Erdem Atay
Erdem Atay

1921 için düğmeye basıldı

featured

Erdem Atay yazdı…

Güvercin beslemek çok öncelerden hastalık derecesinde bir etkinlikti. Koca koca apartmanların balkonunda bile yüzlerce güvercin besleyen ve her gün sabah onları uçması için salan insanlarımız vardı. Çok büyük zevk alırlardı, tek istedikleri ise güvercinlerinin uçarken takla atmasıydı.
O takla atan güvercinlere taklacı güvercin derlerdi.

Yeteri kadar uçtuktan sonra güvercinleri kümesine girmesini isteyen kişi, eline aldığı beyaz bir güvercinin kuyruğundan tutar, yukarı aşağıya sallar, güvercin de kanatlarını çırpar, bunu gören havadaki güvercinler bir anda fişek gibi süzülerek kanat çırpan güvercinin bulunduğu noktaya gelir, konar.

İşte bu beyaz güvercine, ‘parlak’ denir.

Bu işleme de ‘parlak çekme’ adı verilir.

*

Güvercinler havaya bırakılmış takla atarken aşağıdan ‘parlak’ çekildi.

İşte ‘parlak’ güvercinlerden biri Rasim Ozan Kütahyalı oldu.

Oyunu Ekrem İmamoğlu’na vereceğini söyleyen DEM’li Hasan Cemal için şunları yazdı ROK:

“Ey Mazlum Kürt halkı, güvendiği bir Türk tarafından yine satıldın, yine sırtından bıçaklandın, yine ihanet gördün. Bunlar hain, satarlar. Kürtlerin güvendiği Türkler tarafından sırtından vurulması 100 senelik bir gelenek. Bir Türk olarak utanıyor ve Kürt halkından özür diliyorum.”

Sözlere bakın sözlere… Türkler 100 yıldır Kürtleri sırtından vuruyormuş! Kim bu Türkler?

Bence bu soruyu ROK’u yeniden sahnelere atan ve çok sevdiğini söyleyen MHP lideri Devlet Bahçeli’ye sormak lazım!

İşte sizin çok sevdiğiniz ve kurtardığınız ROK’un hali…

Bu ‘parlak’ ROK bu cümleyle yetinmedi, kendisine ‘DEM’e oy verecek misin’ diye soran birine, “Evet vereceğim… Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala’nın özgürlüğüne, ailelerine, sevdiklerine kavuşması için Meral Danış Beştaş’a oy vereceğim. Ekrem İmamoğlu’na oy verenler Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala’nın 5 metrekare hücre içinde çürümesini, mahvolmasını isteyenlerdir” dedi.

Yani neymiş!

Demirtaş ve Kavala’nın çıkmasını istiyorsanız, DEM’e ya da AKP’ye oy vereceksiniz diyor.

Devlet Bahçeli, bu güzel davranışından dolayı bir teşekkür telefonu açar artık yine ROK’a!

*

Yine ‘parlak’lardan biri Selahattin Demirtaş…

Hani Erdoğan için diktatör diyen, ‘Seni Başkan yaptırmayacağız’ sözü söyleyen, Abdullah Öcalan’ın heykelini dikeceğinin sözünü veren Demirtaş!

‘PKK açılımını Erdoğan yaparmış!’

Diğer ‘parlak’lar da köy ağaları Leyla Zana ve Ahmet Türk. (Ahmet Türk’ü de Devlet Bahçeli kurtarmıştı hapisten.)

Parlak çekildiği andan itibaren hemen havadaki taklacı güvercinler hızla süzülerek bu parlak güvercinlerin yanına kondu. Konmaya da devam edecek.
Hep birlikte isimlerini göreceğiz, duyacağız.

*

Yeniden dönük ‘PKK açılımı’na ve ‘Yeni Anayasa’ya…

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan önce Tokat’ta açıkladı. Hiçbir zaman terör örgütüyle ilişkisini kesmediği sürece masaya oturmayacağını söylediği DEM’e, “Muhatap alınmak istiyorsanız kendinizi ispatlayın” dedi. CHP’ye oy vermeyin diyor yani.

Ama bu hikaye tabii.

Erdoğan ikinci mesajını Diyarbakır’da verdi. “Herkesle oturur konuşuruz” diyerek seçim öncesi PKK ile açılıma hazırız mesajı verdi.

Yetmedi İngiliz vatandaşı Bakanımız Mehmet Şimşek Batman’da halka Kürtçe seslendi.

