Saddam Hüseyin’den Hitler’e devlet kalpazanlığı

Engin Balım yazdı…

Son dönemde Türkiye’de sahte 50 ve 100 dolarlık banknotların piyasaya sürülmesiyle ilgili ciddi endişeler ortaya çıktı ve gerçeğinden ayırt edilmesi oldukça zor olan, hatta para sayma makineleri ve bankamatikler tarafından bile tespit edilemeyen bu paralar nedeniyle herkes arkasında bir devlet organizasyonu mu var diye konuyu irdelemeye başladı.

Özellikle Alanya gibi turizm bölgelerinde eritilmeye çalışılarak, Avrupa ülkelerine sızdırılmaya çalışıldığı görülen, sahte dolarlar nedeniyle bankalar ve döviz büroları 50 ve 100’lük banknotların alımını geçici olarak durdurmak zorunda kaldı.

Saddam Hüseyin rejimi, 1990’larda Amerikan yaptırımları nedeniyle ekonomik krizle karşı karşıya kalmıştı. O dönemlerde çocuktum, komşum olan Deniz adlı arkadaşımın babası Bağdat’ta elçilik çalışanıydı. Babası izne gelince bana da arkadaşım bir balya Saddam Dinarı hediye etmişti. Sevinmiştim AMA destelerce dinarlar bir $ bile etmiyordu. Sadece bir kutu şeker alabilmek için bile Irak’ta artık kilo ile tartılarda dinar satılıyor olduğunu arkadaşım anlatmıştı… 2003 ikinci körfez harekatı sırasında 1 $; 4 bin Irak dinarına tekabül ediyor. Tabi fiyatların da hiper enflasyon ve karaborsa ile tavan seviyelere geldiğini anlamışsınızdır.

Bu süreçte, Saddam rejiminin gizlice “süper dolar” dediği (gerçeğinden ayırt edilmesi çok zor olan sahte dolar) yüksek kaliteli ve ayırt edilmesi güç olan, sahte Amerikan dolarları bastığı iddia edilmiş ve dünya basınında geniş yer bulmuştu. Sahte dolarlar, uluslararası pazarda kullanılmaya çalışıldı. Ancak bu eylemler, hem Irak’ın ekonomik krizini derinleştirdi hem de uluslararası toplum tarafından büyük tepkiyle karşılaştı.

BENZER VAKALAR

Tarih boyunca, başka devletler veya gruplar da sahte para basarak ekonomik manipülasyon ya da sabotaj amaçlamışlar mı diye baktığımda akla ilk geleni Naziler…

NAZİ ALMANYASI (Operasyon Bernhard)

II. Dünya Savaşı sırasında, Nazi Almanyası “Operasyon Bernhard” adıyla bilinen bir planla sahte İngiliz sterlini basmaya başladı. Hatta Hollywood tarafından bunun filmi dahi yapılmıştır.

Kalpazanlar adlı fimde;

Alman Nazi Partisinin 1936’da gerçekleştirdiği en büyük kalpazanlık operasyonunu anlatan ve gerçek bir olaydan esinlenilerek çekilen bu film, II. Dünya Savaşı sırasında geçiyor. Irkçı Nazilerin, savaşın tek kazananı olabilmek için çevirdikleri dümenlerden biri de sahte para basarak diğer ülke ekonomilerini iflasa sürüklemektir. Bu operasyon için özel bir grup kurdurulur. Kurdukları oluşuma, el sanatları ve kalpazanlık konusunda çok iyi olan Salomon ‘Sally’ Sorowitsch (Karl Markovics) da dahil olur. Yoksulluktan kurtulan yaşamlarına rağmen, içinde bulundukları durum onları rahatsız eder, vicdanlarıyla karşı karşıya getirir.

İngiliz ekonomisini istikrarsızlaştırmak adına, özellikle toplama kamplarından getirilen Yahudi esirlerin, baskı makinelerinde çalıştırıldığı biliniyor. Bu operasyon sırasında 100 milyon sterline yakın sahte para üretildiği ancak pek de istenen başarının sağlanamadığı biliniyor.

Kalpazanlıkla suçlanan bir başka ülke ise Kuzey Kore..

KUZEY KORE VE SAHTE DOLARLAR

Kuzey Kore de, 2000’li yıllarda “dolar” basmakla suçlandı. Bu sahte dolarlar, ileri baskı teknikleri kullanılarak üretilmiş ve uluslararası piyasada dolaşıma sokulmuştu. ABD ve diğer ülkeler, Kuzey Kore’nin bu eylemini “ekonomik savaş” olarak nitelendirmişlerdi. Tabi ki Kuzey Kore iddiaları reddeti.

JAPONYA VE ÇİN (Tarihi Olaylar)

• 1930’larda Japonya, Çin’in işgal edilen bölgelerinde yerel ekonomiyi zayıflatmak amacıyla sahte Çin yuanı bastı.
• Bu girişimler, işgal bölgelerindeki yerel direnişi ve ekonomiyi hedef alıyordu.
• 

IRAN VE SAHTE PARA İDDİALARI

İran’ın da ekonomik yaptırımlar döneminde sahte dolar ve euro bastığına dair iddialar ortaya atılmıştır. Ancak bu iddialar, doğrudan kanıtlarla hiçbir zaman ispatlanamamıştır.

Rıza Zarrab ve Halk Bankası davası sonrasında, hepimiz ABD basınında çıkan haberleri yakından takip eder olmuştu. ABD Başkanı ve yardımcısını aileleri ile birlikte koruma görevi olan ABD Gizli Servisi (United States Secret Service), bir diğer görevinin de Amerikan dolarını ve diğer ABD para birimlerini sahteciliğe karşı koruma görevine sahip olduğunu öğrenmiştik. ABD gizli servisinin de bir uçakla İncirlik üssüne inerek, Türkiye’deki yetkililerden konuyla ilgili bilgi almaya geldiğinden zerre şüphem yok!

ABD Gizli Servisi, 1865 yılında Amerikan İç Savaşı’nın hemen ardından sahte para sorununu çözmek amacıyla kurulmuştur. O dönemde dolaşımdaki dolarların yaklaşık yüzde 30’nun sahte olduğu biliniyor. İlk kuruluşunda tamamen mali suçlara odaklanan kuruluşun temel amacı sahte para basımını ve dolaşımını engellemek, buna karşı teknolojik ve yasal önlemler geliştirmek, sağlamak, kalpazanları yakalamak, ABD dolarını korumak için dış devletler ile ulular arası ilişkiler geliştirmek gibi işleri kapsıyorken, günümüzde, bu görevlere ek olarak;

Sahte veya gerçek paraların, kripto paraların vs TERÖR finansmanı ve siber suçlarda kullanılmasını engellemeye yönelik de çalışmaktadır.

Eğer bu sahte dolarların terör ile veya ABD nazarında teröre destek veren bir devletle bağı varsa, önümüzdeki günlerde mutlaka önemli yansımaları olacaktır.