Olağan şüpheliler toplandı: Epstein, Davos, Zelensky, Bill Gates ve diğerleri…

Yaşım 56.

12 Eylül öncesini bir çocuğun gözünden hatırlıyorum.

Ama şu haber kafamda çok yer etmiş: TÜSİAD Ecevit Hükümeti’ne savaş açtı!

TÜSİAD, Türkiye’deki batı acentesi kapitalistlerin çatı örgütüdür.

Ecevit’in işini ABD-Batı desteğiyle birlikte ne kadar zorlaştırdıklarını hatırlıyorum.

Ve neticede 12 Eylül’e giden yolda (en azından ekonomik açıdan) belirleyici rol oynadılar ve Evren-Özal ve devamında gelenlerle emellerine ulaştılar.

Türkiye’nin 45 yıl öncesinde yaşadığına benzer bir durumu şimdi dünya geneli yaşıyor.

Buna Batı ve ona bağımlıların dünyası da denebilir.

Dünya’nın TÜSİAD’ı olan Dünya Ekonomik Forumu olağan Davos toplantılarına başladı.

Sapıklıktan satanizme uzanan Epstein skandalına karışan isimlerin çoğu İsviçre’deki küçük kayak kasabasında buluştu.

Babası Nazilerle çalışan Klaus Schwab’ın koordinatörlüğünde toplanan küresel elitin gündemi her zamanki gibi, tek dünya devleti.

Bunu çeşitli ambalajlarla pazarlıyorlar: Teknokrat (Otokrat-Yapay Zekalı) üst dünya Hükümeti, Büyük Sıfırlama (fakir halka asgari ücret vererek köleleştirme), İklim ve Gıda Krizi (Nüfus azaltımı-Tüm doğal varlıkların borsaya kote edilmesi), Yeni Pandemiler (Nüfusu azaltmak-Hastalık X yolda) Ekonomik Krizlere karşı (her zaman kasanın yani kapitalistlerin kazandığı) önlemler, LGBT kılıfı altında pedofiliyi yasallaştırmak (nüfus azaltımı), 15 dakikalık akıllı şehirler (tam kontrol-esaret).

1980 sonrası çok mesafe aldıkları yalan değil.

Neoliberal ekonomi kisvesi altında neredeyse dünyanın tüm zenginliklerine el koydular.

Devletlerin ödediği borç ve faizleri bunlara doğrudan kar yazdı.

Vahşi özelleştirmelerden gelen varlıklarla çok daha güçlendiler ve zenginleştiler.

Onunla da yetinmediler; tüm batılı hükümetlere kendi yetiştirdikleri adam ve kadınları koydular.

Bunu çok defa yazdım; bugün Batı’daki hangi lidere bakarsanız bakın neredeyse hepsi Davos Young Global Leaders programlarından yetişmedir.

Biden, Trudeau, Macron, Sunak, Von der Leyen, Scholz ve diğerleri.

Sadece Başbakan veya Cumhurbaşkanları değil, bakanlar, bürokrasi, askeriye – istihbarat, medya, iş dünyası, akademi vs.

Bizde bile öyledir.

Lafı uzatmadan sadede gelelim; bu yıl 15-19 Ocak tarihleri arasında toplanacak Dünya Ekonomik Forumu’nun (WEF) Davos’taki resmi gündem başlığı “Güveni Yeniden Tesis Etmek”.

Neden?

Çünkü halklar 40 seneden sonra geldiğimiz noktada artık Davos mavallarını yutmuyor.

Çünkü orta sınıflar yok oluyor, alt sınıflar açlığa ve göçe zorlanıyor.

Dünyanın en zengin 100-1000 kişisi servetlerini katlayarak artırıyor.

İklim krizi bahanesiyle tarım ve hayvancılığa musallat olduklarında karşılarında önce Hollandalı sonra Alman çiftçileri buldular.

Alman çiftçiler yüzbin traktörle Berlin’i bastı.

Ukrayna’daki satışıyla zaten sıkışık olan Berlin’deki Amerikancı-Davos Hükümeti iyice zorda.

ABD’nin bizzat kendisinde Trump doğrudan bu küreselci eliti hedef alıyor. Onları ve onların savaş örgütü NATO’yu…

Davos’un bu yılki sloganı boşuna “Güveni Yeniden İnşa Etmek” değil!

“Güveni yeniden inşa etmek” aslında tersinden her şeyi anlatıyor.

Bir şeyler değişiyor.

WEF elitleri giderek daha fazla insanın, bu yozlaşmış distopik, vahşi kapitalist kurallara dayalı Tek Dünya Düzeni özentisine olan güvenini kaybettiğini fark ediyor.

Askeri-Sınai-Finansal Kompleks’in sonsuz savaşlar gündemi de güven kaybına uğruyor.

Gençler artık hükümetlerine güvenmiyor, askere yazılmıyorlar.

