Erdem Atay
Erdem Atay

O danışman konuştu: Kemal Bey beni ayak oyununa getirdi

featured

Erdem Atay yazdı…

4 gündür CHP’de Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun danışman olarak atadığı Gökşen Anıl Ulukuş konuşuluyor. Ben de kendisine bu süreci sordum ve o da tüm ayrıntılarıyla anlattı.

Kılıçdaroğlu’nun kendisini kandırdığını, ayak oyunları yaptığını, kendisini dürüst olarak bildiğini ancak hayal kırıklığına uğradığını…

Kendisine parti içerisinde karşı kampanya yürüten kişilerin isimlerini…

Neden kendisine saldırdıklarını…

Her şeye açıklık getirdi.

Öte yandan kendisiyle ilgili bazı iddiaları gazeteci dostum Engin Balım ile yaptığım programda dile getirmiş, bu iddialarla ilgili açıklama yapmasını istemiştim.

Gökşen Anıl Ulukuş da zaten beni bu iddiaları yanıtlamak üzere aradı. Uzun bir görüşme yaptık.
Ekranda anlattığım iddiaları tek tek sordum. Bu soruların yanıtlarını aldıktan sonra, günlerdir tartışılan danışmanlık konusuna açıklık getirmesini rica ettim.

İşte Kemal Kılıçdaroğlu’nun önce danışman olarak atadığı, daha sonra görevini sonlandırdığı Gökşen Anıl Ulukuş’un söyledikleri…

(NATO’nun gençlik yapılanması Türk Atlantik Konseyi Derneği YATA üyeliği iddiası ve başkanı Bahadırhan Dinçaslan ile bağlantısı)

“Hiçbir şekilde YATA’ya üye olmadığım gibi, başkan yardımcılığı da yapmadım. Sadece bir sefer toplantısına davet edildim, gittim, hoşuma gitmedi. İnsani profillerini beğenmedim. Bir daha da hiçbir etkinliğine katılmadım. Bahadır Dinçaslan ile yakın değiliz. Bir zamanlar aynı kafeye gidiyorduk. Oradan tanışıklığımız vardı, yıllardır da kendisini görmüyorum zaten. Fikirlerinin pek de hoşuna gittiğini söyleyemem.”

(İran’da CIA destekçisi olduğu iddiasıyla tutuklandığı ve sonradan oradan kaçtığı iddiaları)

“İran’da 2018 senesinde 3 gün gözaltına alındım. Bu doğru. İran’da Pantürkist konuşmalar yaptığım için gözaltına aldılar beni. Sonra da serbest bıraktılar. CIA ile hiçbir alakası yok. Bu İran’da yaşayan çok sayıda Türkçünün başına gelmiş bir olay. Buradan çok karanlık ilişkiler çıkarmaya çalışmak doğru değil.”

(Güney Azerbaycan Uyanış Hareketi’nin Ankara sorumlusu olduğu iddiası…)

“Hiç kimseye Güney Azerbaycan Uyanış Hareketi’nin Ankara sorumlusu falan olduğumu söylemedim.”

(Türkiye Gençlik Birliği (TGB) üyeliği yaptığı iddiası…)

“TGB ile herhangi bir iltisakım olmadı, sadece 2012 yılında, ben 14 yaşındaydım. Ergenekon ve Balyoz kumpasına karşı yapılan eylemler vardı, sadece o eylemlerine gittim. Başka da TGB ile bir bağım olmadı.”

(İYİ Parti’ye yakınlığı iddiası…)

İYİ Parti’ye oy vermeyi düşündüm. Milletvekilleri listelerini görünce hiç oy vermedim, hiç üye de olmadım partiye. CHP ve Zafer Partisi hariç benim hiçbir yerde siyasi bir parti içerisinde bulunmadım. Ama derneklerde ve birçok konferansta bulundum. Konferanslara gidip, derneklere gidip oradakilere selam verince oranın üyesi olmuyoruz.

DANIŞMANLIK OLAYININ HİKAYESİ

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun danışmanlığı ile ilgili nedir durum, ayrıntılarıyla anlatır mısınız?

“Ben Kılıçdaroğlu ile ilk 2019 yılında bir görüşme yaptım. Sonra görüşmeyi kestik. Partide görevim de yoktu. Ümit Özdağ siyasete girmemi söyledi, Zafer Partisi’ne girdim o süreçte, 7 ay sonra da Özdağ ile yollarımızı ayırdık. Sonrasında 10 ay kadar hiçbir siyasi faaliyete bulunmadım. O sırada Kemal Bey’in ekibinden birileri beni aradı, ‘Tekrar bir daha görüşelim, bir konuşalım’ dediler. ‘Kemal Bey milliyetçilerle, gençlerle görüşmek buluşmak istiyor’ dediler.

