Sen unutsan da düşmanın asla unutmaz

Hüseyin Vodinalı yazdı…

“Futbol asla sadece futbol değildir” demiş üstad, çok doğru.

Futbol esasen bir savaş simülasyonudur.

İki kale vardır, 11’er kişilik iki ordu vardır ve birbirini yenmeye çalışır.

Popülaritesiyle de ekonomiye, siyasete ve elbette kültüre birebir bulaşır futbol.

Halk sporudur.

Rolex mesela asla futbol maçlarına reklam vermez.

Futbol bir agoradır aynı zamanda.

Halkın kendini özgür hissettiği, duygularını serbestçe (ana avrat da olsa) dile getirebildiği bir kaçış yeridir de.

Bu özelliğiyle de siyasidir.

Almanya’daki futbol şampiyonası da siyasetin dibine vurdu.

Nazi kardeşliği hatırlandı.

Avusturya’yı ağlatınca Alman ağabeyleri devreye girdi.

İki golü atıp bizi çeyrek finale taşıyan Merih Demiral maç sonu Türk tribünlerine kurt selamı yapınca, mal bulmuş mağribi gibi atladılar.

Almanya önce İçişleri Bakanı ile futbola gölge düşüren siyasi bir provokasyon yaptı.

İç kamuoyumuzu bölmeyi ve maça doğru tansiyonu artırmayı başardı.

Ardından CIA’nin kontrolündeki Bild gazetesi haberi verdi Merih’e iki maç ceza verilmişti.

Amaç Türkiye’yi ve Almanya’daki Türkleri kışkırtmaktı.

İşi siyasileştirip Erovizyona benzettiler.

Öyle ki, Merih’e iki maç ceza veren ve Hollanda maçında oyundan men eden UEFA Etik Disiplin Komitesi Başkanı Thomas Partl Avusturyalı idi.

Avusturya milli takımının göğsündeki Aryan Nazi Kartalı kimseyi rahatsız etmiyor ama 7 bin yıllık Türk simgesine iki maç ceza veriyorlar. İngiliz Bellingham karşı tribünlere şeyini avuçladı ona sadece para cezası verdiler.

Karar siyasi ve ırkçı bir karardır.

Von Der Leyen gibi Nazi soylularla ve Ukrayna’daki Nazi Hükümet ile özdeşleşen AB’nin simgesidir bu karar.

Ayrıca Almanya dediğiniz ülke bağımsız milli bir devlet değildir.

1945 sonrası ABD sömürgesi olmuş zavallı bir vassaldır.

Kendi boru hattını patronu ABD’ye bombalatıp buna gık demeyen gariban bir ülkedir.

Futbolun siyasiliği burada da öne çıkar.

Almanya ABD’nin vassal ülkesidir ve tüm kritik karar alıcıları özünde birer CIA elemanıdır.

Sen 4 Temmuz Amerikan bağımsızlık gününde ŞİÖ Zirvesinde Putin ve Şi ile poz verirsen (iyi de yaptın) bunlar kudurur.

Bizim buna cevabımız da mutlaka siyasi olmalıdır.

Türkiye Batı’ya karşı biraz bağımsız davranınca bunlar oluyor.

Bizim yapmamız gereken şey, olayı siyasi olarak ele almak ve en önce bu geri kabul anlaşmasını iptal etmektir.

Bununla da kalmamalı, göçmenlere Ege ve Akdeniz’de Avrupa’ya güvenli geçiş imkanı tanınmalı ve son olarak da bizi sürekli kazıklayan Gümrük Birliği anlaşmasından çıkılmalıdır.

Bizi bölmek isteyen AB ve bizi savaşa sokmak isteyen NATO ile artık işimiz kalmamıştır.

Bugün dünyanın gelişme ve ağırlık merkezi artık Doğu’dur.

Kalkınmak isteyen herkes Asya’ya dönmektedir.

Pivot to the East!

Gerçek Atatürkçü rahmetli Ebulfeyz Elçibey ne güzel söylemiş: “Sen Türk olduğunu unutsan da düşmanın asla unutmaz.”

Bindokuzyüzyirmilerde, otuzlarda, otomobil ve uçak fabrikası kuran Atamızın “Batı ile ittifak yapmayın” vasiyeti dinlenseydi, inanın bugün onlardan çok daha ileride olurduk.

Futbol asla sadece futbol değilmiş !