Neoconlara girdi kramp, döndü yine Donald Trump

Hüseyin Vodinalı yazdı…

Donald Trump’ın seçilmesi küresel çapta deprem etkisi yarattı, ilk açıklaması “Savaşları bitireceğim” oldu.

Trump ve ekibinin öncelikli gündemi, Ukrayna’da süren savaşı bitirmesi ve Ukrayna lideri Zelensky’yi barış masasına oturtmak olacak.

Trump’ın bir diğer girişimi de İran ile masaya oturmak olacak. Nükleer müzakereleri ve savaşı önlemeyi görüşecekler. İran bunun için İsrail’e olası saldırısını şimdilik erteledi.

Ancak koyu bir İsrail taraftarı olan Trump’ın Gazze’deki soykırım karşısında ne yapacağı ise merak konusu. ABD’deki şüpheci gözlemciler Trump’ın neocon ve siyonist ağırlıklı müesses nizamla İsrail’e İran savaşında destek karşılığında olaysız seçildiğini ileri sürüyor. Eğer Trump eski CIA Başkanı Mike Pompeo’yu dışişleri bakanı yaparsa bu iddialar doğruluk kazanabilir.

Biden ve neocon ekibinin etkisiyle iktidara gelen Avrupa’daki hükümetler de etkilenecek. Biden’ın yanı başında Kuzey Akım 2 boru hattını yok edeceğini söylediği Almanya Başbakanı Scholz, dün itibarıyla kabinesinde çatlaklarla karşılaştı. Ukrayna savaşı sonrası ekonomisi büyük darbe alan ülkede, son olarak Maliye Bakanını görevden alan Scholz hükümetine fazla ömür biçilmiyor. Fransa’da Cumhurbaşkanı Macron’un da koltuğu zaten sallantıdaydı, şimdi daha da kötü durumda.

NATO ve AB’ye pek de sıcak bakmayan Trump, ABD’nin Avrupa üzerindeki siyasi ve ekonomik baskın rolünü azaltabilir.

ELON MUSK İLE ROBERT F. KENNEDY’E KRİTİK GÖEVLER 

İngiltere’de ise Kamala Harris’e Elon Musk’ın sahibi olduğu X platformunu kapatmasını öneren Başbakan Keir Starmer de Trump hükümetinin hışmından nasibini alacak.

Donald Trump’ın Ocak ayında göreve başladıktan sonraki ilk işi muhtemelen başta FBI, CIA ve Dışişleri Bakanlığı olmak üzere 5 bin kişiye yakın bürokratik kadroyu değiştirmek olacak.

Elon Musk ile kamu sağlığı avukatı ve Kennedy ailesinden Robert F. Kennedy Jr’ın (RFK) yönetimde kritik yetki ve görevler almasına kesin gözüyle bakılıyor.

RFK jr’ın pandemi döneminde, karantina ve zorunlu aşılardan sorumlu tuttuğu başta ABD sağlık dairesi başkanı Anthony Fauci olmak üzere ABD derin devleti ve George Soros ile Bill Gates gibi iş adamlarını komplo ile suçladığı biliniyor.

Sağlık Bakanı veya sağlıktan sorumlu Başkan danışmanı olması ihtimali yüksek olan RFK jr.’ın adli süreç başlatacağına inanılıyor.

Trump’ın yasadışı göçe karşı insan kaçakçılığı ile küresel çapta mücadele edecek bir Federal Görev Gücü kuracağı da haber veriliyor.

Seçildiğinde, Epstein fuhuş skandalında ismi geçen yüzlerce kişiyi açıklama sözü veren Trump, Bill Clinton, Barack Obama ile iş ve eğlence dünyasının önemli isimlerini de korkutuyor.

EKONOMİDE KÜRESELCİ DEĞİL KORUMACI DÖNEM 

ABD’de daha çok mavi yakalı çalışan kesimin oylarıyla seçilen Trump, 40 yıllık küreselci neoliberal sisteme son vermeyi vadediyordu.

“Amerika’yı Yeniden Büyük Yapalım” sloganıyla sanayi kollarını yeniden ülkeye döndürme sözleri veren Trump’ın yeni dönemdeki en büyük “düşmanı” Çin olacak.

Çin’in ekonomik gelişmesini korumacı tedbirlerle baltalamayı ve hatta Çin’e karşı askeri müdahaleyi de hesaplayan Trump, tek taraflı yaptırım silahını kullanacak.

KAÇAN KAÇANA…

Trump’a karşı nefret duyguları besleyen Bill Gates, Soros, WEF üyeleri veya Robert De Niro gibi Hollywood ünlüleri ABD’yi terk etmeye hazırlanıyor.

Bunun tek sebebi Trump’ın ülkeyi batıracak olması değil elbette, Epstein ve Diddy fuhuş müşteri listelerinin açıklanma olasılığı da önemli etken.

ABD’yi 1980’den beri yöneten tüm Cumhuriyetçi veya Demokrat elitler neoliberal küreselleşme sözde sol edebiyatıyla esasen üretimi ülke dışına kaçırmıştı.

Buna kılıf olarak da insan hakları, ırk eşitliği, kimlik ve cinsiyet meseleleri gibi saçma hikayeler uydurdular.

Trump’ın korumacı-ulusalcı-üretimci politikalar izlemesi karlarına her geçen gün kar ekleyen finans kapital ailesi üyelerini ürkütüyor.

Trump’ın dünyada ve bölgemizde yaratacağı olası boşluğu iyi kullanmalıyız.

Özellikle ilk dönemlerinde Washington DC’de mutlaka büyük bir bocalama yaşanacak.

Ankara akıllıca hareket ederse bu dönemi fırsata çevirebilir. Terörü bitirip, bölge merkezli bir dış politikayla dünyanın bu kısmındaki gelişmeden payını alabilir.

Tam tersinin de olması ihtimal dışı değil elbette.

Göreceğiz.