Kemal Bey’le bir program yaptık. Hatta birisi sizde yani Veryansın Tv’de gündem oldu. Programları tek başıma düzenlemediğim için problemler olmuştu. Bir yaşlı profesör çıktı, ‘CHP’yi Kemalistlerden temizlediğiniz için teşekkür ederim’ dedi. O adamı oraya ben davet etmemiştim. Hatta siz yaptığınız haberde ‘Bu sözlerden sonra salonu terk edenler oldu’ diye yazmıştınız. O salonu terk edenler benim getirdiğim arkadaşlardı. Kılıçdaroğlu ile daha sonra 2 program daha yaptık.

14 Mayıs’tan önce beni aradılar, ‘milliyetçi seküler gençleri CHP’ye çekmek için ne yapabiliriz’ dediler, ben de bir dizi öneride bulundum. ‘Bunu gerçekleştirmemize katkı sağlar mısın’ dediler, ‘tabii ki’ dedim.

İki seçim arası gece gündüz çalıştım.Bu sürede genel başkana öneriler götürmeye devam ettim. Önerilerimden bir tanesi de CHP’de liberallerin, islamcıların olduğunu söyledim, ancak milliyetçi gençlerin olmadığını belirttim. Bana ‘o zaman senin atamanı yapalım’ dedi. Danışmanlık ataması. Ben de ‘peki’ dedim.

Seçimden hemen sonrasıydı. ‘1-2 gün bekleyelim’ dedi. Sonra bir karar çıktı, bütün danışmanlar görevden alındı, diye.

Bu olaydan sonra ben de gittim Genel Başkana dedim ki, ‘Efendim ben YouTube programlarına çıkacağım, beni görevden aldıysanız eğer ben başka bir sıfat kullanayım’ dedim. ‘Hayır, 90 tane danışman vardı, onları görevden aldım, senlik bir şey yok’ dedi.

Bayram sonrasında tekrar Genel Başkan’ın yanına gittim, tekrar sordum, ‘danışmanız mıyım’ diye. ‘Evet’ dedi, ‘Senle ilgili bir sıkıntı yok’ dedi. Bununla ilgili resmî yazı da var. Onları da gazetecilerle paylaştım.

Ben de bunun üzerine 4 Temmuz’da duyurdum internetten. O akşam da Kemal Bey’le telefonla konuştum. Ben KRT Tv’nin bana yayın teklif ettiğini söyledim o da bana dedi ki, ‘Senin Sezgin Tanrıkulu’yla ilgili bir tweet’in varmış, onu sana soracaklar, seni orada sıkıştıracaklar, kimseyi kırmamaya dikkat et’ dedi. ‘Tamam’ dedim.

Bana o konuşmamızda da 5 Temmuz’daki konuşmamızda da söylemedi, ‘danışmanlıktan seni aldım’ diye.

Çıktım KRT yayınına. Orada Abdullah Çatlı konusuyla ilgili bir çarpıtma yaptılar. Sonrasında da Sezgin Tanrıkulu, Eren Erdem ve Gökçe Gökçen bir kampanya başlattılar parti içerisinde. Genel Merkez’den birkaç kişi bana, ‘Burada herkes seni konuşuyor, seni yiyecekler’ dedi. Ben de Kemal Bey’e mesaj attım. ‘Efendim eğer siz zorda kalıyorsanız, ben bu sürece zarar veriyorsam, ben istifa edebilirim’ dedim. Bana dönmedi. Ertesi gün, Eren Erdem basına yazı geçmiş, ‘4 Haziran öncesindeki tüm danışmanlar tasfiye edilmiştir’ diye.

Ben bunu görünce çok büyük bir hayal kırıklığına uğradım. Çünkü kendimi çok fazla kandırılmış hissettim, Genel Başkan tarafından. Ben de belgeyi gönderdim birçok kişiye. Bir yazı yazdım.

Dün de Gençlik Kolları Genel Sekreteri Ozan Işık, Sözcü Tv’de açıkladı. Gençlik Kolları Genel Başkanı Genç Osman Killik, Kılıçdaroğlu’na gitmiş, meseleyi sormuş, Kılıçdaroğlu da ‘biz bu atamayı danışman tasfiyelerinden önce yaptık, şu an için öyle danışmanlık gibi bir durum yok’ demiş.”

