Ceyhun Balcı yazdı…
Ayak topuna akıl katılır mı?
Elbette…
Şu sıralarda oynanmakta olan EURO 2024’te kullanılan topların içine şarj edilebilir yonga yerleştirilmiş.
Böylelikle topun hızı, bir kimseye değip değmediği vb ölçütler hakemlere eşsiz bilgiler sağlıyormuş.
Ayaktopuna akıl katılması da diyebiliriz bu gelişmeyle kendisini gösteren topa. Top ötesi mi demeli yoksa!
İlk bakışta şaşırtıcı gibi görünse de içinde bulunduğumuz çağın olağan gelişmesiyle başbaşayız.
Uzak olmayan gelecekte ayaktopuna görsellik yansıtan kamera yerleştirilirse şaşırmayacağız.
Topun gözüyle futbol ilginç deneyim olacaktır.
Ülkemiz futbolu kirlilik üreten, kirlilikten beslenen ortama dönüştü.
Tutum önlemlerinden payına bir şeyler düşmediği anlaşılan TRT, EURO 2024’ün yapıldığı Almanya’ya kamp kurmuş gibi. Çok sayıda sunucu ve onlardan da çok yorumcuyla futbol geyiğine katkıda bulunuluyor.
Ayaktopunun bile akıllandığı günümüzde TRT’nin akıldan kopmuşluğu değinmeyi kaçınılmaz kılıyor.
Yerkürede milyarların ilgisini çeken futbol bu yanıyla ticarete de konu bir olgu.
Her şeye karşın, futbol Avrupa’da eğlencelik bir etkinlik. Hiç olmazsa gözlerimizin önüne serilen görüntüler bunu doğrular nitelikte.
Bizdeki “ölmeye, ölmeye geldik” anlayışı EURO 2024’te kendisine yer bulacak gibi görünmüyor.
İzleyicisi, oyuncusu, hakemi, kulübü ve federasyon yöneticisi açısından baktığımızda Türk futbolu kirlilik kaynağı görünümünde.
Sonuçları bir yana bırakarak bu kirli kaynağın temiz bir sonuç yaratması ne denli olası?
Yongalı topun yüzümüze vurduğu gerçek dünyada insanlığa yeni bir kapı açtığıdır kuşkusuz.
Çok uzak olmayan gelecekte yongalı topun kullanıcısı (müşterisi) olacağımızı öngörürsek yanılmış olmayız. Bu durum da kimilerince ballandırılarak konulacaktır toplumun önüne.
Adına futbol denen uyuşturucu yeni bir güç kazanmış olacaktır böylelikle.
Kim nasıl üretti, bu buluş için nasıl bireyler yetiştirdi sorusu neredeyse aklımıza gelmeyecektir.
Giderek rahatlayan, gevşeyen eğitim, öğretim ortamımızda öğrencilerimizin gerginlikleri azalacak hiç kuşkusuz. Bu oranda üretici olmaktan çıkacakları, tüketici ordusuna katılacakları da bir o kadar kesindir onların.
Çağın insanlığa açtığı yeni kapıdan üretici olarak değil tüketici olarak girecekleri acıklı bir durum olsa da uyuşmuşluğun etkisiyle bu acıyı duyumsamaktan uzak kalacağımız söylenebilir.
Bir de bu düşten uyanması olmasa…
Ne kadar sığ ve tek boyutlu düşünüyorsunuz. (Eğer tek boyutlu sav sözlere düşünmek denebilirse). TRT’nin akıldan kopmuşluğunu (bu kelimeyi yazarken word programı bile isyan ediyor bana) iddia ediyorsunuz ama yazınızda bu iddianıza bir delil getirmeyi unutmuşsunuz. Beyefendi, özel kanallar gelin, dünür, kaynana, damat cinayet programları yayınlarken Türk Kültürü, Türk Dünyası, milli ve manevi değerler ile ilgili programların sadece TRT kanallarında yayınlandığını, özel kanallarda yıllardır bir türkü sesi bile yankılanmadığını fark edemiyor musunuz? Sizin için tek kriter işbirlikçi muhalefete ayrılan süre midir? Futbol sadece ülkemizde değil tüm dünyada bir kirlilik ortamıdır. Küresel kapitalizm insanları devşirmekte, yozlaştırmakta, dönüştürmekte, kendi çıkarlarına uygun yeni bir insan tipi, yeni bir sanat anlayışı, yeni bir kültür, yeni tüketim anlayışları dayatmakta ve bunu anlayamayan aydın görünümlü ahmaklar Araplaşıyoruz, kahrolsun şeriat, Türkiye laiktir laik kalacak diye bağırarak bu sürecin değirmenine su taşımaktadır. Hiç bir şey bilmiyorsanız kalabalık caddelere çıkın ve gözlemleyin. Karşınızdan gelen insanların çoğunluğu neye benziyor? Türk’e mi, Müslümana mı, doğuluya mı yoksa her şeyi ile batılılara benzemeye çalışan mankurtlara mı? Futbol da bu sürecin bir parçasıdır. O kadar. Tek düşman toplumumuzu değiştiren, dönüştüren, yozlaştıran, aile yapısını bozan küresel kapitalizm ve emperyalizmdir. Bunu göremeyen, her kötülüğün kaynağı olarak Tayyip Erdoğan’ı veya doğuya ait değerleri gören de sırılsıklam salaktır.l