Erdem Atay
Erdem Atay
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Manşet
  4. İfşalar devam ediyor! İyi Parti’de vekillik satıldı mı? Akşener’den de Dikbayır’dan da açıklamalar!

İfşalar devam ediyor! İyi Parti’de vekillik satıldı mı? Akşener’den de Dikbayır’dan da açıklamalar!

featured

Erdem Atay yazdı…

Eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun geçen hafta yaptığı açıklamalar, gündemi yeniden seçim dönemine getirdi.

Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarına başka bir değerlendirme yaparız, konumuz Meral Akşener çünkü.

İyi Parti’nin kurucu Genel Başkanı Meral Akşener, ifşaatlarına devam etti. Ve bunu yine mahkeme kayıtlarına geçirdi.

Bu kez kurban, Gazeteci İsmail Türk’tü!

Kurban diyorum, çünkü dava dilekçesini okuduğunuzda İsmail Türk, başrolde değil. Anlaşılan o ki, Akşener bazı ‘gerçekleri’ açıklamak için İsmail Türk’ün sözlerini fırsat olarak değerlendirmiş.

Neydi peki bu iddia?

Seçim zamanında herkesin konuştuğu, ‘İyi Parti milletvekilliği sıralarını parayla satıyor’ iddiası.

O günlerde ve sonrasında herkes bu söylemi kullandı. Olağan şüpheli olarak da Meral Akşener hedefteydi.

İsmail Türk, 7 Haziran 2024 tarihinde bir paylaşım yapmış. Paylaşımda Türk, “…Aha da buraya not ediyorum eğer İyi Partiden bundan sonra istifa olursa ve bu istifa eden milletvekilleri AKPye geçerse görüşmenin içeriğini de anlamış olacağız. Arkadaş Antalyada 4 – 5 tane milletvekili çıkarma potansiyeli olan İyi Parti iki dönem birinci dönem 3 milyon Euroya ikinci dönem 10 milyon $a kurban ettiler…” ifadelerini kullanmış.

Akşener’in kendisini dava ettiğini duyunca İsmail Türk’ü aradım. Türk, “Beni niye dava etti anlamadım, bu iddiaları söylemeyen mi kaldı” diye sitem etti. Ama Türk de hedefin kendisinin olmadığının farkındaydı.

Çünkü Akşener, avukatı aracılığıyla hazırladığı dava dilekçesinde partide parayla ilgili yaşanan olayların bir kısmını tek tek anlatıyor… ve kendisiyle ilgili iddiaların tamamını reddediyor.

***

Antalya’da vekilliğin parayla satıldığı iddialarına Akşener, birinci sıraya partinin genel sekreteri olduğu için Uğur Poyraz’ı koyduğunu, partide yapılan temayül yoklamasında birinci çıkan Aykut Kaya’yı ikinci sıraya yerleştirdiklerini açıklamış.

Dönemin Antalya İl Başkanı olan Mehmet Başaran’ın üçüncü sıra adayı olmak için partiye 4 milyon bağış yapmayı teklif ettiğini, bu teklife Murat Karan’ın tanık olduğunu söylemiş.

Ben de bu iddialar sonrasında hem Başaran’ı hem de Karan’ı aradım.

Başaran, ‘Doğru değil’ açıklaması yaparken, Karan da şunları söyledi:

“Mehmet Bey, partiye bir katkı yapmak istiyorum demişti ama rakamı ben bilmiyordum. Üçüncü sırayı istemişti Mehmet Bey ama hanımefendi ‘üçüncü sıra dolu, onun sözünü verdik’ deyip, ‘olmaz’ demişti. Rakamı duymadım ama partiye yük olmam seçim kampanyasını yaparım dediği oldu.”

***

Akşener, AKP’ye katılan Eskişehir Milletvekili Nebi Hatipoğlu’nun aday olmasıyla ilgili de Genel Sekreter Uğur Poyraz ve dönemin Mali İşler Başkanı olan Ümit Dikbayır’ı işaret ediyor. Poyraz ve Dikbayır’ın Hatipoğlu için çalışmalar yapması adına il teşkilatı yöneticilerini arayıp yoğun baskı yaptığını vurguluyor.

