Engin Balım
Engin Balım
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Manşet
  4. İstanbul alarm veriyor! Özel hastaneler, rezidanslar, kafeler yangına davetiye çıkartıyor

İstanbul alarm veriyor! Özel hastaneler, rezidanslar, kafeler yangına davetiye çıkartıyor

featured

Engin Balım yazdı…

Binaların Yangından Korunması hakkındaki yönetmelik, 20 Kasım 2021 tarihinde güncellenip Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiş ve mevcut olarak tanımlanan eski binaların 2023 sonuna kadar yönetmeliğe uygun hale getirilmesine hükmedilmişti…

Öncelikle büyükşehirlerde olmak üzere 2012 yılından itibaren, önce 10 kat daha sonra ise 7 kat ve üzeri binalarda yangın merdiveni zorunlu hale getirildi. Bu alanlar yapıların inşaat emsal alanına dahil edilmedi, yani mülk sahiplerinin metrekare kayıpları olmadı.

Ancak yapılar, ilgili belediyeden iskân belgesi aldıktan sonra, mülk sahipleri tarafından yangın emniyet hollerini kilitli hale getirerek ardiye olarak ya da fazla eşyalarını koymak için kullanılıyor. Geçen Şişli’deki bir binanın yangın kaçış koridorunun, nasıl ayakkabı dükkanına dönüştürüldüğünü Youtube kanalımızda yayınlamıştık.

Neredeyse, İstanbul, Ankara gibi mega kentlerdeki tüm binalarda, yangın kaçış koridorları denetimsiz ve işgal edilmiş halde.

Yangın emniyet holleri eşyalar ile kapatılıp, kapıda içeriden kilitli hale getirilince kullanım amacı dışına çıkarılıyor, daire sahibinin yeni bir oda gibi kullandığı bir hale getiriliyor.

Olası bir yangında, hollerden insanların hızlıca tahliye olması gerekiyorken, içten kilitli bir kapısı bulunan ve eşyadan geçilmeyen yangın hollerinden, insanlar nasıl tahliye olacaklar?!

Düşünün alevler ve duman ortamında, panik içindeki vatandaşlar, önce anahtar ile kilitli kapıyı açacak, sonra eşyaların üzerinden atlayarak, kaçabilirse kurtulacak!

Daha da ileri gidiyorum; bazı binalarda mimari projede yatak odalarından yangın çıkışları var, bunların tamamı mülk sahipleri tarafından özel kilit yapılma sureti ile kapılar sabit hale getirilip, oda gibi kullanılıyor.

Yapılması gereken, büyükşehir ve ilçe belediyeleri, Çevre Şehircilik ve  İklim Değişikliği Bakanlığı elemanları, birlikte eşgüdüm içinde, denetlemeye çıkacak, önce bu durumdaki yangın hollerinin, düzeltilmesi istenecek. Daha sonra, ağır para cezaları getirilecek ve bu yangın hollerinin açık tutulması, bina yöneticisinin sorumluluğunda olacak ve rutin denetlemeler yapılacak. Diyebilirsiniz ki, vatandaş kendi canını düşünmüyorsa, devlet ne yapsın ama devlet vatandaşını korumakla mükelleftir. Yollarda emniyet kemeri, hız kontrolü nasıl yapıyorsa, binalarda da bu tür kontroller elzemdir.

Diğer bir tehlike de şu, İstanbul’da kaçak durumda olan birçok hastane ve özel eğitim tesislerinin, bodrum katlarına örtülü imar affı getirildi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Planlama Müdürlüğü, sektörü teşvik etmek için turizm tesislerinin bodrum katlarını toplam inşaat alanına dahil edilmemesi için teklifte bulundu.

Bu teklife özel sağlık, eğitim ve kültürel tesis alanları da eklenerek; çoğu kaçak durumdaki bodrum katlarına sessiz sedasız af çıkarılmış oldu. 2015 yılında İBB Meclisi’nde oy çokluğu ile, bir plan notu ile kaçak katlar iskan edilebilir hale getirildi!

Şu an özel hastanelere bakın, bırakın eksi 2 katı, eksi 5-6-7 kat var ve bu katların sadece -2 katı yasaldır, diğer katlar kaçaktır. Bu kaçak katlarda, laboratuvarlar, MR merkezleri, ameliyathaneler, röntgen muayene odaları ve benzerleri bulunmakta.

Neticede; hareketli insan nüfusu bu alanlara çekilmekte. Soru şu;

Gözünüzün önüne getirin, cayır cayır yanan alevler, yaşlı ya da genç hastaların, bunun içinde engellileri de dahil edelim.  Eksi 4, eksi 5, eksi 3 kattan, duman altındaki hastalar, nasıl merdivenden yukarıya çıkacaklar?! Merdivenden aşağı inmekle, yukarı çıkmak aynı şey mi? İnsanlar yanar katliam olur. Yine bu konuda Sağlık Bakanlığı ve belediyeler gerekli denetlemeleri yapıp eksi 2 kat harici tüm katları iskana kapatmalıdırlar.