*

İki gün önce de devletin ikinci adamı TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş çıktı sahneye.
Seçim sonrası Türkiye’nin artık iki konuyu daha fazla konuşacağını bunlardan birisinin dış politika diğerinin ise Yeni Anayasa olacağını söyledi. Evet, evet, yeni Anayasa. Yani bir kurucu meclis olmadan Türkiye Cumhuriyeti’ni lağvetme girişimi…

Kurtulmuş, önce Meclis İç Tüzüğünü değiştireceklerini, ardından tüm partilerle birlikte yeni anayasa hazırlıkları yapacağını belirtti. Sonra da 2013’e atıfta bulundu.

CHP ile AKP’nin anayasa çalışmaları kapsamında 64 maddede anlaşmasını hatırlattı. “Yeniden yapabiliriz” dedi.

Bu 2013’teki çalışmaların zemininde de PKK ile açılım vardı. Yerel Yönetimlere mali ve idari konuda büyük güçler veren bir sistem istenmiş, Başkanlık sistemi o zaman da gündeme gelmişti.

O tartışmalar hatırlandığında görülecektir ki, federasyona giden bir sürecin işaret fişekleri atılmıştı.

Öyle ya da böyle bu iş olmadı.

Şimdi yeniden başladılar.

Kurtulmuş’un konuşmasında sarf ettiği yeni anayasayı anlatırken şu kavramlar çok önemli: Kapsayıcı ve kuşatıcı…

Peki biz bu kavramları nereden biliyoruz?

Tabii ki 1921 Anayasası tartışmalarından. Yani özerklik verebilecek tek dili, tek milleti olmayan bir anayasa.

Bu Anayasa’ya dönmeyi ilk teklif edenin de Abdullah Öcalan olduğunu daha önce yazmıştık.

6’lı Masa’nın hazırladığı anayasa teklifinde de yine aynı vurgular vardı yani yeni bir 1921 anayasası hazırlanmıştı.

Aynı şekilde Saray’da da 1921 Anayasası’nın ruhuna uygun bir anayasa yazıldığını direkt Erdoğan ve bakanlar açıklamıştı.

Yani artık düğmeye basıldı.

*

Peki ne oldu da düğmeye basıldı ve kim bastı bu düğmeye!

7 Mart 2024 tarihine gidelim.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ABD’nin başkenti Vaşington’a gitti. Orada mevkidaşıyla görüştü. Sonra ortak bir açıklama yapıldı.

Ne oldu biliyor musunuz?

“Türkiye ile ABD Terörle Mücadele İstişareleri” yeniden başlatıldı.

Bu istişareler en son yine bu PKK açılımı sürecinde devam ediyordu. Süreç dondurucuya konulduktan sonra bu istişareler de son bulmuştu.

Sadece IŞİD’e karşı mücadelede bazı kritik istişareler yapılmış ama topyekün bölgeyi ilgilendiren istişareler serisi başlamamıştı.

İşte yeniden bu sürecin taşları döşendi.

Her şey de, yani Zana, Türk ve Demirtaş’ın açıklamaları, bu toplantı ve karardan sonra oldu.

Mavi Vatan donduruldu, ABD ile birlikte Doğu Akdeniz güvenliği konusunda müşterek fikirler anlatıldı.

Ege’deki gelişmelerden ABD’nin memnun olduğu, Türkiye ile Yunanistan arasındaki sıcaklığın artmasının bölge için iyi olacağını vurgulandı.

Sonrasında da bu açıklamalar yapıldı.

*

Taçlandırma ise dün yaşandı. ABD Başkanı Joe Biden ilk kez, yıllardır davet bekleyen Erdoğan’ı ABD’ye çağırdı. 9 Mayıs’ta Erdoğan ABD’ye gidecek.

*

Tüm bu gelişmeler yaşanırken, Avrupa’dan da düğmeye basıldı, PKK’lılar eyleme geçti, Almanya’daki Başkonsolosluğumuza bile saldırıldı. Zemin de böylece hazırlanmış oldu.

Kısaca Türkiye’nin yıkımı için düğmeye basılmış oldu.

Yıkılacak mı?

Asla…

Yine başaramayacaklar…

Taklacı güvercinleri binlerce takla atsa, parlak güvercinleri kanatlarını sonsuza kadar çırpsa, işbirlikçiler dilediği kadar operasyonlarını yapsa başaramayacaklar.

Bu devleti yıkmaya çalışanlara karşı bu milletin meşru müdafaa hakkı doğar.

*

Hani Bahçeli cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde söylemişti ya, ‘Seçimden sonra çok şey değişecek, umarım Türkiye değişmez’ diye…

Rahat olsun Sayın Bahçeli!

Değişmez!

1921 için düğmeye basıldı

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!