Muharrem Karanfilci
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Manşet
  4. Takımlarımızın Avrupa mesaisi

Takımlarımızın Avrupa mesaisi

featured

Muharrem Karanfilci yazdı…

Hafta içi, ülkemizi Avrupa ve Konferans Liginde temsil eden takımlarımızın maçları vardı. Tatsız tuzsuz oynanan kendi ligimizden sonra, bir nebze de olsa farklı bir heyecanla, karşılaşmaları takip ettik. Artık kendi ligimizde oynanan müsabakalar, şiddet eğilimli, şaibeli, hakaret içerikli, bol hakem tartışmalı bir hale geldiği için, izlemek ve takip etmek, zaman kaybından öte, çok bir şey ifade etmiyor. Zoraki oynanan bir lig gibi geliyor artık bana… Henüz sezonun başı olmasına rağmen, geçen yıl gibi kopmalar başladı bile…

Çarşamba günü, Konferans liginde, İstanbul Başakşehir; Moldova takımlarından Petrocup Hinçeşti takımıyla, son dakikada yediği gol ile 1-1 berabere kaldı. Mutlak galibiyet hedefi ile çıktığı, ya da bizim öyle hissettiğimiz, kazanması gereken müsabakayı kazanamadı. Hem ligde, hem de Avrupa’da uzun süredir kazanamama serisini devam ettirdi. Elbette her takımın kötü günü olabilir. Kötü de oynayabilir. Beni üzen tarafı, İstanbul Başakşehir’in temsil yeteneği kaybetmesiydi. Kopenhag maçının ardından beklenilen; kendi evinde bu müsabakayı, daha istekli ve organize şekilde, farklı bir galibiyetle sonuçlandırması olacaktı. Ancak sahada oynayan futbolcular, kesinlikle bu ciddiyetten uzaktılar.

Galatasaray, artık daha yakından tanıdığımız, Hollanda ekibi AZ Alkmaar takımı ile deplasmanda karşılaştı. Erken yediği golle, mağlup duruma düşen temsilcimiz, daha sonra bulduğu golle, müsabakayı 1-1 berabere tamamladı. Her ne kadar deplasmanda alınan 1 puan iyi gibi gözükse de maç özelinde değerlendirildiğinde, bu maçı kazanabilirdi. Performans olarak birçok futbolcu, beklentinin altında kaldı diyebilirim. Eğer Osimhen gibi bir futbolcunuz varsa, kenar organizasyonlarının daha iyi olması beklenir. Bu anlamda teknik olarak hata yapıldığı kanısındayım. Galatasaray’ın geçen hafta oynanan lig maçı ve bu maç dikkate alındığında, düşüşte olduğunu söyleyebilirim. Oyun sıkıştığı anlarda, kilidi açacak olan Icardi’yi arayacak gibi gözüküyor.

Beşiktaş yine kaybetti. Kaybetmeye de devam edecektir. Kaçınılmaz saha içi sonuçlardan sonra, yönetimsel kriz, tepeden tırnağa takımı etkilemiş gözüküyor. Futbolcular mutsuz ve gelecek konusunda, hepsinin kafasında soru işaretleri var. 2 yıldır hem köşe yazılarımda, hem de “spor politik” programında defalarca söyledim. Beşiktaş takımı sıradanlaştırılıyor. Ligde hangi takımın sırtına, şanlı “Beşiktaş Formasını” giydirseniz, emin olun bu takımdan daha iyi mücadele eder. Beşiktaş’ın yönetim anlayışının, acil olarak değişmesi ve işi ehil kişilerin alması gerekir. Yanlış transferler, abartılı rakamlar, ödenemeyen borçlar, kulübü bir batağa doğru sürüklemeye devam ediyor. Başarısızlık tamamı ile yönetimseldir. Taraftarın kulübe sahip çıkması gerekir. Yoksa Beşiktaş’ı çok daha zor günler beklemektedir. Beşiktaş ile ilgili olarak, yakın zamanda bu konuya tekrar değineceğim. Mutlaka okumanızı tavsiye ederim. Beşiktaşlılar değil, Beşiktaş’ı bu hale düşürenler utanmalıdır.

Fenerbahçe, zaman zaman hem negatif hem de pozitif, çılgın oyunlar oynamaya devam ediyor. Ancak genel kanım, her geçen gün üstüne koyan, geniş futbolcu derinliğini, sahaya yansıtan bir görüntü içerisinde olduğunu söyleyebilirim. Bir önceki müsabakada, AZ Alkmaar’a yenilmişti. AZ takımından daha güçlü olduğunu düşündüğüm, Slavia Prag takımı karşısında, favori ev sahibi takım gibi duruyordu. Müsabakanın ilk yarısına, sonuçlardan bağımsız olarak bakıldığında, ev sahibi takım 3-0 müsabakayı tamamlayabilirdi. Bu sonuca ulaşmak içinde gerekli pozisyonları fazlası ile yakaladılar. Ancak Fenerbahçe’nin usta ayakları, buna müsaade etmedi. Prag’a çok eksik bir kadro ile gidilmesine rağmen Fenerbahçe, gruptan çıkma yolunda, müsabakayı 1-2 kazanarak, dev bir adım attı. Sonraki iki maçını kendi evinde Lyon ve Atletico Bilbao ile oynayacak. Bu müsabakalardan da başarılı sonuçlar alacağını umut ediyorum. Böyle düşünmemin en büyük sebebi, her futbolcu artık, sahada kazanmayı istiyor. Jose Mourinho, bunu takıma yerleştirmiş. Ayrıca her hafta, daha önceki yıllarda performansları tartışılan oyuncular, takıma katkı vermeye başladı. Bu teknik direktörün elini kuvvetlendirmesinde en büyük etkendir. Kimi korsan takıma, performans alıyorsun. Bu çok önemli… Ben Fenerbahçe takımı ile

Jose Mourinho’nun karakteristik özellerini, birbiri ile çok bağdaştırıyorum. Bu uyum devam ettikçe, Fenerbahçe, daha başarılı bir hale gelecektir.

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

1 Yorum

  1. 29 Kasım 2024, 13:07

    Ülke futbolu doğru yolda değil

    Cevapla
Giriş Yap

Veryansın TV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun!