Avatar
Nihat Genç

Cumhuriyet çökünce ortada devlet kalmadı

featured

Nihat Genç yazdı…

Yeni Şafak gazetesi Gölcük depremi için 24 yıl önce “Devlet Çöktü” başlığı atabilecek özgürlüğe sahipti, bugün, hiç kimse aynı başlığı atabilecek cesarette hiç değil!

Emasya Protokolü, toplumsal olaylara ordunun müdahale protokolü, demek, liberaller yirmi yıl her akşam ekranlarda Emasya protokolünü ‘vesayet’ ve diktatörlük, faşizm diye ülkenin en güvenilir kurumunun gücünü anayasadan alan haklarını ve varlığını paramparça ettiler.

Ve bugünün gerçeği, yüzbinler diye henüz ifade edilmeye korkulan ölü sayısının en büyük nedeni, ordunun anında müdahale etmeyişi!

Ve bu ihanetin baş suçlularından Ali Bayramoğlu, bugünkü yazısında suçunu tashih etmeye çalışıyor, zamanında öyle dedik ama, deprem gibi felaket anlarında ordu müdahale edebilir (miş), diyor, Basra harap olduktan sonra…

10 büyük şehrin can çekişmesinden ve yüzbinlerin ölümünden sorumlusunuz!

Fetö’nün Türk ordusuna kurduğu hain kumpasın adıydı: Balyoz! Balyoz devletin hangi kolonlarına indi ve parçaladı, işte gördünüz!

Henüz dört-beş yıl önce Suriye sınırı şehirlerimizde sığınmacılar için yüzbinlerce çadır kurmuştuk, sefillik insanlık dramı diz boyuydu, aynı şehirlerde şimdi, kendi milletimiz çadırlar içinde ve çadırlar, su, ekmek, bulamıyor!

Eski Kızılay Başkanı Tekin Küçükali’den öğrenmiştim, siz de şimdi öğrenin, Kızılay o yıllarda depo malzeme imkan ve zenginliğiyle dünyanın en büyük iki-üç yardım kuruluşlarından biriydi, şimdi, Kızılay nerede? Devasa imkanları ve en uzak afet bölgelerine anında müdahale eden organizasyon tecrübesi nerede?

Hatırlatayım, Kızılay, dünyanın en uzak köşeleri, Endonezya ve Haiti’ye ilk koşan ekiplerin başındaydı, Endonezya’ya mükemmel sağlamlıkta ve konforda siteler ve hatta Sri Lanka’ya Budist tapınağı bile yaptılar, şimdi Anadolu’nun göbeğinde organize olamadılar!

Bunu da öğrenin, binlerce yıllık ‘melami’ geleneğini de eski başkana sormuştum, Melamilik hala yaşıyor mu, diye, Melamilik, yaptığı iyilikleri ve yardımları gizleyen tasavvufi bir Anadolu geleneği, Tekin Küçükali, Kızılay’a yapılan özellikle büyük ölçekli yardımların yüzde yetmiş oranında insanlarımız yardımlarını gizliyor, isimleri geçsin adları anılsın hiç istemiyorlar ve hatta karşılığında bir plaket madalya verilmesini dahi reddediyorlar, dedi!

Milletin ve devletin sırtından milyar dolarlar kazanmış meşhur yandaş şirketler işte gördünüz üç kuruşluk yardımlarını dahi manşetten davul zurna çalıp reklam ede ede göstere göstere caka fiyaka satıp veriyorlar!

Halk TV’yi bölücülerin ve AKP artığı siyasilerin .ötüne takıldıkları için amansızca eleştirdik, eleştireceğiz, ancak bu günlerde bölgeden haberleri en cesur şekilde Halk TV veriyor, ama, bir yere kadar, dün akşam, Barış Terkoğlu ve İsmail Saymaz ve Emin Çapa ekranda konuşurken yayına bölgeden Babacan’ı bağladılar olanlar oldu…

Babacan sanki sarayla görüşmüş gibi kem küm ee zırt diye felaketi geçiştirici yumuşatıcı harareti dindirici konuşma yapınca, Emin Çapa’nın nevri döndü ve devreye girdi ve Babacan’ı anında yayından aldı!

Ey liberallerin .ötüne takılan eski arkadaşlarım, insanların ne olduğu işte böyle felaket anlarında ortaya çıkar, felaket anlarında orjinleri karakterleri ne mal oldukları, işte bir kez daha tecrübe ettiniz! Altılı Masa’dan Erdoğan’la görüşüp talimat mı aldılar, dedikodular Tele 1’de de dile getirildi!

