Avatar
Hüseyin Vodinalı

Biden’ın 2024 adaylığı: Müesses nizam zorda

featured

Seçimlere kaldı 2 hafta, sen nelerle uğraşıyorsun Hüseyin Ağa!

Eh napayım, benim alanım dış politika.

Büyük resim, küresel nizam falan filan.

Türkiye’nin 1938’den beri Batı’dan yönetildiğini gören birisi olarak asıl meselenin oralarda yattığını bilirim.

O yüzden bizdeki seçimler kadar, ABD’deki, Çin’deki, Rusya’daki, AB’deki seçimler de kritiktir.

Geçen hafta 2024 için tekrar adaylığını ilan eden Bunak Joe’nun hayat çizgisine bir bakmak lazım.

Joe Biden’ın uzun siyasi geçmişine baktığınızda, onun ABD’deki müesses nizamın ya da diğer adıyla Corporate America’nın (Şirketler Amerikası veya Askeri Sınai Kompleks-MIC) sıradan bir kuklası olduğunu görürsünüz.

ABD’nin İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra en az 37 ülkede en az 20 milyon insanı öldürdüğü tüm savaşlarına, yaşı yetiştiği kadar destek veren bir “demokrat” kendisi. (https://popularresistance.org/us-has-killed-more-than-20-million-in-37-nations-since-wwii/)

Gerçekten de “Hür Dünya”nın lideri ABD görünen o demokratik ve özgürlükçü yüzeyinin altında korkunç bir insani çöplük saklıyor.

Dünyayı bilen yaşlılar, ünlü Watergate skandalına aşinadır ama mesela Bill ve Hillary Clinton’un aleyhinde tanıklık yapacak onlarca kişinin esrarengiz şekillerde intihar ettiklerini bilmez.

Onlara bir zamanlar yakın çalışmış, sosyal çevrelerinde ve hayatlarının kritik aşamalarında yanında bulunmuş kişilerden 47 ila 71 kişi çiftin hakkındaki iddialar öncesi tanıklık yapamadan ya intihar etmiş, ya garip kazalarda hayatını kaybetmiş. (https://humansbefree.com/2019/08/list-of-71-clinton-associates-who-died-mysteriously-or-committed-suicide-before-testimony.html)

Bazıları kurşunu ensesine sıkarak “intihar” etmiş.

“İntihar” edenlerin arasında ünlü lolita ekspres skandalının kahramanı Jeffrey Epstein de var. Bill Clinton ile pek çok ada maceraları sır kaldı.

Biden da bu ‘demokrat’ çizgiden şaşmayanlardan.

Laptop’undan çıkan rezilliklerle ünlü oğlu Hunter Biden ile birlikte 6 kez Ukrayna’yı ziyaret ediyor ve Ukrayna’daki enerji işlerine bulaşıyor.

Hatta oğlu Ukrayna’daki biyolojik silah laboratuarlarının kuruluşunda da rol oynuyor.

Bu arada Biden’ın bir önemli yönü de küçük kızlara düşkün olması.

Hatta oğlu bile babasını telefonunda “Pedo Peter” diye kaydetmiş düşünün artık.

Oğlunun unuttuğu laptopundan çıkan fotoğraflar, belgeler, yazışmalar, Biden’ı çoktan tarihin çöp sepetine sürüklemeye yeterdi.

Ama olmadı.

Biden’ın tek sorunu yolsuzluklar ve sapkınlıklar da değil.

Adam 81 yaşında ve açık seçik bunamış durumda.

Kürsüden kenara yürüyüp hayali arkadaşlarıyla tokalaşıyor, beyin kısa devresinde saçma sapan şeyler söylüyor, uçak merdivenlerinden yuvarlanıyor, hatta bazı iddialara göre pek çok halka açık görüntüde dublör kullanıyor.

Daha yeni Güney Kore cumhurbaşkanı ile yaptığı görüşmede, yanlışlıkla ne yapacağına dair eline verilen karttaki “talimatları” ters tutunca herkes gördü.

Kartta emir kipinde “Roosevelt Odasına gir ve selamla”, “Koltuğuna otur” vs. tek tek ne yapacağı yazılıydı.

Pasifik’te Çin’e karşı savaş çıkarma konusunda önemli bir araç olan Güney Kore’nin mevcut Başkanı Yun Suk Yul ABD kuklası biliyoruz da, Biden kimin kuklası?

İşte bu sorunun cevabı kendi içinde yatıyor.

Müesses nizam denilen organizasyon Çin ve Rusya’nın liderliğindeki çok kutuplu kalkışmadan o kadar rahatsız ve çaresiz ki, “başkasını bulamam elimdeki ile yetineyim” telaşında Biden gibi yolsuz, bunak ve pedofili şüphelisi bir adamı tekrar aday gösterebiliyor.

O kadar ki, Trump’a her türlü operasyon çekilirken, Biden aleyhinde tanıklık yapacak olan kritik bir isim, Kıbrıs Rum Kesimi’nde sırra kadem basıyor.

Joe Biden’ın (kendi atadığı savcılarla destekli) hukuk ekibi, Hunter Biden’ın yolsuzluk soruşturmasında ifade vermeye hazırlanan tanıkları tehdit edebiliyor. (neyse ki Clinton çifti kadar insafsız değiller!)