Batı toplumlarında insanlar giderek fakirleşirken, refah devletlerini kaybederken, zenginlikten patlayan küreselci kabal çetesi, tıpkı Roma İmparatorluğu’ndaki asiller gibi sapık tarikatlar ve sapık seks partileri peşinde koşuyor, Naziler (artık Siyonistler) gibi açık-gizli soykırımlar yapıyor.

EPSTEIN’IN İĞRENÇ MİRASI

Amerikalı siyahi TV sunucusu Oprah Winfrey bugünlerde ağır suçlamalarla karşı karşıya.

Bağlı olduğu Brezilya’daki John of God takma isimli Tarikat Lideri çocuk kaçakçılığı ve köle ticaretinden hapiste.

Oprah’ın çocuk kaçakçılığı ve pedofili pezevenklik yaptığı iddia ediliyor.

Oprah’ın ilişkide bulunduğu geniş elit ağında elbette Epstein ve sapık satanist sanatçı Marina Abramoviç de var.

Epstein adası listesinde de yer alan Marina Abramoviç, şeytani temaları ve kanlı bebek enstalasyonları ile ünlü.

Rotschild ailesinin yanı sıra (pedofili) Bill ve Hillary Clinton ve Bill Gates (Epstein ile 36 kez görüşen) ile de sıkı fıkı.

Ayrıca ünlü zengin Jacob Rotschild ile “Şeytan Ordularını Çağırıyor” (İngiliz ressam Thomas Lawrence’e ait 1797 tarihli) tablosu önündeki fotoğrafıyla da biliniyor.

Ukrayna’nın kokain bağımlısı eski TV soytarısı Başkanı Zelensky, işte bu 77 yaşındaki Sırp Yahudisi Abramoviç’i geçtiğimiz yıl Ukrayna’nın ABD Büyükelçisi olarak atadı.

Zelensky de tıpkı Netanyahu’nun uğursuz koalisyon hükümeti gibi bir Siyonist.

Abramoviç de elbette öyle.

Epstein ve sevgilisi/suç ortağı Ghislaine Maxwell de öyleydi.

Çocuk kaçakçılığı, pedofili, küçük çocukların şeytani ayinlerde kurban edilmesi, çocukları işkence ile öldürürken elde edilen sözde gençlik iksiri “Adrenokrom” hormanı ve organ kaçakçılığı…

Tüm bu şeytani işler Siyonistlerin kendilerinden başkasını “Goyim” (Yahudi olmayan demek) olarak görmesinden kaynaklanıyor.

Goyim, Nazizm’den esinlenen ve esasen geleneksel Yahudilikle pek de ilgisi olmayan Siyonizm ideolojisinde değersiz hayvan statüsünde yaratıklar olarak görülüyor.

Babil Talmud’undaki şu ifade onlar için ateş serbest çağrısı adeta:

“Kan dökülmesine gelince, eğer Yahudi olmayan biri başka bir Yahudi olmayanı öldürürse veya Yahudi olmayan biri bir Yahudiyi öldürürse, o sorumludur. Eğer bir Yahudi, Yahudi olmayan birini öldürürse o cezadan muaftır.”

Şimdi Epstein’in patlayan lağımıyla eş zamanlı olarak İsrail’in Gazze’deki acımasız bebek katliamını gördükçe resim netleşiyor.

Davos24’ün üzerinde Mossad Ajanı Epstein’ın sapıklıkları ve Siyonist İsrail’in gölgesi dolaşıyor.

DAVOS’UN KARANLIK GÜNDEMİ

WEF’in Davos24 için geleneksel ve resmi gündemi olan Ticaret, İklim Değişikliği, Yapay Zeka/dijitalleşme hikayeleri kesinlikle güven telkin etmiyor, özellikle de uyanmış olanlar için.

Ve 3000’den fazla elit misafirin çoğu, kamuoyundaki hızlı bilinçlenmenin giderek daha fazla farkına varıyor.

Gerçekten de tüm dünyada bir değişim yaşanıyor.

Elitler statükoyu mümkün olduğu kadar uzun süre korumak için neler yapabileceklerini tartışıyor.

Davos’un asıl olayı, resmi gündemde değil, yalnızca özel davetle gelen seçkin konuklara yönelik 100’den fazla gizli, kapalı oturumlarda yatıyor.

Bu oturumlarda, Schwab liderliğindeki psikopatlar, dünya nüfusunun nasıl kontrol edileceğini, zulmedileceğini, azaltılacağını ve robotlaştırılacağını ve tüm kaynakların şirketlere ve özel seçkinlere aktarılmasının en iyi ve en hızlı yolunu ve bunun nasıl yapılacağını tartışacak.

Bu gizli gündemler, topluma yeni korku unsurlarının nasıl empoze edileceğine dair yöntemleri  içeriyor.

