Eray Çelebi
Eray Çelebi
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Manşet
  4. Gizli tanık iddianamesinde ‘Soylu-Kocaman’ sansürü

Gizli tanık iddianamesinde ‘Soylu-Kocaman’ sansürü

featured

Eray Çelebi yazdı…

Ayhan Bora Kaplan meselesi yetmiyormuş gibi Kaplan’ı gözaltına alan polislere yönelik dava dosyası da arapsaçına döndü.

Düşünsenize… Bir suç örgütü liderine ve çete üyelerine operasyon yapılıyor.  Operasyonun genişleyeceği konuşulurken aylar sonra hakkında ağır suçlamalar bulunan Ayhan Bora Kaplan Örgütü’nün ikinci adamı Serdar Sertçelik’in tanıklığıyla Kaplan’a operasyon yapan polislere operasyon yapılıyor!

Neymiş? Hükümete kumpas kuruluyormuş. Bu iddia kime ait? 15 suçtan kaydı bulunmasına karşın gizli tanık yapılan Sertçelik, Sinan Ateş ve Ayhan Bora Kaplan davası üzerinden eleştirilerin merkezi olan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve Bahçeli ile hizalanan birkaç yayın organına…

Bahçeli, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın sesini çıkarmadığı bu konuda, MHP’nin odağında olduğu dava dosyalarına karşı AKP’ye hamle mi yaptı bilmiyoruz.  Ama bildiğimiz bir şey var, polislerin tutuklandığı ‘gizli tanık’ iddianamesinde böyle bir suçlama yok!

E peki polislerin ‘suçu’ ne?

Gizli tanık Sertçelik’i koruyucu tavır takınıp yönlendirmişler, suçluyu kayırmışlar.

Anlayacağınız kumpas iddiasıyla tutuklanan, Bahçeli’ye kalsa darbe yapmaya hazırlanan polisler; meğerse görevi kötüye kullanıyorlarmış!

Tabii polisler bu iddiaları reddediyor, Sertçelik’i koruyup kollamadıklarını, Türkiye’ye geri getirebilmek için ikna etmeye çalıştıklarını söylüyor.

Günün sonunda kararı mahkeme verecek. Hakimin siyasi baskıların dışında adil bir karar vereceğine inanmak istiyoruz ama dava sürecinde yaşananlar kafamızı karıştırıyor!

***

Veryansın Tv takipçileri hatırlayacaktır, 12 Temmuz tarihinde söz konusu iddianamede yer alan ‘sır’ muhbirin ses kayıtlarını haberleştirdik.

İlişkili Haber
thumbnail
Ayhan Bora Kaplan, Süleyman Soylu ve Yüksel Kocaman’la ilgili ne dedi? İddianameden çıkan sır muhbir
Haberi görüntüle

‘Açık kimliğine ulaşılamayan’ kadın muhbirin anlattıkları çok çarpıcıydı. Ayhan Bora Kaplan Örgütü’nün asıl başının Süleyman Soylu olduğunu, Kaplan’ın yargıdaki işlerini çözdüğü belirtilen Dubai’ye kaçan avukatı Cengiz Haliç’in müvekkillerini, Yargıtay üyesi Yüksel Kocaman’a verdiği parayla çıkarttığını öne sürmüştü. Ayhan Bora Kaplan’la ilişkili olduğu belirtilen “Dayı Levent” lakaplı Levent Çiçek’in kendisine “500 milyar getir, Yüksel Kocaman’dan tahliye alayım” dediğini iddia etmişti.

Haberi aramızda çok tartıştık.  Hükümete kumpas iddiaları sonrası yazılan bir iddianamede, Soylu ve Kocaman’ın Ayhan Bora Kaplan Örgütü’yle ilişkisine dair iddiaların yer aldığı ses kayıtlarına neden yer verilmişti?

Sanırım bu soruyu yalnızca biz sormamışız kendimize! Öğrendiğimiz bilgilere göre, savcılık söz konusu ses tapelerinin yer aldığı iddianame yerine ikinci bir iddianame yazmış!  Veryansın Tv’nin haberine konu olan ses kayıtlarının tamamı ikinci iddianameden çıkarılmış!

Evet, 125 sayfalık iddianame tam 20 sayfa küçülerek 105 sayfaya düşmüş.

***

Halktv yazarı İsmail Saymaz’ın yazısına göre iddianamede Bekir Bozdağ da sansürlenmiş.

(Gizli tanık iddianamesinde Sertçelik’in eski Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’la ilgili iddiaları da yer alıyordu.  Bozdağ’a rüşvet verdiğini öne süren Sertçelik “Bekir Bozdağ’ın bürosuna 400 bin euro verdim. Dosyamı bozdular, 30 ay yatacakken 5 ayda çıktım” demişti.)

16 Temmuz tarihli aynı yazıda Saymaz ilk iddianamenin mahkeme tarafından iade edildiğini yazıyor.

Doğru ama eksik… Aslında bu dava ilk iddianameye göre görülmeli!

Neden mi?

Dava süreci şöyle gelişiyor;

24 Haziran’da 125 sayfalık bir iddianame hazırlanıyor. (İddianame No: 2024/26072) İddianame mahkeme tarafından Serdar Sertçelik’in savunmasının alınmadığı gerekçesiyle 25 Haziran’da iade ediliyor. Ancak savcılık; mahkemenin iade gerekçesinin dışına çıkarak iddianameden Soylu, Kocaman ve Bozdağ’ın yer aldığı bazı ses tapelerini de çıkarıyor! Böylece iade kararından bir gün sonra 26 Haziran’da 105 sayfaya düşürülen yeni iddianame mahkeme sunuluyor. (İddianame No: 2024/ 26494) İddianamenin iade gerekçesi ile çıkarılan kısımların birbiriyle ilgisi yok!

Ayrıca… İade kararından bir hafta sonra 3 Temmuz tarihinde mahkemenin düzenlediği tensip tutanağında (mahkemenin duruşma kararını belirlediği evrak) ciddi bir hata yapılarak ilk iddianamenin kabul edildiği hüküm altına alınıyor! Bu yüzden aslında davanın birinci iddianameye göre devam etmesi gerekiyor. Zaten sanık avukatların UYAP sisteminin ‘iddianame’ kategorisinde de 125 sayfalık iddianame gözüküyor. Hatta bazı sanıklar ikinci iddianameden 18 Temmuz tarihindeki ilk duruşma öncesi sabah saatlerinde haberdar oluyor!

Yazının başında da söylediğimiz gibi dava süreci arapsaçına dönmüş durumda. Dava başlar başlamaz, şimdiden hukuki bir garabetle karşı karşıyayız. Birileri “Aman ‘devlet büyükleri’mize zarar gelmesin” diye en büyük zararı devletin kendisine vermekten çekinmiyor!

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Veryansın TV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun!