Barış Doster
Barış Doster

Dış politika, diplomasi ve güvenlik

featured

Barış Doster yazdı…

Dış politika; en yalın ve kısa tanımıyla, bir devletin diğer devletlerle ilişkilerini içerir. Bu ilişkilerde izlediği siyaseti, stratejiyi, yöntemi, kullandığı araçları kapsar. Tüm bu ilişkilerin yönetimi anlamında kullanılır. Bu kısa tanımdan hareketle, dış politikanın güzel tanımlarından biri de şudur; devletlerin, egemen olmadıkları topraklarda çıkarlarını savunmasıdır. O yüzden dış politika, çıkar odaklı yapılır. Ki bu çıkar kavramı da hayli tartışmalı bir kavramdır, çünkü bu alanda en sık kullanılan kavramların başında gelen ulusal çıkar, sonuçta egemen sınıfların çıkarıdır.

Dış politikada devletler, ittifaklara, ortaklıklara, işbirliklerine gereksinim duyarlar. Bu ittifaklar da ya ortak çıkarlar, ortak hedefler, ortak tehditler ekseninde kurulur veya ortak değerler ekseninde. Devletlerin ittifak tercihlerinde tarihin ve coğrafyanın da etkisi büyüktür. Bunlar dikkate alınmadan, bunlar yok sayılarak, bunlar ihmal edilerek dış politika yürütülemez. Unutmamak gerekir ki ülkelerin dış politikasında değişen ölçekte, ama mutlaka, ulusal kimlik, tarihsel birikim, korkular, kaygılar, endişeler, travmalar, savaşlar, işgaller etkilidir.

Dış politika; öncelikle ve özellikle, gerçekçi olmalıdır. Sorunları kişiselleştirmeye, duygusal çıkışlara, tepkilere yer yoktur. Atılacak bir adım için, öncesinde bin kez düşünülür, bin kez hesap yapılır. Diplomatlara ilişkin yapılan bir araştırmada, bir diplomatın 38 farklı meslekle ilgili bilgiye, birikime, deneyime sahip olması gerektiği görülmüştür. Askerler, bilim insanları, hukukçular, gazeteciler, iktisatçılar, toplum bilimciler, tarihçiler, iletişim danışmanları, siyasetçiler… O nedenle bir diplomat, çok iyi yetişmiş, zeki, entelektüel ilgi alanları geniş, hitabeti güçlü, kelime dağarcığı zengin, etkileyici bir kişi olmalıdır. Mesleğin doğası gereği, ilk izlenim yaratırken, başarılı olmaya mecburdur. Zira ikinci bir şansı olmaz genellikle. Dahası, devletini temsil ettiği için, güvenilir olması, saygın olması gerekir. Geri adım atamaz. Hata yapamaz. Özür dileyemez. Bunları yaparsa, bedeli çok ağırdır çünkü.

Diplomatlık, disiplin gerektirir. Türk Hariciyesinin önemli isimlerinden Vahit Halefoğlu’nun tanımıyla, diplomat; hakkı savunmada kuvvetli, üslupta zarif olmalıdır. Diplomatın, özel hayatına dikkat etmesi, yediğine, içtiğine, kılığına, kıyafetine, yaşadığı muhite özen göstermesi beklenir. Yakın çevresi konusunda her zaman dikkatli, uyanık olmalıdır. Aksi halde güvenlik sorunu da dahil olmak üzere başına çok büyük belalar gelebilir. İstihbarat örgütlerinin ağına düşebilir. Aile hayatı bozulabilir. Mesleğini kaybedebilir. Canından olabilir. O nedenle ketum olmalıdır. Diplomaside gevezeliğe, boşboğazlığa, patavatsızlığa tahammül edilmez. Tutulması mümkün olmayan sözler verilmez. Çok düşünüp, az konuşulur. Duyguları çok iyi saklamak gerekir.

Diplomat; muhataplarıyla ilişkileri geliştirirken hem belli bir mesafede tutar hem de ilişkiler gerildiğinde, kopmaması için, kapının aralık kalmasına çalışır. Tepkinin dozunu ayarlamak çok önemlidir diplomaside. Çünkü en sert tepkiyi, en baştan verince, sonra verecek tepki kalmaz. Tepki verip, gereğini yapmayınca da, sonraki tepkilerin etkisi azalır, caydırıcılığı aşınır. Yerinde, zamanında, dozunda vermek gerekir tepkiyi. Aksi ciddiyeti, yaptırım gücü azalır.

Tarihsel birikimlerin, korkuların, deneyimlerin, gerilimlerin, düşmanlıkların da etkisiyle, ülkeler arasında karşılıklı güven, hele hele güvenlik, karşılıklı güvenlik konuşulduğunda, bunun mutlaka güçlü bir zemine oturması beklenir. Bir devletin güvenlik anlayışı; komşusunun, muhatabının güvenliğini de düşünmeli, önemsemelidir. Güvenlik; karşılıklı güven içinde ve birlikte tanımlanırsa, kolektif güvenlik anlayışı öne çıkarılırsa, başarı şansı yüksektir.

Çünkü hiçbir devlet, kendi güvenliğini başka bir devletin, bir komşu devletin güvensizliği, huzursuzluğu, istikrarsızlığı üzerine inşa edemez. Çünkü bir devletin güvenliği veya güvensizliği komşularına mutlaka yansır. Hele de yaşadığımız bölgede, komşularımız dikkate alınacak olursa, bu durumun ne kadar önemli olduğu daha iyi anlaşılır. Çünkü hepsi de ABD destekli terör örgütlerine karşı mücadele eden, hepsi de ABD kaynaklı bölünme tehdidiyle boğuşan ülkelerin birlikte hareket etmesi, nesnel olarak zorunludur. Çünkü düşman ortaktır. O düşman da ABD emperyalizmidir.

Dış politika, diplomasi ve güvenlik

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

2 Yorum

  1. 31 Mart 2024, 17:05

    Sağ olun Hocam…

  2. Düşman Türk karşısında çaresizdir.O ki Türk’ün başına koymakta tarihsel isabetle vazgeçmediği vatan haini yönetici sayesinde düşman göbek atar,attıydı ve atacak.Husus içtir.Ahlaksızlık ve başkasının hakkını yemekte gösterdiğimiz maharet yıkılmamıza yol açtıydı evvel şimdi de açacak.

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!