Yine önemli bir konu da şudur; neredeyse içimizde kafelere gitmeyen yoktur. Kadir Topbaş döneminde, imar yönetmeliğine, şehir Planlamasına ve estetiğine aykırı görüntü kirliliği yaratan Pergola diye bir şey eklendi.

Hedef insanların kafe ya da lokanta önünde açık alanda bir şeyler yiyip içmesiydi. Ancak, iş öyle bir hal aldı ki, kiralanan dükkândan daha büyük alanlar işgal edilmek suretiyle kapalı hale getirildi! İşletme ve mülk sahipleri naylonkondu misali , hem çirkin hem de tutuşmaya hazır riskli, pergola işgaline başladılar.

Aslında, bu kapalı alanların dört bir tarafının açık olacak tente ile kapatılması gerekliyken, neredeyse İstanbul’un her cadde ve sokağında görüyoruz ki; imar yönetmeliğine aykırı olarak, tamamı kalıcı şekilde, kapatılmakta.

Hatta dükkânın ana duvarları yıkılarak, dış kapı pergolaya yapılmak yolu ile, imar kaçakçılığı yapılarak önemli caddelerde haksız alan kazanımları artıyor.

Konunun imar rantı boyutunun yanında, bir önemli riski ise; yangındır!

Yangın açısından sakıncası şudur, bu kapatılan alanların tavanı ve yan kapamalarının tamamı plastik malzemeden imal ediliyor, ısıtmak için de portatif devrilme riski yüksek olan, bütangaz, elektrik ve doğalgazlı aletler kullanılıyor.

Böyle işletmelere, hiçbir şekilde itfaiye raporu almanız mümkün değilken, İstanbul, Ankara genelinde mantar misali sayılarının arttığını ve hiçbir denetim yapılmadığını görüyoruz.

Devletimiz, müdahale etmek için yeni bir Kartalkaya faciası mı bekliyor?!

Konu ile görüşüne başvurduğum, CHP içinde yıllardır her türlü imar yolsuzluğu ile mücadele eden, ama son dönemde siyasette ötelenen,  kendi partisinde de dışlanan  uzunca dönem belediye meclis üyeliği yaparak, AKP’li ve CHP’li belediye başkanlarının başına bela olan, Hüseyin Sağ’ı arayıp bu konudaki görüşüne başvurdum.

Şöyle konuştu:

“Engin yapılması gereken şudur; pergolaların yönetmelikte olduğu gibi demonte malzemeden, her tarafı açık, sadece tente ile kapatılır hale getirilmeleri gerekir. Ancak bunu uygulayacak Belediye Başkanı var mıdır bilemiyoruz çünkü rant büyük.

Hazır sen konuyu açmışken, semt pazarları ile ilgili de büyük bir tehlike var! Pazarların geneli branda, tahta tezgahlardan oluşmaktadır, birçok semt pazarında yasal ve hijyen olmamasına karşın açık alanda bütangaz kullanarak, gözleme, börek vb. üretim yapılmaktadır.  Pazarda bir yangın çıksa, yüzlerce insanın olduğu alanda kaç kişi ölür ya da yaralanır?   Kaldı ki, kurulduğu alanda binalara sıçraması ihtimali de yüksek. Pazarlara kesinlikle bütangaz girmesine izin verilmemelidir…”

İBB’nin CHP’li Meclis Üyesi Hüseyin Sağ, özel hastanelerle ilgili soruma da şu yanıtı verdi:

“İstanbul’da son 10 yılda yapılan özel hastanelerin yüzde 90’ının bodrum katları kaçak durumdaydı. Milyon dolarlık rant yaratan kaçak bodrumlar artık kılıfına uyduruldu. İmar affı artık kanunla değil meclis kararı ile yapılır hale geldi. İBB kendini TBMM yerine koyuyor. Zemin kat yüksekliği 7 metreye çıkarılarak yüksekliğe tecavüz edenler de kurtarıldı. Notun planlara işlenmesi için şu an 5 ilçede 11 plan değişikliğinin askıya çıktı.”

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

1 Yorum

  1. 8 Şubat 2025, 19:36

    Yav şu belediye görevlilerinin, siyasi parti yöneticilerinin “çorba parası” na göz dikmekten vaz geç. Eh, ne yapalım “kaderde varsa” yangında, depremde niyazi olursun. Haaa, bu arada Ekrem İmaroğlu’nun ve babasının müteahhitliğini yaptığı “eksik malzeme” kullanılmamış 1 yapı bulsunlar, Ekrem’i desteklemeye başlayacağım.

    Cevapla
Giriş Yap

Veryansın TV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun!