Barış Doster
Barış Doster

Soğuk Savaş, çürüyen demokrasi ve zübük siyasetçi 

featured

Barış Doster yazdı…

Ağzına “emperyalizm” kavramını almadan siyasal tahlil, sınıfsal tahlil, iktisadi tahlil yapan, uluslararası ilişkiler ve dış politika yorumlayan bir uzman, bilim insanı, gazeteci, emekli asker, emekli diplomat grubu var. Bu kavramı kullanmamak için 40 dereden su getirirler. Acıdır ve yüz kızartıcıdır. 

ABD emperyalizminin saldırı ve işgal aygıtı olan NATO’nun, Avrupa Birliği’nin başına bir şey gelse, bu grup üyeleri arasından kederden intihar edenler çıkabilir. Üzücüdür ve ürkütücüdür. 

Hemen birkaç soruyla meramımızı anlatalım… 

Cumhuriyet kurulduktan kısa süre sonra, Musul sorunu nedeniyle İngilizlerle gerginlik yaşadığımız sırada patlak veren Şeyh Sait İsyanı’nda, kimin parmağı vardı? Hatay nedeniyle Türkiye ve Fransa arasında ipler gerildiğinde, Dersim İsyanı’nın çıkması tesadüf müydü? 1960 sonrasında hem iç siyasetteki arayışların hem de dünyada yükselen akımların etkisiyle, tam bağımsızlık, milli dış siyaset, planlı ekonomi, sosyal devlet, ulusal sanayi talepleri dillendirildiğinde, sözde soykırım iddialarının ve Asala terörünün başlaması, nasıl izah edilebilirdi? 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı sonrasında Türkiye’de artan terör, sağ – sol çatışması, rastlantı mıydı? 12 Eylül 1980 darbesinden kısa süre sonra, PKK terör örgütünün, 1984 yılında ilk terör eylemini yapması, nasıl açıklanabilirdi? 

Şüphesiz; Türkiye’de ekonomik sıkıntılar vardı, parlamenter demokrasinin eksiklikleri vardı, feodalizmin tasfiye edilememesinden kaynaklanan sorunlar vardı. Fakat yukarıda sorduğumuz sorulardaki emperyalist müdahaleler, kışkırtmalar asla göz ardı edilemeyecek kadar belirgindi. 

Sorularımıza devam edelim…

Soğuk Savaşın ilerleyen yıllarında, özellikle 1960’lardan başlayarak, Türk siyasetine atılan format daha da gözle görülür hale gelmedi mi? 

CHP’nin halkçılığı, devletçiliği yerine demokratik sol, hemen sonrasında sosyal demokrasi devreye girmedi mi? Laik karakteri güçlü Türkçü, milliyetçi gelenek, hızla muhafazakâr, İslamcı tonları benimseyerek ülkücülük olarak öne çıkmadı mı? Cumhuriyet Devrimi’ni sahiplenen, antiemperyalist tavrı güçlü, emekçilerle bağı kuvvetli sosyalist harekete, etnikçilik ve mezhepçilik aşısı yapılmadı mı? Siyasal İslamcı hareket, ABD karşıtı sosyalist gençlerle kavga ederken, Cumhuriyeti küfür rejimi olarak lanetlerken, ABD’den aferin almadı mı?  

Peki ya sağcısıyla, solcusuyla siyaset esnafına ne demeli?

Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlığı, bütünlüğü, egemenliği ve laik karakteri, ABD emperyalizminin hedefi oldukça, siyaset de kirlendi. Zübük siyasetçi tipi öne çıktı. Dinini, inancını vicdanında yaşayan, bunu siyasetin, ticaretin öznesi yapmayan müminlerin, mütedeyyinlerin yerine, dinden kazanç sağlayan, inanç hortumcusu, iman pazarlamacısı, din simsarı tipler türedi. Zübük siyasetçi, desteklediği ve destek aldığı sermayedarlarla, tüccarlarla birlikte, piyasadan pay, meclisten sandalye, devletten ihale aldı, fazlasıyla hem de.

Bunlar, sağcısı ve solcusuyla, Atatürk’e ve Cumhuriyet’e söverken, milleti horlarken, ABD ve Avrupa kapılarında süt dökmüş kedi oldular. Türkiye’de darbe olduğunda, soluğu Avrupa’da aldılar. Çoluk çocuklarıyla, torun torbalarıyla gösteriş yaptılar, yoksul halkın gözünün içine baka baka. Aralarından şike parasına “caizdir” fetvası veren, “Yolsuzluk, hırsızlık değildir” diyen ve utanmadan adının önünde akademik unvan taşıyan sözde alimler de çıktı. Bunlar, Soğuk Savaş’ın, ABD emperyalizmiyle uyumlu ılımlı İslam’ın sözcülüğünü yaptılar. 

Siyasetin, bürokrasinin, akademinin, aydınların, iş dünyasının, medyanın, sendikaların hep Soğuk Savaş’a uygun olarak kurgulanıp, yapılandığı bir ülkede, halkın bu olanlardan etkilenmemesi mümkün değildi. Diyanet, ticaret, siyaset iç içeydi. Mafya ve bürokrasi de öyle. Şiddet, şöhret, şehvet ve servet el ele vermişti. 

Sonuçta olan oldu, kapitalizmin doğasına uygun biçimde.  

Partiler şirket, genel başkanlar patron, yurttaşlar müşteri oldu. Toplum tüketim çılgını oldu. Eskinin mücahitleri müteahhit, eskinin devrimcileri moda deyimle ceo oldu. 

Olan da yoksul halka oldu. 

Soğuk Savaş, çürüyen demokrasi ve zübük siyasetçi 

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

3 Yorum

  1. 18 Mart 2024, 14:27

    Nihat GENÇ ve Barış DOSTER’lerin çoğalmasını diliyorum.Umudumuzu güçlendiriyorsunuz.

  2. 18 Mart 2024, 09:50

    Sizlerin varlılığı ulusumuz için önemli okuyanlarınız çoğalsın.

  3. Konu bundan daha net anlatılabilir mi..

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!