Hüseyin Vodinalı
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Manşet
  4. Trump Türkiye için fırsat

Trump Türkiye için fırsat

featured

Hüseyin Vodinalı yazdı…

“Soytarı saraya çıkarsa sultan olmaz, saray sirke döner”

Bu Türk atasözü bugünlerde ABD’de çokça kullanılıyor. Hatta altına “Turskish Proverb” (Türk Atasözü) diye de yazıyorlar. En son efsane basketçi Lebron James paylaştı. Bu atasözü “Öküz saraya girerse padişah olmaz, sarah ahıra döner” diye de söylenir.

Buradaki soytarıdan veya öküzden kasıt Donald Trump elbette.

Yüzbinlerce Filistinlinin İsrail tarafından soykırıma uğratıldığı Gazze’yi büyük emlak fırsatı olarak gören Trump’ı uzun uzun anlatmaya gerek yok.

Adam kendisini Tanrı yerine koyan bir kadını Beyaz Saray inanç temsilcisi olarak atadı. Çılgın kadının ilk lafı, “Trump’a karşı çıkmak Tanrı’ya karşı gelmektir” oldu.

Nazi işaretleri yapan, mitinglerde zıp zıplayan deli dolu Musk’ı hiç anlatmayayım siz biliyorsunuz.

Bugün dünyada Trump ve benzerleri çokça görülüyor. Arjantin’deki Siyonist palyaço Milei mesela Trump ve Musk’ın kankitosu.

Neoliberalizmin yarattığı bir garabet bu.

Vurgun yemiş balık gibi insanlar neye ve kime sarılacaklarını şaşırmış durumda.

Yağmurdan kaçarken doluya tutulma durumu her yeri sarmış.

Neoliberalden kaçarken bir anda faşistin kollarında buluyorsunuz kendinizi.

Neyse konumuz Trump’ın çılgınlıkları değil.

Trump’ın Türkiye için nasıl bir fırsat olabileceği üzerinde duracağım.

Donald Trump, tahta çıkar çıkmaz ilk iş olarak Batı Yarımküreyi kendi hegemonyasına alacağını ilan etti.

Kanada, Grönland, Meksika, Panama vs. liste uzuyor.

Avrupa ve NATO’yu ise kendi kaderine terk edeceği mesajını en başından beri veriyor.

NATO’nun finansal yükünü Avrupalı üyelerin çekmesini söylüyor.

Dışişleri Bakanı olarak seçtiği Marco Rubio da son açıklamasında çok kutuplu dünyayı kabullendi.

Rubio aynen şöyle dedi: “Dünyanın tek kutuplu bir güce (ABD) sahip olması normal değil. Bu normal değildi; bu bir anomaliydi. 2. Dünya Savaşı sonrasının bir ürünüydü…”

Trump, Rusya’yı da yanına çekmek için girişimlere başladı. Putin de ona soğuk değil.

İşin bizi ilgilendiren tarafı; artık NATO ve AB oltasıyla Türkiye’nin hizada tutulma döneminin geçmeye başlayacak olması.

Türkiye’de son 73 yılın tüm hükümetleri ve devlet yapısı tamamen NATO uyumludur.

AB hedefi de NATO uyumludur, Atlantik’ten gelen her şeye ok demek NATO uyumudur.

NATO karşıtı hiçbir siyasi oluşum bırakın TBMM’ye girmeyi, varlığını bile sürdüremez, operasyonların hedefi olur. (yeni CHP gibi yeni TİPlilerin de mecliste Finlandiya İsveç nato üyeliğine karşı çıkamadığını ortadan seyreldiğini hatırlatırım size!)

Türkiye, hala 1945’teki Yalta paylaşımının bir ürünü olarak orta yerde durmaktadır.

AKP iktidarı da bu paketin içindedir. Hatta tam içindedir. BOP çerçevesindeki Irak, Suriye operasyonlarını düşünün, bugün kapımıza gelen İran dayatmaları filan. Başkanlık sistemine geçişimiz bile esasen 24 Ocak 1980 Atlantik kararlarının bir devamıdır.