‘KEMAL BEY’İ DÜRÜST BİR İNSAN OLARAK KODLAMIŞTIM, AYAK OYUNLARINA GETİRECEĞİNİ DÜŞÜNMEDİM’

– Peki Kılıçdaroğlu yeniden ‘danışmanımsın’ derse… Ne yapacaksınız?

“Bu dakikadan sonra artık ben de danışmanlık yapmak istemiyorum. Çünkü ben Kemal Bey’i dürüst bir insan olarak kafamda kodlamıştım. Beni ayak oyunlarına getireceğini düşünmemiştim.”

– Kendinizi siyaseten nasıl tanımlıyorsunuz?

“Ben Türkçü’yüm, Türkçülüğün en güzel tanımı da Kemalizmin yaptığını düşünüyorum. Bir Kemalistim.”

– Kılıçdaroğlu’nun sözünde durmadığı başka kişiler de biliyor musunuz?

“Çok kişiyi tanımıyorum partide. İmamoğlu’nun açıklamasını gördüm. Bana her şeye evet diyor arkamda bambaşka şeyler yapıyor diyor. Demek ki öyle..”

‘EREN ERDEM İLE ÇALIŞMAM MÜMKÜN DEĞİL, DEDİM’

– Peki Eren Erdem’le ilgili bir sorun yaşadınız mı?

“Ben Eren Erdem’i sevmediğimi yakın çevresine söyledim. Genel Başkan Yardımcısı olduktan sonra söyledim. Bunlar beni aradı, galiba Genel Başkan şey düşünmüş, benim görevden alındıktan sonra Eren Erdem’le çalışmam gerektiğini… Bunu uygun görmüş. Benim ağzımı yokladılar. Ben de böyle bir şeyin mümkün olmadığını, Eren Erdem ile asla çalışmayacağımı söyledim.”

‘GENEL MERKEZ, KILIÇDAROĞLU’NUN GİDECEĞİNİ DÜŞÜNÜYOR’

– Bu kısa sürede CHP’de ne gördünüz? Genel Merkez için soruyorum…

“Genel Merkez’de bir yapı kurulmuş, bunlar seçimden önce bakanlık bölüşüyorlardı. Çalışma gereği duymadılar, her şeyi garanti gördüler ve bakanlık bölüştüler. Şimdi gördüğüm, tedirgin bir hava var. Yeni gelen insanları istemiyorlar, her gelene bir düşmanca bakıyorlar. Gördüğüm şu ki, bu kişiler Kemal Kılıçdaroğlu’nun gideceğini düşünüyor. Bana saldıranlar da dahil…

Ben çok büyük önem taşımamama rağmen, beni gündem yapmalarının sebebinin de Kılıçdaroğlu’nu bir yerden eleştirip İmamoğlu’na yaklaşmak olduğunu düşünüyorum.”

‘TANRIKULU KILIÇDAROĞLU’NUN GİTMESİNİ Mİ İSTİYOR?’

– Şu an Sezgin Tanrıkulu Kılıçdaroğlu’nun gitmesini mi istiyor?

“Gitmesini istediğini düşünmüyorum ama gideceğini gördüklerini düşünüyorum. Bunu durdurmayacaklarını gördüğünü düşünüyorlar. Durduramayacağımız bir şeyin arkasında durmayalım biz de arada yanmayalım, yavaş yavaş eleştiri getirelim diye düşünüyorlar. Özellikle Gökçe Gökçen’in tavrı bu.”

‘GÖKÇE GÖKÇEN SEÇİM ZAMANI HİÇ ÇALIŞMADI’

– Gökçe Gökçen’in size olan tavrını neye bağlıyorsunuz?

“Bilmiyorum. Kendisi İzmir birinci sıradan geldi ve gidip İzmir’e de hiç çalışmadı. Ne alaka bu tavrı bana yaptı ben de bilmiyorum. Tanımıyorum, etmiyorum, hiç görmedim hayatımda. Onları ne rahatsız etti onu da bilmiyorum. Sonuçta ben onların mevkilerine aday olmadım, onları engelleyecek bir şey de yapmadım. Neden böyle bir şey yaptılar onu da bilmiyorum. Ben Sezgin Tanrıkulu’nun etkili olduğunu düşünüyorum. Bana da böyle bilgiler geldi.”

O danışman konuştu: Kemal Bey beni ayak oyununa getirdi

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

1 Yorum

  1. çağırdıgı zaman balıklama atlamasaydın.

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!