Pandemi sürecinden daha  uzun sürecek bir felaketin içindeyiz, bu yaralar on yıllarca kapanmaz, on şehre her gün yardım uçakları inse, hadi üç gün beş gün doyurdun, on milyon insana yıllar sürecek tedarik lazım, her Allah’ın günü taşıma su taşıma ekmek ve ilaç ve çadır ve elektrik ve alt yapı lazım..

Ve yaşanan amansız büyük travmayı atlatmak mümkün değil, Türkiye ekonomisi elli yıl geriye sardı, siyaseti seçimleri partileri yokluğu imkansızlıkları yüzümüze vurulan acımasız ekonomik yoksulluk Türkiye’de önümüzdeki yıllar içinde çok şeyi kökünden değiştirecek!

Ama en büyüğü çaresizlik zavallılık kendine inancı kalmayışın travması daha büyük, tekrar hiçbir umudun kalmadığı mütareke günlerine dönüverdik!

Şatafat gösteriş ve yalanların sisi çekildi, çıplak gerçek gün gibi ortada!

Felaket ne kadar büyük olursa olsun sırt sırta omuz omuza ya bismillah der işe girişiriz ama birbirimize itimadımız kalmamış!

Felaket çok büyüktür, çalışır çabalarız ancak memlekete ve devlete inancımızı kaybetmişsek bu ‘güvensizlik’ enkazdan daha ağırdır!

İki yüzlü ve riyakarlıkları suratlarından balgam gibi akan siyasilerden halk iğrendi artık!

Cübbeliler çakma şarlatan yobaz hocalar sahtekar fetvacılar her Allah’ın günü ekranlara çıkıp ahkam kesiyordunuz, hayırdır, sesiniz soluğunuz çıkmıyor!

Dine kitaba devlete inanan kalmamış, yediniz kirlettiniz binlerce yıldır ihtiramla hürmet ettiğimiz dua’ya bile sayenizde inancı kalmamış insanların!

Çocuklarımız on yıllarca sınavlara giriyor, sorular çalınıyor, olmadı, mülakatta siyasi mezhebiniz gereği eleniyorlar!

Genç neslin devletin ‘sınavına’ inancı kalmamış!

Halkımız bağış yapacak, ama kime bağış yapacak, bağış toplayan devlet kurumları yine bu paralara çöküp çar çur ederler diye halkın devlete itimadı kalmamış!

Millet on kuruşunu güvenip teslim edecek kimse bulamıyor!

Mahkemeleri tiyatroya dönmüş sabah tahliye kararı veriyor akşama bir daha tutukluyor, insanların kadıya güveni kalmamış!

Adam hırsızlık yapmış, ceza yasaları ortada, ama hakim, hırsızın kim olduğuna bakıp, hırsız hangi partidense ona göre karar veriyor, halkın, yasaya hakime inancı kalmamış!

Vergileri ve bağışlarıyla kurulmuş AFAD’ına Kızılay’ına inanmıyor!

Talihtir şanstır bize de belki çıkar diye milli piyango bileti alacak, numaraların hileli olduğunu biliyor, çarkıfelekine şans küpüne inanmıyor!

Milyonlar ekran başında seyrediyor apaçık penaltı aleni gol işte, Var’a gidiyor, penaltısı golü iptal ediliyor, millet, devletin var dediğine de yok dediğini de inanmıyor!

At yarışı, bir altılı oynayacak, atına da jokerine de inanmıyor!

Devletin iktidarın hacısına hocasına fetvasına Diyanet’in rahmetine selasına efendiymiş saraymış mübarekmiş alayına  inanmıyor!

A Haber’ine CNN’ine TRT’sine Sabah’ına Yeni Şafak’ına hiç inanmıyor!

Valisi kaymakamı atanmış geçmişine bir göz atıyor, biri kripto çıkar biri Fetö biri Din İşleri Başkanlığı’ndan Afet merkezine başkan olmuş, hiç birine inanmıyor!

Generali sarık sarar yüksek yargıcı tarikat müridi, inanan bir enayi ben miyim, inananı … diye galiz küfürler sallayıp devletle dalgasını geçiyor!