***

Akşener, Mustafa Mehmet Gürban’dan da hiçbir şekilde para alınmadığını, Seyithan İzsiz’den de hiçbir şekilde milletvekilliği sırası karşılığında bir ücret alınmadığını söylüyor. Ancak Akşener, İzsiz konusunu açıklarken şu vurguyu yapıyor:

Ümit Dikbayır tarafından Seyithan İzsiz’den herhangi bir ödeme alınıp alınmadığı bilinmemektedir.”

Görüştüğüm Dikbayır ise bu iddiaları reddediyor.

***

Şimdi gelelim en kritik noktaya…

Akşener’in dava dilekçesinde en dikkat çeken konu ise Meryem Tanrıverdi Göktaş ile ilgili olan beyanları…

Dilekçede, Göktaş’ın İstanbul 3. Bölge 4. Sıra milletvekili adayı olmak istediğini söyleyen Akşener, dönemin Mali İşler Başkanı Ümit Dikbayır’ın yanına gelip Meryem Tanrıverdi Göktaş’tan 4. Sıra karşılığında 1 milyon dolar aldığını söylediğini belirtiyor. Akşener de para ile adaylık sıralaması yapılmasının mümkün olamayacağını söyleyip Dikbayır’ın önerisini reddediyor ve Dikbayır’a Göktaş’ın verdiği parayı iade etmesini istiyor.

Akşener dilekçesinde şunu ifade ediyor: Ümit Dikbayır’ın bu parayı Meryem Tanrıverdi Göktaş’a iade edip etmediği tarafımızca bilinmemektedir. Bu hususa İyi Parti Sinop Eski İl Başkanı Yılmaz Şanlan tanıktır.”

***

İşte ben de bunun üzerine tüm ismi geçenleri aradım.

İlk aradığım kişi Meryem Göktaş’tı…

İddiaları reddeden Göktaş, “Böyle bir şey doğru değil ama böyle bir dedikodu var sadece. Para vermedim, verseydim temayüllerde son sıralarda çıkmazdım. Meral Hanım bu dedikodulara inanmış ve bundan dolayı böyle bir ifade kullanmış olabilir. Partide bu gibi olayların olmadığına hiçbir şekilde inanmıyorum. Ama benim Ümit Dikbayır’la aramda böyle durumum olmadı.”

Konuşmamızda Göktaş çok kritik bir söz de söyledi. Göktaş, “Ben kimseden bir şey almadığına inanmıyorum Meral Hanım’ın”  ifadesini kullandı. Konuyu bilmediğini, bu konuları daha çok Meral Hanım’ın Özel Kalem Müdürü Esma Bekar’a sormak gerektiğini vurguladı.

Bu sözleri sonrası Ümit Dikbayır’ı aradım.

İddiaları sorduğumda kahkahalar atan Dikbayır’ın ilk sözü, “Saçmalamış, saçmalamaya devam ediyor” oldu.

“Böyle bir şey olabilir mi” diyerek isyan eden Dikbayır, “Ben televizyona çıktım 85 milyon önünde neler söyledim neler, psikoloji bozuldu, ne dediğini bilmiyor, beni öyle bir araştırdılar, öyle bir eşelediler ki, ticari hayatımdan, siyasi hayatıma, özel hayatıma kadar… Hiçbir şey bulamadılar. Aylarca araştırdılar. MİT bile bir adamı bu kadar araştırmaz ya! Hiçbir şey bulamadılar, iftiralar atıyorlar. Psikolojik tedaviye ihtiyacı var.” dedi.

***

Bu konuşma sonrası Akşener’in bu olaya tanık olduğunu söylediği eski Sinop İl Başkanı Yılmaz Şanlan’a ulaştım.

