Yeni ‘Varşova’ Paktı: Rusya-Çin-İran-K. Kore

Hüseyin Vodinalı yazdı…

Halen dünyada büyüme potansiyeli yüksek dört sıcak savaş/gerilim noktası var: Ukrayna, Filistin, Tayvan ve Kuzey Kore.

Ukrayna’da Rusya ön planda ve yeniyor.

Sam Amcası uğruna 1 milyona yakın insanını kıyma makinasına gönderen Siyonist Diktatör soytarı Zelensky’nin günleri sayılı.

Muhtemelen Genelkurmay Başkanı Zalujnıy, Rusya ile anlaşma yapma vaadiyle yerine geçecek.

Amerikalı gazeteci Seymour Hersh, Zalujnıy’ın Rus Genelkurmay Başkanı Valery Gerasimov ile görüştüğünü yazdı.

ABD’nin başı İsrail’deki Siyonist faşistlerin yarattığı korkunç emrivaki ile dertte ve Ukrayna’yı artık bitirmek istiyor gibi.

Filistin ve Levant cephesinde başrolde İran var.

İran ve ona bağlı direniş cephesi.

Yemen’deki Husiler (onlar da İran’a bağlı) İsrail’e deniz yolunu tıkayarak jeopolitik oyun değiştirici görevini üstleniyor.

ABD 69 savaş gemisini bölgeye yığmış durumda, ayrıca Türkiye’deki İncirlik ve Kıbrıs’taki İngiliz üslerini de kullanıyor.

Tayvan’a dönecek olursak orada da muhatap Çin.

ABD asıl hedefi ve rakibi olan Çin’i denizden kuşatmak ve Tayvan üzerinden sıkıştırmak istiyordu.

Bu yeni bir şey de değil.

ABD’nin eski Savunma Bakanı Colin Powell’ın özel kalemi E. Albay Wilkerson, Bush döneminde Dick Cheney ve Rumsfeld’in Tayvan’daki yönetimi kışkırtmak için uğraştığını, Powell’ın ise buna engel olduğunu anlattı daha yeni.

Şimdi Ukrayna ve üzerine gelen Filistin savaşı ABD’nin hesaplarını bozdu.

NATO’nun yanı sıra, Avrupa’da Rusya’ya karşı Ukrayna’yı, Batı Asya’da İran’a karşı İsrail’i vekil olarak kullanan ABD, Çin’e karşı ise Filipinler ve Japonya’yı düşünüyor.

Ancak işler orada da ABD açısından pek iyi gitmiyor.

Çin giderek denizde güçlenirken Tayvan’daki yönetim de Ukrayna örneğinden yola çıkarak ABD’ye güvenmenin hata olduğunu anlıyor.

Kısacası bir deniz imparatorluğu olan ABD ve yancısı İngiltere, Asya güçlerini karaya hapsetmenin imkansızlığını anlamaya başlıyor.

Rusya 5 Kasım’da, ‘İmparator 3. Aleksandr’ adlı yeni stratejik nükleer denizaltısının ‘Bulava’ olarak nitelendirilen deniz tabanlı kıtalararası balistik füze denemelerinin başarıyla tamamladığını bildirdi.

Rus askeri yetkililere göre, Bulava kıtalararası balistik füzelerle donatılmış Borey ve Borey-A projeleri kapsamında geliştirilen 4. nesil nükleer denizaltıları, önümüzdeki yıllarda Rus ordusunun stratejik nükleer kuvvetlerinin temelini oluşturacak.

İran ise donanmasından çok hipersonik füzelerine güveniyor. Basra Körfezi’ni anında kapatma gücüne sahip. İran’ın Lübnan, Suriye, Irak ve Yemen’de önemli direniş ortakları mevcut. Bunlara da gelişmiş silahlar sağlanıyor. Yemen, bu sayede yıllardır savaştığı Suudi Arabistan’ın en kritik petrol tesislerini vurabilmişti.

Çin Donanması son 20 yılda müthiş bir ilerleme kaydetti. Hem nitelik hem nicelik olarak deniz güçlerini artırdılar. Son gelen haberlere göre denizin altını gözlemleyebilecek ileri teknolojiler de geliştirdiler. Normal şartlarda denizin altı hala izlenemeyen bir alan. Denizaltılara üstünlük kazandıran ana unsur da bu.

Kuzey Kore’ye gelecek olursak 70 yıllık fiili ateşkes her an bozulabilir. Çünkü Kuzey Kore, en civcivli bir zamanda Rusya’ya silah ve mühimmat gönderiyor, yeni oluşan Asya Dörtlüsü’ne katılmak için can atıyor.

Pyongyang’ın gelişmiş nükleer füzeleri de var. Yörüngeye bir casus uydu da fırlattı ve ABD’nin bunu vurma niyeti var. Kuzey Kore, uyduya ABD’nin saldırması durumunda bunun ‘savaş ilanı’ sayılacağını açıkladı.