Tarikatı çalıyor mübarek dedikleri çalıyor onlar çalıyor ben de çalarım diyor, partinin müridleri gençleri partilerine saraylarına dine kitaba ahlak’a hiç inanmıyor!

Devlet kesesinden maaşlı trol orduları kurmuşlar, sabah akşam onu bunu karalama suçlama iftira manipüle haberlerle kendilerini eleştiren kim varsa linç etmeyi İslam davası edinmişler, bakan mıdır, trol müdür, kimse kimseye inanmıyor!

Kalkmışlar, sosyal medya yalan söylüyor diye Twitter’ı kapatırlar. Siz o partiyi kapatın, siz o yobazların ağzını kapatın, siz o devlete çöreklenmiş tarikatları kapatın, siz o ihaleye doymayan yandaş holdinglerinizi kapatın, siz o din kitap Allah deyip cehennemde yanmaz kefen satanları kapatın, iktidar korkusuyla kamu davası açamayan savcılarınızı kapatın!

Siz o doymak bilmez şehvetinizi vahşi iştahınızı kapatın!

Siz o sizi leş kargalarına akbabalara sırtlanlara dönüştüren ideolojilerinizi kapatın!

Siz o insaf bilmez, siz o hep bana hep partime hep benim adamıma diyen insanları mezhep mezhep kimlikleyen istifleyen ağızlarınızı kapatın!

Yine de Allah büyüktür ve tövbe kapısı hala açıktır!

Çıkın ve günahlarınızdan Allah’a sığının!

Şöyle, iç çekerek, kahrederek, şu memleketin başına sardığınız belaları felaketleri yalanları sarsılarak yakınarak içten kalpten gelerek ve milletimizin huzurunda pişmanlıkla nedametle dile getirin, ki…

Çok geç olmadan.

Kurban olduğum Allah’ın af kapısı açıktır.

Yüce Allah’ın hepimize son anımıza kadar verdiği bu büyük lütfu, henüz fırsat varken, kaçırmayın!

Cumhuriyet çökünce ortada devlet kalmadı

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

13 Yorum

  1. 23 Şubat 2023, 03:51

    Müthiş bir yazı teşekkür ederiz

  2. Boynuzsuz koyunun boynuzlu koyundan hesap soracağı mahşer günü yaklaşıyor

  3. 99 Marmara depreminde Emasya protokolü yürürlükteydi, sonucun ne kadar kötü oldugunu gayet iyi biliyoruz. Aynı depremde Kızılay’ın nasıl cuvalladini da hatırlıyoruz. Belki sen unuttun sevgi hemşehrim ama biz unutmadık!

  4. ifşala şunları nihat baba.hergün sövmekten dilimizde tüy bitti.durmuyorlar.bi milletin basireti bu kadar bağlanır.seyire bakıyor.Türk milleti kendi kaderini yazmalı artık.

  5. Bu yazıyı ikiye bölseydiniz daha iyi olacaktı bence son tarafı çok guzel.

  6. Onlar iflah olmaz kayıp onlar.

  7. 9 Şubat 2023, 16:37

    Siz her şeyi çok güzel anlatmışsınız üstad ancak bütün bu kahpelikleri yapanların bir şekilde affedilebileceği bir sistem varsa, işte o zaman bu toplumun Allah’a da artık inanamayacağını da ben ilave etmek istedim…

  8. 9 Şubat 2023, 13:33

    Beynine, yüreğine, diline sağlık gerçek Atatürkçü, Cumhuriyetçi Türk evladı, iyi ki senin gibi kocaman yürekli Kuvvaci lar var. En içten sevgilerimle…

  9. Sayın, Nihat Genç;
    Eline kalemine sağlık. Sağol, Varol. İyki varsın.

  10. Abi görünenlerden içimize saplananları dile döktün; boğazımızdaki düğümü, gözümüzden akmamak bizde kalmak için titreyip yalvaran yaşla çözmek için anlattın yine sağ olasın

  11. Hala arap Tanrıdan medet umuyorsunuz ya. Bi akıllanamadınız. Atatürk neyle mücadele etti bir türlü anlayamadınız.

    • Atatürk’ün “arap tanrı” dediğinizle bir mücadelesini tarih kaydetmemiş. Siz ekleyiverin literatüre.

  12. 9 Şubat 2023, 10:39

    İşte gerçek vatansever, işte Cumhuriyet’in Yılmaz savunucusu, işte Nihat Genç!

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!