Hüseyin Vodinalı yazdı…
Berna Laçin ve Yılmaz Özdil beğenmiş ama ben kusayazdım!
Paris Olimpiyatları açılış töreninden bahsediyorum.
O neydi öyle yahu!?
Çocuklarımızla oturup seyredeceğimiz ulusların bir araya geldiği güzel bir olimpiyat açılışını küresel baronların sapkın ve faşizan gündemi için kullanmış Rosçild Bankacısı Macron.
Muhtemelen kendisi de eşcinsel olan Fransa Cumhurbaşkanı, olimpiyat açılış törenini Woke (uyanık/soros solcusu) ve LGBT reklamına dönüştürmüş.
Olimpiyatlar, Süper Kupa, Milletler Topluluğu Oyunları ve diğer birçok etkinlik gibi spor gösterileri son yıllarda giderek daha fazla politik hale geldi. Dahası, bu performanslar sırasında sergilenen semboller çok tuhaflaştı.
Mayıs ayından belliydi.
Açılış törenleri için hazırlık olarak drag queen’lerin ve trans aktivistlerin Olimpiyat Meşalesini taşıyacakları ortaya çıktığında Yaz Oyunları için işaretler iyi değildi.
Olimpiyat meşale taşıyıcılarının, ülkelerine ve dünyaya önemli katkılarda bulunan kişilerden oluşan bir listeden seçilmesi gerekiyor.
Trans aktivistlerin insanlığa ne gibi katkılarda bulunduğunu merak etti herkes.
Açılış etkinlikleri, “herkesin temsil edildiğini hissetmesini istediğini” söyleyen “travesti sanat yönetmeni” Thomas Jolly tarafından planlanmış.
Eşcinsel temalı bir “Son Akşam Yemeği” mizanseni laik bir müslüman olarak beni bile rahatsız etti.
Sonra mesela, uyuşturucu temasıyla ünlenen Snoop Doggy Dog’un ne işi vardı olimpiyat açılışında!
Gojira isimli hevi metal grubunun şovu da bir garipti.
Kesik kafalı bir Mary Antuanet ve satanist çağrışımlı şiddetli ve alevli notalar.
O çok meşhur Fransız kültürü bu mudur yani?
Garip sembolizmin bir başka örneği de beyazlar giymiş bir biniciyle Seine Nehri’nde dörtnala koşan metal bir atın sergilenmesiydi.
Bu çirkin figürler bana mahşerin dört atlısından birini hatırlattı.
Güzel olmaktan çok rahatsız edici olan at ve binici, 205 ülkeden yaklaşık 7.000 sporcuyu taşıyan 85 tekne tarafından Seine Nehri boyunca takip edildi.
Metalik at, garip bir şekilde İngiltere’deki 2022 Milletler Topluluğu Oyunları’ndaki bir performansı hatırlatıyor. O gösteride de “müritler” dev bir metal boğaya tapıyor ve onu yatıştırıyordu.
Gösteri, yüksek hızlı tren yollarına yapılan bir sabotaj saldırısının Fransa genelinde seyahat kaosuna yol açmasından sadece birkaç saat sonra gerçekleşti.
Açılış töreni, Olimpiyatlar tarihinde ana stadyumun dışında gerçekleştirilen ilk törendi.
Geçtiğimiz yıllardaki Pekin ve Soçi Olimpiyat açılışlarındaki insani, kültürel ve toplumsal temalar ne kadar hayranlık vericiydi.
Paris 2024 açılış törenleri ise adeta Batı’nın siyasi, sosyal ve kültürel çürümüşlüğünün bir simgesi oldu.
Sodom ve Gomorra’ya, Kapitalist Satan’a, tekelci neoliberal faşizme art arda çakılan selamlar her normal insanın midesini kaldırdı.
Türk Olimpiyat takımının Vakko imzalı çirkin kıyafetleri de Paris’teki şaklaban baloya uymuştu!
Bu arada Batı saldırganlığına karşı bir nevi öz savunma savaşı yürüten Rusya’nın olmadığı, ancak Filistin’de 40 binden fazla bebek, çocuk, kadın sivilleri katleden terörist İsrail’in katıldığı bir olimpiyat ne kadar olimpiyat olur, takdir sizin.
Filistin kafilesinde sadece 8 sporcu vardı, çünkü son 10 ayda 350’si İsrail tarafından öldürülmüştü.
Batı merkezli dünya, tiksinti verici bir çürüme tablosu ile 500 yıllık hegemonyasını kaybetmekte.
Bu tür sembolik seremoniler bu olgunun elle tutulur kanıtı niteliğinde.
Bu birsey degil ki, siz isvec tunel acilisini izlemediniz herhalde. Gidin izleyin, bunlarin ve bizdekilerin kimi rab edindigini gorursunuz.
Rab Yahudilerde Haham demek.
Rabbi Baş Haham.
Dinleri kimler yönetiyor
batının 500 yıllık hegemonyası abartılı belki 300 yıl denilebilir.
Olimpiyat açılış seremonisini afiyetle izlerken sakallı kadını görünce şaşırdım, sonra transparan çoraplı topuklu ayakkabılı adamı görünce hemen çevirdim. Ailemle izleyemedim anlayacağınız. Tam da Fransızlara yakışan bir gece oldu