Meral Akşener’in partinin tek yetkilisi olduğunu, Ümit Dikbayır’ı da o koltuğa kendisinin oturduğunu, önüne gelene dava açtığını söyleyerek sözlerine başlayan Yılmaz Şanlan şunları söyledi:

“Böyle bir şey olduğunu bilmiyorum, düşünmüyorum. Velev ki oldu. Bizim geleneklerimizde parti içi bir ahlak olur, sır olur. Sağa sola afişe edilmez, mahkeme kapılarına düşülmez. Bu işi iyice çirkefleştirdiler. Dikbayır’ı mali işler başkanı yapan sensin. Dikbayır için böyle bir şaibeli açıklama yapan da sensin. Böyle bir şey yapıldığını bilmiyorum ama bilsem dahi parti içi sır olduğu için bu benimle mezara gider. Dikbayır’ın parayı geri verip vermediğini niye sormamış Meral Akşener? Meryem’i arayıp niye sormuyorsun parayı geri aldın mı diye. Böyle şaibeli açıklama olmaz yani! Bizi siyasetten tiksindirdi. Ümit Dikbayır’ın partinin parasını namusu gibi koruduğunu biliyorum. Genel başkanlık elinden gidince mi dava açmak aklına geldi Meral Akşener’in.”

***

Tüm bu açıklamalar üzerine bu kez de Meral Akşener’in avukatı Abdullah Ören’e ulaştım.

Ören, Dikbayır’ın televizyondaki açıklamalarından sonra Yılmaz Şanlan’ın Akşener’den randevu istediğini, Akşener’in 22 Kasım 2023 çarşamba günü saat 15’e randevu verdiğini, Şanlan’ın bizzat bu konuyu görüşmek için randevu istediğini ve odaya yalnız girdiğini, Akşener’e bu konunun ayrıntılarını bu görüşmede anlattığını söyledi.

Ören aynı zamanda, Akşener’in Dikbayır’a parayı iade edip etmediğini sorduğunu, Dikbayır’ın da ‘ettim’ dediğini vurguladı.

Hem Akşener’in hem de Esma Bekar’ın avukatı Ören, adeta meydan okudu.

Hiçbir şekilde müvekkillerinin para işlerine girmediğini, kim bu konu hakkında bir şey biliyorsa bunu kanıtlarıyla yargıya taşıması gerektiğini, çünkü bunun büyük bir suç olduğunu söyledi. Müvekkilleriyle ilgili bu ithamlarda bulunanları da mahkemeye davet edeceklerini belirten Ören, “Bu büyük bir suç, onlar niye yargıya başvurmamışlar, hemen Meral Hanım’ın bu işlerden para aldığını yargıya taşısınlar, belgeleri de getirmeyi unutmasınlar” dedi.

***

İşte böyle…

İfşaatlar, iddialar, ithamlar, yalanlamalar…

Yok yok!

Türkiye öyle bir yer ki… Yapılan günahlar, ortaya çıkan iddialar yenilir yutulur değil. Ama unutuyoruz. Biz, yani hem gazeteciler hem de halk geçmişte yapılanların hesabını siyasetçilerden sormazsak daha kötü günler bizi bekler.

Bu sadece bir siyasi parti içinde yaşananlar… Her şey ortaya çıksın artık!

Ben görevimi yaptım ve tüm taraflara sordum.

Siyasetçilerin de az biraz namuslu olması lazım!

Kim doğru söylüyor arkadaş!

Herkesin farklı söylediği bir yerde doğruyu nasıl bulacağız biliyor musunuz? Namuslu siyasetçilerin gerçeği anlatmasıyla…

… ve siyasetçilerin yaşam standartlarının artıp artmamasına bakılmasıyla…

***

Son söz olarak…

Meral Akşener’in yaşadıklarına ilişkin mahkemeler karşısında birçok ‘gerçeği’ açıklamasını çok anlamlı ve önemli buluyorum.

Tek sorun: Akşener ne kadar doğru söylüyor?

Ama şunu sormadan da geçemiyorum… Bir siyasi parti lideri bunca yalanı niye söylesin!

Göreceğiz…

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

1 Yorum

  1. Akşener partiyi önce kurdu şimdi dağıtıyor

    Cevapla
Giriş Yap

Veryansın TV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun!