İmamoğlu’nu duygulandıran ağıt…

Erdem Atay yazdı…

Mezopotamya Kültür Merkezi…
Kısa adı MKM.
Bu dernek 1991 yılında kuruldu.
Kuruluş amacı kendi sitelerinde yer alıyor: Kürt diline ve kültürüne yapılan soykırım ve asimilasyona karşı direniş.
Kurulduğu yer ise İstanbul ve açıklamalarında İstanbul’un bir sürgün yeri olduğunu, merkezlerinin ise Kürdistan olduğunu söylüyor.
İstanbul’un yanı sıra birçok ilde, Almanya, Belçika gibi ülkelerde de temsilcilikleri var.
Dernek tam anlamıyla PKK’nın Kültür ve Sanat kolu.
PKK’yı sevdiren tiyatrolar, müzikler ve sinemalar, resim sergileri..
Bu dernek bugüne kadar neler mi yaptı?
Mesela her tiyatro oyunlarında örgüt propagandası yaptı, Öcalan’a uygulanan ‘tecrit’in kaldırılması için eylemlere katıldı, öldürülen üst düzey PKK’lı yöneticileri anma törenleri gerçekleştirdi, DTP’nin, HADEP’in, HDP’nin müziklerini hazırladı, kongrelerinde danslar eşliğinde kutlamalar düzenledi.
Mesela MKM sanatçıları Ocak 2008’de PKK’ya yapılan sınır ötesi operasyonlara, DTP’nin kapatılmasına ve Öcalan’ın başka bir yere cezaevi nakline karşı durmak için DTP binasına gittiler ve açlık grevi yaptılar.
2011 yılında Öcalan sloganları atan ve molotoflu eylemler yapan maskeli kişiler büyük taşkınlık çıkarınca polis müdahale etti, kaçan 20 kişinin 6’sı MKM binasına bulundu. Binada bu PKK’lıların haricinde bomba yapımında kullanılan malzemeler ortaya çıktı.
MKM’da eğitim gören birçok kişinin dağa çıktığı tespit edildi. Bunların hepsi somut olarak mahkeme kayıtlarına geçti.
Hazırladığı takvimlerde logo olarak sözde Kürdistan haritasını koydu.
Hendek operasyonlarında TSK’nın katliam yaptığını ileri sürdü.
Her sene yapılan Büyük Özgürlük Yürüyüşü adını verdikleri Öcalan’a özgürlük yürüyüşlerinin baş düzenleyicilerinden oldu. Her eylemde konserler, tiyatrolar ve danslar bu ekip tarafından gerçekleştirildi.
İşte PKK’nın ‘Kültür Sanat Bakanlığı’ gibi çalışan bu dernek, PKK propagandası nedeniyle 12 Kasım 2016 tarihinde KHK ile kapatıldı.
*
Ne mi oldu sonra?
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları Mezopotamya Kültür Merkezi’nin kendi tiyatrolarında oyunlarını oynaması için bu derneğe izin verdi. İBB’nin hazırladığı eğlencelerde konser yapmalarına müsaade etti.
O konserlere katılanlardan biri de Rojda’ydı.
Hani şu Ekrem İmamoğlu’nun ‘Bu toprakların sesi’ dediği ağıtını dinlerken çok duygulandığı Rojda.
Rojda…
Gerçek adı Kadriye Şenses.
Adını mahkeme kararıyla değiştirdi, Rojda yaptı. Evlendikten sonra da Aykoç soyadını aldı.
*
İşte bu şarkıcı Rojda’nın yetiştiği merkez de tam da bu merkezdi. Mezopotamya Kültür Merkezi’ne ilk adımını kurulduktan tam iki yıl sonra, 1993 yılında attı. Bugüne kadar da bu merkezin sanatçısı olarak görev aldı.
Bu merkezde önemli görevler aldı, yurtdışında yapılan etkinliklerde konserler verdi.
Etkinlikleri yapanlar da PKK’lılardı.
Abdullah Öcalan fotoğraflarının bulunduğu sahnelerde defalarca şarkı söyledi, ağıtlar yaktı. Mesela Britanya Kürt Gençlik Festivali’nde Öcalan posteri önünde Rojda şarkı söylerken o şarkıları VİP koltuğunda dinleyen terör örgütü PYD’nin başındaki Salih Müslim’di.
Hayatını PKK’nın ‘Kültür Sanat Bakanlığı’nda harcayan Rojda, 2009 yılında söylediği bir ağıt nedeniyle gözaltına alındı.
Yapılan yargılama sonucunda terör örgütü propagandası yapmak suçundan 1 yıl 8 ay ceza aldı ve bu karar onandı.
‘Yılmadı’ tabii. PKK’nın siyasi kolu olan partilerin müziklerini hazırladı.
*
Aradan yıllar geçti.
Yıl oldu 2024.
Öcalan yürüyüşü yine yapılıyor ve bu yürüyüşe öncülük eden dernekler arasında yine Rojda’nın derneği olan MKM bulunuyor. Bu yürüyüş düzenlenirken İmamoğlu, Rojda’nın ağıtıyla duygulanıyor.
Ve Ekrem İmamoğlu, bu derneğin tiyatrolarına izin vermekle kalmadı, Rojda’ya belediyesinde para karşılığı konserler verdirdi. Mersin’de de verdi konserlerini…
İmamoğlu sahip çıkmıştı yani Rojda’ya…
Rojda da bu borcu ödedi ve geçen günlerde İmamoğlu’nun şerefine bir ağıt yaktı.
İsmail Küçükkaya ile yaptığı programda şunları söyledi İmamoğlu:
“Bu şehirde Kürtçe konuşup Türkçe konuşamayan insanlar var, milyonlarca Kürt vatandaşımız var. Rojda’nın konserde Kürtçe okuduğu ağıttan o kadar etkilendim ki. Bu toprağın sesi… Ben (sözlerini) anlamadım ama gözlerim doldu. Allah esirgesin başarıları daim olsun, çok hoş bir ses, bu toprağın damarlarından gelen bir ses…”
Bu sözleri sonrası bir akademisyen sosyal medya hesabından ‘İmamoğlu’nu derinden etkileyen şarkı sözleri’ diye Rojda’nın terör örgütüne propaganda yapmaktan ceza almasına neden olan ‘Heval Kamuran’ adlı şarkının sözlerini paylaştı.
Değerli kardeşim Engin Balım’la her hafta salı günü yaptığımız Salı Sallanır programında İmamoğlu’nun ‘Kürtçe’ üzerinden DEM’in oylarına göz dikmesini anlatırken, Rojda’nın bu sözlerini hatırlattık. Programda da bu ağıtların sözlerinin sosyal medyada yayınlandığını söyledik. İmamoğlu’nun övdüğü şarkıcının ağıtlarından birini…
Binlerce önemli iddiamıza sesini çıkarmayan İmamoğlu ekibi, bir anda ortaya çıktı. ‘İmamoğlu’nun gözlerini dolduran ağıt o ağıt değil, bu ağıt’ dedi. E zaten İmamoğlu ağıtı dinlerken ne dediğini anlamadım diyordu. Ne dediğini bilmediği ağıdı övdü ama Rojda’nın söylediği bu ağıtları unuttu.
Sonra da sosyal medya trollerini devreye soktu.
*
Ortada bir tiyatro oynanıyor ve gerçek bir şekilde gizleniyor.
İmamoğlu sözlerini bilmediği ağıtta ne anlatıldığını bilmiyordu ama duygulandı. 2009’da söylediği ağıdı da dinlese duygulanacaktı, çünkü söyleyen aynı kişiydi.
Kimse gerçeği gizlemek için konuyu saptırmasın. Konu ağıt mı yoksa PKK’nın ‘Kültür Sanat Bakanlığı’ çalışanı bir şarkıcıyla yapılan ve ucu PKK açılımına dayanan eylem mi?
*
Kimse teröristbaşı Öcalan posterlerinin önünde teröristbaşı Salih Müslim’e şarkı söyleyen ve PKK’nın derneği olan Mezopotamya Kültür Merkezi’nin elemanı olan şarkıcının üzerinden kardeşlik mesajı vermesin!
Hayatı takiye olanlar, Türk milli devletinin yıkılması için bize yeni bir PKK açılımı dayatanlar ‘o ağıt bu ağıt değildi’ diye maval okumasın. PKK’nın intikam ağıdını okuyanlara başarılar dileyenler, onunla duygulananlar Atatürk’ün kurduğu partisinin koltuğuna göz dikmesin! Sonra terörist başı Öcalan da bir gün bir türkü çığırır gözleriniz o ağıta da dolmaya başlar.
*
Bu arada…
Ekrem İmamoğlu ve ekibi ve tüm trol ordusu…
Bize şu Kıbrıs’taki üniversiteden İstanbul Üniversitesi’ne hem yatay hem de dikey geçiş belgesini gösterseniz de İmamoğlu’nun diplomasının arka planını bir anlasak.
‘O ağıt bu ağıt değildi’ diyerek buradan kurtarır mıyız düşüncesi içine girenler, on kere sorduğumuz şu diploma olayına da ‘o diploma bu diploma değil’ deseniz de yüreğinizi bir görsek!