Biden ve Straussçu Neocon ekibi, sanırım ABD tarihinin gelmiş geçmiş en kötü kadrosu ve dünya savaşına doğru sadece ülkelerini değil, tüm kürre-i arzı da sürüklüyorlar.

İşte insan nüfusunu azaltıp, onlara çip takıp, çocuklarını iğdiş edip,  böcek yedirmek isteyen bu sapkın elitin küresel oligarşik düzenleri bozulduğunda şimdi yaptığı şey de bu, tam olarak.

Bunu yaparken de ne kadar sicili bozuk, zaafı olan adam varsa kullanıyorlar.

Pardon adam dedim ama kadın da var.

Kamala Harris mesela.

Biden’ın yardımcısı.

KAMALA HARRIS’İN GÖZ KAMAŞTIRAN YÜKSELİŞİ

ABD ana akım medyası, Trump’ın özel hayatına bakarken 2024 seçimlerinde yeniden Biden’ın yardımcısı olarak yarışacak Kamala Harris’in renkli yaşamını gözden kaçırıyor.

Kamala Harris, özellikle zekası veya karizmasıyla değil güçlü erkeklerle birlikte olarak zirveye yükselen bir isim.

1990’larda, 29 yaşında olan Kamala Harris, 60 yaşındaki San Francisco Belediye Başkanı Willie Brown’ın metresiydi.

Harris, ilişkisi sırasında evli ve çocuklu olan Brown’dan 31 yaş küçüktü.

Kamala Harris, tıbbi geçmişi olmamasına rağmen, Bill Clinton’un Slick Willie dediği (slick: kaygan, çapkın anlamında) belediye başkanı dostu aracılığıyla California Tıbbi Yardım Komisyonunda bir iş buldu.

Harris ilişkisi sayesinde hızla yükselişe geçti ve 2004’te San Francisco’da bölge savcısı olarak atandı.

Bu arada Slick Willie, arkadaşlarına ihale dağıttığı için soruşturma altındaydı.

Yine de Harris’i güçlü pozisyonlara terfi ettirdiği için asla ateş altında kalmadı.

Harris başsavcı olma yolunda ilerliyordu ve artık eski evli dostunun desteğine ihtiyacı yoktu.

“Onun kariyeri bitti. Ben ise gelecek 40 yıl boyunca hayatta olacağım ve yükseleceğim. Ona hiçbir borcum yok” diyordu röportajında.

Harris de liyakat açısından Biden’dan farksız ve onun gibi gaflarıyla ünlendi.

Mesela, Harris’in ülkesi Çin ile savaşa hazırlanırken daha Güney ve Kuzey Kore’yi bilmemesi küçük bir sorun olabilirdi.

Geçen sene eylül ayında Güney Kore’de yaptığı konuşmada yanlışlıkla ”ABD’nin Kuzey Kore ile” müttefik olduğunu söyledi!

Önceki gün de konuşmasında şöyle bir şey dedi: “Bence bizim için, zamanın her anında ve kesinlikle bu an, içinde bulunduğumuz ve var olduğumuz anı görmek bizim için çok önemli.”

Bana Tansu Çiller’in o ünlü gaf yüklü konuşmalarını hatırlattı Harris!

Dikkatli bakarsanız (hatta bakmasanız da) Türkiye’nin de bu saçmalık ve müptezellik zenginliği açısından ABD’den pek farklı olmadığını görürsünüz.

1950’lerde NATO’ya girip Amerikan sömürgeliğine soyunan Demokrat Parti adını ABD’dekilerden mi aldı bilmem ama kurucusu olan Menderes’in “Türkiye’yi küçük Amerika” yapma vaadi çoktan gerçekleşti!

Biden’ın 2024 adaylığı: Müesses nizam zorda

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

3 Yorum

  1. 1 Mayıs 2023, 00:47

    Demokrat Parti ‘den önce İnönü’nün de Amerikan sömürgesi olmamızda payı vardır. Mesela Gazi Paşa’nın kurdurduğu yerli savunma sanayisi onun döneminde iğdiş edilmeye başlandı ve DP noktayı koydu. Fullbright Anlaşması örneğin. Milli eğitimi Amerikan Büyükelçisi’nin 2 tane sayılan oyuna terk eden zihniyet nasıl oldu da istiklal savaşına dahil olabildi. Mandacılık kafası değil de nedir bu.
    Epstein konusu çok derin. Gizemli intihar. Muhtemelen ilerleyen yıllarda başka bir el tarafından siyasi şantaj için kullanılmak üzere beklemeye alındığını düşünüyorum epstein videolarının..
    Çok zor günler bekliyor dünyayı , insanlık uyanık olmalı ancak hiç ders alacağa benzemiyor. Aşılarda bunu gördük, yarın başka bir hastalık çıkarttıklarında salgının çiple çözülebildiğinin algısını satılık medya ve doktorlar eli ile dünyaya servis ederler, insanlar tuzlukla bu komploya koşarlar yine , bir de eleştirel yaklaşanı bilim düşmanı ilan ederler.. Bill Gates güler geçer.
    Neyse..
    Allah bu küresel iblislerin şerrinden tüm insanlığı korusun.
    Sevgiler.

  2. Harika bir yazı ve analiz, teşekkürler.

  3. 30 Nisan 2023, 16:19

    Türkiye’nin Amerikan sömürgeliğinden çıkabilmesi için Atatürk’ün Anıtkabir’den çıkıp yönetimi yeniden eline alması gerekiyor.

Giriş Yap

VeryansınTV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!