Özel tartışma maddeleri muhtemelen şunlar olacaktır:

-Kasım 2024’teki seçimlerde Yeni ABD Başkanı’nın, Biden gibi olmasından nasıl emin olunacağı;

-Kovid’den kat kat daha ölümcül olacak, henüz tanımlanmamış yeni hastalık “X”in uygulamaya konması.

Bunun için İngiltere Wiltshire kentindeki Porten Down isimli bir laboratuar çalışıyor bile. Rusya ise daha iki gün önce Amerikalı askeri biyologların ‘yapay olarak yönetilen salgın hastalıklar’ oluşturmayı amaçladığını ve bunların BM denetim idışında olduğunu bildirdi. Rusya Savunma Bakanlığı’na göre bu çalışmalar, Barack Obama (Epstein ilintili), Hillary Clinton (Epstein ilintili), George Soros (Siyonist darbeci) ve ABD Başkanı Biden’ın ideologluğunda yapılıyor.

-Dünya Sağlık Örgütü’nü etkili bir şekilde Tek Dünya Sağlık Düzeni’nin (OHO) tiranı ve diktatörü haline getirmek ve Tek Dünya Devleti’ne giden yolu açmak için Mayıs 2024’te Dünya Sağlık Asamblesi (WHA) aracılığıyla Pandemi Anlaşması ve yeni Uluslararası Sağlık Düzenlemeleri (UST) nasıl manipüle edilebilir?

-Yapay zekanın sonraki boyutları, robotizasyon, dijitalleştirme ve Dijital Kimliğin genel olarak dayatılması ve bunların bireysel banka hesaplarına ve/veya Merkez Bankası Dijital Para Birimi’ne (CBDC) nasıl bağlanacağı;

2024 YILINDA POLİGON SİBER SALDIRI DA GÜNDEMDE OLABİLİR 

Ne de olsa Biz İnsanlar, kısa bir süre önce Barack ve Michelle Obama’nın yapımcılığını üstlendiği Netflix filmi “Leave the World Behind” (Dünyayı Ardında Bırak) tarafından uyarılmıştık.

Bu film, bilinmeyen bir düşmanın yaptığı siber saldırıyı tasvir ediyor ve insanları ne olabileceğine dair korku ve şaşkınlık içinde bırakmaya çalışıyor.

Ayrıca 2021’de WEF’in bir siber saldırı simülasyonu yaptığını da belirtmekte fayda var.

WEF, 3 yıl önce Güç Kaynağının, İletişimin, Ulaşımın ve İnternetin Felç Edilmesi senaryosunu içeren bir Siber Saldırı simülasyonu gerçekleştirmişti.

Klaus Schwab, 2021’de siber saldırı simülasyonunun, elektrik tedariki, ulaşım, hastane hizmetleri ve toplumu bir bütün olarak tamamen durdurabilceğini söylemişti.

Schwab, “Bu bakımdan, COVID-19 krizi, büyük bir siber saldırıya kıyasla küçük bir rahatsızlık olarak görülecektir” dedi.

30 yıl boyunca Dünya Sağlık Örgütü ve Dünya Bankası’nda uzman olarak çalışan Peter Koenig şunları söylüyor:

“Batı dünyasının Paraya Dayalı Tarikat, Ölüm Tarikatı veya Şeytani Tarikat (*) tarafından yönetildiğinin farkına varmalıyız. İnanması zor ama doğru. Son birkaç on yılda yaşadığımız, korku ve itaate yol açan uyarılarla insan onuruna, duygularına yönelik saldırılardır. Bunlar, şeytani eylemlerinde başarılı olmak için Tarikatların takip etmesi gereken tipik ritüellerdir.

Özellikle korku faktörüne kapılmazsak güvende oluruz.

Onlara kayıtsız kalmak, kontrollerinin karanlığından aydınlığa yükselmek için bir zorunluluktur, sonunda Biz Halkız.

Yeni bir toplum, yeni bir medeniyet yaratmaya hazır, özgür, özerk ve egemen varlıklar haline gelin.

Bizi mezarlığa ya da en iyi ihtimalle köle bahçelerine götürmemeleri için asla onların kontrolüne boyun eğmemeliyiz. Buna ASLA izin vermemeliyiz.”

(*) Benim düşünceme göre tüm güncel tarikatlar küresel elitlerin şu veya bu şekilde, dolaylı veya dolaysız kontrolü altındadır. Evanjelikler ve Kara Masonlar, Epstein ile Adnan Oktar, FETÖ ile Kore’deki Moon, Irak’taki Kesnizani ile Çin’deki Fallungong, Brezilya’daki João de Deus ile Japonya’daki Aum Şinrikyo ve diğerleri bir şekilde Küreselci Kabal’ın (ve CIA-Mossad-MI6) emrindeler. Ve hepsinin ortak noktası küçük çocukları hedef almalarıdır.