Ama Trump ile birlikte bu dönem artık sona geliyor.

Rubio’nun dediği gibi “Dünyanın tek kutuplu bir güce (ABD) sahip olması normal değil.”

Bu proje, moda tabirle artık ‘sürdürülebilir’ değil.

Trump’ın bize yarattığı fırsat işte budur.

“Önce Amerika” sloganıyla “Deutcland Deutchland Über Alles” türküsünü çağrıştıran Trump, önce Amerika kıtalarını kontrol edecek sonra da belki Çin’e karşı bir hamle yapacak, yapabilirse.

Bölgemizdeki tek istisnası İsrail elbette.

Ama bence İsrail projesi yakında sönümlenecek, o da sürdürülebilir değil.

ABD ilanihaye yardımda bulunamaz, Amerika’daki Trumpçı taban buna izin vermeyi sürdürmez.

Zaten İsrail bizi doğrudan etkilemiyor.

Ama ABD ve İsrail’in projesi kukla Kürt Devleti ilgilendiriyor ve o da pek yakında kendi başına kalacak gibi.

Trump’ın siyaseti Neocon’lara ters çünkü.

NATO’NUN ÖLÜMÜ

Bakın eski bir ABD federal analisti (NASA, Beyaz Saray, Hazine Bakanlığı gibi kurumlarda çalışmış) Richard C. Cook ne diyor:

NATO’nun Ölümü mü?

Bildiğimiz veya bilmemiz gerektiği gibi, NATO başlangıçta II. Dünya Savaşı sonrası bir İngiliz projesiydi. Hatta İngiltere, NATO’nun Avrupa ile ilgili amacının “Amerika’yı içeride, Rusya’yı dışarıda ve Almanya’yı aşağıda tutmak” olduğunu bile söyledi. Bu, NATO’nun uzun yıllardır yazdığı senaryodur.

Ama sonra 1958-1968 yılları arasında Fransa cumhurbaşkanlığı yapan Charles De Gaulle vardı, ta ki MI6 ve CIA tarafından desteklenen gösteriler nedeniyle birçok “renkli devrimin” ilklerinden birinde istifa etmek zorunda kalana kadar. De Gaulle, AB’nin “Lizbon’dan Urallara” kadar uzandığını düşünüyordu. Ne yazık ki, vizyonu Anglo-Amerikan-Siyonist İmparatorluğu’nun vahşeti tarafından ezildi.

Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra, Rusya’nın başkanı olduğunda Putin, Clinton’a Rusya’nın NATO’ya katılıp katılamayacağını sordu. Clinton, “danışmanlarına” soracağını söyledi ve “Hayır” diyerek geri döndü.

Aradan çeyrek asır geçti.

İmparatorluk, Ukrayna’daki başarısız NATO vekalet savaşı ve terörist İsrail’in maskesinin düşürülmesi nedeniyle yenildi. NATO, (İngiltere Başbakanı) Starmer’ın Rusya’ya karşı bitmeyen terörizmi desteklemek için Zelensky ile yaptığı 100 yıllık anlaşmaya rağmen gözlerimizin önünde parçalanıyor.

Trump ve ekibi, Albay Douglas Macgregor gibi kişileri dinliyorsa bunların hepsini biliyor demektir.

Ayrıca şimdi Avrupa’nın ayaklandığını görüyoruz – Macaristan’da, Slovakya’da ve şimdi Almanya’da ve hatta muhtemelen Britanya’da. Musk; yani Trump, bunu kolaylaştırıyor.

Trump sonunda NATO’ya olan desteği azaltmaya hazır mı, bunu da Putin ile makul bir uzlaşmaya vararak yapabilir mi? Avrupa’nın yarısı veya daha fazlası bunu umuyor.

