şerdi. İstediği zaman iki tokatla işi hallederdi.
Nitekim STALİN Ardahan, Kars benimdir, boğazlarda bana üst vereceksin demedi mi???? Bu yüzden NATO ya girmedik mi? ATATÜRK, karma ekonomiden, dolayısiyle SOSYAL DEMOKRASİDEN yana değil miydi? İktisat kongrelerine bir bakalım. Devlet alt yapıyı götürecek, özel sektör üst yapıyı…
Grevli sözleşmeli güçlü işçi sendikaları da olacak emeği sömürtmemek için, üretimi aksatmamak için yasal çerçevede lokavt hakkı da… KAPİTALİST gibi üretim GOMANİZM gibi paylaşımın, refahın, bolluğun ve bir o kadar da özgürlüğün adıdır SOSYAL DEMOKRASİ… Adı üstünde SOSYAL, Adı üstünde DEMOKRASİ…
CHP nin aksak topal da olsun SOSYAL DEMOKRASİsini beğenmeyip, Atatürk’ü de referans göstererek yerden yere vuranlar, (…) B A H Ç E L İ ye, (…) ERDOĞAN’a göz kırpıyor demektir.
Yani, İSVEÇ, İSVİÇRE, NORVEÇ, DANİMARKA, FİNLANDİYA ülkeleri yerine K u z e y Kore ve Küba’da yaşamayı önermektir. Ya da Katil SUUDİ ARABİSTANDA, mollaların İRAN’ında…
Hocam, niye okuttun şimdi bunu bize? Bize de, sana da yazık değil mi? Hiç mi acımadın?