Ceyhun Balcı yazdı…
Zarfa bakarsanız başka şey söylerseniz.
Mazruf ise başka şey söyler size.
27 Mayıs’ın 64. yılında boş kaleye gol atanlar örneğince aklına geleni, aklına geldiğince söyleyecektir her zamanki koro. Hatta, bu koroya o koronun üyesi olmayanlar da katılacaktır.
İdamlara gelince!
Baştan sona hatadır.
Önlenememiş olması 27 Mayıs’a düşürülen gölgedir.
27 Mayıs’ın doğru eksende tartışılamamasının önde gelen nedenlerinden biridir.
“Yeter söz milletin!” diyerek iktidara gelen DP’nin 14 Mayıs 1950 seçimlerinden hemen sonra yaptığı ilk iş Türkçe okunan ezanı Arapçalaştırmak oldu. Bugün çok daha iyi anlaşılmaktadır ki, o gün için küçük görünen bu adım bugün cumhuriyeti boulma noktasına getiren adımların öncülü olmuştur.
“Yeter söz milletin!” diyenlerin iki sözünü anımsamakta yarar var!
“Odunu koysam seçtiririm!”
“Siz isterseniz hilafeti bile getirirsiniz!”
27 Mayıs elbette askersel bir devinimdir.
Nisan 1974’te Portekiz’de Salazar’a karşı yapılan da…
Portekiz’de yaşama geçirilen Karanfil Devrimi’ni darbe olarak niteleyen şaşkına rastladınız mı diye sormakla yetinelim.
27 Mayıs’ı ürünüyle irdelemek akılcı olacaktır.
1961 Anayasası bu toprakların gördüğü en özgürlükçü, en çağdaş ve en toplumcu belgedir. Bu 64 yıl önce de böyleydi, bugün de öyle olmayı sürdürüyor.
Günümüzde ekonomik kriz koşulları gerekçe gösterilerek toplumcu kazanımların budanması sürdürülüyor. Emekli aylığının insanca yaşama yeten düzeyden kalıcı olarak uzaklaştırılması ve bu durumun olağanlaştırılması için çok beklemek gerekmeyeceğini şimdiden söylersek abartmış olmayız.
“Yeni Anayasa” tutkusu, anayasanın sayısız maddesini değiştirmiş olsa da iktidarın önde gelen amacı olmayı sürdürüyor.
Ortada 1982 anayasası kalmamış olsa da rehber alınanın 1921 anayasası olması günümüzdeki anayasa tartışmalarının özünü anlamak bakımından ibretliktir.
Üzerinden 64 yıl geçmiş olsa da 1961 anayasası örnek belge olmayı sürdürüyor.
Yobazın, bölücünün ve neoliberalin 61 Anayasası düşmanlığına şaşırmamak gerekiyor.
“Askersel devinim” ne demek? Asker gibi Arapça kökenli kelimelerin sonuna -sel,-sal gibi ekler getirilmez. Adnan Menderes, İzmir ve Aydın’ın Yunanlılar tarafından işgali üzerine Ay Yıldız Çetesi isminde milli bir çete kurmuş, bizzat elinde silah çarpışmalara girmiş ve Yunan birliklerine karşı tertip edilen pusu ve baskınlara katılmıştır. Çetesinin tüm ihtiyaçlarını karşılamış ve onları çiftliğinde barındırmıştır. Bu faaliyetleri esnasında Yörük Ali Efe, Miralay Şefik Bey, Binbaşı Hacı Şükrü Bey gibi kahramanlar ile omuz omuza savaştı. Gösterdiği yararlılıklardan dolayı kırmızı şeritli İstiklal Madalyası aldı. Başbakanlığı döneminde Aydın ve yöresinin bataklıklardan temizlenmesi, fakir köylüyü kırıp geçiren sıtma hastalığının ortadan kaldırılması, akarsuların kontrol altına alınması gibi yararlı icraatları oldu. Günahıyla sevabıyla bu dünyadan göçtü gitti. Artık eski kırgınlıkları, yaraları kaşımanın bir anlamı yok.
Çok teşekkürler. Değerli ve öğretici katkılarınız için. Bizler yazar olarak okurlara bir şeyler aktarırken, onlardan bir şeyler öğrenmek olumlu etkileşim yaratıyor. Sağolun. varolun!