Biz de umut edebiliriz, değil mi?”

Türkiye’nin önünde muhteşem bir fırsat oluşuyor.

NATO vesayetinden kurtulmak demek, 1938 sonrası yitirdiğimiz bağımsızlığımıza yeniden kavuşmak için yeni bir siyasi maceranın başlaması demektir.

NATO vesayetinden kurtulan bir Türkiye, Atatürk milliyetçisi, bağımsız ve başı dik bir devlet olma şansını zorlayabilir. Çok kutupluluk bölgeselleşmeyi de getiriyor. Bölge ve Türk devletleri ile yeni bir birliktelik bile kurulabilir.

Dış ve iç sömürü üzerine kurulan kahredici ekonomik yapı kırılabilir ve Atatürk’ün “Karma Ekonomik” devletçi ama hantal olmayan bir iktisat planı geliştirilebilir.

Unutmayın, 1950’lerde açlıktan kırılan Çin, Atatürk’ün karma ekonomik modeli ile planlı iktisat ile bugün uzay çağına gelebildi.

Kökeni İngiltere’de yatan Dinci-tarikatçı veya Atlantik Turancısı siyasetin de birebir NATO uyumlusu olduğunu bilmem anlatmama gerek var mı?

Önce anti-komünizm ile başladılar, sonra Kemalizm düşmanı yeşil kuşak projelerine geçtiler.

Ancak, Türk ulusu gerçek maneviyatını ve milli bilincini aslında hiçbir zaman unutmadı.

Unutturulmaya, baskılanmaya ve yok edilmeye çalışılsa da bunlar bizim binlerce yıllık DNA’mızda var.

Mustafa Kemal Atatürk bunun en somut örneğidir.

Yıkılmış, bitik ve yozlaşmış bir imparatorluk enkazından doğrulup muhteşem bir ülke kurdu.

Şimdi buna verilen reklam arasını sonlandırmak için Trump bize harika bir fırsat sunuyor.

Enseyi karartmayalım.

Abonelik

VeryansınTV'ye destek ol.
Reklamsız haber okumanın keyfini çıkar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

5 Yorum

  1. 11 Şubat 2025, 03:46

    Teşekkür ederim

    Cevapla
  2. Evet ama kesin olan birşey var.Bu fırsat AKP , YCHP ya da şu anki sistem partileri ile asla değerlendirilemez.

  3. Türkiyenin artik yavas yavas NATO‘nun disina itilecegi bilinen bir gercek. Ondan sonra ise NATO, Türkiye icin daha büyük bir bela olacaktir. Gelecekte bir ülkenin ittifaklari olmadan hayatta kalma sansi daha da azalacak. AB, BRICS ve benzeri kutuplasmalar bu yüzden var. Önemli olan NATO‘nun sonunun gelmesi degil, Türkiyenin hangi ittifaklar icerisinde olacagi. Israil konusunun hafife alinmasinin ciddiyetle bagdasacak bir yani yok. Rusyanin Ukrayna‘da savasa cekilmesi, milyonlarca mültecinin Türkiye ve AB kapilarina dayandirilmasi hep planli seyler. Sokaklarinda kara kafali araplari görmeye tahammül edemeyen AB ülkelerinde, Gazze‘de yapilan soykirima tepki göstermemeleri…Yasanan tüm bu kaosun sebebi ortadogudaki fitnenin ta kendisidir.

  4. 10 Şubat 2025, 20:17

    Girişe katılmıyorum, “Demokrasi, barış” masalı anlatan ancak gerçekte dünyayı kana bulayan sinsi demokratlardan değil Trump,; kartları açık oynuyor, “çükümde bile değilsin dünya, first Amerika, hesabı ödeyin” diyor.

  5. 10 Şubat 2025, 19:29

    dunya tekrar kurulur bizde yerimizi aliriza dogru gidiyoruz.insallah aradan dogu turkistanda cikar

Giriş Yap

Veryansın TV ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun!