Hüseyin Vodinalı yazdı…
Türkiye’nin NATO’ya girişiyle İsrail’e gizli destekçiliği kabullenmesi aşağı yukarı aynı zamanlarda, yani 1950’li yıllardadır.
Büyük Ortadoğu Projesi denen şey zaten İsrail’in güvenliği eksenli bir şeydir.
İngilizlerin 1800’lerden itibaren çizdiği haritayla başlar, ABD’nin İsrail’e teslim olmasıyla devam eder.
Osmanlı’ya verilen “uysal ve hasta adam” rolü Türkiye’ye de biçildi.
Ne yıkılmasına izin verildi ne de kalkınmasına.
Ancak seneler içinde emperyalizm de yıprandı, onun kurduğu sistem de.
Yıpranmayan tek prensip Atatürk Milliyetçiliği veya genel adıyla Kemalizm oldu.
Çünkü 1950 sonrası kurulan çakma milliyetçi yapılanma ve sözde derin devletle (NATO-ABD/İngiltere) uzaktan yakından ilgisi olmayan gerçek Türk Milliyetçiliği’nin kaynağı orasıydı.
Türkiye Cumhuriyeti, son iki bin yıl içinde “Türk” adıyla kurulan tek devlettir.
Bakınız Erdoğan’ın adını anmaktan ısrarla çekindiği rahmetli Süleyman Demirel bu konuda ne diyordu?
“Devletin adı Türk devleti. Türklerin kurduğu devletler içinde bin senedir adı Türk devleti olan tek devlet Türkiye Cumhuriyeti’dir. Şimdi Türk halkı bundan vaz geçmez. Türk halkı dediğim zaman etnik kökene dayanmıyorum onu söyleyeyim. Yalnız bir şey söyleyeyim, bunu benden herkesin duyması lazım. Eğer Türkiye’nin iç bünyesi ile oynanırsa ve bin senedir bir arada yaşayan bu insanları etnik sebeplerle veya mezhep sebepleriyle bir takım ayrıcalıklara, Türkiye’nin idaresini zorlaştıracak bir takım ayrıcalıklara kavuşturursak bunun karşısına Türk milliyetçiliği çıkar. Türk milliyetçiliğinin de bunların karşısında ne yapacağı da bilinemez onu da söyleyeyim! Türk milliyetçiliğini hareket haline getirecek bir takım şeylerden kaçınmak lazım. O çok büyük güçtür ve aslında o Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bekasına veya şu veya bu şekilde tökezlemesine sebep olabilecek bir takım şeyleri karşılayacaktır.”
Demirel’i seversiniz sevmezsiniz, Morrison Demirel olarak siyasete girmiştir ama ben onu son dönemindeki bilge devlet adamı rolüyle saygıyla anarım.
Devleti bilir, Amerika’yı İngiltere’yi de bilir.
Hayatının son demlerinde bunları söylerken afaki konuşmamıştır, emin olunuz.
Türkiye bir uçuruma doğru hızla yol alıyor.
Dünya gücü olacağız gazıyla Emperyalizmin arabasına koşuluyor.
Türkiye ekonomik açıdan bağımsızlığını yitirmiştir, siyaseten de 22 yıldır BOP projesinin hükümetiyle yönetilmektedir.
Jeopolitiği çok değerli olduğu için ve de Atatürk’ün mirası çok derin temellere dayandığı için ayaktadır.
Ama bunun ilelebet sürmesi Türk milletinin tavrına bağlıdır.
Türkiye’de gerçek dindarlık AKP ile gerçek milliyetçilik MHP ile gerçek solculuk ise CHP ve TİP ile bitiriliyor.
Apo denen bebek katilinin ev hapsine çıkarılmasının tek açıklaması vardır: NATO sisteminin partileriyle federatif bir yapıya doğru gidiyoruz.
Türkiye’de Türk insanını küçük ve hor gören, Araplığı yücelten ve demografiyi de ona göre dizayn etmeye çalışan bir iktidar vardır.
O iktidara yancılık yapan sahte milliyetçi (anti milliyetçi) bir yardımcısı vardır.
Türkiye, sahte fetih söylemleriyle Suriye’deki Vahabi Siyonizmine eklemlenmeye çalışılmaktadır.
Emperyalizmin uşağı bölücü bir DEM ve Batılı neoliberalizme göbeğinden bağlı sahte bir CHP ile de tiyatronun sahnesi tamamlanmaktadır.
Bugünkü ana akım siyaset manzarasında, “Solcular” Kürtçü, Sağcı dinciler ise Arapçıdır.