ASYA KARESİ

Eskiden merkezinde SSCB’nin bulunduğu Varşova Paktı, NATO’ya karşı bir Doğu Avrupa savunma örgütüydü.

Yani coğrafi kapsama alanı sınırlıydı.

Şimdi gözlerimizin önünde oluşan bu “Asya Kare Ası”, kuzey güney, doğu batı tüm Asya’yı kapsıyor.

Ayrıca ABD düzeninin dışına çıkma eğilimindeki orta ve büyük ölçekli bazı ülkeler de buna sıcak bakabiliyor.

NATO üyesi Türkiye bile Karadeniz’e ABD’yi sokmamakla kendince bir direniş gösteriyor.

Yahut da Endonezya Çin ile ilişkilerini bozmak istemiyor.

Hindistan, Rusya ile karlı petrol alışverişi sayesinde ABD’ye olan koşulsuz desteğini kesti.

Başta Almanya olmak üzere Avrupa kıtası, Ukrayna’da yediği Amerikan kazığını nasıl çıkartacağını düşünüyor kara kara.

Afrika ve Güney Amerika artık batılı sömürgecilerin oyun alanı olmaktan çıktı.

Arktik’teki gelişmeler küresel oyunu kökünden değiştirebilecek potansiyele sahip.

Çin ve Rusya burada önemli hamleler yapıyor, büyük bir alan kazanıyor.

Çin’in Kuşak ve Yol Girişimi tüm dünyada, “savaşma işbirliği yap” şiarıyla sahte bir kapitalist büyümeyi değil, tüm alt yapı yatırımlarıyla toplumsal ve bölgesel kalkınmayı öne alıyor.

Şanghay İşbirliği Örgütü ve BRICS gibi oluşumlarla sıvaları dökülen Pax Americana’nın altını oyuyorlar.

ABD ise korkunç bir ekonomik ve iç siyasi tabloyla karşı karşıya.

Tarihte ilk kez günlük faiz giderleri günlük savunma giderlerini geçti.

Wilkerson ile yapılan röportajda, Amerikalı Stratejist, “ABD’yi Biden, Blinken ve Sullivan gibi salaklar yönetiyor, akıllı olan bir Vic Nuland var o da savaş çıkartmaya uğraşıyor” dedi.

Amerika’nın deniz ve askeri gücünü en iyi bilenlerden olan jeopolitik duayeni E. Tüma. Cem Gürdeniz bakın ne diyor: “ABD bu yıl her gün savunmaya 2,19 milyar dolar harcarken federal borç kredilerinin faizine 2,46 milyar dolar ödemiş. İmparatorlukların benzer ve ortak çöküş nedeni hazinenin orduyu ve donanmayı desteklemeye devam edememesidir. ABD bu safhaya çoktan erişti. Dilerim bu çöküş insanlığa Filistin’de yaşanana benzer büyük acılar çektirmez.”

Gürdeniz, ABD donanmasının tarihteki en kötü durumunda olduğunu da ekliyor.

Wilkerson da, “Bizim bir yılda yaptığımız gemiyi Çin bir haftada yapıyor” diyor.

ABD, 1990 sonrası ilk kez karşısında örgütlü ve güçlü (hatta bazı yönlerden –hipersonik füzeler vs -daha güçlü) bir Asya Kalesi buluyor.

Çin-Rusya ve İran son dönemde her attıkları adımı istişare ederek atıyor ve müthiş bir takım oyunu sergiliyor.

Batı yaptırımı altındaki Rusya’ya ekonomik destek Çin’den gelirken, Çin’in enerji ihtiyacı Rusya ve İran tarafından karşılanıyor, Kuzey Kore de bu üçlüye hevesle katılıyor. İran ve Kuzey Kore de Rusya’ya silah desteği yapıyor. Rusya ise hepsine hipersonik teknolojisini veriyor.

Rus ve Çin donanmalarının okyanuslardaki ortak tatbikatlarına şimdi Basra Körfezi’nde Çin-Rus-Fars ortak tatbikatı eklenebilir.

ABD’de küresel çapta finans baronlarının perde arkasında sahibi olduğu (dipsiz kuyu; son 20 yılda 20 trilyon doların hesabını veremeyen) Askeri Endüstriyel Kompleks ise yaklaşan ekonomik çöküşü önlemek için savaşa açlığını her fırsatta haykırıyor.

Ama temel çelişki şu ki ABD ordusu savaştıracak asker bulamıyor, donanmasını yenileyemiyor, askeri teknolojide rakiplerinin gerisinde kalabiliyor.

İşte asıl soru da burada yatıyor.

Asya Yüzyılı mutlaka hükmünü koyacak!

Ama Erbakan’ın dediği gibi, kanlı mı olacak yoksa kansız mı, o da yakında belli olacak!