Türkiye’nin bölünmesine giden yolda “Yetmez ama evetçi” hainler ise bildiğiniz Amerikan köpekleridir.
Bu NATO sistemi 1950’lerden itibaren Kemalist Türk ordusunu tasfiye etmiştir.
Ancak bu ülkede bir de 70 milyonluk Türk milleti/halkı vardır!
Kendisini Türk düşmanı olarak gören gerici ve bölücüleri çıkararak bu rakamı söylüyorum.
Onları ne yapacağız?
Bu ülkede Türk milliyetçiliği bir takım mafyatik Natomatik çakma partilerin tekelinde değildir.
Milli bayramlarda penceresine, balkonuna Atatürk posteri ve Türk bayrağı asan herkes birer Türk milliyetçisidir.
70 milyon Türkü hapislere sokamazsınız. Öldürseniz, bitiremezsiniz.
2025, Türk milliyetçiliğinin gerçek manada, Atatürk milliyetçiliği olarak uyandığı yıl olacaktır.
NATO kıskacında 1952’den beri soyundurulan sömürge ülke rolü, mevcut siyasi yapının cüret ettiği ikinci bölünme açılımıyla tarihin çöplüğüne atılacaktır.
Bu da benim kehanetim olsun!
sevgili vodinalı,
sizinle aynı fikirde değilim. koskoca türkiye cumhuriyeti, bahçeli gidip pkk nın siyasi uzantısı olan dem ile görüştü diye bölünecek değil. bu ülke ne bahçeli’nin ne de başka birilerinin tapulu malı değil. öte yandan suriye’deki olayları siz de gördünüz. herkes savaşı suriye’den beklerken , savaşın buradan çıkmayacağı belliydi. neredeyse burnumuzun dibinden bir dünya savaşı çığırtkanlığı yapanlar yine boşa düştüler yani. şimdi ise başka şekilde bunu sürdürmeye çabalıyorlar. şimdilik bu bölgede bir savaş olmayacağını düşünüyorum ta ki pasifik hesaplaşması bitene kadar. sonrasında maalesef burada da büyük savaşlar çıkacaktır.
yaşadığımız duruma bakıldığında bu bölge türkiye’ye bırakılıyor. terör örgütleri de bir bir tasfiye ediliyor. bu bölgede barış tesis edilecek. bu barışı idare edecek güç ise türkiye olacaktır.
bence önümüzde 20 yılda hatay çok konuşulacaktır. çünkü bu bölgenin incilerinden biri de hatay olacak. kerkük petrolleri ise ceyhan’dan dünyaya dağıtılacak.
türkiye ise üniter yapısını koruyarak devam edecektir. bundan kimsenin şüphesi olmasın.
savaşın çıkacağı nokta sevgili amiralimiz cem gürdeniz’in de belirttiği gibi pasifik. ancak ben deniz savaşından çok kara savaşı bekliyorum. direkt abd’nin sıcak temasa geçmeden , destek vereceği şekilde bunun olacağı kanaatindeyim.
tüm bu yazdıklarımı zaman gösterecektir. suriye’den bir dünya savaşı çıkmadıysa , bu bölgenin sulha nail olacağı günler de çok uzak değildir.
selamlar.
Nasıl öfkelenmem düşündükçe memleketimi, çırpınıyor ayakları altında bir avuç hergelenin…
Onlar milyon olsalar, bizim avucumuz kararlar. Tarihte gösterdik bunu. Yine yaparız…
Hasan hocam, yine hislerimize tercüman olmuş.
Gözlerim dolarak okudum. Bur Atatürk, bir Türk Milliyetçisi olarak sonuna kadar iştirak ediyorum.
Tam hissettiklerimizi yazdın.Hainliğe bulaşmış siyaset 70 milyonu bakalım nasıl susturacsksınız.
Yaşa varol, bu yıl okuduğum en güzel yazı
Kusura bakma abi. Gerçekler tam tersini gösteriyor. Ama çıkacak küresel bir kargaşada gene memleketi kurtarma şansımız olacaktır.
Orta Çağ günlük yazışmalarında “Devletü’l-Memâlîk adı daha çok tercih ediliyor ve modern tarihçilikte Memlûk Devleti adı oturmuş olsa da resmî yazışmalarda ed-Devletü’t-Türkiyye ve Devletü’l-Etrâk adları kullanılmaktaydı.” Wikipedia Sayın Erel, son 1000 veya 2000 yılda Türk adıyla kurulan ilk devlet görüldüğü gibi Mısır Memlükleri (1250-1517) olup, Yavuz Sultan Selim’in 1517’de yıktığı devlettir. İkincisi Türkiye Cumhuriyeti’dir.